Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2022/4116 E. 2023/627 K. 01.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/4116
KARAR NO : 2023/627
KARAR TARİHİ : 01.03.2023

MAHKEMESİAsliye Ceza Mahkemesi

Sanık hakkında Dairemizin bozma ilamı üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.. 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.04.2016 tarihli 2015/194 Esas, 2016/246 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle yaralama suçundan 89 uncu maddenin birinci fıkrası, 89 uncu maddenin ikinci fıkrasının (b) ve (e) bendleri, 62 nci maddesi, 51 inci maddenin birinci ve üçüncü fıkraları uyarınca 8 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 53 üncü maddenin altıncı fıkrası uyarınca sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilmiştir.

2.. 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.04.2016 tarihli 2015/194 Esas, 2016/246 Karar sayılı kararının sanık ve katılanlar vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 07.06.2021 tarihli ve 2019/9326 Esas, 2021/4576 Karar sayılı kararı ile basit yargılama usulünün değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

3.. 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.03.2022 tarihli 2021/409 Esas 2022/170 Karar sayılı kararı ile yargılamaya genel hükümlere göre devam edilmesine karar verilmiş olup, sanık hakkında taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 89 uncu maddenin birinci fıkrası, 89 uncu maddenin ikinci fıkrasının (b) ve (e) bendleri, 62 nci maddesi, 51 inci maddenin birinci ve üçüncü fıkraları uyarınca 8 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 53 üncü maddenin altıncı fıkrası uyarınca sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilmiştir.

4.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 06..06.2022 havale tarihli ve 2022/76467 sayılı, düzeltilerek onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A.Katılanlar Vekilinin Temyiz Sebepleri
Sanığın kusuruna, meydana gelen zararın boyutlarına göre sanığa verilen cezanın düşük olduğuna, ertelemenin hatalı olduğuna, denetim süresi ve sürücü belgesinin geri alınma süresinin kısa olduğuna ilişkindir.

B.Sanığın Temyiz Sebepleri
1.Basit yargılama usulünün uygulanmamasına,

2.Kusuru olmadığına,

3.Hatalı hesaplamayla fazladan 2 ay ceza verildiğine,

4.Hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmamasına

İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Yerel Mahkemenin Kabulü
Sanığın olay tarihinde saat 15:45 sıralarında, sevk ve idaresindeki aracı ile meskun mahalde, … ilçesi istikametinden, Silifke ilçesi istikametine doğru bölünmüş yolda seyir halindeyken, yaya geçidi üzerinden karşıdan karşıya geçmek için yolun kenarında beklerken aniden annesinin elini bırakıp yola fırlayan 4 yaşındaki mağdura aracının sağ ön çamurluk kısmı ile çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiği, … Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen raporda, mağdurun yaşamını tehlikeye sokan bu yaralanmanın, basit bir tıbbi müdahale ile giderilemeyecek nitelikte olup, vücudundaki kırıkların hayat fonksiyonlarını ağır (4.) derecede etkileyeceğinin belirtildiği, kazada kusur durumlarının tespiti açısından aldırılan bilirkişi raporunda, sanığın asli, mağdurun ise tali kusurlu olduğunun belirtildiği, Adli Tıp Kurumu … Adli Tıp Grup Başkanlığı’nın 07.12.2015 tarihli raporunda da sanığın asli kusurlu, mağdurun tali kusurlu olduğunun bildirildiği, müştekilerin ikamet adreslerinin Almanya ülkesinde olması karşısında, CMK’nun 253/6. maddesindeki “yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturma sonuçlandırılır” hükmü gereğince uzlaştırma yoluna gidilmediği, sanığın, müştekilerin kati rapor için Türkiyeye gelmek için yaptıkları masrafları ve diğer zararlarını karşılamadığı, tüm bu hususlara göre sanığın asli kusurlu olarak mağdurun yaralanmasına neden olarak üzerine atılı suçu işlediği kabul edilmiştir.

2.Adli Tıp Kurumu … Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen 25.02.2016 tarihli raporda İzem Naz Çöl’ün basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde, hayat fonksiyonlarını ağır (4.) derece etkileyecek nitelikte yaralandığı tespit edilmiştir.

3.Kolluk ekipleri tarafından düzenlenen 08.08.2014 tarihli tutanakta, Fıat Doblo marka … üzerinde yapılan incelemede, aracın sağ ön çamurluğunda muhtemelen yeni oluşmuş hafif eğilmenin meydana geldiği tespit edilmiştir.

