Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2022/4485 E. 2023/1551 K. 09.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/4485
KARAR NO : 2023/1551
KARAR TARİHİ : 09.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma

Sanık hakkında Dairemizce verilen bozma kararı üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 08/03/2016 tarihli ve 2015/611 Esas, 2016/253 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci paragrafının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

2. … 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 08/03/2016 tarihli ve 2015/611 Esas, 2016/253 Karar sayılı kararının mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 02.03.2021 tarihli ve 2020/2549 Esas, 2021/2160 Karar sayılı kararı ile tutanak mümzilerinin mahkemede tanık olarak dinlenilmediği ve alkolmetre ölçümünün yapıldığı cihaza ait test, kontrol ve kalibrasyon raporunun ilgili kurumdan istenilerek doğruluk ve geçerliliğinin teyit edilmediği anlaşılmakla, bu eksikliklerin giderilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.

3. … 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.02.2022 tarihli ve 2021/273 Esas, 2022/115 Karar sayılı kararı ile bozma ilamı doğrultusunda istenilen beyan ve belgeler temin edildikten sonra sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 179 uncu maddesinin üçüncü fıkrası delaletiyle 179 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 62 ıncı maddesinin birinci fıkrası ve 53 inci maddesi uyarınca 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

4.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 19.06.2022 tarihli tebliğnamesi ile 5237 sayılı Kanun’un 50 inci maddesinin üçüncü fıkrasının davacı hakkında uygulanması gerektiği görüşü ile Dairemize tevdi etmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteği; kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. … 3. Asliye Ceza Mahkemesinin gerekçesinde; “… Suç tarihinde sanığın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracıyla Dalyan Mahallesi çarşı içerisinde seyir halindeyken trafik ekiplerince durdurulduğu, yapılan kontrolde alkol raporundan anlaşılacağı üzere 1.19 promil alkollü olduğunun tespit edildiği, sanığın savunmasında olay günü alkollü şekilde … kullanmadığını, jandarma ekiplerinin evine gelerek alkol ölçümü yaptıklarını, suçlamayı kabul etmediğini beyan ettiği, tanıklar … ile …’ın alkol ölçüm tutanağının altında yer alan imzaların kendilerine ait olduğunu, sanığın aracını Dalyan Mahallesinde uygulama yaparken durdurduklarını, sanığın alkollü çıkması üzerine tutanak tuttuklarını ve alkol raporunu aldıklarını beyan ettikleri anlaşılmıştır.

Sanık üzerine atılı suçlamaları kabul etmemiş ise de tutanak tanıkları … ve …’ın beyanlarından sanığın sevk ve idaresindeki … ile seyir halindeyken kontrol amaçlı durdurulduğu, yapılan ölçümde 1.19 promil alkollü olduğunun tespit edildiği, sanığın eyleminin trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu oluşturduğu anlaşılmakla eylemine uyan 6763 sayılı Kanunun 16. maddesi ile değişiklik öncesi 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 179/3 maddesi delaletiyle aynı Kanunun 179/2 maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiştir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 61. maddesindeki ölçütler gözetilerek temel ceza, alt sınırdan tayin edilmiştir. Sanığa verilen cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri sanık lehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezasında 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 62/1 maddesi uyarınca takdiren 1/6 oranında indirim yapılmıştır.

Sanık hakkında daha önce kasıtlı suçtan mahkumiyet hükmü kurulduğu ve sanığın adli sicil kaydı gözetildiğinde yeniden suç işlemeyeceği hususunda Mahkememizde olumlu kanaat hasıl olmadığı anlaşılmakla 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümleri uygulanmamıştır. Sanık hakkında hükmolunan hapis cezası kısa süreli ise de, sanığın suça eğilimli kişiliği, suçun işleniş şekli, sanığın ekonomik ve sosyal durumu göz önüne alınarak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca seçenek yaptırımlara çevirme hükümleri uygulanmamıştır. Sanığın adli sicil kaydı gözetildiğinde yeniden suç işlemeyeceği hususunda Mahkememizde olumlu kanaat hasıl olmadığı anlaşılmakla 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 51. maddesi uyarınca erteleme hükümleri uygulanmamıştır.

15/04/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 17. maddesi ile de 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 272. maddesinin 3. fıkrasında “Bu suretle verilen hükümler tekerrüre esas alınmaz” şeklinde düzenleme yapıldığı göz önüne alındığında sanığın suç tarihi itibariyle tekerrüre esas sabıkası olmadığı anlaşıldığından 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 58. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilmiştir.

2. 5271 sayılı Kanun’un 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un (7188 sayılı Kanun) 24 üncü maddesince yeniden düzenlenmiş olan ”Basit Yargılama Usulü” başlıklı 251 inci maddenin birinci fıkrasında yer alan ”Asliye Ceza Mahkemesince iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı 2 yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir” şeklindeki düzenlemeye göre basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmama takdirinin mahkemeye bırakıldığı, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada mahkemece genel hükümlere göre yargılamaya devam edilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.

3.Sanık aşamalarda alkollü olarak … kullanmadığını iddia etmiştir.

4.Sanığa ait 1.19 promil alkollü olduğunu gösterir alkolmetre ölçüm çıktısı dava dosyasında mevcuttur.

5. Sanığın alkol ölçümü yapılan ARPM 0343 numaralı cihaza ait test kontrol ve kalibrasyon raporu çizelgesi mahkemece temin edilmekle, çizelgede cihazın 08.04.2015 tarihinde kalibre edildiği, bir sonraki kalibrasyon tarihinin 08.10.2015 olduğu bilgisinin yer aldığı görülmüştür.

6. Alkolmetre cihazı ile yapılan alkol testi raporu tutanağını düzenleyen kolluk görevlisi tutanak mümzileri İsmet G. ve Birkan Y. Tanık olarak dinlenmiş, raporun içeriğini doğrulamışlardır.

7. Kolluk tarafından düzenlenen fezlekede sanığın seyir halinde iken durdurulduğu, yanına yaklaşıldığında yoğun bie alkol kokusu gelmesi üzerine alkol ölçümünün yapıldığı ve sanığın 1.19 promil alkollü olduğunun tespit edildiği bilgileri yer almaktadır.

8. Sanığın güncel adli sicil sabıka kaydı ve nüfus kayıt örneği UYAP ortamından temin edilerek dosyaya eklenmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Yerel mahkemece 1.19 promil alkollü olarak … kullandığı tespit edilen sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmamıştır.

2. 5237 sayılı Kanun’un 50 inci maddesinin üçüncü fıkrasında, daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olmak koşuluyla, mahkum olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezasının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı yaptırımlara çevrilmesi zorunlu olduğu belirtilmiş olmasına karşın, suç tarihi itibariyle adli sicil kaydında hapis cezasına ilişkin kaydı bulunmayan sanık hakkında tayin olunan 25 gün hapis cezasının, aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlara çevrilmesi gerektiğinin yasal zorunluluk olduğunun gözetilmemesi hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünün (2) numaralı paragrafında açıklanan nedenle … 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.02.2022 tarihli ve 2021/273 Esas, 2022/115 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

09.05.2023 tarihinde karar verildi.