Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2022/6630 E. 2023/2268 K. 21.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/6630
KARAR NO : 2023/2268
KARAR TARİHİ : 21.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Taksirle yaralama
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Anamur 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.10.2015 tarihli ve 2015/135 Esas, 2015/717 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 89 uncu maddesinin birinci fıkrası, 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 89 uncu maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi, 62 maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkrası uyarınca 6000 TL adli cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası uyarınca sürücü belgesinin 6 ay süre ile geri alınmasına karar verilmiştir.

2. Anamur 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.10.2015 tarihli ve 2015/135 Esas, 2015/717 Karar sayılı kararının, sanık tarafından temyizi üzerine Dairemizin, 08.12.2021 tarihli ve 2019/11874 Esas, 2021/8666 Karar sayılı kararı ile özetle sanığın yargılama konusu eylemi yönünden 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesi kapsamında basit yargılama usûlünün uygulanabilir hâle geldiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

3. Anamur 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 18/04/2022 tarihli ve 2021/113 Esas, 2022/392 Karar sayılı kararı ile Dairemiz tarafından verilen bozma ilamına uyularak sanık hakkında basit yargılama usulüne göre yargılama yapıldığı ve taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanunu’nun 89 uncu maddesinin birinci fıkrası, 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 89 uncu maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 52 nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca 4.500 TL adli cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası uyarınca sürücü belgesinin 6 ay süre ile geri alınmasına karar verilmiştir.

4. Anamur 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 18/04/2022 tarihli ve 2021/113 Esas, 2022/392 Karar sayılı kararına sanık tarafından itiraz edilmesi üzerine mahkemece duruşma açılıp genel hükümlere göre karar verildiği, Anamur 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.07.2022 tarihli ve 2022/583 Esas, 2022/735 Karar sayılı kararı ile taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanunu’nun 89 uncu maddesinin birinci fıkrası, 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 89 uncu maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca 4.500 TL adli cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası uyarınca sürücü belgesinin 6 ay süre ile geri alınmasına karar verilmiştir.

5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 01.09.2022 havale tarihli ve 2022/113127 sayılı, düzeltilerek onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri kusur durumuna, uzlaşmaya, zamanaşımına ve diğer temyiz itirazlarına ilişkindir.

