Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2022/4403 E. 2023/1928 K. 31.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/4403
KARAR NO : 2023/1928
KARAR TARİHİ : 31.05.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Taksirle yaralama
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi
tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Menemen 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 27.06.2019 tarihli ve 2017/287 Esas, 2019/573 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle yaralama suçundan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun’un (5271 sayılı Kanun) 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

2.İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin, 08.06.2021 tarihli ve 2019/5208 Esas, 2021/1716 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılan vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılması ile yeniden yapılan yargılama sonucu, sanık hakkında taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinin birinci ile ikinci fıkrasının (b),(d),(e) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları uyarınca doğrudan 3.740 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

3.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 12.06.2022 tarihli ve 2021/91682 sayılı, esastan reddi ile hükmün onanması görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdii olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz nedenleri;
a.Olayda kusuru bulunmadığına,

b.Hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmamasının kanuna aykırı olduğuna,

İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü;
1.Olay günü sanığın sevk ve idaresindeki araçla seyir halindeyken katılana çarpması şeklinde meydana gelen olayda, dosya içerisinde bulunan keşif ve bilirkişi raporu ile taraf anlatımları bir arada değerlendirildiğinde, sanığın trafiğin sol şeridinde akan trafikte seyir halinde ilerlerken katılanın orta refüjden yola çıktığı, katılanın asli kusurlu olduğu, sanığın ise hızını azaltmaması sebebi ile tali kusurlu sayıldığı ancak sanığın hızlı olduğuna dair somut bir delil olmadığı bu nedenle şüpheden sanık yararlanır genel ilkesi gereği sanık lehine yorum yapılacağı, katılanın dikkatsizliği sonucu kaza meydana geldiği, bilirkişi raporundaki tali kusura ilişkin tespitin yerine olmadığı ve itibar edilemeyeceği, tanıklar beyanının kaza tespit tutanağı ile çeliştiği ve hayatın olağan akışına ve somut olayın özelliklerine uymadığı ve tanık beyanlarına itibar edilmeyerek sanık hakkında CMK’nın 223/2-c maddesi gereğince beraatine beraatine karar verilmiştir.

2.Sanık savunmasında; ”Aracımla olay günü yola çıktım Gediz duraklara yakın bir mesafede normal bir hızla seyir halindeydim aniden sol tarafımda bir çarpma sesi duydum ve hemen durdum hava karanlıktı hemen yanımda bagajın arkasında yatıyordu o anda şok halindeydim yakınları kapıyı açtılar ve … hastanesi yakınımızda olduğundan oraya götürdük bizi oradan Çiğli Devlet Hastanesine gönderdiler ve kollukça gerekli işlemler yapıldıktan sonra serbest bırakıldım kaza mahalinde herhangi bir durak veya üst geçit yoktur dosyaya sunduğumuz aracın fotografında çarpmanın sol tarafından gerçekleştiği bellidir karşı taraf her ne kadar sağ tarafta dururken çarptığımı söylemişlerse de çarpışma kazazeden bariyerlerden geçerek yola çıkması sebebi ile sol tarafından gerçekleşmiştir ön tarafından gerçekleşmemiştir hakkımda şikayetten vazgeçme olursa kabul ederim, maddi bir zarar varsa karşılarım.”şeklinde beyanda bulunmuştur.

3.Katılan kovuşturma aşamasında; ”Ben önceki beyanlarımı tekrar ederim. Olay günü iki kardeşiminde olduğu şekilde İzmir’e gidecek olan aracı durakta bekliyorduk. Güvenlik şeridinde bulunuyorduk. Bu sırada bir … hızla üzerimize doğru geldi. Kardeşlerim sağa sola kaçarak bu araçtan kurtuldu. Fakat ben kaçamadım ve … bana çarptı. Çarpmadan sonra bu … 150-200 metre ileri de gitmiş, … çok hızlıydı. Ben sanığın belirttiği şekilde aracın hızının 40-45 km olduğunu düşünmüyorum tahminimce aracın hızı 100-110 km vardı. Bu olay nedeniyle benim sağ ayağım, sol omuzum, iki kaburgam kırılmıştır. Yaşananlar nedeniyle bir hafta boyunca yoğun bakımda kaldım. Hala yere tam olarak basamamaktayım. Yaklaşık bir ay önce doktora gittim ve ayağımda iltihaplı kireçlemenin başladığını ve yere çok basmamam gerektiğini söylediler. Köyde çobanlık yaparak gelirimi sağlamaktayım. Beş aydır çalışamıyorum. Bu nedenle yaklaşık 15,000 TL zararım vardır. Aynı zamanda tedavi için 6,000 TL’ye yakın para harcadım. Bu zararımın karşılanmasını istiyorum, şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum.”şeklinde beyanda bulunmuştur.

