Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2022/7516 E. 2023/1926 K. 31.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/7516
KARAR NO : 2023/1926
KARAR TARİHİ : 31.05.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Taksirle yaralama
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun kabulü ile 5271 sayılı Kanun’un 280/2.

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Mucur Asliye Ceza Mahkemesinin, 06.02.2020 tarihli ve 2018/46 Esas, 2020/54 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle yaralama suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun (5237 sayılı Kanun) 89 uncu maddesinin dördüncü fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları uyarınca 3.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

2.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin, 03.01.2022 tarihli ve 2020/2770 Esas, 2022/17 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık ile mahalli Cumhuriyet savcısının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılarak yeniden yapılan yargılama sonucu, sanık hakkında taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 73 üncü maddesi ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun’un (5271 sayılı Kanun) 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca açılan kamu davasının düşürülmesine karar verilmiştir.

3.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 12.09.2022 tarihli ve 2022/7516 sayılı, esastan reddi ile hükmün onanması görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdii olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılanlar vekilinin temyiz nedeni; düşme kararının usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü;
1.Sanık …’ın sürücülüğünü yaptığı otomobil ile sürücüsü … olan ve …Türkmenin’de yolcu olarak bulunduğu motosikletin çarpışması sonucu yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, adli muayene raporlarına göre motosiklette bulunan …ve …’in yaralandığı kaza sonrası tutulan kaza tespit tutanağına göre sanık …’ın Kara Yolları Trafik Kanunu’nun “şerite tecavüz etme ve araçların hızını gerekli şartlara uygunluğunu sağlamama” kuralını ihlal ettiği, katılan …’in ise kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığının belirtildiği olayda, her ne kadar katılanların ifadelerinde aracı sanığın değil de mahkememizce tanık olarak beyanlarına da başvurulan …’ın kullandığını beyan etmişlerse de tüm dosya kapsamından aracı …’ın değil sanık …’ın kullandığı kanaatine varılmış, özellikle bilirkişi raporunda da irdelenen Mucur Devlet Hastanesinin güvenlik kamera kayıtlarında kazaya karışan araca 40-45 yaşlarında bir erkek şahsın bindiğinin görüldüğü bu tespitinde sanığın yaşına uygun olduğu, katılanların beyanındaki …’ın suç tarihinde 18 yaşında olduğu (1999 doğumlu) kamera kayıtlarındaki kişi ile yaşının uyumlu olmadığı, bu sebeple kazayı yapan kişinin … olduğuna dair kesin net her türlü şüpheden uzak herhangi bir delilin bulunmadığı, kazayı meydana getiren kişinin sanık … olduğu kamera kayıtları ve sanık beyanları ile birlikte mahkememizce sabit görülmüş, kovuşturma aşamasında mahkememizce yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporuna göre sanık …’ın asli ve tam kusurlu olduğu, katılan …’in ise kazada kusurunun bulunmadığının anlaşıldığı bu sebeple sanığın üzerine atılı suçu işlediği anlaşılarak mahkumiyetine karar verilmiştir.

2.Sanık savunmasında; ”Ben daha önce ifade vermiştim. O ifademi aynen tekrar ederim. Müştekilerle hiçbir husumetim yoktur. Kendilerini tanımıyorum. Olay günü hastaneye gitmiştim. Ramazan ayıydı. Hastaneden çıktıktan sonra … kullandım. … kullandığım esnada yüz felci ve kol felci geçirdiğimi hissettim. Karşıdan gelen motora hiçbir sinyal veremeden çarptım. Çarptığım motora iki kişi vardı. Çarptığım kişileri tanımıyorum. Şu an bana Segbis ortamında gösterilen kişiler olup olmadığını hatırlayamadım. Kazayı gerçekleştiren kişi bendim. Yanımda hiç kimse yoktu. Aracı tek başıma kullanıyordum. … isimli kişiyi de tanımıyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur.

