Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2022/4191 E. 2023/2363 K. 03.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/4191
KARAR NO : 2023/2363
KARAR TARİHİ : 03.07.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/203 E., 2022/188 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
KARAR : Görevsizlik

Davacının tazminat talebi hakkında dairemizce verilen bozma kararı üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 nci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 21.08.2013 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait Türkiye’nin muhtelif yerlerinde akaryakıt istasyonları bulunduğunu, bu şirketlerden Barbaros Mahallesi Ankara İzmir asfaltı üzeri Ahmetli Manisa adresindeki istasyonu Manisa İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğü ekiplerince 25.04.2013 tarihinde satılan akaryakıtın faturasının ibraz olunamadığı iddiasıyla işlem yapılarak Turgutlu C.Başsavcılığ’nın 2013/2661 sayılı soruşturma dosyası açılarak Turgutlu C.Başsavcılığınca şirkete ait Ahmetli dışında toplam 8 adet istasyonda herhangi bir şekilde faaliyetin durdurulması ya da istasyonların mühürlenmesi talebini içermeyen talimatlar gönderildiğini, bu talimatlar üzerinde Edremit, Bergama, Balıkesir’de bulunan istasyonların mühürlendiğini, hukuka aykırı mühürleme işlemleri sebebi ile şirketin maddi ve manevi zarara uğradığını beyan ederek 369.818,00 TL maddi, 250.000,00 TL manevi tazminatın reeskont faizi ile birlikte CMK 141. maddesi uyarınca ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili 12.12.2013 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, davanın reddi gerektiği şeklinde beyanda bulunmuştur.

3. İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 27.12.2013 tarihli ve 2013/267 Esas, 2013/360 Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilmiştir.

4. İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 27.12.2013 tarihli ve 2013/267 Esas, 2013/360 Karar sayılı kararının davacı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 01.02.2016 tarihli ve 2014/183 Esas, 2016/1028 Karar sayılı kararıyla;

