YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/6298
KARAR NO : 2023/476
KARAR TARİHİ : 20.02.2023
MAHKEMESİAğır Ceza Mahkemesi
Davacının tazminat talebi hakkında dairemizce verilen bozma kararı üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 18.09.2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının … 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.02.2011 tarih ve 2011/6 sorgu sayılı kararı ile, “ergenekon terör örgütüne yardım etmek” suçundan tutuklandığını, … 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.03.2011 tarih ve 2011/288 D. … sayılı kararı ile tahliyesine karar verildiğini, hakkında aynı suçtan dolayı … 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/137 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığını, 07.04.2015 tarih ve 2015/87 karar sayılı kararı ile davacının beraatine karar verildiğini, bu kararın 15.04.2015 tarihinde kesinleştiğini, tıp profesörü olan müvekkilinin tutuklu kaldığı sürede pazar günleri çıkarıldıktan sonra kalan 36 gün için özel muayenesinde hasta kabulü yapamadığını, bu tarihte bir tıp profesörünün hasta muayene ücretinin 250,00 TL olduğu düşünüldüğünde, zararının 36×250=9.000,00 TL olduğunu, tahliye olmasından sonra müvekkilinin tutuklu kalması dolayısıyla kamuoyunda oluşan olumsuz izlenim nedeniyle hasta kaybından dolayı 100.000,00 TL gelir kaybı yaşadığı, 3.000,00 TL vekâlet ücretinin maddi zararı kapsamında olduğunu belirterek, 250.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesini talep etmiştir.
2. Davalı vekili 05.11.2015 tarihli cevap dilekçesinde özetle; koşulları oluşmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3. … 20. Ağır Ceza Mahkemesinin, 22.12.2015 tarihli ve 2015/187 Esas, 2015/375 Karar sayılı kararı ile tazminat talebinin kısmen kabulü ile 9.000,00 TL maddi, 60.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
4. … 20. Ağır Ceza Mahkemesinin, 22.12.2015 tarihli ve 2015/187 Esas, 2015/375 Karar sayılı kararının davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 13.05.2019 tarihli ve 2019/305 Esas,2019/6019 Karar sayılı ilâmıyla;
“Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, davacı lehine belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda fazla manevi tazminata hükmolunması,”
Nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
5. Hukukî Süreç başlığı altında (4) numaralı paragrafta ayrıntılarına yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek gereklerinin yerine getirildiği anlaşılmıştır.
6. … 20. Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.10.2019 tarihli ve 2019/395 Esas, 2019/510 Karar sayılı kararı ile tazminat talebinin kısmen kabulü ile 9.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
7. … 20. Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.10.2019 tarihli ve 2019/395 Esas, 2019/510 Karar sayılı kararının davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 15.03.2021 tarihli ve 2020/244 Esas, 2021/2621 Karar sayılı kararıyla;
“Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak ve emsal uygulamaların da üzerinde olacak şekilde fazla manevi tazminata hükmolunması, “
nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
8. Hukukî Süreç başlığı altında (7) numaralı paragrafta ayrıntılarına yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek gereklerinin yerine getirildiği anlaşılmıştır.
9. … 20. Ağır Ceza Mahkemesinin, 13.07.2021 tarihli ve 2021/198 Esas, 2021/336 Karar sayılı kararı ile tazminat talebinin kısmen kabulü ile 9.000,00 TL maddi, 14.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
10. … 20. Ağır Ceza Mahkemesinin, 13.07.2021 tarihli ve 2021/198 Esas, 2021/336 Karar sayılı kararının davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 24.01.2022 tarihli ve 2021/6395 Esas, 2022/498 Karar sayılı kararıyla;
“Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak ve emsal uygulamaların da üzerinde olacak şekilde fazla manevi tazminata hükmolunması, “
nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
11. Hukukî Süreç başlığı altında (10) numaralı paragrafta ayrıntılarına yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek gereklerinin yerine getirildiği anlaşılmıştır.
12. … 20. Ağır Ceza Mahkemesinin, 31.05.2022 tarihli ve 2022/260 Esas, 2022/294 Karar sayılı kararı ile tazminat talebinin kısmen kabulü ile 9.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
13. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 09.08.2022 tarihli, davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile bozulması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davalı vekilinin temyiz sebepleri
1. Hükmedilen maddi tazminat miktarının fazla olduğuna,
2. Hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğuna,
İlişkindir.
III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;
Yerel Mahkemenin Kabulü
… 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/137 esas sayılı dosyasının incelenmesi sonucunda; davacının … 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 11.02.2011 tarih ve 2011/6 sorgu sayılı kararı ile, “ergenekon terör örgütüne yardım etmek” suçundan tutuklandığı, … 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.03.2011 tarih ve 2011/288 D.İ ş sayılı kararı ile tahliyesine karar verildiği, hakkında aynı suçtan dolayı … 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/137 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, 07.04.2015 tarih ve 2015/87 karar sayılı kararı ile beraatine karar verildiği, bu kararın 15.04.2015 tarihinde kesinleştiği, kesinleşme şerhinin davacıya tebliğ edilmediği, davanın yasal süresinde açıldığı tespit edilmiştir.
