YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/7764
KARAR NO : 2023/2365
KARAR TARİHİ : 03.07.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2022/142 E., 2022/111 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi
İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 17.03.2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; “müvekkilinin uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama, uyuşturucu kullanma suçundan 12.06.2020 tarihinde gözaltına alındığını, emniyet sorgusu yapıldıktan sonra 13.06.2020 tarihinde serbest bırakıldığı, akabinde müvekkilinin 12.08.2020 tarihinde gözaltına alınarak İzmir 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 2020/660 Sorgu 12.08.2020 tarihli kararı ile tutuklandığını, 03.09.2020 tarihinde tahliye edildiğini,yapılan yargılama da beraatine karar verildiğini, kararın istinaf edilmeden kesinleştiğini, müvekkili hakkında haksız koruma tedbiri uygulanması nedeniyle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 150.000 TL maddi ve 250.000 TL manevi tazminatın haksız gözaltı tarihi olan 12.06.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini” talep etmiştir.
2. Davalı vekili 19.04.2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; ” davanın CMK’nın 142. maddesi gereğince üç aylık süre içerisinde açılması gerektiği, davanın kararın kesinleşme tarihinin tebliğinden itibaren üç ay içinde tebliğ edilmemesi halinde ise kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde açılması gerektiği, öncelikle davanın hak düşürücü süre yönünden usulden reddine karar verilmesini talep ettikleri, davanın davacının ikametgahı mahkemesinde açılması yasa gereği olduğu, davanın yetkili mahkemede açılıp açılmadığı hususunun araştırılmasını talep ettikleri, yetkili mahkemede açılmamış ise yetkisizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri, devletin olayda kusuru olmadığı, istenen maddi tazminat miktarı fahiş olduğu, manevi tazminatın da miktarı fahiş olduğu, manevi tazminat bir zenginleşme aracı olmadığı, sonuç olarak; davanın reddi gerektiğini” beyan etmiştir.
3. İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 01.12.2021 tarihli ve 2021/87 Esas 2021/430 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
4. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin, 27.01.2022 tarihli ve 2022/142 Esas 2022/111 Karar sayılı kararı ile düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 04.10.2022 tarihli, hükmedilen tazminat miktarının düşük olduğu gerekçesiyle hükmün bozulması görüşünü içerir tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi; davacının zararının gözaltına alındığı tarihten beraat kararının kesinleşmesine kadar olan süreç için zararının hesaplanması gerektiğine, davacının cezaevi masrafları , ailesinin cezaevine gidip gelme masrafarı, cezaevindeyken borcunu ödeyememesinden kaynaklanan zarar, psikolojik olarak hastalandığından bahisle ilaç masraflarının avukatlık ücretinin maddi tazminata dahil edilmesi gerektiğine ve manevi tazminat miktarlarının düşük olduğuna ilişkindir.
III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince; İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/310 E. 2020/316 K. sayılı dosyası tarafından gerek fiziken gönderilen gerekse UYAP ortamında gönderilen evrakların ve dava dosyasının incelenmesinde; uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti yapma suçundan İzmir CBS tarafından 2020/83298 soruşturma kapsamında 12.06.2020 tarihinde gözaltına alınıp 13.06.2020 tarihinde serbest bırakıldığı, 12.08.2020 tarihinde tutuklandığı, 03.09.2020 tarihinde tahliye edildiği, İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2020/330 E. 2020/316 K. sayılı dosyasından yapılan yargılama neticesinde davacı hakkında üzerine atılı uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti yapma suçundan 08.12.2020 tarihinde beraat kararı verildiği, verilen kararın istinaf edilmeden 16.12.2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacı hakkında verilen beraat kararının kesinleşme tarihinin 16.12.2020 ve dava tarihinin 17.03.2021 olduğu dikkate alındığında davanın CMK’nın 142. maddesinde belirtilen yasal süre içersinde açıldığı, davacının ikametgahı itibariyle mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Davacının talepleri doğrultusunda gözaltında