Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2022/8725 E. 2023/2156 K. 14.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/8725
KARAR NO : 2023/2156
KARAR TARİHİ : 14.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Taksirle yaralama
HÜKÜM : Mahkumiyet

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Ankara Batı 12.Asliye Ceza Mahkemesinin, 20.02.2020 tarihli 2019/92 Esas 2020/144 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle yaralama suçundan 5271 sayılı Kanunun 223 üncü maddesinin ikinci maddesinin (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

2.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin, 24.03.2022 tarihli ve 2020/2017 Esas, 2022/706 Karar sayılı kararının katılan vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine 5271 sayılı Kanunun 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Ankara Batı 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/92 Esas, 2020/144 Karar sayılı ve 20/02/2020 tarihli kararının kaldırılmasına, duruşma açılarak yapılan yargılama neticesinde sanığın taksirle yaralama suçundan 5237 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 50 nci maddesinin dördüncü fıkrası, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca 4.500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

3.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 25.10.2022 havale tarihli ve 2022/101468 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafinin Temyiz Sebepleri
1.Eksik ve hatalı değerlendirme yapıldığına, delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşüldüğüne, oluşa göre hatalı değerlendirilme yapıldığına,

2.Alt sınırdan uzaklaşılarak ceza verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1.”katılanlardan …’ın sevk ve idaresindeki …plaka sayılı motosikletiyle Ankara ilinden Polatlı ilçesi istikametine seyir halindeyken Yaşamkent Kavşağına 50 metre kala motosikletin sol ön kısmı ile sol şeritte aynı istikamette seyreden sanığın ani bir şekilde sağ şeride geçmesi neticesinde katılana ait aracın sağ arka far kısmına çarması sonucu kaza meydana geldiği, katılanların aldırılan doktor raporlarında yaralanmalarının basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte olduğunun belirtildiği iddiasıyla sanığın taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan cezalandırılması talebiyle mahkememize kamu davası açılmış ise de, sanık üzerine atılı suçlamayı kabul etmeyerek evine giderken motosikletin aracının sağ arka tarafından hızlı bir şekilde gelerek vurduğunu beyan ettiği, dosya kapsamına uygun görülen Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın kusur durumuna ilişkin raporunda da belirtildiği üzere, kazanın sanığın beyan ettiği şekilde meydana geldiğinin kabulü halinde sanığın kusursuz olduğunun kabulünün gerekeceği, suça konu kazanın ne şekilde gerçekleştiğine ilişkin sanık ve katılanların beyanları dışında başkaca tanık beyanı veya kamera kaydı gibi bir delilin bulunmadığı, bu halde şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince suça konu kazanın sanığın beyanında belirttiği şekilde meydana geldiği kabul edilerek müsnet suçtan sanığın beraatine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindedir.

2…. ve …’un basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandıklarına dair doktor raporları dosya içerisindedir.

3.Kaza tespit tutanağında, 08.09.2018 tarihinde 15.40 sıralarında meskun mahal dışında, gündüz vakti, açık havada, sürücü …’ın sevk ve idaresindeki motosikletiyle Ankara ilinden Polatlı ilçesine istikametine sağ seyir halindeyken Yaşamkent Kavşağına 50 metre kala mevkiisine geldiği esnada motosikletinin sol ön kısmı ile sol şeritte aynı istikamette seyreden sanık sürücü … sevk ve idaresindeki aracın ani bir şekilde sağ şeride geçmesi neticesinde, sanığın aracının sağ arka far kısmına çarpması sonucu kazanın meydana geldiği, kazanın oluşunda …’ın şerit izleme ve değiştirme kurallarına uymadığı belirtilmiştir.

4.Ankara Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 12.07.2019 tarihli raporda, kaza fotoğrafları olmadan yapılan inceleme neticesinde kusur dağılımı tarafların beyanlarına göre iki ihtimalli olarak düzenlenmiş olup ;

“I-Kazanın motosiklet sürücüsünün beyan ettiği şekilde meydana geldiğinin kabulü halinde;
—Sürücü … sevk ve idaresindeki motosiklet ile bölünmüş yolda seyri sırasında olay mahalline geldiğinde, yola gereken dikkatini vermeyip, yolun sol şeridinden kontrolsüz biçimde orta şeride geçerek önüne çıkan sürücü …’ın kullandığı otomobile tedbirde gecikerek sağ arka kesiminden çarptığı olayda, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareketiyle alt düzeyde tali kusurludur.

