YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/7958
KARAR NO : 2023/2239
KARAR TARİHİ : 20.06.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi
İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, aynı Kanun’un 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 31.07.2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı şirkete ait 1570 koli çaya 5607 sayılı Kanun’a muhalefet suçu kapsamında el konulduğu, yapılan yargılama sonunda çaların nakliyesini yapan şoförlerin beraatine, çayların iadesine karar verildiğini ancak çayların Habur Gümrük Müdürlüğü tarafından uygunsuz şartlarda muhafaza edildiğinden imha edildiğini belirterek, öncelikle güncel dolar kuru üzerinden hesap edilecek karşılığı ve hesap edilecek tutara 24.09.2014 tarihinden itibaren işleyecek faizin ve davacı şirketin dava konusu çaylar üzerinde el konma tarihleri arasında tasarrufu bulunamaması sebebiyle doğan zararın, bu talebi yerinde görülmezse dava konusu çayların bedeli el konulma tarihindeki Dolar kuru üzerinden hesap edilir ise dava konusu çayların bedeli olan 43.175 doların el koyma tarihi olan 24.09.2014 tarihi ile dava tarihi olan 13.07.2019 tarihleri arasındaki kur farkından doğan Borçlar Kanunu’nun 122 inci maddesi anlamındaki aşkın zararının ve davacı şirketin dava konusu çaylar üzerinde el konma tarihleri arasında tasarrufta bulunamaması sebebiyle doğan zarar olan şimdilik 300.000,00 TL zararın el koyma tarihi olan 24.09.2014 tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanmakta olan en yüksek banka mevduat faizi ile davalıdan alınarak zarar gören şirkete ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı vekili 08.10.2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının davasının 3 aylık hak düşürücü süre içinde açılmaması nedeniyle reddi gerektiğini, yapılan işleminin haksızlığından bahsedilmesinin yersiz olduğunu, davacının zararını ispatlar delil sunmadığını ve vekalet ücretine 694 sayılı KHK gözetilerek hükmedilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
3. Gaziantep 6. Ağır Ceza Mahkemesinin, 05.10.2020 tarihli ve 2019/436 Esas, 2020/268 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
4. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin, 15.12.2021 tarihli ve 2020/1829 Esas, 2021/2281 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.
5.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 01.10.2022 tarihli tebliğnamesi ile temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükmün onanmasını talep etmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Davacı vekilinin temyiz istemi; istinaf mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğuna ve zarar tazmini amacından uzaklaştığına ilişkindir.
2. Davalı vekilin temyiz istemi; davanın süresinde açılmadığından reddi gerektiğine, tazminat isteme koşullarının oluşmadığına, davacının el koyma nedeniyle uğramış olduğu zararın nitelik ve niceliğini ispat etmesi gerektiğine ve davacı lehine vekalet ücreti yerine dilekçe yazım ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkindir.
III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Gaziantep 6. Ağır Ceza Mahkemesi gerekçesinde “Dava dilekçesinin yasada öngörülen biçim ve koşullara uygun olduğu, kanıtlama belgelerinin dilekçeye eklendiği, mahkememizin davaya bakmaya yetkili ve görevli olduğu anlaşılmış ve maddi araştırmalara başlanmıştır…
… 1.Asliye Ceza Mahkemesi 2015/115 E. sayılı dosyası incelendiğinde; davaya konu 1570 koli çay’ı taşıyan aracın, 02.08.2014 tarihinde Türkiyeden Irak’a geçiş yapmak üzere Habur Gümrük kapısına geldiği ve Gümrük Muhafaza Kaçakçılık Ve İstihbarat Müdürlüğünce yapılan müşterek incelemede numune alındığı ve 17.09.2014 tarihli analiz raporuna istinaden, … Sulh Ceza Hakimliği 2014/1427D.iş kararı ile 24.09.2014 tarihinde çaylara el konulmasına karar verildiği, 05/05/2015 tarihli tutanakta depolama koşullarının Türk Gıda Kodeksine uygun olmadığı, ürünlerin insan sağlığı için tehlike oluşturduğu tespit edildiğinden … Gıda Hayvancılık Müdürlüğünün 05/05/2015 tarih ve 384 sayılı raporuna istinaden imha komisyonunca imhasına karar verildiği, 1570 koli çayın 19/01/2017 tarihinde imha edildiği, … 1.Asliye Ceza Mahkemesi 2015/115 E. sayılı 27.05.2016 tarihli kararında çayların müsaderesine yer olmadığına ve iadesine karar verildiği, 29/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda Yargıtay güncel ilamlarında gidilen görüş değişikliğine göre, fiili el koyma tarihindeki bedel üzerinden hesaplama yapılması gerektiği hükmü görülmüş, buna göre; Eldeki davaya konu 1570 koli ve net kilogramı 15.700 olan 43.175,00 USD bedelli Çay’ın değerinin hesaplanmasında Yargıtay’ın 12. Ceza Dairesi 2014/23455 E., 2015/3393 K. 24.02.2015 tarihli ilamı, 12. Ceza Dairesi 2017/12055 E., 2018/5736 K. 21/05/2018 tarihli ilamı, 12. Ceza Dairesi 2015/16877 E., 2018/7604 K. 05/07/2018 tarihli ilamı, 12. Ceza Dairesi 2019/888 E., 2019/11494 K 09/12/2019 tarihli ilamı nazara alınarak Çay’ın fiili el koyma tarihi 02.08.2014 itibarı ile Türk Lirası olarak karşılığının TC Merkez Bankası USD alış kuru esas alınarak değeri 92.593,11-TL hesaplandığı anlaşılmıştır.