Davacı vekili, müvekkilinin, yargılandığı ceza davasında kendisini temsil eden avukatına 3.000,00 TL vekâlet ücreti ödediğini belirterek, bu miktarın da maddi tazminat kapsamında hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep ettiği, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin birçok kararında da vurgulandığı gibi; 29.05.1957 tarih ve 4-16 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği üzere, vekâlet ücreti, yargılama giderleri kapsamında olup, bu hakkın asıl davadan bağımsız olarak dava konusu yapılamayacağı, ancak ait olduğu davada hüküm altına alınması gereken ve ilgili davada temyizen incelenebilecek haklardan olduğundan, ceza davasında ödenmeyen vekâlet ücretinin, maddi tazminat kapsamında ayrıca dava konusu edilemeyeceğinden maddi tazminatın hesabında, davacının ceza davasında ödediğini belirttiği vekalet ücreti dikkate alınmamıştır.
Davacı vekili, müvekkilinin tahliye olmasından sonra, tutuklu kalması dolayısıyla kamuoyunda oluşan olumsuz izlenim nedeniyle hasta kaybından dolayı 100.000,00 TL gelirden yoksun kaldığını, bu miktarın da maddi tazminat hesabında dikkate alınmasını talep etmişse de; söz konusu istemin, varsayımsal bir düşünceye dayandığı, nesnel ve belirlenebilir bir istem olmadığından, maddi tazminat hesabında dikkate alınamamıştır.
Tıp profesörü olan davacının haksız tutuklama tarihinde özel muayenehanesinde hasta kabulü yaptığı, dosyaya sunulan vergi levhası ve kazanç defteri örneklerinden tespit edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde; haksız tutuklama tarihinde bir tıp profesörünün hasta muayene ücretinin 250,00 TL olduğu düşünüldüğünde, müvekkilinin zararının 36×250=9000,00 TL olduğunu belirtmiştir. Bir tıp profesörünün, haksız tutuklama tarihi olan 2011 yılında özel muayenehanesinde günlük 250,00 TL kazanç elde etmesi mahkemece makul bulunmuştur. Bu nedenle, 9.000,00 TL maddi tazminatın haksız tutuklama tarihi olan 11.02.2011 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalı Hazine’den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacının terör örgütüne yardım etmek suçlaması ile tutuklanması ve yargılanması, gerek aile bireylerinde, gerekse kendisinde başlı başına onarılmaz yaralar açacağı, davacının, delil olarak sunduğu gazete kupürlerinden, hakkında bu konuda çok sayıda haber yapıldığı, tutuklandığının ülke çapında yayınlanan … tirajlı gazetelerde haber olarak geniş bir kesimin bilgisine ulaştığı, davacının mahkemedeki beyanı ile vekilinin sunduğu doktor raporundan; olay tarihinde 4 yaşında olan kızının “travma sonrası stres bozukluğu” tedavisi gördüğü, davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın oluşu ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer dikkate alınarak ve manevi tazminatın davacının bu ızdırabının tamamen giderilmesini sağlamasa da, onarıcı işlev görmesi ve bir yandan da zenginleşme sonucunu oluşturmayacak şekilde hak ve nesafet ilkeleri de gözetilerek 10.000,00 TL manevi tazminatın haksız tutuklama tarihi olan 11.02.2011 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalı Hazine’den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan … 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/137 esas 2015/87 karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının silahlı terör örgütüne yardım etmek suçundan 11.02.2011–24.03.2011 tarihleri arasında 41 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 15.04.2015 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.
5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca, tazminat davaları nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan nisbî avukatlık ücreti ödeneceği ancak, ödenecek miktarın tarifede sulh ceza hâkimliklerinde takip edilen işler için belirlenen maktu ücretten az, ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten fazla olamayacağı hususu dikkate alınarak davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.850,00 TL nisbî vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmesi gerekirken eksik vekalet ücretine hükmolunması temyiz eden sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilen manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltında kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti yapıldığından tebliğnamedeki hükmedilen manevi tazminatın yüksek olduğuna ilişkin bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
1.Hükmedilen maddi tazminat miktarının fazla olduğuna ilişkin temyiz sebebi yönünden;
Davacının tutuklandığı tarihte tıp profesörü olduğu, özel muayenehanesinin bulunduğu, bu hususu vergi beyannamesi ile ispatladığı da dikkate alındığında hükmedilen maddi tazminat miktarında hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğuna ilişkin temyiz sebebi yönünden;
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilen manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltında kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti yapıldığından hükmedilen manevi tazminat miktarında hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle … 20. Ağır Ceza Mahkemesinin,31.05.2022 tarihli ve 2022/260 Esas, 2022/294 Karar sayılı kararında davalı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebeplerinin incelenmesi neticesinde herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
20.02.2023 tarihinde karar verildi.