—Sürücü … sevk ve idaresindeki otomobil ile bölünmüş yolun sol şeridinde seyri esnasında, sağ arkadan gelen trafiği kontrol etmeden, dikkatsiz ve hatalı biçimde sağa doğrultu değiştirip sağındaki şeride geçmesiyle, arkasından gelmekte olan önünü kapattığı sürücü …’ın kullandığı motosikletin sol ön kesimi ile aracının sağ arka kesimine çarpması sonucu meydana gelen olayda, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareketiyle asli kusurludur.

II-Kazanın otomobil sürücüsünün beyan ettiği şekilde meydana geldiğinin kabulü halinde;
— Sürücü … sevk ve idaresindeki motosiklet ile bölünmüş yolda seyri sırasında olay mahalline geldiğinde, yola gereken dikkatini vermeyip, önünde seyreden araçla arasında yeterli ve güvenli takip mesafesi bırakmayarak, önünde aynı istikamete seyreden sürücü …’ın kullandığı otomobile aracının sol ön kesimi ile sağ arka kesiminden çarptığı olayda, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareketiyle asli kusurludur.

—Sürücü … sevk ve idaresindeki otomobil ile seyri esnasında olay mahalline geldiğinde, arkasından gelen sürücü …’ın kullandığı motosiklet ile aracına sağ arkadan çarpması sonucu meydana gelen olayda, oluşa etken hatalı tutum ve davranışı bulunmadığından sonuçta atfı kabil kusuru yoktur. ” şeklindedir.

5.Sanığın savunması “Ben bu konuda soruşturma aşamasında ifade vermiştim. Bu ifadelerimi aynen tekrar ederim. Olay tarihinde saat 14:50 sıralarında Ankara-Eskişehir yolu üzerinde bulunan Opet benzin istasyonunda aracımı yıkayıp Yaşamkentte bulunan evime giderken arkadan plakasını göremediğim motorsiklet benim aracımın sağ arka tarafından hızlı bir şekilde gelerek vurdu. Vurması sonucunda aracımda sağ arka stop kırıldı. Ben aracımı sağa çektim ve müştekilerin yanlarına giderek durumlarını sordum. Sonrasında ambulans oraya geldi. Müşteki …yürüyerek ambulansa bindi. Diğer müştekiye ise koruma amacıyla boyunluk takıldı ve onu sedyeyle ambulansa aldılar. Hakkımda şikayetten vazgeçme olursa kabul ederim” şeklindedir.

6.Katılan …’ın beyanı “Ben bu konuda soruşturma aşamasında ifade vermiştim. Bu ifadelerimi aynen tekrar ederim. Olay tarihinde işten çıkıp motorumla birlikte arkadaşım SVIATLANA’yı eve bırakmak için Yaşamkent’e doğru giderken sol şeritte ilerliyordum. Sol taraftaki cepte araçlar vardı. Sanık da sinyal vermeden bir anda önüme çıktı. Bende frene basmama rağmen bir anda önüme çıktığı için çarpmak zorunda kaldım. Kazadan sonra sanık tarafından aranıp sorulmadım. Yaralanmam sebebiyle herhangi bir tedavi gideri ödemedim. Sanıktan şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum” şeklindedir.

