Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2022/3958 E. 2023/2060 K. 07.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/3958
KARAR NO : 2023/2060
KARAR TARİHİ : 07.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Taksirle yaralama
HÜKÜM : Düşme

Sanık hakkında Dairemizin bozma ilamı üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Gebze 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 29.12.2015 tarihli 2015/787 Esas 2015/1532 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle yaralama suçundan açılan davada müştekinin yargılama sırasında şikayetten vazgeçtiği gerekçesiyle 5237 sayılı Kanunun 73 üncü , 5271 sayılı Kanunun 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca düşme kararı verilmiştir.

2.Gebze 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 29.12.2015 tarihli 2015/787 Esas 2015/1532 Karar sayılı kararının mağdur … tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12.Ceza Dairesinin 27.01.2021 tarihli 2019/7878 Esas 2021/777 Karar sayılı kararı ile “Mahkemece gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; sanığın 29.12.2015 tarihli oturumda sunduğu dilekçedeki imzanın mağdur …’e ait olup olmadığı araştırılmadan ve imzanın …’e ait olup olmadığının tespit edilmesi için imza incelemesi yaptırıldıktan sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden, müşteki adına sanığın sunduğu dilekçe ile ve müştekinin inkarı sebebiyle elinden çıktığı şüpheli şikayetten vazgeçme dilekçesiyle düşme kararı verilmesi,” şeklindeki gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir.

3.Gebze 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.04.2022 tarihli 2021/154 Esas 2022/346 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle yaralama suçundan açılan davada 5237 sayılı Kanunun 73 üncü, 5271 sayılı Kanunun 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca düşme kararı verilmiştir.

4.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 30.05.2022 havale tarihli ve 2022/76369 sayılı, bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
… Vekilinin Temyiz Sebepleri
Müvekkilinin boş kağıda imza attığına, eksik ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesinin hatalı olduğuna, şikayetten vazgeçme beyanı için yazı incelemesi yapılmadığına, kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Yerel Mahkemenin Kabulü
“Tüm dosya kapsamı ve delilerin değerlendirilmesinde; olay tarihinde müştekinin servis aracına alışveriş malzemelerini yüklediği esnada sanığın kendi kullandığı ve park etmeye çalıştığı aracı ile dikkatsizliği sonucu müştekiye çarparak müştekiyi iki … arasında sıkıştırdığı, müştekiyi kemik kırığı oluşturacak şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiği iddiasıyla mahkememizde kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sırasında 29.12.2015 tarihli ilk oturumda hazır bulunan sanık tarafından mahkemeye sunulan mağdur …’in şikayetten vazgeçtiğine dair dilekçe doğrultusunda Mahkememizce şikayetten vazgeçme nedeniyle düşme kararı verildiği, karar yokluğunda verilen …’in 09.03.2016 havale tarihli başvurusunda, kimseye şikayetten vazgeçtiğine dair yazı vermediğini, tek hatırladığının kendisine aracıyla çarpan şahsın karakolun evrakları hastaneye getirmek için evrak istediğini, sadece onu imzaladığını, asla şikayetinden vazgeçmediğini bildirdiği, müştekinin bozma sonrası Mahkememizdeki beyanlarında da dilekçedeki imzanın kendisine ait olduğunu ancak imzaladığı kağıdın boş olduğunu beyan ettiği, bozma sonrası alınan bilirkişi raporuna göre şikayetten vazgeçme dilekçesi altındaki imzanın müştekinin eli ürünü olduğu anlaşılmıştır.

