Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2022/8462 E. 2023/2201 K. 19.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/8462
KARAR NO : 2023/2201
KARAR TARİHİ : 19.06.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
KARAR : Davanın kısmen kabulü

Davalı vekilinin temyiz istemi yönünden; yerel mahkeme tarafından verilen hükmün, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 21.07.2004 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanun’un 2 nci maddesi ile değişik 427 nci ve ek 4 üncü maddelerindeki temyiz sınırına göre kesin olduğu belirlenmiştir.

Davacı vekilinin temyiz istemi yönünden; davacının tazminat talebi hakkında dairemizce verilen bozma kararı üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 nci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 28.04.2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının yasal mercilere bildirimde bulunmaksızın yasadışı toplantı ve gösteri düzenlemek suçlamasıyla Cizre Asliye Ceza Mahkemesinin 2005/233 Esas ve 2005/405 kararıyla 1 Yıl 6 Ay Hapis ve 489,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Yargıtay denetiminden geçerek onanmak suretiyle 27.11.2006 tarihinde kesinleştiği, AİHM’e bireysel başvuru yapıldığı, haklı bulunarak sözleşmenin 11. maddesinin ihlal edildiğine karar verdiği ve 18.09.2013 tarihinde kesinleştiği, yargılamanın yenilenmesi, haklarında beraat kararı verilmesi ve önceki mahkumiyet hükmünün ortadan kaldırılması talebiyle Cizre 1. Asliye Ceza Mahkemesine yeniden dava açıldığı, 2014/56 Esas ve 2015/171 Karar sayılı dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde beraat kararı verildiği ve 30.03.2015 tarihinde kesinleştiğini, öğrenme süresinden itibaren 3 aylık süresini kaçırmadan dava açıldığı belirtilerek, haksız olarak yakalanıp müteakibinde haksız olarak tutuklanan müvekkili için 50.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 100.000,00 TL tazminatın tutuklama tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili 29.05.2015 tarihli cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın 5271 sayılı Kanunda sayılan şartlar oluşmadığından açıldığını, verilen kararın kesinleşmediğini, davacının tazminata hak kazanmadığını, davanın süresinde açılıp açılmadığının ve sözü edilen beraat kararının kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılması ve davanın reddine karar verilmesini, davacı tarafından talep edilen maddi ve manevi tazminat miktarının fahiş olup, hakkaniyete uygun olmadığını, davacının beraat ettiğini iddia ettiği dosya incelendiğinde davacının da kendi ihmal ve kusurlu hareketlerinin sebep olduğunun görüleceğini, kanunda zarara kendi fiilleriyle neden olan kişinin tazminatına hak kazanamayacağının açık olduğunu, davacı ve vekili arasındaki muvafakat ilişkisinin araştırılması gerektiğini, davacının muvafakati bulunmaz ise bu davanın reddinin gerektiğini belirterek, sair hususlarla, usul ve kanuna aykırı davanın reddine, her türlü yargılama giderinin ve avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

3.Cizre 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 25.05.2016 tarihli ve 2015/277 Esas, 2016/174 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4.Cizre 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 25.05.2016 tarihli ve 2015/277 Esas, 2016/174 Karar sayılı kararının davaı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 18.04.2022 tarihli ve 2020/12243 Esas, 2022/2962 Karar sayılı ilâmıyla;

“1- Dairemizce Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden yapılan araştırmada, hükümden sonra davacının birden fazla mahkumiyet hükmünün olduğu ve halen hükümlü olduğu da nazara alınarak CMK’nın 144/1-a. maddesinin yürürlükten kaldırılması nedeniyle mahsup tazminata engel oluşturmayacak ise de, haklarında mahsup işlemi yapılmayan kişilerle tutukluluğu başka mahkumiyetinden mahsup edilenler arasındaki dengenin, hak ve nesafetin sağlanması gerektiği göz önünde bulundurularak, davacı lehine makul bir miktar maddi tazminata hükmedilmesi gerektiği nazara alındığında, davacının gözaltında ve tutuklu kaldığı sürelerin diğer bir hükümlülüğünden mahsup edilip edilmediğinin araştırılmasında zorunluluk bulunması,

2- Davacının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurusu üzerine 18/06/2013 tarihli 8029/07 başvuru numaralı kararı ile davacı lehine 7.500 Euro manevi tazminata hükmolunduğunun anlaşılması karşısında, davacının tekrar manevi tazminat isteme hakkı bulunmadığından manevi tazminat talebinin reddi yerine yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesi,”
nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

5. Hukukî Süreç başlığı altında (4) numaralı paragrafta ayrıntılarına yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek gereklerinin yerine getirildiği anlaşılmıştır.