7.Katılan … ‘un beyanı “Ben bu konuda soruşturma aşamasında ifade vermiştim. Bu ifadelerimi aynen tekrar ederim. Olay Fevzi’nin anlattığı şekilde oldu. Sanık sinyal vermeden önümüze çıktı ve bizde çarpmak zorunda kaldık. Olay sırasında bende ve Fevzi’de kask vardı. Olay sebebiyle yaralandım. İlk önce Atatürk Eğitim ve Araştırma hastanesine kaldırıldım. Bu hastaneden taburcu olduktan sonra omzum, bacaklarım ağrımaya devam ettiği için Balgat Koru hastanesine gittim. Orada 100 TL civarında bir muayene ücreti ödedim. Bacağımda doku kaybı var. Tekrar ameliyat olmam gerekiyor ancak param olmadığı için ameliyat olamadım. Bu zararımın karşılanmasını istiyorum. Şikayetçiyim. Davaya katılmak istiyorum ” şeklindedir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
1.”İddia, sanık ve müdafiinin savunmaları, katılanların beyanları, doktor raporları, trafik kaza tespit tutanağı, kusura ilişkin Adli Tıp Kurumu raporu, sunulan fotoğraflar ile tüm dosya kapsamına göre;
Olay günü saat 15.40 sıralarında katılan …’ın, arkasında diğer katılan …’da yolcu olarak bulunduğu halde, kullandığı … plakalı motorsikleti ile D200-12 Devlet Karayolunu takiben Ankara yönünden Polatlı yönüne seyri sırasında Yaşamkent kavşağına 50 metre kala olay mahalline geldiğinde motorsikletinin sol ön kısmı ile, sanığın kullandığı … plakalı otomobilin sağ arka far kısmına çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında, sürüklenen … plakalı motorsiklet üzerinde bulunan her iki katılanın basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandıkları anlaşılmaktadır. Sanık aşamalarda, seyir halinde iken arkadan gelen ve göremediği bir motorsikletin hızlı bir şekilde gelip aracının sağ arka tarafından vurduğunu, Dairemizde yapılan duruşma sırasında da kazanın Yaşamkent kavşağına 100-150 metre kal meydana geldiğini, orta şeritten gittiğini ve henüz dönüş için şerit değiştirmemiş olduğunu, dönüş için yolun sol şeridinde olup aniden sağdaki şeride geçmesinin söz konusu olmadığını, katılan …’nin kullandığı motosikletin doğrudan gelip aracının arkasına çarptığını savunmuştur. Katılan … ise aşamalarda, kullandığı motorsiklet ile arkadaşı olan diğer katılanı evine bırakmak üzere Yaşamkent’e doğru 50-60 km. hızla sol şeritte seyir halinde iken, sol taraftaki cepte sola dönmek üzere bekleyen araçların arasından sanığın bir anda sinyal vermeden ve hızlı bir şekilde sağ şeride çıkması üzerine frene basmasına rağmen duramayarak bu araca arkadan çarptığını beyan etmiş, motorsikletin arka kısmında yolcu olarak bulunan katılan …’da tüm aşamalarda olayı bu şekilde anlatarak katılan …’ı doğrulamıştır. Herhangi bir görüntü-kamera kaydı yada tanık anlatımı bulunmayan suç konusu olaya ilişkin Trafik Kaza Tespit Tutanağı dahi katılanların beyanlarını doğrular nitelikte düzenlenmiş, bu oluşa göre de sanığa tam kusur izafe edilmiş, katılan … kusursuz olarak gösterilmiştir. Sanık müdafii tarafından sunulan 6 adet … fotoğrafına göre de, kazanın katılan …’ın kullandığı motosiklet ile