Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2022/3596 E. 2023/2071 K. 08.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/3596
KARAR NO : 2023/2071
KARAR TARİHİ : 08.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/660 – 2021/409
SUÇ : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun kabulü ile; 5271 sayılı Kanunun 280/2. maddesi uyarınca yeniden yapılan yargılama sonucu kurulan mahkumiyet

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bodrum 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.12.2018 tarihli ve 2016/720 Esas, 2018/684 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan, aynı Kanun’un 65 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62, 52/2-4, 51/1-3 ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 80 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hapis cezasının ertelenmesine ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin, 23.02.2021 tarihli ve 2019/660 Esas, 2021/409 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılan vekilinin ve sanık müdafiinin istinaf başvurularının kabulü ile 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılması ile yeniden yapılan yargılama sonucu, sanık hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan, aynı Kanun’un 65 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 43, 62, 52/2 ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 yıl 1 ay hapis ve 100 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

3. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 26.05.2022 tarihli, 2021/63051 sayılı ve temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanması görüşlü Tebliğname ile dava dosyası Dairemize tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri;
1. Sanığın suç işleme kastının bulunmadığına,

2. Mühürleme tutanağının sanığa tebliğ edilmediğine,

3. Bilirkişi raporunun kısmen hatalı ve eksik olduğuna,

4. Suça konu yapıya ilişkin olarak yapı kayıt belgesi sunulduğuna,

5. İstinat duvarının belediyeden alınan yapı ruhsatı sonrasında yapıldığına, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı şekilde yapılan bir yapı bulunmadığına,

6. Sanık tarafından bölgenin sit alanında kaldığının bilinmediğine, ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Bodrum 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.12.2018 tarihli ve 2016/720 Esas, 2018/684 Karar sayılı kararı ile,

“Mahkememizce değinilen yazışma içerikleri ile sanıkların alınan beyanlarında söz konusu istinat duvarını sistemi gereği başlandığında bitirilmesi gerektiğinden dolayı tespit sonrasında inşaatın istinat duvarını tamamlamak zorunda kaldıklarını belirterek suçlamayı kabul etmiş olmaları dikkate alınarak sanıkların 3. derece doğal sit alanı içinde yer alan bölgede ruhsatsız ve kaçak olarak uyulması gereken ölçülere uyulmaksızın istinat duvarı yapmak suretiyle izinsiz inşai müdahalede bulundukları ve konulan mührü de konuluş amacına aykırı olarak bozarak eylemlerine devam ederek istinat duvarını tamamladıkları kanaatiyle eylemlerine uyan 2863 sayılı Yasa’ nın 65/1 ve TCK’nın 203/1 maddesi gereğince cezalandırılmalarına dair karar verilmiştir.”

2. Bodrum Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü görevlilerince tanzim edilen 21.06.2016 tarihli yapı tatil zaptı ile Torba Mahallesi, 141 ada, 3 parselde kayıtlı taşınmazın karayolu cephesi haricindeki mülkiyet sınırlarına ruhsatsız olarak halihazır durum krokisinde gösterilen şekil ve ölçülerde istinat duvarı yapıldığı tespit edilerek yapının inşaat aşamasında iken mühürlendiği, aynı görevliler tarafından suça konu yerde 15.08.2016 tarihinde yapılan incelemeler sonunda düzenlenen yapı tatil tutanağında, ruhsatsız yapıya devam edilerek yükseltildiğinin tespit edildiği olayda, Muğla 2 No’lu Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu’nun 19.07.2016 tarihli ve 905 sayılı kararı ile, mülga Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 29.04.2011 tarih ve 7074 sayılı kararı ile tesciline devam edilen 3. derece doğal sit sınırları içerisinde yer alan tapunun 141 ada 3 parselinde kayıtlı taşınmazda Bakanlık Makamının 28.08.2013 tarih ve 8646 sayılı Olur’u ile 644 sayılı KHK’nin 13/A maddesi uyarınca onaylanan Torba 1/5000 ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım ve Uygulama İmar Planına aykırı olarak düzenlenen ruhsata göre yapılan inşai faaliyetler ile Belediyesince mühürlenen kaçak inşai faaliyetlere ilişkin olarak uygulamalar yapanlar hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmesi üzerine başlatılan soruşturma kapsamında, Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 29.11.2016 tarih ve 2016/4328 Esas sayılı iddianamesi ile sanık … ve temyiz dışı … hakkında, Bodrum Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü görevlilerince düzenlenen 21.06.2016 ve 15.08.2016 tarihli tutanaklarda belirtilen eylemleri gerçekleştirmek suretiyle 3. derece doğal sit alanında izinsiz inşa ve fiziki müdahalede bulunduklarından bahisle 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan dava açılmıştır.