“Tazminat talebinin dayanağı olan Turgutlu C. Başsavcılığının 2013/2661 soruşturma dosyası fotokopisi üzerinde yapılan incelemede; Turgutlu C. Başsavcılığı tarafından birden fazla il ve ilçeyi kapsayacak şekilde davacı şirketin de aralarında bulunduğu birden fazla şirket ve işletmeye yönelik olarak 5607 sayılı Kanun’un 3/11. maddesi kapsamında soruşturma yürütüldüğü ve bu kapsamda dava konusu işletmelerin faaliyetlerini yürütmekte oldukları mahal Cumhuriyet savcılıklarının yetki alanında kalmaları nedeniyle esas soruşturma savcılığınca mahal Cumhuriyet savcılıklarına soruşturma kapsamında bulunan işletmelere yönelik olarak, davacı şirkete bağlı akaryakıt istasyonlarındaki toplam akaryakıt miktarlarının tespiti için, vardiya teslim defterleri ve pompa sayaç endeksleri incelenerek, 2012-2013 yıllarına ait akaryakıt alımlarına dair tüm fatura, kantar fişi ve sevk irsaliyelerine ilişkin belgelerin teslim alınması, yapılacak inceleme sonuçlarına göre yeterli faturanın bulunmadığının anlaşılması durumunda da gecikmesinde sakınca bulunduğundan istasyonlarda bulunan akaryakıtlara el konulması, hususunda talimatlar yazıldığı, gelen talimat üzerine harekete geçen Edremit C. Başsavcılığınca Edremit K.O.M. Grup Amirliğine hitaben yazılan 02/05/2013 tarih ve 2013/520 sayılı yazıyla menşei belli olmayan akaryakıt sattığı iddia edilen Edremit Hamidiye mahallesi 566 sokak No: 1 Çevreyolu adresinde bulunan Açin Oto Sanayi ve Petrol Ürünleri Dağıtım Pazarlama Limited Şirketi ve bu şirkete bağlı Havran ilçesi Hamambaşı Mahallesi Dayı Çınarlı mevkiinde ve aynı ilçede Havran ilçesi Ebubekir Mahallesi Yüksekokul yanında bulunan Uspet petrol istasyonlarında arama yapılması ve bulunan akaryakıtlara 5607 sayılı yasanın 3/11 maddesi kapsamında el konulması, el koyma işlemi yapıldıktan sonra akaryakıt pompaları ve yer altı tanklarına mühürleme işlemi yapılmasına karar verildiği, ilgili yazı gereğince harekete geçen K.O.M. Grup Amirliği görevlilerinin yanlarında ilgili diğer kurum görevlileri de olduğu halde dava konusu istasyonlarda gerekli incelemeleri yaparak, işletmelerin akaryakıt pompaları ve yer altı tanklarının Cumhuriyet Savcısının talimatları doğrultusunda mühürleme tutanağında belirtilen mühürlerle mühürlendiğine ilişkin aynı tarihli tutanak içerikleri ve yine davacı şirkete ait Bergama Kurfallı köyünde faaliyet gösteren petrol istasyonunda Bergama Sulh Ceza Mahkemesi’nin 30.04.2013 tarih, 2013/331 Değişik İş sayılı arama ve elkoyma kararı ile yapılan arama sonunda, aynı tarihte tutulan, arama, tespit, ulusal marker kontrolü, el koyma ve mühürleme tutanağına göre, istasyonda bulunan bir kısım akaryakıt tabancalarının belirtilen sayı ve seri numaralı mühürlerle mühürlenerek istasyonun akaryakıt faaliyetinin geçici olarak durdurulduğuna ilişkin tutanakların düzenlendiği, yine Turgutlu C. Başsavcılığının 2013/2661 soruşturma dosyası üzerinden yazılan yazıya istinaden; Açin Oto Sanayi ve Petrol ürünleri Dağıtım Pazarlama Ticaret Limited Şirketine ait akaryakıt istasyonlarındaki şirkete ait 2012-2013 yıllarına ait belge ve faturaların teslim alınması, gerekirse el koyma işlemi yapılması yönündeki talimatı üzerine, Edremit C. Başsavcılığınca talimat soruşturması kapsamında, ilgili şirkete ait olduğu belirtilen Edremit yargı sınırları içerisindeki üç farklı akaryakıt istasyonunda K.O.M. Grup Amirliği görevlileri tarafından gerekli araştırmanın yapılıp istenilen belgelerin teslim alındığı, ayrıca söz konusu istasyonlarda pompalar üzerinden numune alınarak ulusal marker kontrolü yapıldığı, marker seviyesinin geçerli olduğunun tespit edildiği, Edremit C. Başsavcılığı’nın K.O.M. Grup Amirliğine göndermiş olduğu 02/05/2013 tarihli talimat üzerine, söz konusu şirkete ait petrol istasyonlarındaki akaryakıtlara el konularak akaryakıt pompalarının ve yer altı tanklarının mühürlendiğinin anlaşılması karşısında, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 