Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2022/7524 E. 2023/1178 K. 10.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/7524
KARAR NO : 2023/1178
KARAR TARİHİ : 10.04.2023

MAHKEMES:Ceza Dairesi

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, aynı Kanun’un 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

Davacı vekilinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 20.01.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; “Genelkurmay Başkanlığında uzman sivil memur olarak görev yapmakta olan müvekkil suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma ve devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etmek suçlarından beraatine karar verilen … 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/100 Esas sayılı ceza dosyası kapsamında, 13.06.2012 tarihinde gözaltına alınarak 16.06.2012 tarihinde serbest bırakılmasının ardından 04.07.2012 tarihinde tutuklanmış, 05.06.2013 tarihinde hakkında tahliye edilmiştir. Bu süreçte; gözaltında kaldığı dönemde vekilinin de kendisi ile birlikte …’e gelmesi ve gözaltı süresince …’de kalması sebebiyle yaptığı harcamalar, cezaevinde kaldığı dönemde yaptığı harcamalar, ailesinin …’e taşınmak zorunda kalması sebebiyle yaptığı harcamalar, ailesinin müvekkili ziyaret için yaptıkları harcamalar, vekilinin duruşmaları takip etmesi sebebiyle yaptığı harcamalar, vekâlet ücreti olarak yaptığı ödemeler, … Yardımlaşma Derneği (OYAK) kesintileri sebebiyle uğradığı zarar, tahliye olduktan sonra duruşmaları takip için yaptığı harcamalar ve özlük haklarının faizsiz olarak ödenmesi sebebiyle uğradığı zararın karşılığı olarak 63.871,00 TL maddi tazminat ile haksız tutuklama ve yargılama sebebiyle müvekkilin uğradığı manevi zararın karşılığı olarak 2.000.000,00 TL manevi tazminatın gözaltına alınma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini vekâleten arz ve talep ederim.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

2. Davalı vekili 23.02.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “Davanın görev, yetki, süre, 5271 sayılı Kanun’un 141 inci maddede düzenlenen koşullar açısından incelenerek usulden reddine karar verilmesini talep ederiz. Usulsüz bir işlem söz konusu ise bu işlemi gerçekleştiren kamu görevlilerinin tespiti ile davanın ihbarını talep ederiz. Davacının ihmali ve kusurlu hareketleri ile tazminat konusu işleme sebebiyet verip vermediği araştırılmalıdır. Talep edilen faiz başlangıç tarihi kabul edilemez. Aynı konu ve nedene dayalı başka bir dava açılıp açılmadığı araştırılmalıdır. Maddi ve manevi zarar taleplerine ilişkin kalemler belgelendirilmelidir. Talep edilen manevi tazminat miktarı çok yüksektir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

3. … 10. Ağır Ceza Mahkemesinin, 08.06.2017 tarihli ve 2017/38 Esas, 2017/210 Karar sayılı kararı ile tazminat talebinin kısmen kabulü ile 6.471,99 TL maddi, 24.000,00 TL manevi tazminatın gözaltına alınma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

4. … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin, 28.09.2018 tarihli ve 2017/3269 Esas, 2018/1887 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvuruları yerinde görülerek; davaya bakacak yetkili mahkemenin kesin şekilde tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, tazminat davasının dayanağı olan … 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/100 Esas, 2016/37 Karar sayılı ve 26.02.2016 tarihli kararına havi dosyası içindeki, davacının 13.06.2012 – 16.06.2012 tarihleri arasında gözaltında ve 04.07.2012 – 05.06.2013 tarihleri arasında da tutuklu kaldığını gösterir evrakın onaylı örneğinin denetime olanak verecek şekilde işbu dosya içerisinde bulundurulması ve anılan dosyada davacının tutukluluk halinin infaz görüp görmediğinin araştırılması gerektiğinin gözetilmemesi, maddi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, bilirkişi tarafından sunulan rapora itibarla ve hatalı değerlendirme sonucu 6.471,99 TL maddi tazminatın kabulüne dair yazılı şekilde hüküm kurulması, kabul ve uygulamaya göre de; kabul edilen maddi tazminat kalemlerine harcamanın yapıldığı ve vekalet ücretine hak kazanıldığı tarih yerine, haksız gözaltı işleminin gerçekleştiği 13.06.2012 tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi, davacının 13.06.2012 – 16.06.2012 tarihleri arasında gözaltında ve 04.07.2012 – 05.06.2013 tarihleri arasında da tutuklu kaldığı gözetilerek, gözaltında ve tutuklu kalınan her bir dönem için ayrı ayrı manevi tazminat takdiri ve faiz başlangıcının da buna göre tespiti gerekirken, anılan sürenin tamamı üzerinden tek bir manevi tazminata hükmolunması ve faizin de ilk haksız gözaltı işleminin gerçekleştiği 13.06.2012 tarihinden itibaren yürütülmesine karar verilmesi, yargılama giderinin aidiyeti konusunda herhangi bir karar verilmemesi, nedenleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