3. Mahkemece, 06.02.2017 günü yapılan keşif sonrası dosyaya sunulan 21.06.2017 havale tarihli heyet bilirkişi raporunda, davaya konu taşınmazın üzerinde petrol ürünleri satış amaçlı petrol istasyonu yapılmak amacıyla imalat yapıldığı, arazinin ana yol tarafında aynı kotta geriye doğru güney batı yönünde oldukça eğimli olduğu, yol ile aynı kotta ve yatay olarak düz zemin oluşturulduğu, düşük kotlarda 11 metreye varan yükseklikte beton bloklarla yol cephesi haricinde olan cephelere istinat duvarı yapıldığı, arazinin tamamının doldurulduğu ve yatay düz alan oluşturulduğu, ana bina için belediyesince 15.10.2015 tarih, 2015/505-1-2 sayılı yapı ruhsatı verildiği, eki mimari projenin onaylandığı, suça konu duvarların yapı ruhsatı ve projesinin bulunmadığı, keşif tarihi itibariyle duvarların bitmiş, toprak dolgusunun yapıldığı ve ana bina yapımına hazır hale getirildiği belirtilmiştir.

4. Muğla 2. İdare Mahkemesince Bodrum 3. Asliye Ceza Mahkemesine gönderilen 28.05.2018 havale tarihli ve ilgi yazı ile istenilen mahkemelerine ait 2016/1570 Esas sayılı dosyaya ait ekte sunulan bilirkişi heyet raporunda istinat duvarının yapı ruhsatı alınmadan yapıldığı, istinat duvarının, dolgu malzemesinin yükünü taşıdığı ve bu yüzden statik bir hesabının olması gerektiği, bu sebeple ruhsat eki projesinin bulunmasının gerekli olduğu, dosyada yer alan yapı ruhsatlarının davacı (sanık) adına olmadığı, verilen ruhsatların istinat duvarı için verilmediği, akaryakıt istasyonu ve depo ile ortak alanlar için verildiği, bu yapı ruhsatlarına istinaden istinat duvarı yapılmasının mümkün olmadığı belirtilmiştir.

5. Sanık … savunmasında, iddianamede belirtilen akaryakıt ve servis istasyonu olarak adlandırılan yeri 2015 yılı aralık ayında aldıklarında, önceki mülk sahibinin yapmış olduğu başvuru sonucunda imar ruhsatının alınmış olduğunu, söz konusu ruhsat kapsamında yerin şartları gereğince kot farkı bulunması nedeniyle inşaat yapabilmek amacıyla yol cephesi dışında kalan üç cepheyi dolgu alanını tutması için istinat duvari ile çevirdiklerini, bu durumun zorunlu olduğunu, aksi takdirde akaryakıt istasyonu için düz bir alan oluşturulması imkânının bulunmadığını, inşaat için gerekli olan dolgu malzemesini alana koyabilmek için karayollarının da kullanmış olduğu sistemle istinat duvarı yapımına başladıklarını, belediye tarafından söz konusu işlemin ruhsatının olmadığı iddia edilerek işlem yapılmışsa da bunun belediyenin ilk ruhsatlandırma aşamasında kendisinden kaynaklanan bir durum olduğunu, zira buraya akaryakıt istasyonu yapılması için ruhsat verildiğinde istinat duvarı yapılması gerekliliğinin öngörülmesi gerektiğini, ayrıca yapmakta oldukları istinat duvarının sistemi gereği başlandığında bitirilmesi gerekli olan bir inşaat çalışması olduğundan tespit sonrasında istinat duvarını tamamlamak zorunda kaldıklarını, diğer sanık olan kardeşi … ile suç işleme kastlarının olmadığını, imar ruhsatı alınan yerde ruhsat kapsamında işlem yaptıklarını beyan etmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
1. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin, 23.02.2021 tarihli ve 2019/660 Esas, 2021/409 Karar sayılı kararı ile,