Tüm bu hususlar gözetildiğinde; davanın CMK’nun 142. maddesinde belirtilen süresi içerisinde açıldığı, davacının kanuna uygun şekilde yargılandığı ve beraat ettiği, kararın kesinleştiği ve başka bir tazminat davasına konu edilmediği anlaşıldığından CMK’nun 141. ve 142. maddelerindeki şartları karşılayan maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 1570 koli çaya el koyma tarihi olan 02/08/2014 tarihinde çayların değeri olan 92.593,11 TL’nin ve el koyma tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında hesaplanan 41.644,07 TL kanuni faizin maddi tazminat olarak verilmesine karar verilmiş olup ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince çayların el koyma tarihindeki bedeli üzerinden el koyma tarihi ile davanın açıldığı tarih arasındaki süre için hesaplanan 41.644,07 TL kanuni faizin maddi tazminata dahil edilmesine ilişkin kısmın hükümden çıkartılması ve faiz başlangıç tarihinin 24..09.2014 olarak belirlenmesi suretiyle düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
1. Tazminat talebinin dayanağı olan … 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/115 Esas – 2016/324 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacı şirkete ait 1570 koli çaya 5607 sayılı Kanun’a muhalefet suçu kapsamında 24.09.2014 tarihinde el konulduğu, yapılan yargılama sonunda sanıkların beraatine, el konulan malların iadesine hükmedildiği, hükmün 08.05.2019 tarihinde kesinleştiği, elkoyma tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 142 inci maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve tazminat isteme koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır.
2. Hüküm duruşmasında hazır bulunduğu anlaşılan Cumhuriyet savcısının isim ve sicil bilgilerinin gerekçeli karar başlığına yazılmaması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak kabul edilmiştir.
A. Davacı vekilinin temyiz sebeplerine yönelik olarak
Dairemiz yerleşik içtihatları gözetilerek elkoyma tarihi itibariyle çayların Türk Lirası olarak karşılığının T.C. Merkez Bankası dolar alış kuru baz alınarak hesaplanması neticesinde 92.593,11 TL maddi tazminata hükmedilmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
B. Davalı vekilinin temyiz sebeplerine yönelik olarak
1. Tazminata esas ceza dosyasında beraat ve malların iadesine ilişkin hükmün 08.05.2019 tarihinde kesinleştiği ve davanın 31.07.2019 tarihinde süresinde açıldığı anlaşılmakla davalı vekilinin bu hususa ilişkin temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
2. Elkonulan malların iadesine karar verildiği ancak depolama koşulların kötü olması nedeniyle imha edildiği anlaşılmakla, davacı tarafından zararın ispatı için sunulan fatura bedeli üzerinden hesaplanan 92.593,11 TL maddi tazminatın ödenmesi hukuka uygun bulunmuş olup davalı vekilinin bu hususlara ilişkin temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
3. 15.08.2017 tarihli 694 sayılı KHK ile değişik, 01.02.2018 tarihli 7078 sayılı Kanunun 139 uncu maddesi ile aynen kabul edilen düzenleme ile 5271 sayılı Kanunun 142 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca, tazminat davaları nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan nisbî avukatlık ücreti ödeneceği, ancak, ödenecek miktarın tarifede sulh ceza hâkimliklerinde takip edilen işler için belirlenen maktu ücretten az, ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten fazla olamayacağı anlaşıldığından davacı lehine hükmedilen tazminat miktarına göre hesaplanan vekalet ücretinin ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten fazla olması nedeniyle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu vekalet ücretine hükmedilmesi hukuka uygun bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin, 15.12.2021 tarihli ve 2020/1829 Esas, 2021/2281 Karar sayılı kararında davacı vekili ve davalı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Gaziantep 6. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.06.2023 tarihinde karar verildi.