5. … 10. Ağır Ceza Mahkemesinin, 30.12.2019 tarihli ve 2019/365 Esas, 2019/560 Karar sayılı kararı ile maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 300,00 TL manevi tazminatın 13.06.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte, 35.000,00 ile 300,00 TL manevi tazminatın 13.06.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte, 35.000,00TL manevi tazminatın 04.07.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

6. … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin, 07.02.2022 tarihli ve 2020/1035 Esas, 2022/321 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurularının, manevi tazminat miktarı ve vekâlet ücreti yönünden, düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

7. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 21.09.2022 tarihli ve 2022/38293 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Davacı vekilinin temyiz istemi; dava dilekçesinde belirtilen maddi ve manevi tazminat miktarlarına hükmedilmesi gerektiğine ilişkindir.

B. Davalı vekilinin temyiz istemi; hükmedilen manevi tazminat miktarının fazlalığına, faiz başlangıç tarihine, ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile davacının (sanık) avukatı ile birlikte … iline gidip gelirken yaptığı masraflara, cezaevinde iken yaptığı harcamalara, ailesinin … iline taşınması nedeni ile taşınma ve kira ile ilgili yapılan harcamalara, ailesinin ziyaret için yaptığı ödeme ve masraflara, avukatının duruşmaları takip için yaptığı masraflara, OYAK kesintileri nedeni ile uğranılan zarara, özlük haklarının faizsiz olarak ödenmesi nedeni ile uğranılan zarara dayalı olarak talep ettiği maddi tazminat kalemlerinin 5271 sayılı Kanun’un 141 inci maddesi kapsamında değerlendirilebilecek talepler olmadığı, bir kısmının varsayıma dayalı ve muhtemel gelir kayıplarına ilişkin olduğu, gerçek maddi zarar kapsamında olmadıkları, yine belgelendirilmeyen vekâlet ücretine ilişkin alacağın maddi tazminat kapsamına dahil edilemeyeceği; ayrıca tazminat davasının dayanağı olan … 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/100 Esas, 2016/37 Karar sayılı ve 26.02.2016 karar tarihli dosyasında, kendisini dosyaya vekaletname sunan bir müdafii aracılığı ile temsil ettiren ve beraat eden davacı (sanık) yararına, beraat kararının verildiği tarihte geçerli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 3.600,00 TL maktu vekalet ücreti takdiri gerektiği, buna göre aynı avukat ile temsil edilse bile beraat eden birden çok sanık olması durumunda her bir sanık yararına ayrı maktu vekalet ücreti tayini gerektiği, fakat mahkemece davacının (sanık) başka 19 sanıkla birlikte ve ancak aynı avukat ile temsil edildiğinden bahisle sadece 7.200,00 TL vekalet ücretine hükmedildiği, bu hususun ise temyiz konusu yapılmadığı, öte yandan ait olduğu davada hüküm altına alınması gereken vekalet ücretinin yargılama gideri kapsamında olup bu hakkın asıl davadan bağımsız olarak dava konusu yapılamayacağı ve bu kapsamda asıl ceza davasında ödenmeyen vekalet ücretinin maddi tazminat kapsamına dahil edilmesinin mümkün bulunmadığı, dosyaya sunulan 26.12.2013 tarihli serbest meslek makbuzunda yazılı miktarın da 2.640,00 TL olup hükmedilmesi gereken 3.600,00 TL vekalet ücretinden az olduğu, bu bakımdan da davacı yararına hükmedilecek bir maddi tazminat bulunmadığı anlaşılmakla maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

