Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2022/6202 E. 2023/2130 K. 13.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/6202
KARAR NO : 2023/2130
KARAR TARİHİ : 13.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında Dairemizce verilen bozma kararı üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Alanya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.04.2016 tarihli ve 2014/599 Esas, 2016/316 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 89 uncu maddesinin birinci fıkrası, 89 uncu maddesinin ikinci fıkrasının (b) ve (e) bendi, 62 inci maddesi ve 52 inci maddesinin ikinci ile dördüncü fıkrası gereğince 7.500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

2. Alanya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.04.2016 tarihli ve 2014/599 Esas, 2016/316 Karar sayılı kararının sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 12.10.2021 tarihli ve 2019/10623 Esas, 2021/6834 Karar sayılı kararı ile basit yargılama usulü hükümlerinin değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verilmiştir.

3. Alanya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 29.03.2022 tarihli, 2021/1037 Esas, 2022/193 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinin birinci fıkrası, 89 uncu maddesinin ikinci fıkrasının (b) ve (e) bendi, 62 inci maddesinin birinci fıkrası ve 52 inci maddesinin ikinci ile dördüncü fıkrası gereğince 7.500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

4.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 08.08.2022 tarihli ve 2022/103217 sayılı temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanması görüşünü içeren Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteği; basit yargılama usulünün uygulanması gerektiğine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmamasının hatalı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Alanya 3. Asliye Ceza Mahkemesi gerekçesinde; “Suç tarihinde, katılan …’un, sanığın yetkilisi olduğu Hedef Resort Otelde tatil yapmak amacıyla bulunduğu sırada otele ait olan iskeleden denize atladığı, ancak derinliğinin yeterli olmaması nedeni ile boynundan hayati tehlike geçirecek ve hayat fonksyolarına etkisine göre Ağır(5.) Derece kırık meydana gelecek şekilde yaralandığının tüm dosya kapsamından sabit olduğu,

Katılan Mağdurun yaralanmasına neden olan iskelenin sanığın yetkilisi olduğu otele ait olmadığı sanık tarafından savunulmuş ise de; yapılan kolluk araştırmaları, dinlenen tanık beyanları ile tüm dosya kapsamına göre iskelenin sanığın yetkilisi olduğu otele ait olduğu ve iskelede suyun derinliğine yönelik bir uyarı yazısı olmadığı ve gerekli tedbirleri almadığının sabit olduğu,

Her ne kadar hazırlık aşamasında alınan bilirkişi raporunda sanığın 1. Derece asli kusurlu, mağdurun 2. Derece tali kusurlu olduğu belirtilmiş, mahkememizce alınan raporda ise tam tersi şekilde katılanın 1. Derece asli kusurlu, sanığın 2. Derece tali kusurlu olduğu belirtilmiş ise de; raporların incelenmesinden her iki raporun da benzer gerekçelerle kusur durumunun tespit edildiği, her iki raporda da katılanın atlayacağı yerdeki yüksekliği kontrol ederek atlaması gerektiği halde kendi boy ve fizik ölçülerine bakmadan atladığı şeklinde bir belirleme ile kusur durumunun tespit edildiği, CMK ve Bilirkişilik Kanunu hükümlerine göre kusur durumunun belirlenmesinin mahkemeye ait olduğu, alınan raporlarda sanığın kusurlu olduğuna ilişkin bir tereddüt bulunmadığı, bununla birlikte katılanın kusurunu etkileyen hususun her iki raporda da ortak olduğu, mahkememizce yapılan değerlendirmede katılanın eylemi, sanığın eylemi ile birlikte değerlendirildiğinde, sanığın asli kusurlu olduğunun mahkememizce değerlendirildiği, böylelikle sanığın üzerine atılı taksirle yaralama suçunu işlediği anlaşılmış ve eylemine uyan TCK’nin 89/1 ve 89/2-b,e maddeleri kapsamında cezalandırılmasına karar verilmiş, olayda birden fazla nitelikli halin bulunması ve katılanda meydana gelen yaralanmanın niteliği dikkate alınarak temel ceza alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilmiştir.

