YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/3615
KARAR NO : 2023/2403
KARAR TARİHİ : 04.07.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2020/337 E., 2022/90 K.
SUÇ : Taksirle yaralama
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanık hakkında, Dairemizce verilen bozma kararı üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Antalya 28. Asliye Ceza Mahkemesinin, 04/12/2015 tarihli ve 2014/334 Esas, 2015/1532 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle yaralama suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.
2.Antalya 28. Asliye Ceza Mahkemesinin, 04/12/2015 tarihli ve 2014/334 Esas, 2015/1532 Karar sayılı kararının, katılan vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12.Ceza Dairesinin, 02/06/2020 tarihli ve 2019/8589 Esas, 2020/2877 Karar sayılı ilâmıyla, olay yerinde keşif icra edilerek kazanın gerçekleşme biçimi saptandıktan sonra sanığın kusur durumunun mahkemece belirlenebilmesi amacıyla oluşa uygun biçimde bilirkişi raporu tanzim edilmesi sağlanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme sonucu sanığın beraatine hükmolunması nedenleri ile bozulmasına karar verilmiştir.
3.Dairemizce verilen bozma kararı sonrası yapılan yargılama üzerine, Antalya 28. Asliye Ceza Mahkemesinin, 21/02/2022 tarihli 2020/337 Esas, 2022/90 Karar sayılı sayılı kararı ile sanık hakkında, taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 89 uncu maddesinin birinci fıkrası, 89 uncu maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları ile 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası uyarınca doğrudan verilen 5.400,00 TL adli para cezası ile sürücü belgesinin altı ay süre ile geri alınmasına karar verilmiştir.
4.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 16/05/2022 tarihli ve 2022/70557 sayılı, düzeltilerek onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdii olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz sebebi, meydana gelen olayda suçu işleyen kişinin kendisi olmadığından bahisle kusuru bulunmadığından hakkında beraat kararı yerine mahkumiyet hükmü kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğuna, ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1.Yerel Mahkemenin Kabulü;
Olay günü, saat 05:30 sıralarında, Fatih Mahallesi, Antalya Bulvarı, cezaevi kavşağında Antalya‘dan Burdur istikametine seyretmekte olan plakası alınamayan gri renkli bir aracın yol kenarında bisikleti ile seyir halinde olan Ahmet Kuşçu‘ya çarpması sonucu Ahmet Kuşçu‘nun basit tıbbi müdahale ile giderilemez, hayati tehlike geçirecek ve kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı, belirtilmiştir.
2.Sanık aşamalardaki beyanlarında, aracı kiralayanın kendisi olduğunu ancak herhangi bir kazaya karışmadığını bu nedenli meydana gelen kazada kusurunun bulunmadığını ve suçlamaları kabul etmediğini beyan etmiştir.
3.Katılan, şikayetçi olduğunu ve katılma talebinde bulunduğunu beyan etmiş olup hakkında katılma kararı verilmiştir.
4.Bozma üzerine yapılan keşif üzerine düzenlenen bilirkişi raporunda, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı Ulaştm Planlama ve Raylı Sistem Dairesi Başkanlığı’nın 31/05/2021 tarih 44059 sayılı yazısında yapılan incelemede trafik kazasının meydana geldiği tarihte bahse konu kavşaktaki sinyalizasyon sitemine ait çalışma şekli ve sinyal sürelerine ulaşılamamış olduğu ve kavşak ile ilgili taraflarına ulaşan herhangi bir arıza kaydına da rastlanılmadığı hususu bildirilmekle, sanığın kırmızı ışıktan geçmesi halinde sanığın kusurlu bulunup katılanın kusurunun bulunmayacağı ancak tam tersi durumda ise sanığın meydana gelen kazada kusursuz olacağı görüş ve kanaati bildirilmiştir.
5.Kovuşturma aşamasında dosyanın tevdii üzerine düzenlenen 16/08/2021 tarihli Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Dairsenin raporunda, kavşaktan kırmızı ışık yanarken katılan sürücünün geçmesi halinde sanığın alt düzeyde tali kusurlu bulunacağı, tam tersi durumda ise katılanın alt düzeyde tali kusurlu, sanığın ise asli kusurlu bulunacağı, görüş ve kanaati bildirilmiştir.
6.Katılanda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak düzenlenen Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı 01/06/2012 ve 02/05/2014 tarihli raporlarda, şahısta meydana gelen yaralanmanın hayati tehlikeye neden olur, basit tıbbi müdahale ile giderilemez ve vücutta kırık meydana getirir nitelikte olduğu belirtilmiştir.