ve tutuklulukta kaldığı dönem içerisindeki maddi zararının hesaplanması için dosya bilirkişiye tevdii edilmiş, bilirkişi…’in 12.11.2021 tarihli raporunda; SGK hizmet listesine göre davacının asgari ücret üzerinden sigortalı olarak çalıştığı ve 28.08.2020 tarihinde işten çıkışının yapıldığı, davacının 12.06.2021 – 13.06.2020 tarihleri arasında gözaltında kaldığı süre için maaşından herhangi bir kesinti yapılmadığından kendisine 3.623,70 TL ödeme yapıldığı bilgisine istinaden davacının 12.06.2020-13.06.2020 tarihleri arasındaki gözaltı süresi içinde çalışamamaktan kaynaklı herhangi bir maddi kazanç kaybının tespit edilemediği, davacının en son çalıştığı Elektronşk Bilgi Güvenliği A.Ş’den gelen cevap yazısı ve eklerinden 24.02.2020 tarihinde işe başlamış olan davacının aylık brüt 4.760 TL üzerinden maaş aldığı görülmekte olduğu, davacının en son çalıştığı brüt aylık maaşının 4.760 TL olduğu hal böyle olunca davacının çalışamamaktan kaynaklı maddi kazanç kaybı hesabında en son çalıştığı brüt 4.760 TL üzerinden hesaplanan 12.08.2020-03.09.2020 tarihler arası için net asgari ücret düzeyi üzerinden 2.756,70 TL çalışamamaktan kaynaklı maddi kazanç kaybı olduğu, aynı zamanda yemek yardımlarının bordrolara Mayıs/2020 döneminde 346,30 TL, Temmuz /2020 döneminde 297,21 TL, Ağustos/2020 döneminde 108,72 TL olarak yansıtıldığı, yansıtıldığı, firma ile yaptığı harici görüşmede cumartesi ve pazar günler hariç olmak üzere günlük 32.00 TL den yemek kartı şekilde yardımda bulunulduğunu ve yasal sınırın üzerindeki tutarın bordrolara yansıtıldığı öğrenilmiş, davacının çalışamadığı 16 iş günü için toplamda 544 TL yemek yardımı olması gerektiği tespit edilmiştir. Hal böyle olunca yapılan hesaplamaya göre maaşını alamadığı 23 gün süre için toplam net kazanç kaybının 3.300,7 TL olarak hesaplandığı bildirilmiş, rapor usul ve yasaya uygun açıklamalı ve gerekçeli bulunmakla, davacının maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 3.300,7 TL’nin gözaltı tarihi olan 12.06.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Her ne kadar davacı cezaevinde iken psikolojik olarak hastalandığından bahisle ilaç masraflarını,ailesinin cezaevine gidip gelme masraflarını, ceza evinde yapmış olduğu harcamaları ,yargılama masraflarını cezaevinden çıktıktan sonra da iş bulamaması sebebiyle kaybettiği kazanç kaybını da talep etmiş ise de söz konusu talepleri CMK’nın 141 vd. maddeleri uyarınca maddi tazminat kapsamında değerlendirilmeyerek reddi gerekmiştir.
Dosya kapsamı günün ekonomik koşulları, paranın satın alma gücü, davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, uğradığı haksızlığın boyutu, gözaltı ve tutuklu kaldığı süre, hükmedilecek miktarın zenginleşme sonucu doğurmayacak şekilde hak ve nesafet kurallarına uygun, makul ve makbul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerektiği ve ve Yargıtay 2019/378 E. 2019/5367 K. sayılı ilamı da göz önünde bulundurularak, davacının sübut bulan manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 6.500 TL manevi tazminatın gözaltı tarihi olan 12.06.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince;davacı …’nun koruma tedbirleri nedeniyle tazminat talebine ilişkin kurulan hüküm yönünden; yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davacı vekilinin ve davalı vekilinin sair istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
A-Dosya kapsamına göre; Elektronik Bilgi Güvenliği AŞ. isimli firmada görev yapmakta olan davacının 12.06.2020 ila 13.06.2020 tarihleri arasında 1 gün süre ile gözaltında, daha sonra 12.08.2020 ila 03.09.2020 tarihleri arasında tutuklu kaldığı, davacının gözaltına kaldığı 1 günlük süre için maaşından bir kesinti yapılmadığı ve Temmuz 2020 dönemine ilişkin net maaşının 4.114,90 TL olduğu, bu haliyle davacının, tutuklu kaldığı toplam 22 günlük döneme ilişkin olarak son aldığı net ücret üzerinden “3.017,59 TL” maddi tazminata hükmedilmesi gerekirken, ilk derece mahkemesince hatalı bilirkişi raporuna itibar edilerek “3.300,07 TL” olarak fazla maddi tazminata hükmedilmesi,
