YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/938
KARAR NO : 2023/2121
KARAR TARİHİ : 12.06.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Taksirle yaralama
HÜKÜM : Mahkûmiyet
Adana 26. Asliye Ceza Mahkemesinin, 05.11.2021 tarihli ve 2021/580 Esas, 2021/740 Karar sayılı kararı ile Yargıtay 12. Ceza Dairesinin, 27.09.2021 tarihli ve 2019/10599 Esas, 2021/6232 Karar sayılı bozma kararına karşı direnme kararı verildiği anlaşılmakla, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 6763 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesiyle değişik 307 nci maddesinin dördüncü fıkrası ile 6763 sayılı Kanun’un 38 inci maddesiyle 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 10 uncu maddesi uyarınca yapılan incelemede;
Mahkemece verilen direnme kararının; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin direnme kararını temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Adana 26. Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.12.2015 tarihli ve 2014/457 Esas, 2015/816 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 89 uncu maddesinin birinci fıkrası, 89 uncu maddenin ikinci fıkrasının (b) bendi, 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesi uyarınca 3.320,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
2. Adana 26. Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.12.2015 tarihli ve 2014/457 Esas, 2015/816 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Dairemizin, 27.09.2021 tarihli ve 2019/10599 Esas, 2021/6232 Karar sayılı ilâmıyla özetle; sanığın yargılama konusu eylemi yönünden 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesi kapsamında basit yargılama usulünün uygulanabilir hâle geldiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
3. Dairemizin bozma kararı üzerine Adana 26. Asliye Ceza Mahkemesinin, 05.11.2021 tarihli ve 2021/580 Esas, 2021/740 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’un 307 nci maddesinin 4 üncü fıkrası uyarınca direnilmesi ile sanık hakkında taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 89 uncu maddesinin birinci fıkrası, 89 uncu maddenin ikinci fıkrasının (b) bendi, 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesi uyarınca 3.320,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
4. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 28.12.2021 tarihli ve 2021/155686 sayılı, düzeltilerek onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdii edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
O yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteği; sanığın lehine olan basit yargılama usulünün sanık hakkında yetersiz gerekçe ile tatbik edilmemesi suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayinin usul ve esasa aykırı olduğuna, ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
Yerel Mahkemenin Kabulü
Adana 26. Asliye Ceza Mahkemesi gerekçesinde; “… Her ne kadar Yargıtay 12. Ceza Dairesi Basit Yargılama Usulü yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle kararın bozulmasına karar vermiş ise de; 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin birinci fıkrasına göre üst sınırı 2 yılı geçmeyen hapis cezaları bakımından basit yargılama usulünün uygulanabileceği, somut olayda sanığa yüklenen taksirli suçun bilinçli taksirle gerçekleştiğinin anlaşılması nedeniyle 5237 sayılı Kanun’un 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası uygulandığında temel ceza 2 yılı geçtiğinden basit yargılama kapsamında kalmadığının değerlendirildiği, ayrıca ilk yargılamada keşif yapıldığından davanın niteliği gereği basit yargılama esasına uygun olmadığı kanaati ile takdiren basit yargılama uygulanmasına yer olmadığına, mahkememizin 10.12.2015 tarih ve 2014/457 Esas, 2015/816 karar sayılı ilamına karşı verilen bozma ilamına direnilmesine karar verilmiştir.” şeklinde karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında düzenlenen ”taksirle yaralama” suçuna ilişkin olduğu, taksirle bir kişinin yaralanmasına sebebiyet verilmesi halinde gerçekleşecek olan taksirle yaralama suçu için 5237 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinin birinci fıkrasında temel ceza miktarının ”üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası” olarak belirlendiği; 5271 sayılı Kanun’un, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ”Basit Yargılama Usulü” başlıklı 251 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan; ”Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun’un geçici 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan ”01.01.2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas, 2020/33 Karar sayılı ve 16.03.2021 tarihli 31425 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı iptal kararları ile ”…kovuşturma evresine geçilmiş…, …hükme bağlanmış…” ibarelerinin, aynı bentte yer alan ”…basit yargılama usulü…” yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle;
Kovuşturma evresine geçilmiş veya hükme bağlanmış olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan kesinleşmiş hükümler haricindeki düzenlemelerin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre; ”mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararlarının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin 3 üncü fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, 5237 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ile 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan ”Basit Yargılama Usulü” yönünden dosyanın yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu anlaşılmakla, direnme kararı yerinde görülmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Adana 26. Asliye Ceza Mahkemesinin, 05.11.2021 tarihli ve 2021/580 Esas, 2021/740 Karar sayılı direnme kararı yerinde görülmediğinden, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin, 27.09.2021 tarihli ve 2019/10599 Esas, 2021/6232 Karar sayılı bozma kararının, oy birliğiyle DÜZELTİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 307 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereğince direnme kararını incelemek üzere Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE,12.06.2023 tarihinde karar verildi.