Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2022/9589 E. 2023/2392 K. 04.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/9589
KARAR NO : 2023/2392
KARAR TARİHİ : 04.07.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/264 E., 2022/337 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
KARAR : Davanın reddi

Dairemizce verilen bozma kararı üzerine mahkemece kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 nci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 11.12.2013 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının suç İşlemek Amacıyla kurulan örgüte üye olmak ve örgüt faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapmak suçlarından 27.11.2006 tarihinde tutuklandığını, 10.03.2010 tarihinde tahliye edildiğini, yapılan yargılama neticesinde beraat ettiğini, davacının haksız yere 1199 gün tutuklu kaldığını, davacının kazanç kaybına uğradığını, ceza davasında kendisini temsil etmesi için avukat tuttuğunu ve manevi olarak zarara uğradığını beyan etmiş, bu kapsamda 250.000,00 TL maddi ve 200.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili 06.01.2014 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığından reddi gerektiğini, yetki, mükerrer dava, mahsup ve vekaletnamede tazminat davası açmak için özel yetki bulunup bulunmadığı hususlarında araştırılma yapılması gerektiğini, davacının zararını delillendirmediğini ve talep edilen tazminatın fahiş olduğunu beyan etmiştir.

3. İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesinin, 18.07.2016 tarihli ve 2013/522 Esas, 2016/224 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesinin, 18.07.2016 tarihli ve 2013/522 Esas, 2016/224 Karar sayılı kararının davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 10.05.2022 tarihli ve 2021/1158 Esas, 2022/3593 Karar sayılı kararı ile dava süresinde açılmadığından reddi gerektiği, kabule göre de davacının tutukluluğunun farklı tarihlerde infaz görmesi nedeniyle tazminatın bu tarihler gözetilerek hükmedilmesi gerektiği ve fazla maddi tazminata hükmolunduğu gerekçeleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

5.Bozma kararı üzerine İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesinin, 22.09.2022 tarihli ve 2022/264 Esas, 2022/337 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

6.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 15.11.2022 tarihli tebliğnamesi ile hükmün onanmasını talep etmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz isteği; davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi gerekçesinde “Davacı vekili 11.12.2013 tarihli dava dilekçesiyle davacı …’ün İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/83-2012/312 E-K sayılı dosyasında gözaltında ve tutuklu kaldığı sürelerle ile ilgili olarak 250.000,00-TL maddi, 200.000,00-TL manevi tazminatın gözaltı tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsili istemi ile dava açıldığı;

Mahkememizce yapılan yargılama sonunda mahkememizin 18.07.2016 tarih, 2013/522-2016/224 E-K sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verildiği, davacı vekili ve davalı … vekilinin temyiz talepleri üzene dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiği, Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 10.05.2022 tarih, 2021/1158-2022/3593 E-K sayılı kararı ile mahkememiz kararının bozulmasına karar verilerek dosyanın mahkememize iade edildiği,

Mahkememizce Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 10.05.2022 tarih, 2021/1158-2022/3593 E-K sayılı bozma kararına uyulmasına karar verildiği;
Anlaşılmıştır.

Davacı … vekilleri tarafından CMK 141-144 maddesi kapsamında tazminat istemiyle dava açılmış ise de, tazminat isteminin dayanağı olan İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 83/312 E-K sayılı kararı ile verilen beraate ilişkin hükmün 21.11.2012 tarihinde kesinleştiği, davanın CMK 142/1 maddesinde belirlenen bir yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığı anlaşıldığından, süresinde açılmayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/83 Esas – 2012/312 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarından 27.11.2006 tarihinde tutuklanmasına karar verildiği, tutuklama kararının 27.11.2006 – 10.04.2007 tarihleri arasında 134 gün, 23.04.2007 – 06.08.2008 tarihleri arasında 105 gün, 11.08.2007 – 28.05.2008 tarihleri arasında 291 gün ve 17.12.2008 – 10.03.2010 tarihleri arasında 448 gün infaz görmesi nedeniyle davacının bu tarihler arasında toplam 978 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan beraatine, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan ise davacının eyleminin kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçu kapsamında kaldığı kabul edilerek davacı hakkında TCK’nın 191. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedildiği, hükmün 21.11.2012 tarihinde kesinleştiği, denetimli serbestliğin ihlal edilmesi nedeniyle yargılamaya devamla davacının 300 gün karşılığı 6.000,00 TL adli para cezasına hükmedildiği, hükmün 16.12.2014 tarihinde kesinleştiği, gözaltı ve tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 142 inci maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve tazminat talep edilebilmesi bakımından kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

2. Dava süresine ilişkin 5271 sayılı Kanun’un 142 inci maddesinin birinci fıkrasındaki “Karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her hâlde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat isteminde bulunulabilir.” şeklindeki düzenlemeye göre, davanın kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay içerisinde ve her halde kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içerisinde tazminat isteminde bulunabilecektir.

Her ne kadar Dairemizin 10.05.2022 tarihli ve 2021/1158 Esas, 2022/3593 Karar sayılı kararı ile tedavi ve denetimli serbestliğe dair hükmün kesinleşme tarihi olan 21.11.2012 tarihinden sonra 11.12.2013 tarihinde 1 yıllık dava açma süresinin geçmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiş ise de, davacı hakkında denetimli serbestliğin ihlal edilmesi üzerine yargılamaya devamla 300 gün karşılığı 6.000,00 TL adli para cezasına hükmedildiği, hükmün 16.12.2014 tarihinde kesinleştiği, tazminat koşullarının bu kesinleşme kararının ardından değerlendirilmesi gerektiği gözetildiğinde, davacının 11.12.2013 tarihinde açtığı tazminat davası devam ederken hükmün 16.12.2014 tarihinde kesinleşmesi nedeniyle davanın süresinde olduğunun kabulü ile davacının mahkum olduğu 300 gün karşılığı 6.000,00 TL adli para cezasını aşan tutukluluk süresi bakımından infaz tarihleri ayrı ayrı gözetilerek davacı lehine tazminata hükmedilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünün (2) numaralı bendinde açıklanan nedenlerle İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesinin, 22.09.2022 tarihli ve 2022/264 Esas, 2022/337 Karar sayılı kararına yönelik davacı vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
04.07.2023 tarihinde karar verildi.