YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/820
KARAR NO : 2023/1997
KARAR TARİHİ : 05.06.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi kararı
İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, aynı Kanun’un 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 25.02.2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; hâkim olarak görev yaptığı sırada FETÖ/PDY soruşturması kapsamında silahlı terör örgütüne üye olmak ve anayasal düzeni bozmaya teşebbüs suçlaması ile 17.07.2016 tarihinde gözaltına alındığını, 20.07.2016 tarihinde ise tutuklandığını, 08.03.2017 tarihine kadar tutuklu olarak kaldığını, soruşturma kapsamında Erzurum C.Başsavcılığınca Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar verildiğini, ulusal ve yerel basın yayın organlarında ismine yer verildiğini, gözaltı tedbiri, evinde ve ikametinde aramalar yapıldığını, psikolojik yönden yıprandığını, sonuç olarak 100,000,00 TL maddi tazminata ve 500,000,00 TL manevi tazminata gözaltı tarihi olan 17/07/2016 tarihinden itibaren işleyeek yasal faizleriyle birlikte hükmedilmesini talep etmiştir.
2. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle davanın reddini talep etmiştir.
3. Ardahan Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.10.2019 tarihli ve 2019/44 Esas, 2019/240 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
4. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 24.11.2020 tarihli ve 2019/3356 Esas, 2020/2120 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.
5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 11.01.2022 tarihli, davacı vekilinin temyiz esastan reddi ile hükmün onanması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz sebepleri
1.Kararın gerekçesiz olarak verildiğine,
2.Hükmedilen maddi tazminat miktarının az olduğuna,
3.Hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğuna,
4. Hükmedilen Avukatlık ücretinin hukuka aykırı olduğuna,
ilişkindir.
III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Davacının 16.07.2016 tarihinde memuriyette açığa alındığı, 24.08.2016 tarihinde görevinden ihraç edildiği, 15.08.2016 tarihinde hakettiği son maaşını açıkta olması sebebiyle kesintili olarak aldığı tespit edilmiştir.
Davacının ihraç edildikten sonraki (son maaşının ağustos 2016 döneminde ödendiği de dikkate alınarak) tutuklukta geçen sürelere ilişkin belgelenebilir geliri bulunmadığından bu döneme ilişkin olarak yerleşik Yargıtay uygulamaları dikkate alınarak asgari ücret üzerinden hesaplanacak maddi tazminata hükmedilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Her ne kadar bilirkişi raporunda davacının açıktayken aldığı maaş ve normal maaşı dikkate alınarak hesaplama yapılmış ise de, 16.07.2016 tarihinde açığa alınıp 24.08.2016 tarihinde memurluktan ihraç edilen davacının, 2016 yılı ağustos dönemi (15.08.2016-14.09.2016) maaşının 2/3 kısmını alması sebebiyle maddi bir kaybının olmadığı, açıkta olduğu süredeki eksik aldığı maaş alacaklarını kurumundan talep etmesi gerektiği, davacının maddi tazminata konu olabilecek kaybının 15.09.2016 tarihinden itibaren söz konusu olacağı anlaşılmış ve bilirkişi raporundaki hatalı hesaplamaya bu yönüyle itibar edilmemiştir.
Davacının 15.09.2016-31.12.2016 tarihleri arasındaki haksız tutuklama nedeniyle oluşan maddi kaybın hesabında bilirkişi raporu ve SGK’dan alınan yazı cevabı dikkate alınarak 2016 yılındaki maddi kaybın 4.640,59 TL olduğu, 01.01.2017-08.03.2017 tarihleri arasındaki haksız tutuklama nedeniyle oluşan maddi kaybın hesabında bilirkişi raporu ve SGK’dan alınan yazı cevabı dikkate alınarak 2017 yılındaki maddi kaybın 3.088,80 TL olduğu ve böylece davacının toplam maddi kaybının 7.729,39 TL olduğu tespit edilmiştir.
Her ne kadar haksız gözaltı tarihinden itibaren faiz talebinde bulunulmuş ise de; davacının haksız gözaltı ve tutuklama nedeniyle maddi kaybının 15.09.2016 tarihinden sonra söz konusu olduğu anlaşıldığından maddi tazminatın bu tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Manevi tazminat yönünden yapılan değerlendirmede;
Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, davacının mesleği, üzerine atılı suçun niteliği, olayın cereyan tarzı, gözaltı, tutuklama adli kontrol kararı ve uygulanma süresi, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi suretiyle tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, yapılan soruştuma öncesindeki maaşı ve hayat standardı da nazara alındığında zenginleşme aracı olması mümkün olmayan hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak 50.000,00 TL manevi tazminatın manevi yıpranma ve hüznün göz altına alınmayla başlayacağı nazarında göz altı tarihi olan 17.07.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı hazineden alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 694 sayılı …K. ile yapılan değişiklikten sonraki CMK’nın 142/9. maddesine göre vekalet ücretinin ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten fazla sulh ceza hakimliklerinde takip edilen işlerden az olamayacağından A….T.’ye göre hesaplanan 5,450 TL vekalet ücretinin hazineden alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderinin sarfediliş biçimine göre taktiren maliye hazinesi üzerinde bırakılmasına, davanın niteliği gereği harç alınmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince hükmedilen maddi tazminat miktarının 7.721,99 TL’ye indirilmesi, manevi tazminat miktarının 22.000,00 TL’ye indirilmesi ve değişen vekâlet ücretinin değiştirilmesi suretiyle düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin esasını oluşturan Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/928 Esas, 2018/12318 Karar sayılı dosyası kapsamında davacının Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçunun beraberinde başka suç işleme ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından 17.07.2016-08.03.2017 tarihleri arasında 234 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan soruşturma sonunda 03.12.2018 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, kararın 02.01.2019 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle davanın 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı anlaşılmıştır.
1.Kararın Gerekçesiz Olarak Verildiğine İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden;
Yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, incelenen dosya kapsamına göre delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebebi reddedilmiştir.
2.Hükmedilen Maddi Tazminat Miktarının Az Olduğuna İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden;
Davacının son maaş aldığı tarih ile tahliye tarihi arasındaki tutukluluk dönemi için maddi zararını ücret bordrosu, vergi kaydı, gelir vergisi beyannamesi gibi itibar edilebilecek bir belgeyle ispatlayamayan davacıya tutuklu kaldığı dönemde 16 yaşından büyükler için geçerli net asgari ücret üzerinden hesaplanan miktarın maddi tazminat kapsamında davacıya ödenmesine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
3.Hükmedilen Manevi Tazminat Miktarının Az Olduğuna İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden;
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilen manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklulukta kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti yapıldığından hükmedilen manevi tazminat miktarında hukuka aykırılık görülmemiştir.
4.Hükmedilen Avukatlık Ücretinin Hukuka Aykırı Olduğuna İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden;
15.08.2017 tarihli 694 sayılı KHK ile değişik, 01.02.2018 tarihli 7078 sayılı Kanunun 139 uncu maddesi ile aynen kabul edilen düzenleme ile 5271 sayılı Kanunun 142 nci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca, tazminat davaları nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan nisbî avukatlık ücreti ödeneceği, ancak, ödenecek miktarın tarifede sulh ceza hâkimliklerinde takip edilen işler için belirlenen maktu ücretten az, ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten fazla olamayacağı hususu dikkate alındığında, mahkemece hükmedilen nisbi vekalet ücreti miktarında isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 24.11.2020 tarihli ve 2019/3356 Esas, 2020/2120 Karar sayılı kararında davacı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Ardahan Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.06.2023 tarihinde karar verildi.