“Sanığın 21.06.2016 tarihli mühürleme tutanağı sonrası inşaata devam etmeleri, yapı tatil zaptı ve mühürleme işlemi sonrasında 23.06.2016 tarihli dilekçe ile Bodrum Belediyesine başvurarak istinat duvarı projesine göre imalat izni talebinde bulunmaları gözetildiğinde hukuka aykırılığı bildiğinin kabulü gerekmiştir. İddianame tanzimi öncesinde durdurulan inşaata devam ettikleri ve 21.06.2016 ve 15.08.2016 tarihli iki ayrı tutanak tutulduğu sabit olmakla haklarında TCK 43/1 maddesinin tatbiki gerekmesine karşın, ilk derece mahkemesince verilen cezada artırım yapılmayarak eksik ceza tayin edildiği, yine sanıklar tarafından yapı kayıt belgesi ibraz edilmiş ise de, alınan yapı kayıt belgesi 2863 sayılı Kanuna muhalefet eylemi yönünden hukuka aykırılık unsurunu ortadan kaldırmayacağı anlaşılmış, yargılama dosya kapsamından zincirleme halde atılı suçu işlediği sonucuna ulaşılan sanığın mahkumiyetine dair karar vermek gerekmiştir.”

2. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesince yazılan talimat gereği ilk derece mahkemesi tarafından 30.12.2020 günü icra edilen keşif sonrası dosyaya sunulan 18.01.2021 tarihli çevre mühendisi bilirkişi raporunda, 3. derece doğal sit alanına inşai ve fiziki müdahalede bulunulduğu, dava konusu taşınmazda istinat duvarları yapılarak hafriyat dolgusu ile arazi kotunun yükseltilmesi sonucu topoğrafyanın vehamet arz edecek ölçüde tahrip edildiği ve bu tahribatın geri dönüşümünün mümkün olmadığı, biyoçeşitliliğin zarar görmesi, alanın eski haline getirilmesi ihtimalinin olmaması nedeniyle arazinin endemik yapısının ve doğal siluetinin bozulduğu belirtilmiştir.

IV. GEREKÇE
21.06.2016 tarihli yapı tatil zaptı ile yapım aşamasındayken mühürlenmesine rağmen, 15.08.2016 tarihli yapı tespit tutanağı ile yapımına devam edildiği belirlenen istinat duvarı inşasına ilişkin olarak sanık … hakkında 2863 sayılı Kanun’un 65 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca temel ceza tayin edildikten sonra 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin birinci fıkrası uygulanarak temel cezada artırım yapılmasına ilişkin Bölge Adliye Mahkemesinin kabul ve takdirinde bir isabetsizlik bulunmamıştır.

A. Sanık Müdafinin Temyiz İsteği Yönünden;
1. Sanığın Suç İşleme Kastının Bulunmadığına İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden;
Sanığın, 3. derece doğal sit alanında kalan taşınmazda izinsiz olarak inşai ve fiziki müdahalede bulunduğu tüm dosya kapsamı itibariyle sabit olduğundan, sanık müdafinin, sanığın suç işleme kastının bulunmadığına ilişkin temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.

