Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2022/8588 E. 2023/1436 K. 03.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/8588
KARAR NO : 2023/1436
KARAR TARİHİ : 03.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/1529 E., 2022/225 K.
SUÇ : Taksirle yaralama
HÜKÜM : Mahkumiyet

Sanık hakkında, Dairemizce verilen bozma kararı üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I.HUKUKÎ SÜREÇ
1.Ankara 28. Asliye Ceza Mahkemesinin, 23/02/2016 tarihli ve 2014/868 Esas, 2016/83 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 89 uncu maddesinin dördüncü fıkrası, 62 nci maddesi, 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası cezalandırılmasına ve sürücü belgesinin 2 yıl 6 ay süre ile geri alınmasına karar verilmiştir.

2.Ankara 28. Asliye Ceza Mahkemesinin, 23/02/2016 tarihli ve 2014/868 Esas, 2016/83 Karar sayılı kararının, sanık ve katılan vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12.Ceza Dairesinin, 18/10/2021 tarihli ve 2019/11441 Esas, 2021/6978 Karar sayılı ilâmıyla; sanık hakkında taksirle yaralamadan kurulan hükümde, her ne kadar asli kusurlu olsa da, cezada orantılılık ilkesi ile adalet ve hakkaniyet kurallarına uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, alt sınırdan çok fazla uzaklaşılarak teşdidin derecesinde yanılgıya düşülmek suretiyle fazla ceza tayini ve dosya içeriğine göre adli sicil kaydı bulunmayan, lehe hükümler talebi olan sanık hakkında, tayin edilen hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesinin düzenlendiği 5237 sayılı Kanun’un 50 nci maddesi hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı karar yerinde tartışılmadan hüküm kurularak 5271 sayılı Kanun’un230/1-d maddesine aykırı davranılması nedenleri ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

3.Dairemizce verilen bozma kararı üzerine yapılan yargılama sonucunda Ankara 28.Asliye Ceza Mahkemesinin, 22/03/2022 tarihli ve 2021/1529 Esas, 2022/225 Karar sayılı kararı ile, sanık hakkında taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinin dördüncü fıkrası, 62 nci maddesi, 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası cezalandırılmasına ve sürücü belgesinin 2 yıl 1 ay süre ile geri alınmasına karar verilmiştir.

4.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 25/10/2022 tarihli ve 2022/130468 sayılı, temyiz isteminin esastan reddi ile onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdii olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A.Sanığın temyiz sebepleri;
1.Kusuru bulunmamasına rağmen hakkında kurulan mahkumiyet hükmü ile fazla ceza tayin edildiğine,

2.Diğer temyiz nedenlerine,

İlişkindir.

B.Katılanlar vekilinin temyiz sebepleri;
1.Sanık hakkında eksik ceza tayin edilmesinin hakkaniyete uygun olmadığına,

2.Diğer temyiz nedenlerine,

İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Yerel Mahkemenin Kabulü
Tanıklardan 1945 doğumlu …’a ait olan ancak torunu 1986 doğumlu … tarafından işletilen… plakalı ticari minibüs ile sanığın şoför olarak çalıştığı, suç tarihinde sanığın yönetimindeki minibüs ile Sıhhiyeden yolcu alıp Yenimahalle istikametine doğru Hipodrum Caddesinde seyir halindeyken saat 15.45 sularında yolcu aldıktan sonra önündeki aracı geçmek üzere sol şeride girdiğinde direksiyon hakimiyetini kaybederek savrulup orta refüje geçip yaya geçitleri için konulmuş trafik lambaları ve trafik bilgi levhaların demir direklerine aracın ön kısmı ile çarparak durduğu, aracında yolcu olarak bulunan mağdur … ile …..’ın basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte yaralandıkları ve sanık hakkında şikayetçi olmadıkları veya vazgeçtikleri, ancak katılanlardan …’in yaşamı tehlikeye girecek, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek, yaşam fonksiyonlarını ağır (6) derecede etkileyecek nitelikte vücudunda kırık oluşacak şekilde, …’ın yaşamı tehlikeye girecek, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek, yaşam fonksiyonlarını orta (3) derecede etkileyecek nitelikte vücudunda kırık oluşacak şekilde, …’nin yaşamı tehlikeye girecek, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek, yaşam fonksiyonlarını ağır (4) derecede etkileyecek nitelikte vücudunda kırık oluşacak şekilde, …’in yaşamı tehlikeye girecek, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek, yaşam fonksiyonlarını ağır (5) derecede etkileyecek nitelikte vücudunda kırık oluşacak şekilde yaralandıkları, katılanların sanıktan şikayetçi oldukları ve aralarında uzlaşmanın sağlanamadığı, şikayetçi olmayan mağdurların yaralanmaları nedeniyle soruşturma sırasında sanık hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, belirtilmiştir.

2.Sanık aşamalardaki beyanlarında, aracındaki teknik arızadan dolayı kazanın meydana geldiğini, kusurunun bulunmadığını beyan etmiştir.

3.Katılanlar sanıktan şikayetçi olup katılma talebinde bulunmakla haklarında katılma kararı verilmiştir.