6. Cizre 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.06.2022 tarihli ve 2022/180 Esas, 2022/248 Karar sayılı kararı ile tazminat talebinin kısmen kabulü ile 4.263,52 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

7. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 12.10.2022 tarihli, davalı vekilinin temyiz isteğinin kesinlikten reddi ile davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile hükmün onanması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Davalı vekilinin temyiz sebepleri
1.Davanın reddi gerektiğine,

2.Yargılama giderlerinin tamamının Hazineye yüklenemeyeceğine ve Hazine lehine vekâlet ücreti ödenmesi gerektiğine,
ilişkindir.

B. Davacı vekilinin temyiz sebepleri
1.Maddi tazminat talebinin tamamının kabul edilmesi gerektiğine,

2.Manevi tazminat talebinin kabul edilmesi gerektiğine,
ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

Yerel Mahkemenin Kabulü:
Davacının, Kanuna aykırı gösteriyi düzenleme ve yönetme eyleminden ötürü hakkında başlatılan soruşturma neticesinde, 2911 sayılı Kanunun 28/1 maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle Cizre 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2005/233 Esas ve 2005/405 Karar sayılı dosyasıyla kamu davası açıldığı, yargılama sonunda 1 yıl 6 ay hapis ve 489,00 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, sanık müdafiileri tarafından temyizi üzerine Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 27.11.2006 tarih, 2006/4220 Esas ve 2006/8610 Karar sayılı ilamıyla düzelterek onanmak suretiyle kesinleştiği, hapis ve adli para cezasının 22.01.2007 tarihinden 29.06.2007 tarihine kadar infaz edildiği, davacının AİHM bireysel başvuruda bulunduğu, inceleme neticesinde, AİHS’in 11. maddesinde gösterilen Demokratik Toplum Gereklilik prensibinin ihlal edildiğine hükmedilerek, maddi tazminata karar verilmemekle birlikte manevi tazminat ödenmesine karar verildiği, buna dayalı yeniden yargılama neticesinde davacının 2911 sayılı Kanunun 28/1 maddesine muhalefet eyleminden ötürü beratına karar verildiği, bu hali ile hükümlü olarak geçirdiği sürenin ve mahkeme ilamına dayalı olarak yapılan infazın CMK’nın 141/1-(a) maddesi kapsamında haksız nitelikte bulunduğu tespit edilmiştir.

UYAP infaz mahsup bilgileri sorgulama ekranından davacının daha önceki mahsup bilgileri olup olmadığı sorgulandığında, herhangi bir mahsup bilgisine rastlanmadığı tespit edilmiştir.

Mahsup yapılıp yapılmadığı Cizre 1. Asliye Ceza Mahkemesinden sorulmuş, Cizre 1. ASCM’nin 20.06.2022 tarihli cevabi yazısında dosyada mahsup yapıldığına ilişkin bir kayda rastlanmadığı tespit edilmiştir.

Davacının maddi zararını vergi kaydı, gelir vergisi beyannamesi gibi itibar edilebilecek bir belge sunmamış olduğu da nazara alınarak, maddi tazminat tutuklu kaldığı döneme için yürürlükte bulunan asgari ücret tarifesi uyarınca hesap yapılmıştır. Hesap Bilirkişisi Senar Başak tarafından düzenlenen 23.11.2015 tarihli bilirkişi raporunda, davacının 22.01.2007 ile 29.06.2007 tarihleri arasında 160 gün tutuklu kaldığı süre için hapis cezasının infazına başlamadan herhangi bir işte çalışmıyor olması nazara alınarak, asgari ücret üzerinden 4.263,52 TL maddi zararının bulunduğu gösterilmiştir. Mahkemece bilirkişi raporuna itibar edilerek 4.263,52- L maddi tazminatın maddi zararın başlangıcı tarihi infaza başlama tarihi 22.01.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Maliye Hazinesinden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, maddi tazminata ilişkin fazlaya ilişkin taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.

