Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2022/8855 E. 2023/4871 K. 09.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/8855
KARAR NO : 2023/4871
KARAR TARİHİ : 09.11.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2021/2439 E., 2022/846 K.
SUÇ : Taksirle yaralama
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Çamardı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, hakkında şikayet yokluğu nedeni ile açılan taksirle yaralama davasının düşmesine karar verilen diğer sanık …’ın idaresindeki otomobil ile olay tarihinde, saat 20: 45 sıralarında, 7 metre genişliğindeki iki yönlü ve virajlı yolda seyir halinde iken, karşı yönden gelen sanık … idaresindeki kamyonetin şeridine girmek suretiyle meydana gelen kazada; … ve aracında bulunan 2 kişinin nitelikli şekilde yaralandıkları ve yalnızca diğer sürücü sanık …’den şikayetçi oldukları, uzlaşmak istemedikleri anlaşılmıştır.

2. Çamardı Asliye Ceza Mahkemesinin, 24.11.2020 tarihli ve 2019/93 Esas, 2020/75 Karar sayılı kararı ile sanık … hakkında, taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 89 uncu maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin ikinci ile dördüncü fıkraları uyarınca 4.500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, karar verilmiştir.

3.Sözkonusu yerel mahkeme kararının sanık, katılanlar vekili, mahalli Cumhuriyet savcısı ve ve Üst Cumhuriyet savcısı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi istinaf başvurularının kabulü ile duruşma açılmaksızın yapılan inceleme neticesinde İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilerek, 12.04.2021 tarihli bozma ilamında özetle “… kaza tespit tutanağında şerit ihlali yapan …’ın asli ve tam kusurlu olduğu, bilirkişi raporlarında ve Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 2019 tarihli kusur raporunda ise; sanık …’ın asli, …’in ise, kendi beyanında 90 km/s hızla gittiğini söylemesi, hız limitinin 50 km/s olması , mahal hız limitinin üzerinde seyretmesi nedeni ile her ne kadar, kazanın oluşu üzerine etken hatalı herhangi tutum ve davranışı ya da kural ihlali görülmese de, meydana gelen zararlı sonuca katkı sağlamış olması nedeniyle tali kusurlu olduğunun belirtildiği, raporlar arasındaki ve Adli Tıp Kurumunun raporunda yer alan çelişkinin giderilmediği, dosya kapsamından sürücü …’in kendi seyir şeridinde ilerlerken kazanın meydana geldiğinin sabit olduğu, Adli Tıp Kurumu raporunda sanığın kazanın oluşumuna herhangi tutum ve davranışı ya da kural ihlali görülmese de denilerek kusursuzluğunun kabul edildiği, ancak raporun sonuç bölümünde zararlı sonuca katkısı olduğu belirtilerek tali kusur atfedildiği, bu durumun da çelişki oluşturduğu değerlendirilerek, meydana gelen olayda kusur durumunun net şekilde tespiti ve raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Genişletilmiş Uzmanlar Komisyonundan rapor alınmak suretiyle sanık …’in hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm tesisi…” gerekçesi ile ilk derece mahkemesi hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.

4.Çamardı Asliye Ceza Mahkemesi 02.11.2021 tarihli ve 2021/69 Esas, 20210/130 Karar sayılı kararı ile Kayseri Bölge Adliye Mahkemesinin bozma ilamına uyarak, Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın 20/02/2019 tarihinde tanzim edilen kusur raporunda; sanık …’in tali kusurlu olduğunun belirtildiği, bozma ilamından sonra alınan Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın 24.08.2021 tarihli kusur raporunda, önceki rapora da değinilerek sanık …’in hızı nedeni ile tali kusurlu olduğu sonucuna varılmış ve Mahkeme bozma öncesi hükmünde olduğu gibi sanığın 4.500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir.