sanığın aracına doğrudan ve arkadan çarptığı şeklinde bir sonuç çıkarılması mümkün değildir. Aksine sanığın aniden şerit değiştirmesi üzerine çarpma halinde de araçta bu şekilde hasar meydana gelmiş olması mümkündür. Bu halde Dairemizce, katılanların aşamalarda özü itibarlı aynı mahiyette ve istikrarlı bulunan anlatımları ile bu anlatımları doğrulayan Trafik Kaza Tespit Tutanağı içeriği birlikte değerlendirildiğinde, sanığın, arkadan gelen motorsikletin kendi aracına doğrudan çarptığı şeklindeki oluşa uygun düşmeyen savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu sonucuna varılmış ve bu savunma itibar edilir nitelikte bulunmamış, katılanların beyanlarına üstünlük tanınarak oluşun, sol taraftaki şeritte sola dönmek üzere bekleyen araçların arasından sanığın bir anda sinyal vermeden ve hızlı bir şekilde sağ şeride çıkması üzerine katılan …’ın motorsikleti ile sanığın aracına arkadan çarpması şeklinde meydana geldiği kabul olunmuştur. Bu oluş ve kabul doğrultusunda Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 12/07/2019 tarihli raporda, katılan …’ın kullandığı motorsiklet ile bölünmüş yolda seyri sırasında olay mahalline geldiğinde, yola gereken dikkatini vermeyip yolun sol şeridinden kontrolsüz biçimde orta şeride geçerek önüne çıkan sanığın kullandığı otomobile tedbirde gecikerek sağ arka kesiminden çarptığı olayda alt düzeyde tali kusurlu olduğu, sanığın kullandığı otomobil ile bölünmüş yolun sol şeridinde seyri sırasında sağ arkadan gelen trafiği kontrol etmeden, dikkatsiz ve hatalı biçimde sağa doğrultu değiştirip sağındaki şeride geçmesi ile, arkasından gelmekte olan ve önünü kapattığı katılan …’ın kullandığı motorsikletin sol ön kesimi ile aracının sağ arka kesimine çarpması sonucu meydana gelen olayda asli kusurlu olduğu bildirilmiştir. Bu rapor işin uzmanı kişiler tarafından ve Dairemizin kabulü itibarı ile Trafik Kaza Tespit Tutanağı içeriğine uygun olarak düzenlenmiş bulunduğundan bu rapora aynen itibar edilerek suç konusu olayda sanığın asli kusurlu olduğu sabit kabul edilmiş, bu nedenle de sanığın atılı suçu işlediğinin sabit olmadığı gerekçesine dayalı olarak verilen beraat kararının doğru olmayıp isabetsiz bulunduğu ve İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması gerektiği sonucuna varılmıştır. Mevcut halde Dairemizce, suçun işleniş şekli, kusur durumu, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı ile hak ve nasafet kuralları da gözetilerek, sanığın TCK’nın 89/4. maddesi gereğince alt sınırdan makul oranda uzaklaşılarak ve 9 ay hapis cezası ile cezalandırılması, sanık hakkında takdiri indirime ilişkin TCK’nın 62/1. maddesinin tatbiki, sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu ile suçun işlenmesindeki özellikler nazara alınarak, hükmolunan kısa süreli hapis cezasının TCK’nın 50/1-a. maddesi gereğince bir gün karşılığı 20,00-TL. hesabı ile adli para cezasına çevrilmesi gerektiği vicdani kanaatına varılarak aşağıdaki şekilde yeni bir hüküm kurulmuştur. ” şeklindedir.