3.Katılan … kovuşturma aşamasında; ”Ben daha önce ifade vermiştim. O ifademi aynen tekrar ederim. Kazayı gerçekleştiren kişi … olduğundan eminim. Motoru ben kendim kullanıyordum. …’ın babası karakolun önündeyken olayı 2.000-3.000 TL’ye halledelim, kapatalım diye teklifte bulundu. Ben kazaya sebebiyet veren kişilerden şikayetçiyiz. Davaya katılmak istiyoruz.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

4.Katılan … kovuşturma aşamasında; ”Ben daha önce ifade vermiştim. O ifademi aynen tekrar ederim. Kazayı gerçekleştiren kişi … değil, …’tır. Her ne kadar kamera kayıtlarında tek kişi gözükse de olay günü araçta iki şahıs vardı. Biz kazayı gerçekleştiren şahsın … olduğundan eminiz. Ayrıca hastanedeyken …’ın babası benimle görüşmeye geldi. Davayı sulh yoluyla çözmek istedi. Ben kazaya sebebiyet veren kişilerden şikayetçiyiz. Davaya katılmak istiyoruz.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

5.Tanık …; ”Ben daha önce ifade vermiştim. O ifademi aynen tekrar ederim. Geçen sene Ramazan ayıydı. Ezanın okunmasını bekliyordum. Dışarıdan sesler gelmesi üzerine dışarıya baktım. …’in kaza yaptığını gördüm. Hemen Ömer’in başına koştum. Arabayı kullanan şahıs ince zayıf biriydi. Kendisini sima olarak görmedim. Sadece arabanın şoför kapısını kapatırken gördüm. Araçta kaç kişi olduğunu görmedim. Olayı … da gördü. Kendisi de benim evimin karşısında oturur. Yani Karşıyaka mahallesinde oturmaktadır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

6.Tanık …; ”Ben …’ı tanımam olay günü iftara beş dakiki kala eve geçmiştim. İftardan sonra dışarı çıkmıştım. Daha sonra arkadaşım beni telefonla aradı. Polisin aradığını bir kazaya karıştığımı söyledi. Benim kaza ile hiç bir ilgim alakam yoktur. O tarihlerde ehliyetim de yoktu. Ehliyetimi alalı bir yıl oldu. … kullanmayı da bilmiyordum. Katılanların neden aracı benim kullandığımı söylediklerini bilmiyorum. Her halde beni sanığa benzettiler. Polisin haber vermesi üzerine hastaneye gittim. …’le görüştüm. … bana kazayı gerçekleştirenin benim olduğumu söyledi. Bende kul hakkı yemek büyük günahtır. Bunu nereden çıkarıyorsunuz dedim. Sonra ben görmedim. Bana oğlum söyledi dedi. Oğlu sosyal medyadaki resimlerimi çıkarıp kazadan kaçtıktan sonraki fotoğrafları diye babasına göstermiş. Eğer kazadan kaçtıysam fotoğraflarımı neden sosyal medyaya koyayım ki. Ayrıca olay günü üzerimde mavi bir ceket olduğu iddia edilmiş ancak o günü hatırlıyorum üzerimde yeşil sarı çizgili tişörtüm vardı. Hatta o gün arkadaşlarımla fotoğraf çekindim. İnternete de atmıştım. Benim tek bir mavi ceketim var onuda düğünde seyranda giyerim. “şeklinde beyanda bulunmuştur.

7.Tanık …; ”…plakalı … eşimin üzerine kayıtlı ancak şahsıma aittir. Ben … dinlenme tesislerinde çalışıyorum. … da orada işçi olarak çalışmaktadır. 17/06/2017 tarihinde gerçekleşen kazada … benim haberim olmadan ceketimin cebinden çıkartıp aracı kullanmıştır. Kaza gerçekleştikten sonra polisin haber vermesi ile kazadan haberdar oldum. Polis beni aradığında aracımın kazaya karıştığını söylediler ancak kazayı gerçekleştirenin kim olduğunu söylemediler. İş yerinde kamera kayıtlarında yaptığımız inceleme de anahtarı alanın … olduğunu gördük. …’ı tanırım kendisi arkadaşım …’ın oğludur. Kendisine aracımı kesinlikle vermedim. Aracımı da hiç bir zaman kullanmamıştır. … bizim iş yerimize hiç uğramaz. … ile tanışıklıklar var mı bilmiyorum. Olaya dair bilgim ve görgüm bundan ibarettir. “şeklinde beyanda bulunmuştur.