2. Mühürleme Tutanağının Sanığa Tebliğ Edilmediğine İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden;
Sanık müdafii tarafından Muğla Nöbetçi İdare Mahkemesine gönderilen yürütmeyi durdurma talepli dilekçe ekinde (Ek-5) yer alan belgeler arasında, temyiz dışı sanık … tarafından … İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’ne gönderilen dilekçe ile istinat duvarı yapı ruhsatının ivedi olarak düzenlenerek inşaattaki mührün kaldırılmasının talep edildiğinin anlaşılması karşısında, mühürleme işleminden haberi olduğunun kabulünde zorunluluk bulunan sanığa mühürleme tutanağının tebliğ edilmediğine yönelik temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.

3. Bilirkişi Raporunun Kısmen Hatalı ve Eksik Olduğuna İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden;
Dosya kapsamında mevcut bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli oldukları anlaşıldığından, sanık müdafinin, bu husustaki temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.

4. Suça Konu Yapıya İlişkin Olarak Yapı Kayıt Belgesi Sunulduğuna İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden;
2863 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinde, Koruma Yüksek Kurulunun ilke kararları çerçevesinde koruma bölge kurullarınca alınan kararlara aykırı olarak, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ve koruma alanları ile sit alanlarında inşai ve fiziki müdahalede bulunulmayacağının düzenlendiği, anılan düzenlemeye aykırı olarak, izin alınmaksızın inşai ve fiziki müdahalede bulunulmasının ise, aynı Kanunun 65 inci maddesi ile yaptırım altına alındığı, buna karşılık, 3194 sayılı İmar Kanununa 11.05.2018 tarih ve 7143 sayılı Kanunun 16 ncı maddesi ile eklenen geçici 16 ncı maddede, ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla yapı kayıt belgesi verilebileceği hükme bağlanmış olup, 2863 sayılı Kanuna tezahürü bulunmayan bahse konu düzenlemenin, anılan Kanunun 65 inci maddesinde tanımlanan inşai ve fiziki müdahale suçlarının unsurlarını etkilemeyeceği, zira, yapı kayıt belgesi verilmesinin, ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınmasını sağlamakla birlikte, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ve koruma alanları ile sit alanlarında, kültür varlıkları yönünden koruma bölge kurullarından, tabiat varlıkları ve doğal sit alanları yönünden Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerinden izin alınmaksızın gerçekleştirilen inşai ve fiziki müdahaleleri hukuka uygun hale getirmeyeceğinin kabulünde zorunluluk bulunduğundan, sanık müdafiinin suça konu yapıya ilişkin olarak yapı kayıt belgesi sunulduğuna ilişkin temyiz sebebi yerinde görülmemiştir.

5. İstinat Duvarının Belediyeden Alınan Yapı Ruhsatı Sonrasında Yapıldığına İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden;
Dosya kapsamında mevcut tüm bilgi ve belgeler, bilirkişi raporları ve sanık savunmaları birlikte değerlendirildiğinde, suça konu istinat duvarının ruhsatsız olarak inşa edildiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin bu husustaki temyiz sebebi yerinde görülmemiştir.

6. Sanık Tarafından Bölgenin Sit Alanında Kaldığının Bilinmediğine İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden;
21.06.2016 tarihli ilk tespitten sonra suç işleme kararlılığının sürdürülerek istinat duvarının yapımına devam edildiğinin 15.08.2016 tarihli tutanak ile sabit olduğu, sanığın hazırlık beyanında ve ilk derece mahkemesince alınan savunmasında dava konusu yerin sit alanında kaldığını bilmediğine dair bir beyanı bulunmadığı gibi, ilk tespitten sonra istinat duvarının yapımını tamamlamak zorunda kaldıklarını beyan ettiğinin anlaşılması karşısında, sanık müdafinin bu husustaki temyiz sebebi yerinde görülmemiştir.

B. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin, 23.02.2021 tarihli ve 2019/660 Esas, 2021/409 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Bodrum 3. Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.06.2023 tarihinde karar verildi.