Müşteki her ne kadar imzanın kendisine ait olduğunu kabul etmekle birlikte dilekçe içeriğinin rızası hilafına doldurulduğunu, sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçmediğini beyan etmiş ise de, imzanın kendisine ait olduğunun sabit olduğu, müşteki ve vekili her ne kadar evrak içeriğindeki yazıların müştekinin eli ürünü olmadığını savunmuş iseler de, somut olayda müştekinin sanığa imzalanmış boş kağıt vermesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, evrak içeriğinin başkaları tarafından, bilgisayar ve daktilo gibi teknik araçlarla doldurulmasının her zaman mümkün olduğu, evrakta asıl olanın imza olduğu, bu nednele dilekçe içeriğinin rıza hilafına doldurulduğu yönündeki beyanlara itibar edilemeyeceği, sanık tarafından dosyaya sunulan, altında müştekinin imzasının bulunduğu şikayetten vazgeçme dilekçesinin geçerli irade beyanı niteliğinde olduğu anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı taksirle yaralama suçunun şikayete tabi olması, ceza hukukumuzda şikayetten vazgeçmeden vazgeçmenin mümkün olmaması nedneiyle şikayet yokluğu nedeniyle sanık hakkında açılan kamu davasının TCK’nın 73/4 maddesi delaletiyle CMK’nın 223/8. maddesi gereğince düşmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindedir.

2.Sanığın savunması “Ben bu konuda daha önce ifade vermiştim, o ifadem doğrudur, aynen tekrar ederim. Kazanın olduğu tarihte ben aracımla markete alışveriş yapmaya gitmiştim müşteki de o sırada marketten çıkmış market arabası ile malzemeleri aracının bagajına yüklüyordu, ben araçla çıkacağımı düşündüğüm için bir müddet bekledim ancak işi uzun sürdüğü için aracı park edip ineyim düşündüm, araçta start stop özelliği olduğu için aracın istop ettiğini düşündüm, aracı vitese atıp çıkayım diye düşündüm araba çalışır haldeymiş vitese atınca bir anda ileri gitti müştekiye çarptım, aracım tamponu ayağına çarptı iki aracın arasında sıkıştı ben hemen kendisine yardım ettim hastaneye götürdüm. Poliste verdiği ilk ifadesinde benden şikayetçi olduğu söylemişti Farabi Devlet Hast.de tedavi olurken bacağında hafif kırık olduğu platin takılmamış gerektiği ancak hastanede platin olmadığı söylenildi, ben bunun üzerine kendisini Medikalpark Hast.ne götürdüm, orada tedavisi yapıldı, 1 hafta kadar bu hastanede kaldık bende bu süreçte yanındaydım, göstermiş olduğum iyi niyetten dolayı şikayetten vazgeçmek istediğini söyledi, özel hastanede polis olmadığı için şikayetten vazgeçtiğine dair ifade veremedi, bu nedenle bana şikayetten vazgeçtiğine dair dilekçe yazarak verdi. Hatta ben kendisine böyle bir şey gerek olmadığını söylemememe rağmen ısrarla dilekçeyi hazırladı. Ben dilekçe ile polise gittim, ancak karakolda bana orada işlem yapamayacağımı dava açılırsa dilekçeyi mahkemeye sunmam gerektiği söyledi. Bende bunun üzerine dilekçeyi ilk duruşmada mahkemeye sundum hakkımda düşme kararı verildi. Mahkemeye sunmuş olduğum dilekçe müştekinin bizzat kendisine bana imzalayarak verdiği dilekçedir. Hatta dilekçeyi imzaladığı sırada yanımda … isimli arkadaşımda vardı o da dilekçeyi imzalayıp bana verdiğini gördü. Ben bu olaydan sonra yaklaşık 1,5 sene sürekli görüştüm. Maddi manevi yardımcı olmaya çalıştım elimden geleni yaptım. Müştekinin neden daha sonra ifade değiştirdiğini bilmiyorum. Suçlamayı kabul etmem. Yargıtay bozma ilamının aleyhe hususlarını kabul etmem. Beratimi aksi takdirde lehime olan yasal hükümlerin uygulanmasını talep ederim. Şikayetten vazgeçme hususunu kabul ederim.” şeklindedir.

