YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/9467
KARAR NO : 2023/2153
KARAR TARİHİ : 13.06.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Taksirle yaralama
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanık hakkında, Dairemizce verilen bozma kararı üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İstanbul Anadolu 35. Asliye Ceza Mahkemesinin, 18/03/2014 tarihli, 2012/960 Esas ve 2014/92 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 89 uncu maddesinin dördüncü fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 50 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları uyarınca sonuç ceza olarak hapis cezasından çevrilen 3.000,00TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
2. İstanbul Anadolu 35. Asliye Ceza Mahkemesinin, 18/03/2014 tarihli, 2012/960 Esas ve 2014/92 Karar sayılı kararının sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin, 17/03/2016 tarihli ve 2015/4500 Esas, 2016/4330 Karar sayılı ilâmıyla; asli kusurlu olarak iki kişinin yaralanmasına neden olan sanık hakkında ceza tayini esnasında adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi ve mağdura konan otizm tanısının meydana gelen kaza ile arasında illiyet bağı olup olmadığının araştırılması gerektiğinin göz ardı edilmesi nedenleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
3. Dairemizce verilen bozma kararı üzerine yapılan yargılama sonucunda, İstanbul Anadolu 35. Asliye Ceza Mahkemesinin, 16/02/2017 tarihli, 2016/247 Esas ve 2017/68 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 89 uncu maddesinin dördüncü fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 50 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca sonuç ceza olarak hapis cezasından çevrilen 6.000,00TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
4. İstanbul Anadolu 35. Asliye Ceza Mahkemesinin, 16/02/2017 tarihli, 2016/247 Esas ve 2017/68 Karar sayılı kararının sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin, 05/03/2019 tarihli ve 2017/5344 Esas, 2019/3026 Karar sayılı ilâmıyla; aleyhe olan bozma kararı sonrası yapılan yargılamada sanığın duruşmaya katılımı sağlanarak bozmaya karşı diyeceklerinin sorulmaması suretiyle 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı ve 5271 sayılı Kanun’un 307 nci maddelerinin ihlal edilmiş olması nedeniyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
5. Dairemizce verilen bozma kararı üzerine yapılan yargılama sonucunda İstanbul Anadolu 35. Asliye Ceza Mahkemesinin, 05/07/2022 tarihli ve 2019/334 Esas, 2022/988 Karar sayılı kararı ile, sanık hakkında taksirle öldürme yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinin dördüncü fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 50 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları uyarınca sonuç ceza olarak hapis cezasından çevrilen 6.000,00TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
6. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 12/11/2022 tarihli ve 2022/126810 sayılı, onanma görüşlü tebliğname ile Daireye tevdii olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebebi; kusuru bulunmayan sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken eksik inceleme ile mahkumiyet hükmü kurulmasının, usul ve yasaya aykırı olduğuna, ilişkindir.
III. GEREKÇE
Sanık …’nın yargılama konusu eylemi için, 5237 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi gereği 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin öngörüldüğü anlaşılmıştır.
Sanığa isnat edilen ve daha ağır bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan eylem, 5237 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinin dördüncü fıkrasında yaptırıma bağlanmış olup, anılan suç aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca 8 yıllık zamanaşımına tabidir. Dava zamanaşımını kesen nedenlerin varlığı halinde süre yeniden işlemekte ise de, bu süre 67/4. maddesi uyarınca en fazla yarısına kadar uzayacağından, suç tarihi olan 10/09/2010 tarihinden itibaren 5237 sayılı Kanun’un 66/1-e. ve 67/4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık zamanaşımı, inceleme tarihinden önce 10/09/2022 tarihinde gerçekleşmiş olmakla, dosya içeriği itibariyle de, 5271 sayılı CMK’nın 223/9. maddesindeki derhal beraat kararı verilmesini gerektirir şartlar bulunmadığından, hükmün zamanaşımına uğradığı belirlenmiştir.
IV. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle, İstanbul Anadolu 35. Asliye Ceza Mahkemesi’nin, 16/02/2017 tarihli, 2016/247 Esas ve 2017/68 Karar sayılı kararının zamanaşımına uğradığı anlaşıldığından hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜŞMESİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.06.2023 tarihinde karar verildi.