Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2022/8746 E. 2023/1857 K. 29.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/8746
KARAR NO : 2023/1857
KARAR TARİHİ : 29.05.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
KARAR : Davanın kısmen kabulü

Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 13.06.2022 tarihli ve 2022/355 Esas, 2022/318 Karar sayılı kararı ile Yargıtay 12. Ceza Dairesinin, 14.03.2022 tarihli ve 2021/4100 Esas, 2022/1879 Karar sayılı bozma kararına karşı direnme kararı verildiği anlaşılmakla, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 6763 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesiyle değişik 307 nci maddesinin dördüncü fıkrası ile 6763 sayılı Kanun’un 38 inci maddesiyle 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 10 uncu maddesi uyarınca yapılan incelemede;

Mahkemece verilen direnme kararının; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin direnme kararını temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 13.07.2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kamuoyunda ‘balyoz’ olarak bilinen dava kapsamında İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 11.02.2011 tarihli duruşması sırasında tutuklandığını, Yargıtay’ca 10. Ağır Ceza Mahkemesinin kararı için yapılan duruşmalı temyiz incelemesi sonucunda müvekkil için verilen hükmün ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğunu ve bu kararla müvekkilinin 09.10.2013 tarihinde serbest bırakıldığını, Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından verilen bozma ilamına uyan Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafında yapılan yargılama sonucunda verilen 07.04.2015 tarih ve 2015/181 esas 2015/145 karar sayılı kararı ile beraat ettiğini ve beraat kararının 05.06.2015 tarihinde kesinleştiğini, müvekkilinin 11.02.2011-09.10.2013 tarihleri arasında haksız ve kasti olarak 971 gün tutuklu kaldığını, bu süre zarfında Emekli Sandığı Üye Kesintileri, Ordu Yardımlaşma Kurumu üye kesintileri , avukatlık ücreti ve diğer masraflar başlığı altında maddi; haksız tutuklama nedeniyle de manevi zarara uğradığını belirerek, 50.000,00 TL maddi, 800.000,00 TL manevi tazminatın haksız tutuklama tarihi olan 11.02.2011 tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini, yargılama gideri ile vekâlet ücretinin davalı … üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.

Davacının 05.11.2015 tarihli duruşmadaki beyanında maddi tazminat talebinden vazgeçtiği anlaşılmıştır.

2. Davalı vekili 27.08.2015 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının yasaya uygun olarak yakalanıp tutuklandığını, tutuklu kaldığı sürenin soruşturmanın tamamlanması için gerekli ve yasalara uygun bir süre olduğunu, maddi tazminat talebinin dayanağını oluşturan giderlerin belgelenmesi gerektiğini, manevi tazminat talebinin fahiş miktarda olduğunu belirterek, davacının haksız talebinin öncelikle süre ve kesinleşme yönünden incelenerek davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.

3. Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 05.11.2015 tarihli ve 2015/288 Esas, 2015/338 Karar sayılı kararı ile tazminat talebinin kısmen kabulü ile 480.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

4. Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 05.11.2015 tarihli ve 2015/288 Esas, 2015/338 Karar sayılı kararının davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 09.09.2019 tarihli ve 2019/751 Esas, 2019/8427 Karar sayılı kararıyla;
“…. manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir ölçü olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminat miktarının davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklu kaldığı süre, tutuklama tarihinden itibaren faize hükmedilmesi suretiyle tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nesafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçülere uymayacak ve emsal uygulamaların da oldukça üzerinde olacak şekilde çok fazla tayini,”
Nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

5. Hukukî Süreç başlığı altında (4) numaralı paragrafta ayrıntılarına yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek gereklerinin yerine getirildiği anlaşılmıştır.

6. Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.10.2020 tarihli ve 2019/487 Esas, 2020/336 Karar sayılı kararı ile tazminat talebinin kısmen kabulü ile 250.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

7. Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.10.2020 tarihli ve 2019/487 Esas, 2020/336 Karar sayılı kararının davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 14.03.2022 tarihli ve 2021/4100 Esas, 2022/1879 Karar sayılı kararıyla;
“….nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak ve emsal uygulamaların da üzerinde olacak şekilde fazla manevi tazminata hükmolunması,”
Nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

8. Hukukî Süreç başlığı altında (7) numaralı paragrafta ayrıntılarına yer verilen Yargıtay bozma ilâmına direnilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.

9. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 03.10.2022 tarihli, davalı vekilinin temyiz isteminin esastan reddi ile direnme hükmünün onanması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davalı vekilinin temyiz sebepleri
1.Kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna,

2.Davanın reddi gerektiğine,
ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

Yerel Mahkemenin Kabulü
Davacının kamuoyunda ‘balyoz’ olarak bilinen dava kapsamında İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 11.02.2011 tarihli duruşması sırasında tutuklandığını, kamuoyunda ‘balyoz’ olarak bilinen dava kapsamında İstanbul (kapatılan) 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 21.09.2012 tarih ve 2010/283 Esas, 2012/245 Karar sayılı kararı ile “üzerine atılı Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini Cebren Iskat veya Vazife Görmekten Cebren Men Etmek Suçundan” önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına, mahkum edildiği, “eylemleri eksik teşebbüs aşamasında kalmış bulunduğu” gerekçesiyle neticeten 16 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9. Ceza dairesinin 09.10.2013 tarih ve 2013/9110 esas, 2013/12351 karar sayılı ilamıyla bozulmasına, bozmanın niteliğine göre tutuklama kararlarının kaldırılarak tutuklu olan sanıkların tahliyelerine karar verildiği tespit edilmiştir.

Davacının haksız gözaltı ve tutuklulukta geçen süre bakımından yapılan incelemede; Yargıtay 9.Ceza Dairesi tarafından verilen bozma kararı ile 09.10.2013 tarihinde tahliye edildiği, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin bozma kararı üzerine Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda 07.04.2015 tarih 2015/181 esas 2015/145 karar sayılı kararı ile beraatine karar verildiği, bu kararın temyiz edilmeksizin 03.06.2015 tarihinde kesinleştiği böylelikle davacının 2 yıl 7 ay 28 gün haksız olarak tutuklu kaldığı tespit edilmiştir.

Maddi tazminat yönünden yapılan incelemede;
Davacının 05.11.2015 tarihli duruşmada maddi tazminat taleplerinden vazgeçtiği görülmekle, davacı tarafından açılmış bulunan maddi tazminat talebinin vazgeçme nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Manevi tazminat yönünden yapılan incelemede;
İş bu dava dosyasıyla benzer; Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2017/9568 esas 2018/2351 karar nolu kararının dosyamız ile birebir örtüştüğü bu dosyada 14.02.2011 ile 09.10.2013 tarihleri arasında toplam 2 yıl 7 ay 26 gün haksız tutuklanan başka bir davacıya verilen 250.000,00 TL manevi tazminatın Yargıtay 12. Ceza dairesi tarafından onandığının görüldüğü belirtilmiştir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle, dava dilekçesi, cevap dilekçesi, BAHUM cevabı, SED raporu, bozma ilâmı ve tüm dosya kapsamına göre; davacının üzerine atılı suçun niteliği, davacının haksız olarak tutuklu kaldığı 2 yıl 7 ay 28 günlük süre, hak ve nesafet kuralları, olaydan dolayı yaşadığı üzüntü dikkate alınarak sebepsiz zenginlemeye de yol açmayacak şekilde manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 250.000,00 TL manevi tazminata tutuklama tarihi olan 11.02.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile hükmedilmesine karar verilerek Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 14.03.2022 gün ve 2021/4100 Esas, 2022/1879 Karar sayılı bozma ilamına CMK’nun 307/1 maddesi gereğince direnilmesine, karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/181 Esas – 2015/145 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının Türkiye Cumhuriyeti icra vekilleri heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs suçundan 11.02.2011 – 09.10.2013 tarihleri arasında 971 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 03.06.2015 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 142 inci maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

1.Kararın Usul ve Yasaya Aykırı Olduğuna İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden;
Yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, incelenen dosya kapsamına göre delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, tazminat talebinin reddi yönünde verilen kararın dosya kapsamına uygun bulunduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.

2. Davanın Reddi Gerektiğine İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden;
5271 sayılı Kanun’un “Tazminat istemi” kenar başlıklı 141 inci maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“(1) Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında;

e) Kanuna uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen,

Kişiler, maddî ve manevî her türlü zararlarını, Devletten isteyebilirler.

Bu itibarla kanunda öngörülen yasal şartlar oluştuğundan davanın kısmen kabulünde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
1. Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 13.06.2022 tarihli ve 2022/355 Esas, 2022/318 sayılı direnme kararı yerinde görülmekle, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 14.03.2022 tarihli ve 2021/4100 Esas, 2022/1879 Karar sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,

2. Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 13.06.2022 tarihli ve 2022/355 Esas, 2022/318 Karar sayılı kararında davalı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

29.05.2023 tarihinde karar verildi.