4.Kaza tespit tutanağında; kaza yerinin yerleşim yeri içinde olduğu, azami hız limitinin 50 km olduğu, gün durumunun gündüz, havanın yağmurlu, zeminin ıslak olduğu, kazanın oluşumunda sanık sürücü …’in 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (2918 sayılı Kanun) 52/1-b maddesinde düzenlenen hızını yol, trafik ve hava durumunun gerektirdiği şartlara uygun ayarlamamak kuralını, 65/1-a.maddesinde düzenlenen fazla yolcu taşıma ve 67. maddesinde düzenlenen yanlış manevra yapmak kurallarını ihlal ettiği için kusurlu olduğu görüş ve kanaati belirtilmiştir.

5.Kovuşturma aşamasında dosyanın tevdii üzerine düzenlenen 20/08/2015 tarihli bilirkişi raporunda, sevk ve idaresindeki ticari minibüs ile seyri sırasında hızını aracının yük ve teknik özelliği ile trafik yol hava ve zemin durumuna göre ayarlamaması, direksiyon hakimiyetine gerekli önem ve özeni göstermemesi, hatalı sola manevrası sırasında sevk ve idare hatasıyla direksiyon hakimiyetini kaybederek orta refüje çıkıp orta refüjde seyredip yaya geçidi için konulmuş trafik lambaları ve trafik bilgi levhasının demir direğine aracının ön kesimiyle çarpması nedenleri ile meydana gelen mevcut koşullardaki olayda dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı hareketiyle sanık sürücünün asli kusurlu bulunduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.

7.Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 14/01/2016 tarihli raporu ile katılan …’ta meydana gelen yaralanmanın, hayati tehlikeye neden olmaz, basit tıbbi müdahale ile giderilemez, kırığın hayati fonksiyonlara etkisinin ağır (5) derece olacak nitelikte ve bir diğer katılan …’da meydana gelen yaralanmanın, hayati tehlikeye neden olmaz, basit tıbbi müdahale ile giderilemez, kırığın hayati fonksiyonlara etkisinin ağır (4) derece olacak nitelikte olduğu belirtilmiştir .

8.Sanık …’e ait güncel adli sicil kaydı ve nüfus kaydı, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden temin olunarak dava dosyasına eklenmiştir.

IV. GEREKÇE
Sanık sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka nolu minibüs ile yerleşim yeri içinde bulunan azami hız limitinin 50 km olduğu, bölünmüş, tek yönlü, üç şeritli asfalt kaplama cadde üzerinde gündüz vakti yağmurlu havada seyri esnasında yol şartlarına uygun hızda hareket etmeyerek önündeki aracı sollayarak sol şeride geçmeye çalıştığı esnada 26,5 metre fren izine rağmen duramayarak orta refüje çıkarak burada 18,5 metre sürüklendikten sonra yaya geçidi için konulmuş bulunan trafik lambasının demir direğine çarparak araçta yolcu olarak bulunan temyiz dışı katılan …’un hayati tehlikeye neden olur, basit tıbbi müdahale ile giderilemez ve kırığın hayati fonksiyonlara etkisi orta (3) derece olacak nitelikte, temyiz dışı katılan … ile katılanlar … ve …’un hayati tehlikeye sebebiyet vermeyecek, basit tıbbi müdahale ile giderilemez ve kırığın hayati fonksiyonlara olan etkisi ağır (6), orta (4) ve ağır (5) derece olacak nitelikte yaralanmalarına neden olduğu olayda ;

A. Sanığın Temyiz Sebepleri;
I.Kusuru bulunmamasına rağmen hakkında kurulan mahkumiyet hükmü ile fazla ceza tayin edildiğine ilişkin temyiz sebepleri yönünden,
5237 sayılı Kanun’un 50 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereğince, taksirli suçlardan dolayı hükmolunan hapis cezasının uzun süreli de olsa, diğer koşulların varlığı halinde adli para cezasına çevrilebileceği, 5237 sayılı Kanun’un 50 nci maddesinin, sanık hakkında uygulanıp uygulanmamasına karar verilirken, sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, suçun işlenmesindeki özellikler, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle takdir hakkının kullanılmasının gerektiğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında ”sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının miktarı itibariyle” şeklindeki yasal olmayan gerekçe ile 5237 sayılı Kanun’un 50 nci maddesinin uygulanmamasına karar verilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

II. Diğer Temyiz Sebepleri Yönünden,
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

B.Katılanlar Vekilinin Temyiz Sebepleri;
I.Sanık hakkında eksik ceza tayin edilmesinin hakkaniyete uygun olmadığına ilişkin temyiz sebebi yönünden,
Olay ve olgular bölümünde yer verilen ve oluşa uygun bulunan kaza tespit tutanağı ile bilirkişi raporu doğrultusunda asli kusurlu olduğu tespit edilen sanık hakkında, taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinin dördüncü fıkrası, 62 nci maddesi, 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası cezalandırılmasına ve sürücü belgesinin 2 yıl 1 ay süre ile geri alınmasına karar verilmesine
ilişkin esas mahkemenin kararı hukuka uygun olup, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.

II. Diğer Temyiz Sebepleri Yönünden
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünün A-I nolu maddesinde açıklanan nedenle Ankara 28. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22/03/2022 tarihli ve 2021/1529 Esas, 2022/225 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.05.2023 tarihinde karar verildi.