Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2022/5933 E. 2023/3091 K. 19.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/5933
KARAR NO : 2023/3091
KARAR TARİHİ : 19.09.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2019/602 E., 2020/408 K.
SUÇ : Taksirle yaralama
İNCELEME KONUSU
KARAR : Mahkumiyet
KANUN YARARINA
BOZMA YOLUNA
BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili Kararın Kanun Yararına Bozulması

Konya 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.10.2020 tarihli ve 2019/602 esas, 2020/408 karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 89 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesi ve 52 nci maddesinin dördüncü fıkraları gereğince neticeten 2000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına kesin olarak verilen kararı müteakip Konya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) geçici 5 inci maddesinin d bendinde yer alan “kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin aynı bentte yer alan basit yargılama usulü yönünden Anayasa’ya aykırı olduğundan bahisle iptaline dair Anayasa Mahkemesinin 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı kararı üzerine oluşan yeni duruma göre lehe olan hükümlerin uygulanması ve infazın durdurulmasına yönelik mahkemeden talepten bulunulduğu, Konya 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.11.2020 tarihli ek kararıyla bu talebin reddine karar verildiği, karara yapılan itirazın, Konya 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.12.2020 tarihli ve 2020/606 değişik iş sayılı kararıyla kabul edilerek, anılan kararın kaldırıldığı, ardından Konya 6. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.12.2020 tarihli ek kararıyla, sanığın 5237 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesi ve 52 nci maddesinin dördüncü fıkraları ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince neticeten 1500 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına kesin olarak karar verildiği anlaşılmıştır.

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 27.06.2022 tarihli ve 94660652-105-42-17854-2021-Kyb sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 07.07.2022 tarihli ve KYB-2022/96055 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.07.2022 tarihli ve KYB-2022/96055 sayılı kanun yararına bozma isteminin;

“1- Konya 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/10/2020 tarihli ve 2019/602 esas, 2020/408 sayılı kararı bakımından yapılan incelemede,

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 251. maddesinde, “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir” şeklindeki,

Geçici 5. maddesinde yer alan, “(1) Bu maddeyi ihdas eden Kanunla; …c) 250 nci maddede düzenlenen seri muhakeme usulü ile 251 ve 252 nci maddelerde düzenlenen basit yargılama usulüne ilişkin hükümler, 1/1/2020 tarihinden itibaren uygulanır. d) 1/1/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz” şeklindeki düzenlemeler ile,

Anayasa Mahkemesinin 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı kararı ile geçici 5. maddenin d bendinde yer alan “…kovuşturma evresine geçilmiş,…” ibaresinin aynı bentte yer alan “…basit yargılama usulü…” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu iptal kararının 5271 sayılı Kanun’un 251. maddesinde işaret edilen hakkında basit yargılama yapılması mümkün görülen ancak 01/01/2020 tarihinden önce kovuşturma aşamasına geçildiği için basit yargılama yapılmayan suçlara ilişkin görülmekte olan davalarda gözetilmesinin gerektiği dikkate alınarak,

Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 15/10/2020 tarihli ve 2020/8330 esas, 2020/13766 karar sayılı ilamında ”…17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nin 251/1. maddesine göre, “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki hükme, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesinde yer alan geçici 5/1-d. maddesi ile “01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklinde sınırlama getirilmiş ise de, Anayasa Mahkemesinin, 19/08/2020 tarih ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile “…kovuşturma evresine geçilmiş…” ibaresine ilişkin esas incelemenin aynı bentte yer alan “…basit yargılama usulü…” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, böylece “kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden iptal kararı” verildiği anlaşılmakla; her ne kadar Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez ise de, CMK’de yapılan değişikliklerin derhal uygulanması ilkesi geçerli olsa da, iptal kararının sonuçları itibariyle Maddi Ceza Hukukuna ilişkin olduğu, zira CMK’nin 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olduğundan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesinin (Scoppola v İtalya (No: 3 – GC), No: 126/05, 22 Mayıs 2012) kararında belirtildiği üzere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Kanunsuz ceza olmaz” başlıklı 7. maddesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Suç ve cezalara ilişkin esaslar” başlıklı 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nin 7. ve 5271 sayılı CMK’nin 251. maddeleri uyarınca dosyanın “Basit Yargılama Usulü” yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu nedenlerle 6723 sayılı Kanunun 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,” şeklindeki açıklamalar da nazara alındığında,

Dosya kapsamına göre, sanığa yüklenen taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan mahkemece yapılan yargılamada sanık hakkında 5271 sayılı Kanunu’nun 251. maddesinde düzenlenen basit yargılama usulüne ilişkin hükümler uygulanmaksızın karar verilmiş ise de, sanığın mahkumiyetine konu suçun 5271 sayılı Kanunu’nun 251. maddesi gereğince basit yargılama usulüne tabi olduğu, kovuşturma evresine 31/07/2019 tarihinde geçildiği, kararın ise 02/10/2020 tarihinde verildiği anlaşılmakla, karar tarihi itibariyle belirtilen iptal kararı nazara alınarak sanık hakkında basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmayacağı hususunda mahkemesince bir değerlendirme yapılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.