20. maddesinde 5607 sayılı kanunda belirtilen kaçakçılık fiillerinin işlendiği tespit edilen rafineri hariç her türlü tesiste lisansa tabi tüm faaliyetler kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından geçici olarak durdurulacağı hükmünün düzenlendiği, yine aynı maddede kaçakçılık fiilinin sadece Ulusal Marker seviyesiyle ilgili olması durumunda geçici durdurma kararının akredite laboratuvar analiz sonucuna göre verileceği, Akredite laboratuvar analiz sonucunun bildirilmesine kadar kaçak akaryakıt satışını engelleyecek idari tedbirlerin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından alınacağının belirtildiği ve tazminat talebinin dayanağı olan Turgutlu C. Başsavcılığının Edremit C. Başsavcılığına göndermiş olduğu talimat yazısında da sadece belge ve kayıtların temin edilmesinin istenildiği, bunun dışında petrol istasyonlarındaki pompa ve yer altı tanklarının mühürlenmesi yönünde herhangi bir talimatın bulunmadığı, ayrıca ilgili petrol istasyonlarında yapılan incelemelerde de kaçak akaryakıt satıldığına veya bulundurulduğuna dair herhangi bir tespit yapılamadığı gibi söz konusu istasyonlarda yapılan Marker incelenmesinde de Ulusal Marker seviyesinin geçerli olduğunun anlaşıldığı, ayrıca kaçak veya marker seviyesi düşük akaryakıt olduğunun tespit edilmesi halinde de bununla ilgili olarak tesisin faaliyeti ve akaryakıt satışının durdurulmasına yönelik idari tedbirin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından verilmesi gerekeceği ve C. Savcılığının bu hususta yetkisi bulunmamasına rağmen, davacı şirkete ait Bergama Kurfallı köyünde faaliyet gösteren petrol istasyonunda ve Edremit C. Başsavcılığınca davacı şirkete ait Havran ilçesi Hamambaşı Mahallesi Dayı Çınarlı mevkiinde bulunan Uspet petrol istasyonu yine aynı ilçede Havran ilçesi Ebubekir mahallesi Yüksekokul yanında bulunan Uspet petrol istasyonu ve Hamidiye mahallesi 566 sokak No: 1 Çevre yolu adresinde bulunan Uspet petrol istasyonundaki akaryakıt pompalarının ve yer altı tanklarına ilişkin mühürleme işlemlerinin yetkili Cumhuriyet savcılığının yazılı talimatı ile gerçekleştirildiği ve mühürleme işlemleri sırasında EPDK görevlisi sıfatıyla tutanak imzacılarının bulunduğunun anlaşılmakla, EPDK görevlisi sıfatıyla olay mahallinde bulunup da mühürleme işlemlerine katılan görevlilerin doğrudan Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından mı, yoksa yazılı talimatı veren yetkili Cumhuriyet savcısının talimatı ile mi, mühürleme işlemlerini gerçekleştirdiklerinin araştırılıp, kuşkuya yer vermeyecek ve Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde belirlenmesinden sonra, davacı şirkete ait petrol istasyonlarında gerçekleştirilen mühürleme işlemlerinin EPDK’nın talimatları doğrultusunda gerçekleştirildiğinin anlaşılması halinde faaliyetleri durdurulan istasyonların doğan zararları yönünden idari makam ve yargı yerlerinin görevli olacağı, davacı şirkete ait petrol istasyonlarında yapılan mühürleme işlemlerinin soruşturma makamlarının kararları doğrultusunda yetkili Cumhuriyet savcılığının yazılı talimatı ile gerçekleştirildiğinin saptanması halinde ise, gerçekleşen işlemin adli soruşturma kapsamında gerçekleşmiş sayılacağı ve Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat Verilmesine ilişkin 5271 sayılı CMK’nın 141/1 ve devamı maddelerinde belirtilen şartların davacı yönünden gerçekleştiğinin kabulü gerekeceği nedeniyle, öncelikle davacı şirkete ait petrol istasyonlarında (işletmelerde) yapılan mühürleme işlemlerinin hangi kurum ve makamın talimatı doğrultusunda gerçekleştirildiğinin konuya ilişkin varsa yazılı belge ve bilgilerin temini ile Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde açıkça belirlenmesinden sonra yargı yerinin saptanması ve sonucuna göre davacının hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,”
nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