2. 5271 sayılı CMK’nın 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi yeniden düzenlenmiş olan “Basit Yargılama Usulü” başlıklı 251. maddenin 1. fıkrasında yer alan “Asliye Ceza Mahkemesince iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve / veya üst sınırı 2 yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye göre basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmama takdirinin mahkemeye bırakıldığı, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada mahkemece genel hükümlere göre yargılamaya devam edilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.

3. Sanık aşamalarda iskelenin yetkilisi olduğu otele ait olmadığını, kazada kusuru bulunmadığını beyan etmiştir.

4. Katılan aşamalarda şikayetçi olduğunu, olay yerinde derinliğe ait herhangi bir uyarıcı veya bilgilendirici levha bulunmadığını ve zararının giderilmediğini beyan etmiştir.

5. Alanya İlçe Devlet Hastanesi’nin 24.06.2014 tarihli raporunda katılanın yaralanmasının hayati tehlikeye ve 5. derece kemik kırığına neden olacak şekilde olduğu belirtilmiştir.

6. Tanık …. beyanında sanığın yetkilisi olduğu otelin kendi oteline komşu olduğunu ve sahilde bulunan iskelenin sanığın yetkilisi olduğu otele ait olduğunu beyan etmiştir.

7. Katılanın akrabası olan tanıklar …., …. Ve … beyanlarında katılanın anlatımlarını doğrular nitelikte ve olay yeri iskelede herhangi bir uyarıcı levhanın veya görevlinin bulunmadığı yönünde beyanlarda bulunmuşlardır.

8. Kolluk tarafından düzenlenen 28.04.2014, 30.04.2014 ve 28.05.2014 tarihli 4 adet araştırma tutanağı dosya kapsamında yer almakta olup bu tutanakların içeriğinde iskelenin sanığın yetkili olduğu otele ait olduğunun tespitinin yapılmış olduğu anlaşılmıştır.

9. Soruşturma aşamasında savcılık tarafından aldırılan 20.10.2014 tarihli bilirkişi raporunda sanığın, iskeleden denize atlanması sırasında yeterli derinlik olmamasına ragmen gelen müşterileri bu konuda bilgilendirmemesi ve herkesçe görülebilecek alanlara iskeleden denize atlamanın yasak olduğunu belirtmemesi, bu konuda gerekli güvenlik önlemlerini almaması nedeniyle asli kusurlu olduğu, katılanın, iskeleden atlarken atlayacağı alanın derinliğini önceden kontrol etmeyerek bilinçsiz bir atlama yapması nedeniyle tali kusurlu olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.

10. Kovuşturma aşamasında talimat yoluyla aldırılan 10.10.2015 tarihli bilirkişi raporunda sanığın olay yerinde düzeni ve can güvenliğini sağlayıcı bir görevli bulundurmaması ve çevre güvenliğini sağlamaması nedeniyle tali kusurlu olduğu, katılanın iskeleden atlamadan önce derinliği ve atlamaya uygun olup olmadığını kontrol etmemesi nedeniyle asli kusurlu olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Katılan … A.’nın sanığın yetkilisi olduğu otelde konaklarken otele ait iskeleden denize atlaması üzerine yeterli derinliğin bulunmaması nedeni ile hayati tehlikeye ve 5. derece kemik kırığına neden olacak şekilde yaralanması ile sonuçlanan olayda, sanığın asli kusurlu olduğunun kabulü ile mahkûmiyetine karar verilmesinde ve ceza miktarında herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.
2. 5271 sayılı CMK’nın 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi yeniden düzenlenmiş olan “Basit Yargılama Usulü” başlıklı 251. maddenin 1. fıkrasında yer alan “Asliye Ceza Mahkemesince iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve / veya üst sınırı 2 yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye göre basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmama takdirinin mahkemeye bırakıldığı ve mahkemece genel hükümlere göre yargılamaya devam edilmesine karar verildiği anlaşılmakla, sanık müdafiinin bu hususa ilişkin temyiz istemi yerinde görülmemiştir.

3. Dosya kapsamında katılanın zararının doğrudan sanık tarafından giderildiğine dair herhangi bilgi ve belgeye rastlanılmamakla, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerin uygulanmamasında isabetsizlik bulunmamış olup, sanık müdafiinin bu hususa ilişkin temyiz istemi yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Alanya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 29.03.2022 tarihli, 2021/1037 Esas, 2022/193 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.06.2023 tarihinde karar verildi.