2- Konya 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/12/2020 tarihli ve 2019/602 esas, 2020/408 sayılı ek kararı bakımından yapılan incelemede,

Yukarıda ayrıntılı şekilde izah edildiği üzere, Anayasa Mahkemesinin 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı kararı ile geçici 5. maddenin d bendinde yer alan “…kovuşturma evresine geçilmiş,…” ibaresinin aynı bentte yer alan “…basit yargılama usulü…” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, anılan iptal kararının da 19/08/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesi nedeniyle asıl kararın verildiği 02/10/2020 tarihi itibariyle mahkemesince basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmayacağı hususunun değerlendirilmesi gerektiği cihetle, asıl kararın verilmesini takiben ek karar ile yazılı şekilde uyarlama yargılaması yapılamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde ek karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”

Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Kanun’un inceleme konusu ”Basit yargılama usulü” başlıklı 251 inci maddesinin birinci fıkrası,

”(1)Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir”

Biçiminde,

Aynı Kanunun geçici 5 inci maddesinin (c) ve (d) fıkraları da;
” (1) Bu maddeyi ihdas eden Kanunla;

c) 250 nci maddede düzenlenen seri muhakeme usulü ile 251 ve 252 nci maddelerde düzenlenen basit yargılama usulüne ilişkin hükümler, 1/1/2020 tarihinden itibaren uygulanır.

d) 1/1/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz…”

Şeklinde düzenlenmiştir.

2. Anayasa Mahkemesinin 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı kararı ile geçici 5 inci maddesinin (d) bendinde yer alan “…kovuşturma evresine geçilmiş,…” ibaresinin aynı bentte yer alan “…basit yargılama usulü…” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğundan bahisle iptaline karar verilmiş ve bu karar 19.08.2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.

3. Tüm bu açıklamalar ışığında,
Konya 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.10.2020 tarihli ve 2019/602 esas, 2020/408 sayılı kararı bakımından yapılan incelemede,

Yukarıda değinilen Kanunî düzenlemelere göre basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmama takdirinin mahkemeye bırakıldığı, uygulama zorunluluğunun bulunmadığı, karar tarihinde iptal kararının yürürlükte bulunmasına karşın mahkemece genel hükümlere göre yargılamaya devam edilip karar verildiği gözetildiğinde mahkemenin uygulama yapmayacağına ilişkin takdirinin olduğunun kabulü gerekeceği, 02.10.2020 tarihli esas kararın verilmesinin akabinde Konya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 5271 sayılı Kanun’un geçici 5 inci maddesinin (d) bendinde yer alan “kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin aynı bentte yer alan basit yargılama usulü yönünden Anayasa’ya aykırı olduğundan bahisle iptaline dair Anayasa Mahkemesinin 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı kararı üzerine oluşan yeni duruma göre lehe olan hükümlerin uygulanması ve infazın durdurulmasına yönelik mahkemeden talepte bulunulması üzerine verilen 20.11.2020 tarihli ek kararda da bu durumun açıklanarak red kararı verildiğinin anlaşılması karşısında, anılan kararda isabetsizlik bulunmamıştır.

4. Konya 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/12/2020 tarihli ve 2019/602 esas, 2020/408 sayılı ek kararı bakımından yapılan incelemede ise,

Konya 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.10.2020 tarihli ve 2019/602 esas, 2020/408 karar sayılı kararı ile sanık hakkında 2000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına kesin olarak verilen kararı müteakip Konya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 5271 sayılı Kanun’un geçici 5 inci maddesinin (d) bendinde yer alan “kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin aynı bentte yer alan basit yargılama usulü yönünden Anayasa’ya aykırı olduğundan bahisle iptaline dair Anayasa Mahkemesinin 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı kararı üzerine oluşan yeni duruma göre lehe olan hükümlerin uygulanması ve infazın durdurulmasına yönelik mahkemeden talepte bulunulduğu, Konya 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.11.2020 tarihli ek kararıyla bu talebin reddine karar verilmesinin ardından, karara yapılan itirazın, itiraz mercii Konya 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.12.2020 tarihli ve 2020/606 değişik iş sayılı kararıyla kabul edilerek, anılan kararın kaldırıldığı, ardından Konya 6. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.12.2020 tarihli ek kararıyla, sanık hakkında basit yargılama hükümleri uygulanmak suretiyle neticeten 1500 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına kesin olarak karar verildiği, 22.12.2020 tarihli değinilen ek kararın, itiraz mercii Ağır Ceza Mahkemesinin esas kararı itirazen inceleyerek verdiği kararın kanuni bir sonucu olduğu, bir başka deyişle, esas mahkemenin, üst mahkemenin kesin olarak verdiği kararı uygulamakla yükümlü olduğu gözetildiğinde, anılan kararda hukuka aykırılık görülmediğinden, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesindeki koşulları taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNLERİNİN ayrı ayrı oy birliğiyle REDDİNE,

Dava dosyasının, Mahkemesine sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

19.09.2023 tarihinde karar verildi.