3…. ‘in beyanı “Ben bu konuda daha önce ifade vermiştim, o ifadem doğrudur, aynen tekrar ederim. Olay tarihinde alışverişten çıkmış aracıma malzemeleri yüklerken, sanık bana kendi kullandığı araçla arkadan çarptı. Benim sol bacağımda parçalı kırık oluştu. Yaklaşık beş saat süren bir ameliyata girdim, ameliyattan çıktığımda, sanık karakoldan evrak getireceğini beyan ederek benden bir kağıdı imzalamamı istedi, kağıtta boştu, bende o sırada narkozun etkisindeydim. İyi niyetli olarak bana uzattığı evrakı imzaladım. O sırada ağrılarımla uğraşıyordum evrak ile uğraşacak halim yoktu, sanık bu durumumdan yararlanmış, daha sonra evrakın içeriğini şikayetten vazgeçme beyanı olarak doldurduğunu anladım. Mahkemede beni dinlemeden davayı düşürmüş, evraktaki imza bana ait olabilir ancak dediğim gibi bilinçli olarak evrakı imzalamadım. Narkozun etkisinde bana evrakı imzalatmış sanıktan şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum.” dedi.

Dosyada bulunan 29/12/2015 havale tarihli sanık tarafından dosyaya sunulan 12/05/2015 tarihli dilekçe ekleri gösterilerek müştekiden soruldu: Evrakın altında bulunan adıma ait imza bana aittir. Ancak ben imzaladığımda evrakın üstü boştu. Üst kısımda yazılan yazılarda bana ait değildir dedi.” şeklindedir.
IV. GEREKÇE
Yapılan inceleme neticesinde yerel mahkemenin kararında, oluş ve kabulde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı görülmüştür.

… Vekilinin Temyiz Sebepleri Yönünden;
Olay tarihinde müştekinin servis aracına alışveriş malzemelerini yüklediği esnada sanığın kendi kullandığı ve park etmeye çalıştığı aracı ile müştekiye çarparak kemik kırığı oluşturacak şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiği, yargılama sırasında 29.12.2015 tarihli ilk oturumda hazır bulunan sanık tarafından mahkemeye sunulan mağdur …’in şikayetten vazgeçtiğine dair 12.05.2015 tarihli dilekçe doğrultusunda mahkemece düşme kararı verildiği, karar yokluğunda verilen …’in 09.03.2016 havale tarihli başvurusunda, kimseye şikayetten vazgeçtiğine dair yazı vermediğini, tek hatırladığının kendisine aracıyla çarpan şahsın karakolun evrakları hastaneye getirmek için evrak istediğini, sadece onu imzaladığını, asla şikayetinden vazgeçmediğini bildirdiği, müştekinin bozma sonrası beyanlarında da dilekçedeki imzanın kendisine ait olduğunu ancak imzaladığı kağıdın boş olduğunu beyan ettiği, bozma sonrası alınan bilirkişi raporuna göre şikayetten vazgeçme dilekçesi altındaki isim ve imzanın müştekinin eli ürünü olduğunun tespit edildiği olayda, mahkemece; müştekinin her ne kadar imzanın kendisine ait olduğunu kabul etmekle birlikte dilekçe içeriğinin rızası hilafına doldurulduğunu, sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçmediğini beyan etmiş ise de, imzanın kendisine ait olduğunun sabit olduğu, müşteki ve vekili her ne kadar evrak içeriğindeki yazıların müştekinin eli ürünü olmadığını savunmuş iseler de, somut olayda müştekinin sanığa imzalanmış boş kağıt vermesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, evrak içeriğinin başkaları tarafından, bilgisayar ve daktilo gibi teknik araçlarla doldurulmasının her zaman mümkün olduğu, evrakta asıl olanın imza olduğu, bu nedenle dilekçe içeriğinin rıza hilafına doldurulduğu yönündeki beyanlara itibar edilemeyeceği, sanık tarafından dosyaya sunulan, altında müştekinin imzasının bulunduğu şikayetten vazgeçme dilekçesinin geçerli irade beyanı niteliğinde olduğu anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı taksirle yaralama suçunun şikayete tabi olması, şikayetten vazgeçmeden vazgeçmenin mümkün olmaması nedeniyle sanık hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin dördüncü fıkrası delaletiyle 5271 sayılı Kanunun 223 üncü maddesinin sekizinci fıkraları uyarınca düşme kararı verilmesinde isabetsizlik görülmeyerek … vekilinin temyiz itirazları reddedilmiş, tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiş ve hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Gebze 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.04.2022 tarihli 2021/154 Esas 2022/346 Karar sayılı kararında … vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,07.06.2023 tarihinde karar verildi.