B. Katılan Vekilinin Temyiz Sebepleri
Katılan vekilinin temyiz sebepleri ceza miktarına, takdiri indirim hükümlerinin uygulanmasına ve diğer temyiz sebeplerine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Anamur 2. Asliye Ceza Mahkemesi gerekçesinde, “…Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Mahkememizce yapılan yargılama sonucu; iddia, sanık savunması, katılan beyanı, tanık beyanı, bilirkişi raporu, adli muayene raporu ve tüm dosya kapsamından, sanık …’ın, sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosikleti ile 19/10/2014 tarihinde, Bozyazı ilçesi Alparslan Türkeş Bulvarı üzerindeki kara yolunda 52 promil alkollü bir şekilde seyir halinde bulunduğu, sanığın motorun üzerine yatmak sureti ile ve karayolundaki hız limitlerini ihlal etmek sureti ile aynı yolda seyir halinde bulunan katılan …’nin sevk ve idaresindeki …plaka sayılı motosiklete sol taraftan çarparak katılan BTM ile giderilemeyecek ve vücudunda kemik kırığı meydana gelecek şekilde yaralanmasına neden olduğu ve olay sonrasında olay mahallini terkettiği tespit edilmiştir. Sanık 2918 sayılı yasanın 54/1-a bendinde düzenlenen “geçme kuralına riayet etmemek” ve 47/1-d “yasak, zorunluluk veya yükümlülüklerine uymamak” kurallarını ihlal ederek dikkatsiz ve özensiz bir şekilde … kullanması nedeniyle aynı yönde seyir halinde olan katılan …’nin sevk ve idaresindeki …plaka sayılı motosiklete sol taraftan çarparak TCK’nın 89/1 maddesinde belirtilen taksirle yaralama suçunu işlediği kanaatine varılmıştır. Sanığın 52 promil alkollü bir şekilde, güvenli bir şekilde … sevk ve idare edemeyecek olduğunu bilmesine rağmen, kendi becerisine güvenerek katılan ile aynı istikamette seyredip, motor üzerine yatmak ve hız yapmak sureti ile katılanın bulunduğu şerittien seyrederek katılanın çok yakınından geçmek sureti ile katılanın motosikletine çarpması ve neticesinde yaralanmasına neden olması şeklindeki eylemi TCK’nın 22/3 maddesinde belirtilen bilinçli taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olmak suçunu oluşturmaktadır. Anamur Devlet hastahanesi tarafından düzenlenen 25/12/2014 tarihli kati raporda, katılanın vücudunda kemik kırığı oluştuğu, mevcut kırık şahsın hayati fonksiyonlarını orta (3) nitelikte etkilediği ve BTM ile giderilemeyecek şekilde yaralandığı tespiti yapılmıştır. 09/06/2015 tarihli Mahkememizce de itibar edilen bilirkişi raporunda sanığın olduğu alkolün etkisi ve motosiklet üzerinde bulunduğu hal sebebiyle önünde ilerleyen motosikleti geçerken motosikletinin kontrolünü kaybedip motosiklete çarparak 2918 sayılı karayolları trafik Kanununun 48/5(alkollü … kullanmak), 47/1d (trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymamak) ile 54/1a(geçme kurallarına riayet etmemek) maddelerini ihlal ederek bu kazanın oluşumunda tamamen kusurlu olduğu tespiti yapılmıştır. Dinlenen tanıklar sanığın hızlı bir şekilde karayolunda seyir ettiğini ve motorun üzeri yattığını beyan etmişlerdir. Katılan kendisinin ortalama hızda gittiğini sanığın ise kendi şeridinden gittiğini hızının çok yüksek olduğunu ve kendisine çok yakın geçtiğini ve aynı şeritte olmaları nedeniyle kendisine yandan çarptığını beyan etmiştir. Ayrıca her ne kadar sanık katılanın sola dönmek için ani dönüş yaptığını iddia ederek üzerine atılı suçu inkar etmiş ise de, kaza mahallinde yapılan keşifte sola dönüşün olmadığı tespit edilmiştir. Sanık hakkında, alkol almak suretiyle motor kullanması, motorun üzerine yatması, yaralanmanın şekli sanığın kazadan sonra olay yerini terk etmesi göz önüne alınarak takdiren alt sınırdan uzaklaşılarak ve adli para cezası tercih edilerek cezalandırılmasına, bilinçli taksirle işlemesi nedeniyle TCK’nın 22/3 maddesi uyarınca hakkında verilen cezanın artırılmasına, katılanda 3. derecede kemik kırığı meydana gelmesi nedeniyle 89/2-b maddesi uyarınca artırılmasına ve sanık hakkında takdiri indirim uygulanmasına karar verilmiştir. Sanık hakkında Anamur Sulh Ceza Mahkemesini 2010/74 Esas 2010/214 karar sayılı ilam ile kasten basit yaralama suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bulunması, sanığın denetim süresi içinde mahkememizde görülen suçu işlemiş olması ayırca sanığın katılanın zararını gidermemiş olması nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 231(6-c), 8. maddesi uyarınca sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…” denilmiştir.

2. Sanığın alınan savunmasında “…’ da Şımarık avm önü D-100 kara yolunda Mersin istikametine giderken önümde seyreden müştekiyi geçmek için sol şeride geçtim. Müşteki direksiyonu aniden benim bulunduğum şeride kırınca bana çarptı. Kaza bu haliyle meydana geldi. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, Kaza olduğu gün kaza anından yaklaşık 4-5 saat öncesinde iki tane bira içmiştim. Motor için ehliyetim yoktur, ehliyetsiz kullanmıştım, Motoru kullanırken motorun üzerine yatmıştım. Eğer hakkımda ceza verilecek olursa verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasını istiyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

3. Katılan …’nin aşamalarda şikayetçi olduğu, davaya katılma talebinde bulunduğu ve uzlaşmayı kabul etmediği görülmüştür.

4. Katılan … hakkında Anamur Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen 25.12.2014 tarihli raporda, yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilemeyeceği, hayati tehlikeye neden olmadığı, kemik kırığına neden oluğu, kırığın hayati fonksiyonlarını 3. derece etkilediği bildirilmiştir.