4.Tanık …; ”Ben bu konuda daha önce ifade vermiştim, o ifadelerimi aynen tekrar ederim, Ben, … ve … kardeş olarak birlikte İzmir’e gitmek için yola çıkmıştık. Biz durakta beklediğimiz sırada bir aracın hızla üzerimize geldiğini gördük ve sağa sola kaçıştık. Ancak ağabeyim olan müşteki …kaçamadı ve benim ağabeyim olan …’a çarptı. … 100-150 metre kadar gittikten sonra durdu. Aracın sürücüsü müşteki olan ağabeyimi aracına alarak hastaneye götürdü. Benim olayla ilgili görgüm bilgim bundan ibarettir.”şeklinde beyanda bulunmuştur.

5.Özel … Hastanesi tarafından tanzim edilmiş olan geçici hekim raporuna göre; katılanın hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığı belirtilmiştir.

6.Kaza tespit tutanağında; katılanın, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 68/1b-3 üçüncü maddesini (yaklaşan aracın uzaklık ve hızını göz önüne almadan veya göz önüne alındığı halde uygun zamanda geçmemek) ihlal etmesi sebebiyle kusurlu olduğu, sanığın ise herhangi bir kusurunun bulunmadığı belirtilmiştir.

7.Keşfe binaen tanzim edilen 09.05.2018 tarihli bilirkişi raporunda; katılanın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 68/b-3 üncü maddesi (ışıklı işaret ve yetkili kişilerin bulunmadığı geçitlerde veya kavşaklarda yaklaşan araçların uzaklık ve hızını göz önüne almak ) ihlal etmesi sebebiyle asli kusurlu olduğu,sanığın ise 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 52/1-a maddesini (kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken …yaya geçitlerine yaklaşırken hızını azaltmak) ihlal etmesi sebebiyle tali kusurlu olduğu belirtilmiştir.

8.Sanığa güncel adli sicil kaydı ve nüfus kaydı, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden temin olunarak dava dosyasına eklenmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü;
1.Olay tarihi olan 30.11.2016 günü saat 07:11 sıralarında, sanık … sevk ve idaresindeki otomobil ile Aliağa istikametinden İzmir istikametine İnkılab Caddesini takiben seyir halindeyken Gediz Durakları önlerine geldiği esnada seyir istikametine göre yolun sol tarafından sağ tarafına karşıdan karşıya geçmek isteyen katılan yaya …’a, yönetimindeki otomobilin sol ön kısımlarıyla sol şerit üzerinde çarpması neticesi yaralanmalı trafik kazası meydana geldiği, bu kazanın oluşumunda sanık sevk ve idaresindeki otomobil ile alacakaranlık vakti, aydınlatmanın bulunmadığı meskun mahaldeki seyrini müteyakkız şekilde sürdürmesi, seyir istikametine göre yolun sol tarafından sağ tarafına karşıdan karşıya geçmek isteyen katılan yayaya karşı zamanında etkin fren-direksiyon tedbiri alması gerekirken bunları yapmadığından tali kusurlu olduğu anlaşılmakla, sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğinden bahisle duruşma açılarak ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve sanığın üzerine atılı taksirle yaralama suçunu tali kusurlu olarak işlediği hukuki kanaatine varılarak, buna göre uygulama yapıldığı belirlenmiştir.

2.İstinaf incelemesi aşamasında tanzim edilmiş olan Adli Tıp Kurumu Ağrı Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 18.12.2020 tarihli raporunda; katılanda meydana gelen yaralanmanın yaşamını tehlikeye sokacak, basit tıbbi müdahale ile iyileşemeyecek, vücudunda 6.derecede kemik kırığı ve yüzünde sabit iz oluşacak şekilde yaralandığı belirtilmiştir.