5.Çamardı Asliye Ceza Mahkemesi 02.11.2021 tarihli ve 2021/69 Esas, 20210/130 Karar sayılı kararının sanık … Göçmen ve katılanlar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi istinaf başvurularının kabulü ile duruşma açılmasına karara vererek yaptığı yargılama sonucunda, Çamardı Asliye Ceza Mahkemesinin 02.11.2021 tarihli mahkumiyet kararının kaldırılarak, sanığın kusurunun bulunmaması nedeni ile 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin (c) bendi uyarınca BERAATİNE karar vermiştir.

6. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 28.10.2022 tarihli bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılanlar vekili ve Bölge Adliye Cumhuriyet Savcının Temyiz Sebebi:
Yerel mahkeme kararının esastan reddine karar verilerek onanması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1.Çamardı Asliye Ceza Mahkemesi 02.11.2021 tarihli ve 2021/69 Esas, 20210/130 Karar sayılı kararı ile;
“…sanık hakkında, bozma ilamından sonra, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Genişletilmiş Uzmanlar Komisyonundan alınan 24.08.2021 tarihli raporda ” sanık sürücü … her ne kadar kendi şeridinde seyrini sürdürmüş ise de 50 km/h hız limitinin bulunduğu olay yerinde,mahal şartlarının çok üzerinde hızla, 90 km/h hız ile seyretmekle tali kusurlu olduğunun belirtildiği, sanığın birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçunu işlediği anlaşılmakla sanığın TCK’nın 89/4 maddesi uyarınca katılanlarda meydana gelen yaralanmaların niteliği, suçun işleniş biçimi, sanığın tali kusurlu oluşu gözetilerek alt sınırdan ayrılarak cezalandırılmasına, karar verilmiştir…” şeklindedir.

2.Sanık … ilk derece mahkemesinde yaptığı savunmasında: ”.. Olay günü trafikte adıma kayıtlı aracımla Yelatan köyüne gitmiştim. Yanımda da tanık … ve mağdur … vardı. Tanık … ve mağdur … önde sağımda oturuyorlardı. … ve … Çamardı merkezde ikamet ettikleri için Yelatan köyünden Çamardı Merkeze doğru yola çıktım. Çamardı Merkeze doğru dönen yolu geçtim. Çevre yoluna girdim. 100-150 metre kadar ilerledikten sonra karşıdan benim şeridimden gelen … ile çarpışarak kaza yaptım. Ben kaza öncesinde kendi şeridimde ortalama 80-90 km hızla ilerliyordum. Karşı yönden gelen aracın benim şeridimden bana doğru geldiğini görünce … sürücüsüne iki kez sellektör yaptım. İki kez de frene bastım. Uyarıda bulundum. Ancak şahıs üzerime gelmeye devam etti. Frene bastım ancak kaçacak yer olmadığı için kaza yaptık. Meydana gelen olayda benim bir kusurum yoktur. Karşı yönden gelen … benim şeridime girdiği için kaza meydana geldi. Kazada benimle aynı araçta bulunan tanık … ile mağdur … de yaralandılar. Bekir’in kolu kırıldı… ” şeklinde beyanda bulunmuştur.

3-Kaza tespit tutanağında, sanığın kusursuz olduğu, keşfe binaen alınan bilirkişi raporunda ve Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporu ile İstinaf Mahkemesinin bozma ilamı sonrası alınan Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporu Genişletilmiş Uzmanlar Komisyonundan alınan raporlarda, sanığın tali kusurlu olduğu yönünde görüş verilmiştir.