8.Ahi Evren Üniversitesi tarafından tanzim edilmiş olan 04.08.2017 tarihli rapora göre katılan …’in basit tıbbi müdahale ile iyileşebilecek ve vücudunda 2.derecede kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı, aynı kurum tarafından 03.08.2017 tarihinde tanzim edilmiş olan rapora göre katılan …’in ise basit tıbbi müdahale ile iyileşemeyecek ve vücudunda 5. derecede kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı belirtilmiştir.

9.Kaza tespit tutanağına göre; sanığın idaresindeki … ile karşı yönden araçların şeridinde seyir etmesi ve aracın hızını yol durumuna göre ayarlamaması sebebiyle kusurlu olduğu, katılan …’in ise herhangi bir kusurunun bulunmadığı belirtilmiştir.

10.Keşfe binaen tanzim edilen 26.12.2018 tarihli bilirkişi raporuna göre; sanığın, şerit izleme ve değiştirme kurallarına uymaması ve aracın hızının yol durumuna göre ayarlamaması sebebiyle asli ve tam kusurlu olduğu, katılan …’in ise herhangi bir kusurunun bulunmadığı belirtilmiştir.

11.Sanığa ait adli sicil kaydı ve nüfus kaydı, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden temin olunarak dava dosyasına eklenmiştir

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü;
”Sanığın sevk ve idare ettiği araçla, katılan …’in kullandığı motosikletin çarpışmaları sonucu katılanların yaralandıklarının iddia edildiği olayda, katılanlar soruşturma aşamasındaki 19/06/2017 ve 02/07/2017 tarihli kolluk beyanlarında, “olay sırasında kendilerine çarpan aracı hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilen … isimli şahsın kullandığını, … sürücüsü …’tan şikayetçi olduklarını” ifade ettikleri,

Her ne kadar katılanlar kovuşturma aşamasındaki 15/05/2018 tarihli celsede sanık …’tan şikayetçi olmuşlarsa da, sanığın üzerine atılı taksirle yaralama suçunun TCK’nın 89. maddesinde hükme bağlandığı ve aynı maddenin 5.fıkrası gereğince 1.fıkra kapsamı dışında bulunan bilinçli taksir hali hariç şikayete tabi olduğu, aynı Yasanın 73/1. maddesi gereğince şikayet hakkının 6 ay içerisinde kullanılması gerektiği, katılanların 17/06/2017 tarihinde meydana gelen olayda, 6 aylık şikayet süresinin geçmesinden sonra 15/05/2018 tarihli celsede sanık hakkında şikayette bulunduklarının anlaşılması karşısında;

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 280/1-a ve 303. maddesinin 1.fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilmek suretiyle mahkumiyet hükmünün kaldırılmasına ve TCK’nın 73. ve CMK’nın 223/8.maddeleri uyarınca kamu davasının düşürülmesine ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.” kanaatine varılmıştır.

IV. GEREKÇE
17.06.2017 günü saat 19:50 sıralarında sanığın sevk ve idaresindeki otomobil ile meskun mahal içi, iki yönlü, 50 km/saat hız sınırının bulunduğu, düz ve eğimli yolda seyir halindeyken, karşı yönden gelmekte olan araçların istikametine geçerek karşı yönden gelmekte olan katılan …’in idaresindeki motosiklete çarpması neticesinde katılan …’in basit tıbbi müdahale ile iyileşebilecek ve vücudunda 2.derecede kemik kırığı oluşacak şekilde, katılan …’in ise basit tıbbi müdahale ile iyileşemeyecek ve vücudunda 5.derecede kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandıkları olayda,

Taksirle yaralama suçunun TCK’nın 89/5. maddesi uyarınca takibi şikayete tabi olup, şikayet süresi ise TCK’nın 73/1. maddesi uyarınca fiil ve failin öğrenilmesinden itibaren 6 ay olduğu, 17.06.2016 tarihinde meydana gelen olayda katılanların, hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilen Yusuf Kılınç’dan şikayetçi olduğu, 23.06.2017 tarihli ifadesinde kazayı ben yaptım diyen sanık …’tan ise 15.05.2018 tarihli duruşmada şikayetçi oldukları beyan etmeleri karşısında şikayetin süresinde olmaması nedeniyle düşme kararı verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin, 03.01.2022 tarihli ve 2020/2770 Esas, 2022/17 Karar sayılı kararında katılanlar vekilinince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Mucur Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

31.05.2023 tarihinde karar verildi.