2.Sanığın savunması; “Ben üzerime atılı suçlamayı kabul etmem daha önce savunmada bulunmuştum. O savunmamı tekrar ederim. Olay günü kullandığım araçlar orta şeritte seyir halindeyken katılanların bulunduğu motorsiklet gelip benim aracıma arkadan çarptı. Ben hemen aracımı sağa çektim ve şahıslara yardımcı oldum. Olay bu şekilde oldu. Yaşamkent Kavşağına yaklaşık 100-150 metre vardı. Bu nedenle ben dönüş için henüz şerit değiştirmemiştim. Bu bakımdan dönüş için cepte beklediğim ve bir anda sağ şeride geçerek arkadan gelen motorsikletin seyir durumunu bozduğum doğru değildir. Böyle bir şey olmadı. Ben hız kuralları dahilinde ve kendi şeridimde düzgün bir şekilde seyir halindeyken her nasılsa motorsiklet gelip bana arkadan çarptı. Savunmam bundan ibarettir. Okunan belgelerden aleyhe olanları kabul etmem dedi.” şeklindedir.

IV. GEREKÇE
Yapılan inceleme neticesinde bölge adliye mahkemesinin kararında, oluş ve kabulde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı görülmüştür.

A.Sanık Müdafinin Temyiz Sebepleri
1.Eksik ve hatalı değerlendirme yapıldığı, delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşüldüğü, oluşa göre hatalı değerlendirilme yapıldığı yönünden;
Dosya içeriğine göre ,08.09.2018 günü saat 15.40 sıralarında meskun mahal dışında, gündüz vakti, katılan …’ın sevk ve idaresindeki motosikleti ile bölünmüş üç şeritli karayolunda orta şeritte seyir halindeyken Yaşamkent kavşağına 50 metre kala olay mahalline geldiğinde motosikletinin sol ön kısmı ile sanığın kullandığı otomobilin sağ arka far kısmına orta şeritte çarpması sonucu motosiklet üzerinde bulunan her iki katılanın basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandıkları, sanığın aşamalardaki beyanlarında seyir halindeyken arkadan gelen ve göremediği bir motorsikletin hızlı bir şekilde gelip aracının sağ arka tarafından vurduğunu, katılan …’ın ise aşamalarda, sol taraftaki cepte sola dönmek üzere bekleyen araçların arasından sanığın bir anda sinyal vermeden ve hızlı bir şekilde sağ şeride çıkması üzerine frene basmasına rağmen duramayarak bu araca arkadan çarptığını beyan ettiği, motosikletin arka kısmında yolcu olarak bulunan katılan …’un da tüm aşamalarda olayı bu şekilde anlatarak katılan …’ı doğruladığı, kaza tespit tutanağının katılanların beyanlarını doğrular şekilde düzenlendiği, Ankara Trafik İhtisas Dairesi tarafından kaza fotoğrafları olmadan yapılan inceleme neticesinde kusur dağılımının tarafların beyanlarına göre iki ihtimalli olarak düzenlendiği anlaşılmakla,

Bölge Adliye Mahkemesince yapılan incelemede, … fotoğrafları incelendiğinde kazanın katılanın kullandığı motosikletle sanığın aracına doğrudan ve arkadan çarptığı şeklinde bir sonuç çıkarılmasının mümkün olmadığı aksine sanığın aniden şerit değiştirmesi üzerine çarpma halinde de araçta bu şekilde hasar meydana gelmiş olmasının mümkün olduğu, katılanların aşamalarda özü itibarlı aynı mahiyette ve istikrarlı bulunan anlatımları ile bu anlatımları doğrulayan kaza tespit tutanağı ile birlikte değerlendirildiğinde, sanığın, arkadan gelen motosikletin kendi aracına doğrudan çarptığı şeklindeki oluşa uygun düşmeyen savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu sonucuna varılıp katılanların beyanlarına üstünlük tanınarak oluşun, sol taraftaki şeritte sola dönmek üzere bekleyen araçların arasından sanığın bir anda sinyal vermeden ve hızlı bir şekilde sağ şeride çıkması üzerine katılan …’ın motorsikleti ile sanığın aracına arkadan çarpması şeklinde meydana geldiği şeklindeki kabul ile sanığın mahkumiyetine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiş, sanık müdafinin bu yöndeki temyiz sebepleri reddedilmiştir.

2.Ceza Miktarı Yönünden;
Sanığın dosyada bulunan deliller kapsamında tayin olunan eylemi bakımından, 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesinde yer verilen, suçun işleniş biçimi, sanığın taksirinin yoğunluğu, meydana gelen zararın ağırlığı gibi ölçütler ile aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına belirtilen cezada orantılılık ilkesi dikkate alınarak asli kusurlu olarak kazaya sebebiyet veren sanık hakkında belirlenen temel ceza miktarında bir isabetsizlik görülmemiş, sanık müdafinin bu yöndeki temyiz sebepleri reddedilmiştir.

3.Sanık hakkında hükmedilen kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken uzun süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine dayanak olan 5237 sayılı Kanunun 50 nci maddesinin dördüncü fıkrasının gösterilmesi hukuka aykırı bulunmuş olup bu hususun Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülmüştür.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde (A-3) bendinde açıklanan nedenle, sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri yerinde görüldüğünden Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin, 24.03.2022 tarihli ve 2020/2017 Esas, 2022/706 Karar sayılı kararının, 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi gereği hükmün dördüncü fıkrasında yer alan “50/4” ibaresinin çıkarılması suretiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Ankara Batı 12.Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.06.2023 tarihinde karar verildi.