4.Kolluk ekipleri tarafından düzenlenen 08.08.2014 tarihli tutanakta, olay anına ilişkin kamera görüntülerinin incelenmesi sonucu, annesi yaya yolundan karşıdan karşıya geçmeden çocuğun bir anda yolun ortasına fırladığı bu esnada beyaz renkli kamyonet tipi aracın çocuğa çarparak 20-30 metre ilerde durduğu, çocuğun yere düştüğünün kamera görüntülerinden anlaşıldığı belirtilmiştir.

5.Olay yeri tespit ve görgü tutanağında, olay yerinde kazaya ait herhangi bir iz bulunamadığı, görgü tanığının bulunmadığı, güvenlik kameraları incelendiğinde çocuğun anne ve babası ile birlikte . istikametine işleyen yolda yaya geçidinden karşıdan karşıya geçerken mağdur çocuğun annesinin elinden fırladığı, … istikametinden . istikametine seyir halinde olan kamyonetin çocuğa çarparak 20-25 metre geçtikten sonra durduğu, şahsın araçtan inerek çocukla beraber babasını alarak hastaneye gittiklerinin tespit edildiği belirtilmiştir.

6.Trafik polisi bilirkişi tarafından düzenlenen 09.08.2014 tarihli raporda; güvenlik kamera görüntülerinden anlaşılacağı üzere, çocuğun annesinin elinden tutarak yaya geçidinden karşıdan karşıya geçmek istedikleri sırada yaya yolunda birkaç adım ilerledikten sonra, annenin düşen bir cismi almak için eğildiği sırada, çocuğun bir anda karşıya geçmek isteyerek annesinin elini bırakıp karşıya geçmek için koştuğu anda, sanığın idaresindeki aracı ile sol şeritte seyir halindeyken yaya yolu üzerinde aracının sağ ön çamurluk yan kısmı ile yaya çocuğa çarpması sonucu yayanın çarpmanın etkisi ile yol üzerinde savrulup düştüğü, sürücünün çarpma anından sonra fren yaparak tahmini 15-20 metre mesafe sonra aracını yol üzerinde durdurduğu belirtildikten sonra, sanığın yaya geçidine yaklaşırken hızını azaltmaması ve yayalara ilk geçiş hakkını vermemesi nedeniyle %80 oranında asli kusurlu olduğu, yaya çocuğun ise %20 tali kusurlu olduğu belirtilmiştir.

7…. Adli Tıp Grup Başkanlığı tarafından düzenlenen 07.12.2015 tarihli raporda tarafların kusur durumları,

“Sürücü …, sevk ve idaresindeki kamyonet ile olay anı görüntülerinden de anlaşılmakla meskun mahalde gündüz vakti olay yeri yaya geçidine yaklaşımı sırasında hızını azaltıp yaya geçidinden karşıdan karşıya geçmek isteyen yayalara ilk geçiş hakkını bırakmak üzere duruşa geçmesi gerekirken bu kurala uymayıp yaya geçidi mahallinden seyir hızıyla geçiş yapmak istediği sırada annesi ile birlikte yaya geçidinden karşıdan karşıya geçmekte iken düşen oyuncağı almak isteyen annesinin elini bırakarak yine yaya geçidi üzerinden yolun karşısına doğru koşan 4 yaşlarındaki yayaya çarpmasıyla meydana gelen mevcut koşullardaki olayda dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı hareketiyle asli kusurludur.

Yaya 4 yaşlarındaki ., olay anı görüntülerinden de anlaşılmakla meskun mahalde gündüz vakti annesi ile birlikte yaya geçidinden karşıdan karşıya geçmekte iken düşen oyuncağı almak isteyen annesinin elini bıraktığı ve yaklaşan araca rağmen yaya geçidi üzerinden yolun karşısına (orta refüje) geçmiş bulunan babasının yanına doğru kendi can güvenliğini tehlikeye atacak biçimde koştuğu, bu haliyle kendisine ilk geçiş hakkını bırakmayan kamyonetin sademesine maruz kalarak yaralanmasıyla meydana gelen mevcut koşullardaki olayda hal ve hareketlerinin müdriki olmayışı nedeniyle davranışları sonuç üzerine tali derecede etkili olmuştur. ” şeklinde belirtilmiştir.

8.Şikayetçiler … ve …’ün, mağdur çocukları .’ün yaralanması nedeniyle şikayetçi olup davaya katılmalarına karar verilmiştir.