B-Davacının uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti yapma suçundan 12.06.2020 ila 13.06.2020 tarihleri tarihleri arasında 1 gün gözaltında kaldığı, daha sonra 12.08.2020 tarihinde tutuklandığı ve 03.09.2020 tarihinde de tahliye edildiği, davanın yapılan yargılaması sonucunda atılı suçtan beraatına karar verildiği maddi olay nedeniyle hükmedilecek manevi tazminatın, davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçların niteliği, gözaltına alınmasına ve tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltında ve tutuklu kaldığı süre, haksız gözaltı ve tutuklamanın başlangıç tarihinden itibaren faize hükmedilmesinden dolayı tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ile benzeri hususlar da gözetilerek, zenginleşme sonucunu doğurmayacak biçimde hak ve nesafet kurallarına uygun makul ve makbul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerektiği halde 23 gün süre ile gözaltında ve tutuklu kalan davacı yararına bu ölçütlere uymayacak şekilde fazla manevi tazminata hükmolunması, 5271 sayılı Kanunun 280/1-d ve 303/1-f-h maddesi ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilebilir nitelikte eksiklikler olduğundan, istinaf yoluna başvurulan kararın hüküm fıkrasının,
1-Bir nolu bendinde yazılı maddi tazminat miktarı olan “3.300,07 TL” ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “3.017,59-TL” ibaresinin eklenmesi,
2-İki nolu bendinde yazılı manevi tazminat miktarı olan “6.500 TL” ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “3.000-TL” ibaresinin eklenmesi sureti ile düzeltilerek istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/310 E.- 2020/316 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının 12.06.2020 tarihinde gözaltına alınıp 13.06.2020 tarihinde serbest bırakıldığı, 2313 sayılı kanuna aykırılık ve uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti yapmak suçundan 12.08.2020-03.09.2020 tarihleri arasında 22 gün gözaltı/tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 16.12.2020 tarihinde kesinleştiği, gözaltı/tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK’nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.
Davacının 12.06.2020-13.06.2020 tarihleri arasında 1 gün süre ile gözaltında, daha sonra 12.08.2020-03.09.2020 tarihleri arasında tutuklu kaldığı dikkate alınarak, 12.06.2020- 13.06.2020, 24.03.2010-27.09.2011 ve 12.08.2020-03.09.2020 tarihleri arasındaki her bir dönem için ayrı ayrı maddi-manevi tazminat miktarları belirlenip, belirlenen her bir tazminat miktarına ilişkin olduğu tarihten itibaren faiz işletilmesi gerekirken hükmedilen maddi ve manevi tazminatlara 12.06.2020 tarihinden itibaren faiz işletilmesi hukuka aykırı bulunmuş ise de temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.
Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
A-Maddi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1. Davacının Elektronik Bilgi Güvenliği AŞ isimli firmada görev yapmaktayken 12.06.2020- 13.06.2020 tarihleri arasında 1 gün süre ile gözaltında, daha sonra 12.08.2020-03.09.2020 tarihleri arasında tutuklu kaldığı, davacının gözaltına kaldığı 1 günlük süre için maaşından bir kesinti yapılmadığı, tutuklu kaldığı toplam 22 günlük döneme ilişkin olarak son aldığı net ücret üzerinden yapılan hesaplamaya göre maddi tazminata hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
2. Davacının cezaevinde yaptığı harcamalar ve yakınlarının kendisini ziyaret için yaptıkları yol masrafları, cezaevindeyken borcunu ödeyememesinden kaynaklanan zarar, psikolojik olarak hastalandığından bahisle ilaç masraflarının, davacının zararının gözaltına alındığı tarihten beraat kararının kesinleşmesine kadar olan süreç için çalışamamasından dolayı uğradığı zarar, maktu vekalet ücretini aşan ve davacı ile avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayanan avukatlık ücretinden doğan zararın koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında maddi zarar kapsamında değerlendirilmemesinde hukuka ayrılık bulunmamıştır.
B-Manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltı süresi, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nesafet kurallarına uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespit edildiği anlaşıldığından davacı hakkında hükmedilen manevi tazminat miktarında isabetsizlik görülmemiş olup, açıklanan nedenle tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin, 27.01.2022 tarihli ve 2022/142 Esas 2022/111 Karar sayılı kararında davacı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.07.2023 tarihinde karar verildi.