Davacı yönünden; 13.06.2012 – 16.06.2012 tarihleri arasında gözaltında ve 04.07.2012 – 05.06.2013 tarihleri arasında tutuklu kalması sebebiyle 5271 sayılı Kanun’un 141 ve 142 inci maddelerinde öngörülen haksız gözaltı ve tutuklama koşulları oluştuğu, gözaltında ve tutuklu kalmasından dolayı çektiği ceza, acı ve üzüntünün derecesi, sosyal çevresi ile zedelenen onuru, davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına ve tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltında ve tutuklu kaldığı süre de dikkate alınarak hak ve nefaset kurallarına uygun olarak takdiren; davacının 13.06.2012 – 16.06.2012 tarihleri arasında gözaltında kaldığı süreye ilişkin manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 300,00 TL manevi tazminatın gözaltı tarihi olan 13.06.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davacı yararına hazineden tahsiline, davacının 04.07.2012 – 05.06.2013 tarihleri arasında tutuklu kaldığı süreye ilişkin manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 35.000,00 TL manevi tazminatın 04.07.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davacı yararına hazineden tahsiline, davacı lehine 4.236,00 TL nisbî vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına ve tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltında ve tutuklu kaldığı süre ile benzeri hususlarda gözetilerek, zenginleşme sonucunu doğurmayacak şekilde hak ve nefaset kurallarına uygun makul ve makbul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerektiği, mahkemece dahi bu hususlar uyarınca takdir edileceği belirtildiği halde, 13.06.2012 – 16.06.2012 tarihleri arasında 3 gün gözaltında, 04.07.2012 – 05.06.2013 tarihleri arasında da 336 gün tutuklu kalan davacı yararına bu ölçülere uymayacak miktarda az manevi tazminata hükmolunması, hukuka aykırı bulunduğundan, hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinde manevi tazminat miktarı olarak yazılı “300,00” ibaresinin çıkarılması ve yerine “600,00” ibaresinin yazılması; hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinde manevi tazminat miktarı olarak yazılı “35.000,00” ibaresinin çıkartılması ve yerine “68.000,00” ibaresinin yazılması;

25.08.2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 694 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 144 üncü maddesi ile 5271 sayılı Kanun’un 142 inci maddesine eklenen dokuzuncu fıkra uyarınca, hüküm altına alınan toplam tazminat miktarına göre davacı yararına hükmolunacak nisbî vekalet ücretinin 4.233,00 TL yerine hatalı hesaplama ile 4.236,00 TL olarak fazla şekilde tayini, hukuka aykırı bulunduğundan, hüküm fıkrasının (5) numaralı bendinde yazılı “4.236,00” ibaresinin çıkarılması ve yerine “5.450,00” ibaresinin yazılması suretiyle istinaf başvurularının düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan … 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/100 Esas – 2016/37 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma ve devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etmek suçlarından 13.06.2012 – 16.06.2012 tarihleri arasında 3 gün gözaltında, 04.07.2012 – 05.06.2013 tarihleri arasında 336 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 21.10.2016 tarihinde kesinleştiği, gözaltına alınma tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

A. Davacı vekilinin temyiz istemi yönünden;
1.Maddi tazminata ilişkin temyiz isteği yönünden;
Davacının gözaltında kaldığı dönemde vekilinin de kendisi ile birlikte …’e gelmesi ve gözaltı süresince …’de kalması sebebiyle yaptığı harcamalar, cezaevinde kaldığı dönemde yaptığı harcamalar, ailesinin …’e taşınmak zorunda kalması sebebiyle yaptığı harcamalar, ailesinin müvekkili ziyaret için yaptıkları harcamalar, vekilinin duruşmaları takip etmesi sebebiyle yaptığı harcamalar, vekâlet ücreti olarak yaptığı ödemeler, OYAK kesintileri sebebiyle uğradığı zarar, tahliye olduktan sonra duruşmaları takip için yaptığı harcamalar ve özlük haklarının faizsiz olarak ödenmesi sebebiyle uğradığı zararın koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında maddi zarar kapsamında değerlendirilmemesinde hukuka ayrılık bulunmamıştır.

2.Manevi tazminata ilişkin temyiz isteği yönünden;
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nefaset ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerektiği göz önünde bulundurularak; bölge adliye mahkemesince takdir edilen manevi tazminat miktarı yönünden kararda hukuka aykırılık bulunmamıştır.

B. Davalı vekilinin temyiz istemi yönünden;
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nefaset ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerektiği göz önünde bulundurularak; bölge adliye mahkemesince takdir edilen manevi tazminat miktarı ve hükmedilen manevi tazminat miktarına talep doğrultusunda faiz işletilmesi yönünden kararda hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin, 07.02.2022 tarihli ve 2020/1035 Esas, 2022/321 Karar sayılı kararında davacı vekili ve davalı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca … 10. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

10.04.2023 tarihinde karar verildi.