Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2022/9239 E. 2023/2222 K. 19.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/9239
KARAR NO : 2023/2222
KARAR TARİHİ : 19.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Taksirle yaralama
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında Dairemizce verilen bozma kararı üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Ankara Batı 6. Asliye Ceza Mahkemesinin, 03.06.2016 tarihli ve 2015/352 Esas, 2016/588 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 89 uncu maddesinin birinci fıkrası, 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 89 uncu maddenin ikinci fıkrasının (b) bendi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 7.200,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

2. Ankara Batı 6. Asliye Ceza Mahkemesinin, 03.06.2016 tarihli ve 2015/352 Esas, 2016/588 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Dairemizin, 08.11.2021 tarihli ve 2019/10423 Esas, 2021/7656 Karar sayılı ilâmıyla özetle; sanığın yargılama konusu eylemi yönünden 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesi kapsamında basit yargılama usulünün uygulanabilir hâle geldiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

3. Dairemizin bozma kararı üzerine Ankara Batı 6. Asliye Ceza Mahkemesinin, 05.07.2022 tarihli ve 2022/359 Esas, 2022/602 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinin birinci fıkrası, 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 89 uncu maddenin ikinci fıkrasının (b) bendi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 7.200,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

4. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 31.10.2022 tarihli ve 2022/121403 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdii edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin temyiz isteği;
1.Temel cezanın üst sınırdan ve hapis cezası olarak belirlenmesi gerektiğine,

2.5237 sayılı Kanun’un 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca bilinçli taksir artırım oranının az olduğuna,

3.5237 sayılı Kanun’un 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca adli para cezasının üst sınırdan hesaplanması gerektiğine,

4.Vesaire;

İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
Yerel Mahkemenin Kabulü
1. Ankara Batı 6. Asliye Ceza Mahkemesi gerekçesinde; “Sanığın olay tarihinde … plakalı aracı ile dosya arasına celp edilen Adli Tıp Kurumu raporu ve bilirkişi raporları ile görgü tanığı anlatımına göre kırmızı ışık ihlali yaparak bilinçli taksir ile hareket edip, olay yerinde yaya olarak hareket eden katılana çarparak hayati tehlike geçirmeyecek, hayat fonksiyonlarını altıncı derece etkileyecek biçimde kemik kırıklı yaralanmasına neden olmak suretiyle katılana yönelik olarak taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçunu işlediği sabit görülmekle 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince sanığın kişiliği, kusur durumu, suçun işleniş şekli ve meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı dikkate alınıp eylemine uyan 5237 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinin birinci fıkrası gereğince takdiren ve teşdiden 180 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, sanığın belirtilen kazaya bilinçli taksir sebebi sayılan kırmızı ışıkta geçmek suretiyle neticeyi istememekle birlikte kazayı öngörebilecek durumda olmasına rağmen bilinçli taksirle katılanın yaralanmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla, yaralanmanın niteliği, suçun işlenmesindeki özellikler, suçun işleniş biçimi de gözetilerek 5237 sayılı Kanun’un 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince cezasının takdiren 1/3 oranında artırılarak 240 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, sanığın eylemi neticesinde katılanın vücudunda kemik kırığına yol açtığı anlaşılmakla 5237 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi gereğince cezasında 1/2 oranında artırım yapılarak 360 gün karşılığı 7.200,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, sanığın olaydan sonraki tutum ve davranışları dikkate alınarak eylem nedeniyle herhangi bir pişmanlığının bulunmadığı kanaatine varılmakla hakkında takdiren 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrasının uygulanmasına yer olmadığına, yine sanığın üzerine atılı taksirli suç sabit görülerek hakkında cezalandırılmasına karar verildiği ancak mahkemece bozma öncesinde hak yoksunlukları ile ilgili bir değerlendirme yapılmadığından sanık aleyhine durum yaratmamak adına 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin altıncı fıkrasının uygulanmasına yer olmadığına ve sanığın suçtan sonraki tutum ve davranışları ile katılanın zararını gidermemesi dikkate alınarak yeniden suç işlemeyeceği yönünde mahkememiz nezdinde olumlu bir kanaat oluşmadığından hakkında takdiren 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin uygulanmasına yer olmadığına dair karar verilmiştir.
” şeklinde karar verilmiştir.

2. Kaza tespit tutanağı ve eki kroki dosya kapsamında mevcuttur.

3. Katılan hakkında düzenlenen 15.11.2013 ve 05.05.2016 tarihli Sincan Adli Tıp Şube Müdürlüğü raporlarında; katılanın yaralanmasının vücudundaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarını ağır (6) derecede etkileyecek nitelikte olduğu belirtilmiştir.

4. Dosya kapsamında yer alan, 02.03.2016 tarihli, Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen raporda; sanığın sevk ve idaresindeki otomobil ile gündüz vakti, meskun mahalde, bölünmüş yolu takiben seyredip, olay mahalline geldiğinde, mevcut ifadelerden anlaşılmakla, hız azaltmadan, uygun hızla yaklaşmadığı olay mahalli kavşağa seyir hızıyla ve kırmızı ışık ihlali yaparak girerek, karşı istikametten gelip, sola dönüş yaparak, 1544. caddeye geçiş yapan otomobil ile önlemsizce çarpışması sonucu meydana gelen olayda, dikkatsiz, tedbirsiz, kurallara aykırı hareketi sebebiyle asli kusurlu olduğu, belirtilmiştir.

5. Katılanın sanık hakkında şikayetçi olduğu ve katılma talebinde bulunduğu, taraflar arasında uzlaşmanın sağlanamadığı görülmüştür.

6. Mahkemece, Hukukî Süreç başlığı altında (2) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek gereklerinin yerine getirildiği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
Yapılan inceleme neticesinde yerel mahkemenin kararında, oluş ve kabulde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı görülmüştür.

Katılan vekilinin temyiz isteği yönünden;
1.Dosyada bulunan deliller kapsamında; 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesinde yer verilen, suçun işleniş biçimi, sanığın taksirinin yoğunluğu, meydana gelen zararın ağırlığı gibi ölçütler ile aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına belirtilen cezada orantılılık ilkesi dikkate alınarak asli kusurlu olarak yaralanmaya sebebiyet veren sanık hakkında belirlenen temel ceza miktarında ve 5237 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinin birinci fıkrasında öngörülen seçimlik cezalardan adli para cezası tercih edilmesinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından; katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebebi reddedilmiştir.

2.Sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesi uyarınca tayin edilen temel cezanın bilinçli taksir hükümleri uygulanarak artırılması sırasında, sanığın bilinçli taksir oluşturan tek bir ihlalinin olduğu göz önünde bulundurularak 5237 sayılı Kanun’un 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince yapılan artırım oranında isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından; katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebebi reddedilmiştir.

3. Mahkemece sanık hakkında kurulan hükümde, “Sanığın kişiliği ve sosyal ve ekonomik durumu…” şeklindeki gerekçeyle 5237 sayılı Kanun’un 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca hükmolunan adli para cezasının bir gün karşılığı meblağın belirlenmesinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından; katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebebi reddedilmiştir.

4.Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, katılan vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Ankara Batı 6. Asliye Ceza Mahkemesinin, 05.07.2022 tarihli ve 2022/359 Esas, 2022/602 Karar sayılı kararında katılan vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19.06.2023 tarihinde karar verildi.