Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2022/9398 E. 2023/2059 K. 07.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/9398
KARAR NO : 2023/2059
KARAR TARİHİ : 07.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Taksirle öldürme
HÜKÜM : Mahkumiyet

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Elazığ 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 03.03.2016 tarihli 2015/686 Esas 2016/218 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle öldürme suçundan 5237 sayılı Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 inci maddesi, 50 nci maddesinin dördüncü fıkrası, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları uyarınca 15.200,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

2.Elazığ 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 03.03.2016 tarihli 2015/686 Esas 2016/218 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 07.09.2022 tarihli 2020/4502 Esas 2022/5444 Karar sayılı kararı ile gerekçeli kararın …, …, …, … ve …’e tebliğ edilmesi için tevdii kararı verilmiştir. Tevdii kararı sonrası adı geçenlere karar tebliğ eidlmiştir.

3.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 18.09.2020 havale tarihli ve 2016/146786 sayılı, düzeltilerek onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafinin Temyiz Sebepleri
Adli tıp raporunun olayı yanlış yorumlayarak kusur verdiğine, ölenin asli kusurlu olduğuna, mahkemece alt sınırdan hüküm kurulması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Yerel Mahkemenin Kabulü
“30/11/2015 günü saat 10:17 sıralarında, sanık …’ın yönetimindeki 23.HC.383 plakalı kamyonet ile … Caddesini takiben Çaydaçıra kavşağı istikametinden Polisokulu kavşağı istikametine seyri sırasında olay mahalli Emsal sokak kavşağına geldiğinde, seyrine göre sağdan yola girip kavşak girişinden karşıya geçmekte olan yaya …’e çarpması sonucu ölümle sonuçlanan dava konusu kaza meydana geldiği,

Dosyada mübrez İstunbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’nce tanzim edilen 07/01/2016 tarihli raporda; sanık sürücü …’ın asli kusurlu olduğunun, müteveffa yaya …’in tali kusurlu olduğunun bildirilmiş olması karşısında; sanığın üzerine atılı “taksirle öldürme ” suçunun sübut bulduğu,

Kusur durumu ve oluşa göre sanık hakkında ceza tayin edilirken alt sınırdan uzaklaşılması gerektiği,
Sanığın sabıkasızlık hali nazara alınarak tayin edilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesinin uygun olacağı cihetle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindedir.

2.Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen ölü muayene ve otopsi tutanağında …’in genel vücut travmasına bağlı kafa kemiklerinde kırık (kaide) beyin zarlarında kanama (SAK) iç organ yaralanması (her iki akciğer, kalp, perikart) iç kanama (hemotoraks) ve multiple kot fraktürleri nedenleri ile öldüğü tespit edilmiştir.

3.Kaza tespit tutanağında; 30.11.2015 günü meskun mahalde, gündüz vakti, sürücü …’ın savk ve idaresindeki kamyonet ile bölünmüş düz ve eğimli caddede seyir halindeyken olay mahalli kavşağa geldiğinde aracının sağ yan ayna ve ön cam kısımlarıyla yaya geçidinden karşıdan karşıya geçmek isteyeyen yaya …’ e çarpması neticesinde kazanın meydana geldiği, sürücü …’in … hızını kavşağa yaklaşırken, yaya geçitlerine yaklaşırken azaltmamak kuralını ihlal ettiği, ölen …’in ise geçitlerde ve kavşaklarda yaklaşan aracın uzaklık ve hızını göz önüne almadan veya göz önüne aldığı halde uygun zamanda geçmemek kuralını ihlal ettiği belirlenmiştir.

4.Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen 07.01.2016 tarihli raporda kusur dağılımı;
“A- Sürücü … yönetimindeki kamyonet ile bölünmüş yolda seyri sırasında yatay ve düşey işaretleme ile belirtilen yaya geçidinin bulunduğu kavşak mahalline geldiğinde, bu yerden karşıya geçen yayalara ilk geçiş hakkını verebileceği uygun hızla kontrollü biçimde yaklaşmayıp, seyir hızıyla geldiği bu yerde seyrine göre sağdan, … sokak kavşak başından yola girerek karşıya geçiş yapmak isteyen ilk geçiş hakkına sahip yayaya aldığı tedbirde etkisiz kalarak çarpması sonucu meydana gelen olayda, dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı hareketiyle asli kusurludur.