9.Sanık savunmalarında, karşıdan güneş vurduğu için yaya geçidi çizgilerini fark etmediğini, caddenin kalabalık olduğunu, aracıyla 40-50 km hızla seyir halinde olduğu sırada bir anda küçük bir çocuğun aracının sağ yanından geldiğini görüp frene bastığını, mesafe çok yakın olduğu için çocuğun aracın sağ çamurluk tarafına çarptığını, çocuk ve babasıyla hastaneye gittiklerini, kusuru olmadığını ve üzgün olduğunu beyan etmiş olup, hakkında lehe hükümlerin uygulanmasını ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasını talep etmiştir.

IV. GEREKÇE
Yerel Mahkeme kararında yapılan incelemede neticesinde olayın kabulünde herhangi bir isabetsizlik bulunmamıştır.

A.Katılan Vekilinin Temyiz Sebepleri Yönünden
1.Ceza Miktarının Az Olduğu Yönünden;
Sanığın dosyada bulunan deliller kapsamında tayin olunan eylemi bakımından, 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesinde yer verilen, suçun işleniş biçimi, sanığın taksirinin yoğunluğu, meydana gelen zararın ağırlığı gibi ölçütler ile aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına belirtilen cezada orantılılık ilkesi dikkate alınarak sanık hakkında belirlenen temel cezanın sonuca etkili olacak şekilde alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edildiği anlaşıldığından katılanlar vekilinin sanığa verilen cezanın düşük olduğuna dair temyiz isteği yerinde görülmemiş ve hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2.Erteleme Hükümleri Yönünden;
5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddesi ve fıkraları gereğince hapis cezasının ertelenmesine engel sabıkası bulunmayan sanık hakkında mahkemece erteleme kararı verilmesinde, 1 yıl denetim süresi belirlenmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

3.Sürücü Belgesinin Geri Alınma Süresinin Az Olduğu Yönünden;
5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin altıncı fıkrasında, belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet hâlinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebileceği, belirtilen kanuni sınırlar içerisinde ne kadar süre ile sürücü belgesinin geri alınacağı hususu hakimin takdirinde bulunduğundan, sanığın sürücü belgesinin 3 ay süre ile geri alınmasına karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

B.Sanığın Temyiz Sebepleri Yönünden
1.Basit Yargılama Usulünün Uygulanmaması Yönünden;
5271 sayılı CMK’nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ”Basit Yargılama Usulü” başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ”Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye göre basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmama takdirinin mahkemeye bırakıldığı, temyizen incelenen kararda mahkemece genel hükümlere göre yargılamaya devam edilmesinde karar verildiği anlaşıldığından hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık görülmemiştir.

2.Kusurlu Olmadığı Yönünden;
Yargılama aşamasında düzenlenen ve hükme esas alınan … Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 07.12.2015 tarihli raporun oluş ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, kusur durumunu kesin bir şekilde tespit ettiği anlaşılmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

3.Hesaplama Hatası Yapılarak Fazla Ceza Verildiği Yönünden;
Sanık hakkında 5237 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca hükmedilen 5 ay hapis cezasının 89 uncu maddenin ikinci fıkrasının (e) ve (b) bentleri uyarınca 1/2 oranında artırılması sırasında 7 ay 15 gün hapis cezası yerine 10 ay hapis cezasına hükmedilip, 62 nci madde uyarınca 1/6 oranında indirim yapılırken sonuç 6 ay 7 gün hapis cezası yerine 8 ay 10 gün hapis cezasına karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuş olup Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülmüştür.

4.Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Hükümlerinin Uygulanmaması Yönünden;
Katılanın maddi zarar talebi olduğu, sanığın katılanın zararını gidermediğini anlaşılmakla hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

C.Silifke 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.03.2022 tarihli 2021/409 Esas 2022/170 Karar sayılı kararında, Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen “B-3” bendi dışında bir hukuka aykırılık görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde (B-3) numaralı bentte açıklanan nedenle . 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.03.2022 tarihli 2021/409 Esas 2022/170 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hükmün ikinci paragrafında yer alan “10 ay” ibaresi çıkarılarak yerine “7 ay 15 gün” ibaresinin yazılmasına, üçüncü paragrafta yer alan “8 ay 10 gün” ibaresi çıkarılarak yerine “6 ay 7 gün” ibaresinin yazılması suretiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

01.03.2023 tarihinde karar verildi.