5. Kolluk güçlerince tanzim olunan 19.10.2014 Tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağı ile keşif neticesinde düzenlenen 09.06.2015 Tarihli Trafik Bilirkişi Raporuna göre sanığın tam kusurlu olduğu, katılanın ise kusursuz olduğunun belirtildiği görülmüştür.

6. Sanık hakkında düzenlenen adli rapor içeriğine sanığın kazadan yaklaşık bir saat kırk dakika sonra 0,52 promil alkollü olduğunun tespit edildiği görülmüştür.

7. Tanık …., …., …., …. beyanları dosya kapsamında bulunmaktadır.

IV. GEREKÇE
A. Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri
1. Soruşturma aşamasında düzenlenen kaza tespit tutanağı ile yargılama aşamasında düzenlenen trafik bilirkişi raporunun, oluş ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, kusur durumunu kesin bir şekilde tespit ettiği anlaşılmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. Soruşturma aşamasında katılanın uzlaşmayı kabul etmediği gibi yargılama aşamasında yaralanması sebebiyle uğradığı zararı beyan etmesine rağmen inceleme tarihine değin sanık tarafından bu zararın giderilmesine yönelik bir girişimde bulunulmadığı da göz önüne alındığında, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık görülmemiştir.

3. Sanığa isnat edilen ve daha ağır bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan eylem 5237 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinin birinci fıkrasında yaptırıma bağlanmış olup, anılan suç aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının e bendi uyarınca 8 yıllık zamanaşımına tabidir. Kesen nedenlerin varlığı halinde süre yeniden işlemekte ise de, bu süre 5237 sayılı Kanun’un 67 nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca en fazla yarı oranında uzayacağından, suç tarihi olan 19.10.2014 tarihinden itibaren olağanüstü 12 yıllık zamanaşımı süresinin gerçekleşmediği anlaşıldığından, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

4. Sanığın tespit edilen alkol miktarının, Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre, 100 promilden fazla alkol miktarı güvenli sürüş yeteneğini ortadan kaldıracağı kabulüne uygun olmayan şekilde olay sırasında yaklaşık 0,77 promil olduğu ve bilinçli taksir koşullarını sağlamadığı ancak görüntü kayıtlarından anlaşıldığı üzere sanığın katılan ile aynı istikamette seyrederken, motor üzerine yatmak ve katılanın çok yakınından geçerek sollamaya çalışmak sureti ile çok tehlikeli şekilde … kullandığı ve bu davranışlarının da mahkemece bilinçli taksirin uygulanma gerekçeleri olarak gösterilmesi karşısında, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

5. 5237 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası uyarınca belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkumiyet hâlinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebileceği düzenlendiği; dosya içeriğinden ve UYAP üzerinden yapılan sorgulamada, suç tarihi itibariyle sürücü belgesi bulunmadığı anlaşılan sanık hakkında 5237 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası gereğince sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi ile paraya çevirme hükümlerinin uygulanması sırasında uygulama maddesinin gösterilmemesi hukuka aykırı bulunmuş ve bu aykırılık Yargıtay tarafından giderilmiştir.

B. Katılan Vekilinin Temyiz Sebepleri
1. Sanığın dosyada bulunan deliller kapsamında tayin olunan eylemi bakımından, 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesinde yer verilen, suçun işleniş biçimi, sanığın taksirinin yoğunluğu, meydana gelen zararın ağırlığı gibi ölçütler ile aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına belirtilen cezada orantılılık ilkesi dikkate alınarak sanık hakkında belirlenen temel cezanın sonuca etkili olacak şekilde alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edildiği görülmekle, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususu mahkeme hakiminin takdirinde olup, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

3. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfının doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, katılan vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde A bendinin 5 inci fıkrasında açıklanan nedenlerle, Anamur 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.07.2022 tarihli ve 2022/583 Esas, 2022/735 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasının 1 numaralı hüküm yedinci fıkrasına “göz önüne alınarak” ibaresinden sonra gelmek üzere “TCK’nın 52/2 maddesi gereğince” ibaresinin eklenmesi ile sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin onuncu fıkrasının hükümden çıkarılması suretiyle hükmün, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.06.2023 tarihinde karar verildi.