7.Sanık …’e ait güncel adli sicil kaydı ve nüfus kaydı, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden temin olunarak dava dosyasına eklenmiştir.
IV. GEREKÇE
Olay günü, saat 05:30 sıralarında, Fatih Mahallesi, Antalya Bulvarı, cezaevi kavşağında Antalya‘dan Burdur istikametine seyretmekte olan plakası alınamayan gri renkli bir aracın yol kenarında bisikleti ile seyir halinde olan Ahmet Kuşçu‘ya çarpması sonucu Ahmet Kuşçu‘nun basit tıbbi müdahale ile giderilemez, hayati tehlike geçirecek ve kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı olayda;
A.Sanık hakkında tayin edilen adli para cezasının ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve cezanın hapse çevrileceğinin ihtaratı yerine infazı kısıtlar biçimde “taksitlerden birinin ödenmemesi halinde kalan kısmın tamamının tahsiline” karar verilmesi,
B.Taksirli suçlarda uygulanma koşulları bulunmadığı halde, dosyada delil olarak saklanması yerine adli emanette kayıtlı bulunan suç eşyalarının müsaderesine karar verilmek suretiyle 5237 sayılı Kanun’un 54/1. maddesine muhalefet edilmesi,
Hukuka aykırı bulunmuş olup, Yargıtay tarafından düzeltilmiştir.
C. Sanığın, meydana gelen olayda suçu işleyen kişinin kendisi olmadığından bahisle kusuru bulunmadığından hakkında beraat kararı yerine mahkumiyet hükmü kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin temyiz sebebi yönünden,
Olay yerinde yapılan araştırmada söz konusu araca ait sağ dikiz aynası, aynaya ait gri renkli dış kap, sis farı panjuru, sağ çamurluk parçası elde edildiği, yapılan araştırmalar sonucunda aracın… plakalı olduğu, … tarafından Yiğitoğlu Rent A Car adlı iş yerinden 23.03.2012 ve 23.04.2012 tarihleri arasında kiralandığı, kira süresi dolmasına rağmen aracın teslim edilmemesi üzerine GPRS sistemi ile aracın Serik ilçesinde bulunan bir kaportacıda olduğu, tamir masrafı için … adlı kişinin numarasının verildiği, herhangi bir ödeme yapılmaması nedeniyle aracın on beş gündür kaporta dükkanında durduğu, olay yerinden kazaya karışan araca ait parçalarla kaporta dükkanındaki aracın parçalarının birebir uyumlu olduğunun tespit edildiği, olaydan yaklaşık 3 yıl sonra kovuşturma sırasında dinlenen tanıklar beyanlarında aracı sanığın sürmediğini, tanık …‘in sürdüğünü, tanık … aracılığıyla da kaportacıya götürüldüğünü beyan etmiş iseler de tanıkların olayın üzerinden uzunca bir bir süre geçtikten sonra beyanda bulunmaları, kaporta ustasının ise sanık …‘in kayın pederinin kendisini arayarak damadının kaza yaptığını söylemesi ve masrafların karşılanması için …‘in numarasını vermesi, sanığın kendisi tarafından aracın kiralandığını kabul etmesine rağmen, aracın kaza tarihinde kimde olduğu, nasıl ve ne şekilde kazaya karıştığı, kaportacıya nasıl intikal ettirildiği ve aracı kullanan kişinin … olduğuna yönelik açıklayıcı ve net bir savunmasının bulunmaması, hususları ile bozma üzerine düzenlenen bilirkişi raporları göz önüne alınarak sanığın tali düzeyde kusurlu olduğunun kabulü ile sanık hakkında, taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 89 uncu maddesinin birinci fıkrası, 89 uncu maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları ile 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası uyarınca doğrudan verilen 5.400,00 TL adli para cezası ile sürücü belgesinin altı ay süre ile geri alınmasına karar verilmesine ilişkin esas mahkemenin kararı hukuka uygun olup, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünün A ve B numaralı maddesinde açıklanan nedenlerle, Burdur Ağır Ceza Mahkemesinin, 12/10/2020 tarihli 2020/27 Esas, 2020/338 Karar sayılı kararına yönelik temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hükmün 5. paragrafında yer alan “taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde gere kalan kısmının tamamının tahsil edileceğinin sanığa bildirilmesine “sanık hakkında hükmolunan adli para cezasına ilişkin taksitlerden birinin ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve cezanın hapse çevrileceğinin ihtaratı” ibaresinin eklenmesi ve suç eşyalarının müsaderesine ilişkin hükmün 10.paragrafının hükümden çıkarılması suretiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.07.2023 tarihinde karar verildi.