4.Şerit ihlali yapan otomobil içinde bulunan üç kişi nitelikli şekilde yaralanmışlar ve sanıktan şikayetçi olup, davaya katılmışlar, uzlaştırma bürosunda tarafların uzlaşamadıkları görülmüştür.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü;
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, 27.04.2022 tarihli ve 2021/2439 E., 2022/846 K. sayılı kararının gerekçesinde, “…trafik kazalarında kusurun kural ihlaline göre belirlenmesi gerektiği, meydana gelen zararlı sonuca katkı sağlamanın kural ihlali olarak kabul edilemeyeceği ve kusur oranını etkilemeyeceği, nitekim aksinin kabulü halinde emniyet kemeri takılmaması durumunda kişinin zararlı sonuca veya sonucun artmasına kendisinin katkısının bulunması nedeniyle tüm kazalarda en azından tali oranda kusurlu kabul edilmesinin gerekeceği, bu durumun hukuk mantığı ile bağdaşmayacağı, nitekim Yargıtay 12. Ceza Dairesinin kararlarında da trafik kazalarında emniyet kemerinin takılı olmamasının kusurlu hareket olarak kabul edilmediği, sanığın kendi şeridinde mahal şartlarının üzerinde seyretmesinin kusura ve kazaya değil sonuca etkili olduğu, sanığın 50 km hızla seyretmesi durumunda da aynı sonucun doğabileceği, söz konusu olayda sanığın hızının kazanın oluşumuna etki etmemesi nedeniyle sanığa kusur atfedilemeyeceği gözetilerek ( Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2020/1765 esas, 2021/7576 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere ” Dosya içeriğine göre; 25/09/2015 günü saat 22:10 sıralarında sanığın sevk ve idaresindeki otomobil ile meskun mahal içi, aydınlatmanın mevcut olduğu, 50 km hız sınırının bulunduğu, iki yönlü, yedi metre genişliğindeki düz ve eğimsiz yolda seyir halindeyken, karşı istikamete seyir halinde olan ve şerit ihlali yaparak, şeride giren ölenin idaresindeki motosiklet ile çarpışması şeklinde meydana olayda, kaza tespit tutanağı, keşfe binanen tanzim edilen 10/03/2016 tarihli bilirkişi raporu ve 30/05/2015 tarihli Adli Tıp İstanbul Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen raporlarda ölenin asli ve tam kusurlu olduğu ve sanığa yüklenebilecek bir kusurun bulunmadığı anlaşılmakla, mahkemenin kabul ve takdirinde bir isabetsizlik görülmemiştir”..şeklindeki Yargıtay kararları da dikkate alındığında; dava konusu olayda sanığın kusurlu olduğu sabit görülmediğinden ilk derece mahkemesince sanığın kusurlu bulunduğu yönündeki değerlendirme yerinde görülmediğinden mahkumiyet kararının ortadan kaldırılarak duruşma açılmak suretiyle sanığın beraatine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…” şeklindedir.

IV. GEREKÇE
Tebliğname Yönünden;
Oluş ve dosya kapsamına göre, olay günü saat 20:45 sıralarında, kaza tespit tutanağındaki bilgilere ve dosya içinde yer alan resimlere göre, 7 metre genişliğinde, iki yönlü, kenarları bariyerler ile çevrili, uzaktan Çamardı Toki evlerinin görüldüğü çevre yolunda, şikayet yokluğu nedeni ile hakkında açılan davanın düşmesine karar verilen …’ın idaresindeki otomobil ile seyir halinde iken, karşı yönden kendi şeridinde seyreden sanık sanık … idaresindeki kamyonetin şeridine girmek suretiyle meydana gelen kazada; … ve aracında bulunan 2 kişinin nitelikli şekilde yaralandıkları olayda; sanığın ifadesinde 80-90 km/s hız ile gittiği, sanığın hızının kazanın oluşumunda etkili olmadığı anlaşılmakla; kaza tespit tutanağındaki sanığın kusurunun bulunmadığı yönündeki trafik polislerinin görüşlerinin oluşa uygun olduğu, bu nedenle Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesince kabul edilen olay ve olgularda isabetsizlik bulunmadığı tespit edilmiş olup, beraat kararı verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından, tebliğnamede bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 27.04.2022 tarihli ve 2021/2439 E., 2022/846 K. sayılı kararında Bölge Adliye Mahkemesi Savcısı ve katılanlar vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Çamardı Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.11.2023 tarihinde karar verildi.