Koruma tedbirleri nedeniyle kişilerin uğradıkları manevi zararların tespitinde ölçü olarak zarar görenin toplumdaki sosyal yeri dikkate alınacaktır. YCGK’ya göre manevi zarar, tutuklanan kişinin sosyal çevresinde itibarının sarsılması, özgürlüğünden yoksun bırakılması nedeniyle duyulan elem, ızdırap ve ruhsal sıkıntıların bir ölçüde de olsa giderilmesi amacına yöneliktir. Uğranılan manevi zararların tümüyle giderilmesinin olanaksız olduğu kuşkusuzdur. Bununla birlikte tayin edilecek manevi tazminat kişinin acı ve ızdıraplarının dindirilmesinde, sıkıntıların azaltılmasında etken olacaktır. Ancak Yargıtay ilamında da belirtildiği üzere davacının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurusu üzerine 18.06.2013 tarihli 8029/07 başvuru numaralı kararı ile davacı lehine 7.500 Euro manevi tazminata hükmolunduğu bu hali ile davacının tekrar manevi tazminat isteme hakkı bulunmadığı Mahkemece kabul edilmiş ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Cizre 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/56 Esas – 2015/171 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının 2911 sayılı Yasaya muhalefet suçundan 1 yıl 6 ay hapis ve 4.500,00 TL adli para cezası ile cezalandırıldığı, mahkumiyet hükmünün kesinleşmesi üzerine 22.01.2007 – 29.06.2007 tarihleri arasında 158 gün infazının yapıldığı, yargılamanın yenilenmesi kararı sonucunda yapılan yargılamada beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 30.03.2015 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

A. Davalı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
Karar tarihi itibarıyla temyiz kesinlik sınırının 5.810,00 TL olduğu, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet suçundan davacının, 22.01.2007 – 29.06.2007 tarihleri arasında 158 gün hükümlü kalması nedeniyle hükmedilen tazminat miktarının 4.263,52 TL olduğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 21.07.2004 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanun’un 2 nci maddesi ile değişik 427 nci ve ek 4 üncü maddelerindeki temyiz sınırı ve hükmolunan tazminat miktarına göre hükmün davalı açısından kesin olduğu anlaşıldığından, temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.

B. Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
B.1.Maddi tazminat talebinin tamamının kabul edilmesi gerektiğine ilişkin temyiz sebebi yönünden;
Cezaevinde kaldığı dönem içerisindeki maddi zararını ücret bordrosu, vergi kaydı, gelir vergisi beyannamesi gibi itibar edilebilecek bir belgeyle ispatlayamayan davacıya cezaevinde kaldığı dönemde 16 yaşından büyükler için geçerli net asgari ücret üzerinden hesaplanan miktarın maddi tazminat kapsamında davacıya ödenmesine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

B.2.Manevi tazminat talebinin kabul edilmesi gerektiğine ilişkin temyiz sebebi yönünden;
Davacının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurusu üzerine 18.06.2013 tarihli 8029/07 başvuru numaralı kararı ile davacı lehine 7.500 Euro manevi tazminata hükmolunduğunun anlaşılması karşısında, davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

V. KARAR
A. Davalı Vekilinin Temyiz İsteği Yönünden;
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenle Cizre 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.06.2022 tarihli ve 2022/180 Esas, 2022/248 Karar sayılı kararına yönelik davalı vekilinin temyiz isteğinin, 1086 sayılı Kanun’un 432 nci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Davacı vekilinin Temyiz İsteği Yönünden;
Gerekçe bölümünde (B) bendinde açıklanan nedenle Cizre 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.06.2022 tarihli ve 2022/180 Esas, 2022/248 Karar sayılı kararında davacı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebeplerinin incelenmesi neticesinde herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden, temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19.06.2023 tarihinde karar verildi.