5. Hukukî Süreç başlığı altında (4) numaralı paragrafta ayrıntılarına yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek gereklerinin yerine getirildiği anlaşılmıştır.

6.İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 27.11.2017 tarihli ve 2016/338 Esas, 2017/392 Karar sayılı kararı ile manevi tazminat talebinin reddi ile maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 345.638,11 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

7. İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 27.11.2017 tarihli ve 2016/338 Esas, 2017/392 Karar sayılı kararının davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 17.12.2018 tarihli ve 2018/4247 Esas, 2018/12188 Karar sayılı kararıyla;

”Tazminat davasına esas, Turgutlu Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/2661 soruşturma sayılı dosyası üzerinden, davacı şirket hakkında yürütülen 5607 sayılı Kanuna aykırılık suçu kapsamında, Edremit Hamidiye mahallesi 566 sokak No: 1 çevreyolu adresinde bulunan Açin Oto Sanayi ve Petrol Ürünleri Dağıtım Pazarlama Limited Şirketi ve bu şirkete bağlı Havran ilçesi Hamambaşı Mahallesi Dayı Çınarlı mevkiinde, aynı ilçede Havran ilçesi Ebubekir Mahallesi Yüksekokul yanında bulunan Uspet petrol istasyonları ile davacı şirkete ait Bergama Kurfallı köyünde faaliyet gösteren petrol istasyonlarında yapılan arama işlemleri sonunda, istasyonlarda bulunan bir kısım akaryakıt tabancalarının belirtilen sayı ve seri numaralı mühürlerle mühürlenerek, istasyonların akaryakıt faaliyetinin geçici olarak durdurulduğuna ilişkin tutanakların düzenlendiği, belirtilen işlemlerin Emniyet Müdürlüğü görevlileri tarafından gerçekleştirildiği görülmekle birlikte, Edremit Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Edremit Emniyet Müdürlüğü K.O.M. Grup Amirliğine gönderdiği 02/05/2013 tarihli yazıda, Edremit ve Havran ilçelerinde yer alan istasyonlarda yapılacak arama işlemi akabinde, akaryakıt pompaları ve yer altı tanklarının mühürleme işleminin yapılması talimatı verilmiş ise de, dosyada mevcut Balıkesir Emniyet Müdürlüğünün 21/12/2016 tarihli yazısında, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu adına mühürleme işlemi yapıldığının belirtilmesi karşısında, yapılan işlemin hangi kurumun tasarrufu ile yapıldığı veya yapılması gerektiği hususunda dosyada çelişkili bilgiler bulunduğu, görülmekle;

Bahse konu akaryakıt istasyonlarının 30/04/2013-02/05/2013 tarihleri arasında yapılan soruşturma işlemleri akabinde mühürlenmesine ilişkin tutanaklar Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan getirtilerek, mühürleme işleminin, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununun 20. maddesi gereğince bu kurum tarafından yapılıp yapılmadığı hususu açıklığa kavuşturulup, mühürleme işleminin belirtilen kurumun tasarrufu ile yapıldığı kanaatine varılması halinde, dosyanın idari yargı mercinin görevli olduğundan, görevsizlik kararı verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

Kabul ve uygulamaya göre de;
Hükme esas alınan 10/07/2017 tarihli bilirkişi raporunda, davacı şirketi 20/07/2013 tarihli alt kira sözleşmesi ile devralan Cihangir Sümerin EPDK lisansı olmadığı halde, akaryakıt alışları ile alakalı olarak, herhangi bir belge ibraz edemediği halde akaryakıt satış faturalarını kendi adına düzenlediği, 17-20/09/2013 tarihli EPDK görevleri tarafından yapılan denetim sonucunda 5015 sayılı Kanunun 20. maddesinin 3. bendi uyarınca, davacı şirketin lisansız piyasa faaliyeti yapmaktan mühürlendiği vurgulandıktan sonra davacı şirketin 345.638,11 TL kar kaybından kaynaklı zararı olduğu vurgulanmış ise de, 17-20/09/2013 tarihinden sonra davacı şirketin mühürlenmesi işleminden kaynaklı zararın dosyanın konusu olmadığı, yukarıda belirtilen Turgutlu C. Başsavcılığının 2013/2661 soruşturma sayılı dosyası üzerinden yapılan mühürleme işlemlerinin dava dosyasının konusunu oluşturduğu, diğer yandan, belirtilen zararın hangi kriterler baz alınarak hesaplandığına dair de raporda bir bulgunun yer almadığı, davacı şirkete ait petrol istasyonlarının faaliyetlerinin durdurulduğu sürece ilişkin bir yıl önceki aynı döneme ait vergi, defter ve faturalar dikkate alınarak, masrafların çıkartılması ile net karın tespit edilmesi suretiyle maddi zararın hesaplanması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm tesisi,
nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

8. Hukukî Süreç başlığı altında (7) numaralı paragrafta ayrıntılarına yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek gereklerinin yerine getirildiği anlaşılmıştır.

9. İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 13.05.2019 tarihli ve 2019/41 Esas, 2019/186 Karar sayılı kararı ile manevi tazminat talebinin reddi ile maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 44.722,14 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

10. İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 13.05.2019 tarihli ve 2019/41 Esas, 2019/186 Karar sayılı kararının davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 28.02.2022 tarihli ve 2020/3954 Esas, 2022/1451 Karar sayılı kararıyla;

”Her ne kadar 02.05.2013 tarihli mühürleme tutanaklarında akaryakıt pompalarının Cumhuriyet Savcısının talimatı ile mühürlendiği belirtilmiş ise de, tazminat talebinin dayanağı olan Turgutlu Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/2661 soruşturma sayılı dosyası incelendiğinde, T.C. Enerji Piyasası Denetleme Kurumunun 09.05.2014 tarih ve 29301 sayılı yazısı ile mezkur tesiste mühürleme işlemi yapılması hususunda Balıkesir İl Emninet Müdürlüğüne mühürleme yazısı gönderildiği, T.C. Enerji Piyasası Denetleme Kurumunun 22.03.2019 tarihli cezai yazısında mühürleme işlemine ilişkin olarak herhangi bir mühürleme yazısına rastlanılmadığı belirtilmiş ise de, Cumhuriyet Savcısı tarafından gecikmesinde sakınca bulunan hal kapsamında yalnızca şirkette bulunan akaryakıta ve istasyon çalışanlarının görev teslimatı sırasında birbirlerine aktarmış oldukları sayaç endekslerini gösterir vardiya defterine el konulması yönünde talimat verildiği ve el koyma kararının Turgutlu 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 26.04.2013 tarih 2013/358 D. iş sayılı kararı ile onandığı, el koyma ve mühürleme işlemine yönelik yapılan itiraz üzerine Turgutlu Cumhuriyet Başsavcılığının, Turgutlu 2. Sulh Ceza Mahkemesi’ne gönderdiği 20.05.2013 tarihli yazısında mühürleme işleminin C. Başsavcılığımızın talimatıyla yapılan bir işlem olmadığı, bu sebeple talebin reddine karar verilmesi gerektiği yönünde talepte bulunduğu, Turgutlu 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 21.05.2013 tarih, 2013/421 D. İş sayılı kararı ile mühürleme işleminin idari tasarruf olması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği, mühürleme işlemine yönelik ayrıca Edremit 2. Asliye Ceza Mahkemesine yapılan itiraz üzerine 07.06.2013 tarih, 2013/125 D. İş kararı ile Cumhuriyet Savcısının pompa ve yer altı tanklarının mühürlenmesi yönünde herhangi bir talimatının bulunmadığı, kaldı ki bu idari tedbirin EPDK tarafından verilmesi gerektiği gerekçesiyle mühürleme işleminin kaldırılmasına kesin olarak karar verildiği,

Öncelikle mühürleme işlemlerinin 5015 sayılı Yasanın 20. maddesi kapsamında ilgili kurum (EPDK) tarafından uygulanabileceği düzenlemesi de dikkate alınarak, yukarıda açıklandığı üzere EPDK tarafından mühürleme yapılması yönünde talimat verildiği görülmekle, EPDK tarafından gönderilen cevabi yazıda mühürleme yazısına rastlanılmadığının kabulü halinde dahi mühürleme işleminin savcı talimatı olmamasına rağmen savcı talimatıyla hareket ettiklerini belirten kolluk görevlilerince yapıldığı, her iki halde de eylemin idari yargının görev alanında kaldığı ve bu mahkemeler önünde tazminat isteminde bulunulabileceği gözetilip; görevsizlik kararı verilmesi yerine, yargılamaya devamla yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi,”
nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

11.Hukukî Süreç başlığı altında (10) numaralı paragrafta ayrıntılarına yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek gereklerinin yerine getirildiği anlaşılmıştır.

12.İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 25.04.2022 tarihli ve 2022/203 Esas, 2022/188 Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilmiştir.

13. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 13.06.2022 tarihli, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile hükmün onanması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz sebepleri
Duruşma davanın kabul edilmesi gerektiğine, ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

Yerel Mahkemenin Kabulü:
Turgutlu C.Başsavcılığı’nın 2013/266 sor sayılı devam eden dosyası celbedilip incelendiğinde davacı Açin Otomotiv yetkilisi Abdullah Kaya hakkındaki soruşturmanın da 19.09.2013 tarihli birleştirme kararı ile bu soruşturma dosyası ile birleştirildiği ve devam etmekte olduğu, soruşturma evrakları kapsamında davacıya ait istasyonların mühürlenmesine dair C.Savcılığınca veya Sulh Ceza Mahkemesi’nce verilmiş herhangi bir karar bulunmadığı tespit edilmiştir.