B- Yaya …, her ne kadar kavşak başını kullanarak kurallara uygun biçimde yoldan geçiş yapmak istemiş ise de, kendi can güvenliği açısından gelen araçların hız ve yakınlığını dikkate almadan kontrolsüz biçimde kaplamaya girmesiyle, solundan gelen ve kendisine ilk geçiş hakkını bırakmayan sürücü …’ın kullandığı aracın çarpılmasına maruz kaldığı olayda, dikkatsizliği ve tedbirsizliği ile tali kusurludur.” şeklinde belirlenmiştir.

5.Sanığın savunması “Olay günü Elazığ Keban yolu üzerinde Keban istikametine doğru 55-60 km hızla gitmekteyken müteveffa hızlı adımlarla koşarak aniden yola çıktı. Ben müteveffanın yola çıktığını yaklaşık 3-4 metre kadar bir mesafe kaldığında gördüm. Önce fren yaptım. Daha sonra direksiyonu sola kırdım. Ancak kamyonetin sağ çamurluk tarafının müteveffaya vurmasına engel olamadım. Kamyonette orta refüje çıktı. Şoka girdim. …ve …beni sarstılar. Zaten bir kaç dakika sonra da ambulans geldi dedi.

Soruldu: ben her ne kadar kolluk ifademde kullandığım kamyonetin sağında ilerleyen bir … olduğundan bahsederek direksiyonu sola kırdığımı söylemiş isem de şu an olayı net olarak hatırlamıyorum dedi. ” şeklindedir.

6.Mobese Kayıtlarını inceleme tutanağı “Kamera kaydında beyaz renkli bir kamyonetin caddeden yukarı doğru giderken, caddenin emsal sokak ve caddenin aşağı istikameti ile birleştiği kavşakta, orta refüje çarpıp durduğu, orta refüje çarpmadan hemen önce, kamyonetin yanında (mesafenin uzaklığından dolayı tam olarak tespit edilemeyen) bir karaltı olduğu ve bu karaltının yere düştüğü , kamyonetin durduğu ve kalabalık oluştuğu tespit edilmiş ancak … Sokağın ( Adliye Sarayı istikametindeki kaldırım kenarında park etmiş araçlardan dolayı ve kamyonet orta refüje çarpması esnasında, emsal sokaktan yukarı doğru çıkan bir arabanın görüşü kapatmasından dolayı kavşağın (kaza yerinin) tam olarak görülemediği tespit edilmiştir. ” şeklindedir.

IV. GEREKÇE
Yapılan inceleme neticesinde yerel mahkemenin kararında, oluş ve kabulde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı görülmüştür.

Sanık Müdafinin Temyiz Sebepleri
1.Dosya içeriğine göre, 30.11.2015 günü meskun mahalde, gündüz vakti sanığın sevk ve idaresindeki kamyonet ile bölünmüş caddede seyir halindeyken olay mahalli yaya geçidinin bulunduğu kavşak mahalline geldiğinde istikametine göre sağından kavşak başından yola girerek karşıdan karşıya geçmek isteyen yayaya aracının sağ yan ayna kısımlarıyla çarpması neticesinde ölümüne neden olduğu olayda, sanığın asli kusurlu olduğu anlaşılmakla, sanık müdafinin adli tıp raporunun olayı yanlış yorumlayarak kusur verdiğine, ölenin asli kusurlu olduğuna, mahkemece alt sınırdan hüküm kurulması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddedilmiştir.

2.Mahkeme gerekçesinde açıklanan nedenler ile sanık hakkında alt hadden ayrılarak temel ceza tayin edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

3. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.

4.Elazığ 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 03.03.2016 tarihli 2015/686 Esas 2016/218 Karar sayılı kararında, Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen, sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken adli para cezasının belirlenmesine esas alınan tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle 5237 sayılı Kanun’un 52 nci maddesinin üçüncü fıkrasına aykırı hareket edilmesi dışında bir hukuka aykırılık görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde (4) numaralı bentte açıklanan nedenle Elazığ 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 03.03.2016 tarihli 2015/686 Esas 2016/218 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasının üçüncü paragrafında yer alan “hapis cezasının” ibaresinden sonra gelmek üzere “760 gün adli para cezasına çevrilmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.06.2023 tarihinde karar verildi.