3.İstinaf incelemesi aşamasında tanzim edilmiş olan Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilmiş olan 14.01.2021 tarihli raporda; katılanın alacakaranlık vakti, aydınlatmanın bulunmadığı meskun mahaldeki karşıdan karşıya geçişine başlamadan evvel taşıt yolu üzerindeki araçların seyir durumlarını gözetmesi, sağ tarafından gelmekte olan sanık sürücü yönetimindeki otomobile ilk geçiş hakkını vermesi, otomobilin geçişine müteakip uygun zamanda kontrollü şekilde karşıdan karşıya geçişini gerçekleştirmesi gerekirken bunları yapmadığı anlaşılmakla gerçekleşen olayda dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışı ile asli derecede kusurlu olduğu, sanığın sevk ve idaresindeki otomobil ile alacakaranlık vakti, aydınlatmanın bulunmadığı meskun mahaldeki seyrini müteyakkız şekilde sürdürmesi, seyir istikametine göre yolun sol tarafından sağ tarafına karşıdan karşıya geçmek isteyen müşteki yayaya karşı zamanında etkin fren-direksiyon tedbiri alması gerekirken bunları yapmadığı anlaşılmakla gerçekleşen olayda dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışı ile tali derecede kusurlu olduğu belirtilmiştir.

4.Sanık istinaf aşamasında;”Daha önce ifade verdim, bu ifademi aynen tekrar ederim, olay nedeniyle üzgünüm, olay tarihinde sevk ve idaremdeki araçla seyrettiğim sırada herhangi üst geçit, yaya geçidi veya aydınlatma olmayan yolda birden bire bir şahsın sol ön kısmından önce camıma doğru daha sonra da arkaya doğru fırladığını gördüm ve hemen durdum daha sonra kardeşleri olan şahıslar aracımın kapısını açtılar, daha sonra yaralıyı alarak hastaneye götürdüm.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

5.Katılan istinaf aşamasında; ” Ben önceki beyanlarımı aynen tekrar ederim. Vekilim tarafından gönderilen istinaf dilekçesine bir diyeceğim yoktur. İçeriğine aynen katılıyorum. Şikayetim devam etmektedir. Davaya katılmak istiyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

6.Duruşma açılarak, sanığın suçun işleniş şekli, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zararın ağırlığı ile sanığın kusur durumu nazara alınarak temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesine karar verilerek Menemen 1.Asliye Ceza Mahkemesinin, 27.06.2019 tarihli ve 2017/287 Esas, 2019/573 Karar sayılı kararının kaldırılması ile yeniden hüküm kurulduğu belirtilmiştir.

IV. GEREKÇE
Bölge Adliye Mahkemesi kararında yapılan inceleme neticesinde olayın kabulünde herhangi bir isabetsizlik bulunmamıştır.

Sanık Müdafiinin Temyiz Talebi Yönünden Yapılan İncelemede;
1.Kusur Durumuna İlişkin Temyiz Yönünden;
Sanığın sevk ve idaresindeki otomobil ile meskun mahal içi, bölünmüş, aydınlatmanın bulunmadığı, havanın yağmurlu, zeminin ıslak olduğu, iki şeritli yolun sol şeridinde seyir halindeyken, istikametine göre yolun sol tarafından sağ tarafına doğru karşıdan karşıya geçmek isteyen katılana çarpması şeklinde meydana gelen kazada tali kusurlu olduğu, bu durum olay ve olgular kısmında yer alan Adli Tıp Kurumu tarafından tanzim edilmiş olan 14.01.2021 tarihli raporda da belirtildiği anlaşıldığından, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2.Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Hükümlerin Uygulanmamasının Hukuka Aykırı Olduğuna İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden;
Şikayeti devam eden katılanın, zararının giderildiğine ilişkin bir bilgi ve belgeye dosyada rastlanılmadığı anlaşılmakla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından birisi olan mağdurun uğradığı zararının aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi koşulunun yerine getirilmediğinden, yerel mahkemece sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmamasında hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14.Ceza Dairesinin, 08.06.2021 tarihli ve 2019/5208 Esas, 2021/1716 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Menemen 1. Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

31.05.2023 tarihinde karar verildi.