Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2022/3421 E. 2023/5127 K. 27.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/3421
KARAR NO : 2023/5127
KARAR TARİHİ : 27.11.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2020/3631 E., 2021/640 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, aynı Kanun’un 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 11.02.2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; “Müvekkilin beraatine karar verilen ceza dosyası kapsamında, kasten öldürme suçundan 31.05.2013 – 20.09.2017 tarihleri arasında tutuklu kalması sebebiyle 104.030,00 TL maddi, 200.000,00 TL manevi tazminatın 31.05.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ederiz.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

2. Davalı vekili 11.03.2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “Davanın yetkili mahkemede açılıp açılmadığı, başka bir tazminat davası açılıp açılmadığı, davacı vekilinin özel yetkilendirilmiş vekaletnamesinin bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Davacının tutukluluk süresi bittikten sonraki dönemler içinde oluşan zararlardan dolayı tazminat talep etmesi doğru değildir. Davacı kendi kusurlu eyleminin sonucuna katlanmak zorundadır. Uğranıldığı iddia edilen maddi zarar ispatlanmamıştır. Talep edilen manevi tazminat miktarı fazladır. Davanın reddedilmesi gerekmektedir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

3. Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesinin, 06.07.2020 tarihli ve 2019/33 Esas, 2020/211 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabülüne karar verilmiştir.

4. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 02.03.2021 tarihli ve 2020/3631 Esas, 2021/640 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurularının düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 21.05.2022 tarihli ve 2021/62256 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdii edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davalı vekilinin temyiz istemi; davacının kusurunun belirlenecek tazminat miktarı yönünden dikkate alınmadığına, hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğuna, ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Davacının 18.07.2013 tarihinde tutuklandığı, 20.09.2017 tarihinde serbest bırakıldığı, kasten öldürme suçundan hakkında beraat hükmü verildiği, kararın 19.12.2018 tarihinde kesinleştiği, davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.

Dava dosyası, davacının maddi zararının tespiti için bilirkişiye tevdii olunmuş ve bilirkişi Mustafa Arabacı’nın dosya kapsamına ve delillere uygun 29.05.2020 tarihli ek raporuna göre davacı …’nun 46.131,06 TL maddi zararının olduğu belirtilmiştir.

Davacının sosyal ve ekonomik durumuna, üzerine atılı suçun niteliğine, gözaltıya ve tutuklamaya neden olan olayın cereyan tarzına ve gözaltında ve tutuklu kaldığı süreye göre takdiren 50.000,00 TL manevi tazminatın davacının 6136 sayılı yasaya muhalefet suçundan 10 ay hapis cezası ile mahkum olmuş olması ve tutuklandığı tarihten itibaren bu ceza miktarı itibariyle hakederek tahliye tarihinin 14.05.2014 olması nedeniyle bu tarihten itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalı hazineden alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine,

46.131,06 TL maddi tazminatın davacının 6136 sayılı yasaya muhalefet suçundan 10 ay hapis cezası ile mahkum olmuş olması ve tutuklandığı tarihten itibaren bu ceza miktarı itibariyle hakederek tahliye tarihinin 14.05.2014 olması nedeniyle bu tarihten itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalı hazineden alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklulukta kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nefaset ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda az manevi tazminata hükmolunduğu anlaşılarak; gerekçe ve hükümdeki manevi tazminat miktarına ilişkin “50.000,00-TL” ibaresin çıkarılarak yerine “68.000,00 TL” yazılması suretiyle düzeltilerek istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/398 E., 2017/322 K. sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının kasten öldürme suçundan 18.07.2013 – 20.09.2017 tarihleri arasında 1525 gün tutuklu kaldığı, 18.07.2013 – 15.12.2013 tarihleri arasında tutuklulukta geçirdiği 150 günlük sürenin mahsup edildiği, yapılan yargılama sonunda beraatine karar verildiği, beraat hükmünün 19.12.2018 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nefaset ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak ve emsal uygulamaların da altında olacak şekilde eksik manevi tazminata hükmolunması, temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.

Hükmedilen tazminat miktarlarına, mahsup edilen tutukluluk dönemi göz önünde bulundurularak 15.12.2013 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği halde, ilk derece mahkemesince 14.05.2014 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesi, temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.

Davalı vekilinin temyiz istemi yönünden;
Tazminat talebinin dayanağı olan Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/398 E., 2017/322 K. sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının kasten öldürme suçundan 18.07.2013 – 20.09.2017 tarihleri arasında 1525 gün tutuklu kaldığı, 18.07.2013 – 15.12.2013 tarihleri arasında tutuklulukta geçirdiği 150 günlük sürenin mahsup edildiği, yapılan yargılama sonunda beraatine karar verildiği, beraat hükmünün 19.12.2018 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne ilişkin kararda bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nefaset ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak ve emsal uygulamaların da altında olacak şekilde eksik manevi tazminata hükmolunduğu anlaşıldığından; davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz isteği reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 02.03.2021 tarihli ve 2020/3631 Esas, 2021/640 Karar sayılı kararında davalı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.11.2023 tarihinde karar verildi.