Edremit 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2013/125 D.İş 07.06.2013 tarihli, Bergama 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/314 D.İş 02.08.2013 tarihli kararları incelendiğinde el koyma kararı olmaksızın Emniyet yetkilileri tarafından yapılan mühürleme kararlarının mağduriyete sebep olmamak için kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür.

02.05.2013 tarihli tutanaklarda Turgutlu C. Savcılığının 2013/2661 soruşturma saılı dosyası kapsamında Edremit C. Başsavcılığınca gönderilen talimat gereği, C. Savcısının talimatı doğrultusunda işyerinin mühürlendiği belirtilmiş ise de, Turgutlu C. Savcısı Serkan Tonyalı’nın Edremit Talimat Bürosuna yazmış olduğu 30.4.2012 tarihli, 2013/2661 soruşturma sayılı 3 ayrı talimat yazısında işyerinin mühürlenmesi yönünde hiçbir talimat bulunmadığı anlaşılmıştır.

Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacı vekili CMK 141/1-j maddesi gereğince el koyma nedeni ile maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuş ise de; yapılan yargılama sonucunda davacı şirkete ait benzin istasyonlarının mühürlenmesinin Turgutlu C.Başsavcılığınca devam etmekte olan 2013/2661 soruşturma sayılı soruşturması kapsamında yetkili C.Savcısı veya Sulh Ceza Mahkemesi tarafından bu konuda verilmiş bir karar olmadığı halde Emniyet Müdürlüğü görevlileri tarafından yapıldığı, eylemin CMK 141. maddesi kapsamında tazminatı gerektirir haksız el koyma niteliğinde olmadığı, öncelikle mühürleme işlemlerinin 5015 sayılı Yasanın 20. maddesi kapsamında ilgili kurum (EPDK) tarafından uygulanabileceği düzenlemesi de dikkate alınarak, yukarıda açıklandığı üzere EPDK tarafından mühürleme yapılması yönünde talimat verildiği, EPDK tarafından gönderilen cevabi yazıda mühürleme yazısına rastlanılmadığının kabulü halinde dahi mühürleme işleminin savcı talimatı olmamasına rağmen savcı talimatıyla hareket ettiklerini belirten kolluk görevlilerince yapıldığı, her iki halde de eylemin idari yargının görev alanında kaldığı ve idarenin haksız eylemi nedeni ile bu mahkemeler önünde tazminat isteminde bulunulabileceği kanaati oluştuğundan, mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Turgutlu Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/2661 soruşturma sayılı dosyası kapsamında, davacı şirket hakkında yürütülen 5607 sayılı Kanuna aykırılık suçu kapsamında, Edremit Hamidiye Mahallesi 566 Sokak No: 1 Çevreyolu adresinde bulunan Açin Oto Sanayi ve Petrol Ürünleri Dağıtım Pazarlama Limited Şirketi ve bu şirkete bağlı Havran ilçesi Hamambaşı Mahallesi Dayı Çınarlı mevkiinde, aynı ilçede Havran ilçesi Ebubekir Mahallesi Yüksekokul yanında bulunan Uspet petrol istasyonları ile davacı şirkete ait Bergama Kurfallı köyünde faaliyet gösteren petrol istasyonlarında yapılan arama işlemleri sonunda, istasyonlarda bulunan bir kısım akaryakıt tabancalarının belirtilen sayı ve seri numaralı mühürlerle 02.05.2013 tarihinde mühürlenerek faaliyetinin durdurulduğu, yapılan itiraz üzerine mühürleme işleminin 07.06.2013 tarihinde kaldırılarak davacı şirketin faaliyetine başladığı, davacı şirketin 36 gün faaliyette bulunamadığı, davacı şirketin el koyma sebebine dayalı olarak tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.

Davacı vekilinin temyiz talepleri yönünden yapılan incelemede;
Bozma üzerine yapılan yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, incelenen dosya kapsamına göre delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, yapılan değerlendirmenin dosya kapsamına uygun bulunduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 25.04.2022 tarihli ve 2022/203 Esas, 2022/188 Karar sayılı kararında davacı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebeplerinin incelenmesi neticesinde herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.07.2023 tarihinde karar verildi.