Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2022/2034 E. 2023/5330 K. 04.12.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/2034
KARAR NO : 2023/5330
KARAR TARİHİ : 04.12.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2018/6 E., 2021/489 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Davanın kısmen kabulü
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Davacı hakkında dairemizce verilen bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Davacı vekili 27.03.2014 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 06.06.2007 tarihi itibariyle gözaltına alındığı, 21.06.2007 tarihinde İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.06.2007 tarih, 2007/89 Sorgu sayılı kararı ile tutuklandığı, 06.06.2007 tarihinden 20.03.2012 tarihine kadar tutuklu kaldığını, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/190 Esas sayılı dosyası üzerinden 20.03.2012 tarihinde tahliyesine karar verildiği, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/190 Esas , 2013/221 Karar sayılı ilamı ile hakkında beraat kararı verildiği, beraat kararının 03.01.2014 tarihinde kesinleştiğini belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 500.000,00 TL manevi tazminatın ve ayrıca 500.000,00 TL maddi tazminatın haksız işlem tarihinden yasal faiziyle birlikte devlet hazinesinden alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı vekili 18.04.2014 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; tutuklama tedbirinin ölçülü olduğundan davanın reddi gerektiğini, davanın yetkili mahkemede açılmadığını, doyanın henüz kesinleşmediğini, talep edilen tazminat miktarının fazla olduğunu, derdest dosya araştırması yapılması gerektiğini, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, öne sürmüştür.

3.İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 24.02.2015 tarihli ve 2014/131 Esas, 2015/82 Karar sayılı kararı ile; davanın kısmen kabulü ile 28.902,72 TL maddi, 60.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

4.İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 24.02.2015 tarihli ve 2014/131 Esas, 2015/82 Karar sayılı kararının davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 06.11.2017 tarihli ve 2016/10482 Esas, 2017/8417 Karar sayılı kararı ile; ..Tazminat talebinin dayanağı olan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2008/190 Esas 2013/221 Karar sayılı kararının incelenmesinde; davacı hakkında kasten öldürme, 6136 sayılı yasaya muhalefet, silahlı çıkar amaçlı suç örgütü üyesi olmak suçlarından dava açıldığı, yapılan kovuşturma sonunda kasten öldürme ve 6136 sayılı yasaya muhalefet suçlarından beraatine, silahlı çıkar amaçlı suç örgütü üyesi olmak suçundan ise mahkumiyetine karar verildiği, beraate dair kararların temyiz edilmeksizin kesinleştiği, silahlı çıkar amaçlı suç örgütü üyesi olmak suçuna dair mahkumiyet kararının ise temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 19/11/2015 tarih, 2015/4214 Esas – 2015/5591 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verildiği davacının, İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2007/89 Sorgu numaralı tutuklama müzekkeresi ile suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak suçundan da tutuklandığının anlaşılması karşısında, davacı ile ilgili yakalama, gözaltına alma, serbest bırakma, tutuklama, sorgu ve tahliyeye ilişkin müzekkereler ile verilen karar ve kesinleşme şerhlerine dair gerekli tüm belgelerin Yargıtay denetimine olanak verecek okunaklı şekilde aslı ya da onaylı örnekleri dosya içine alınarak, silahlı çıkar amaçlı suç örgütü üyesi olmak suçundan açılan kamu davasının neticesinin de araştırılarak, gerektiğinde bekletici mesele yapılmasının da mümkün olduğu dikkate alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerektiğini, mahsup hususunun araştırılması gerektiğini, vekalet ücretinin eksik olduğunu, derdest dosya araştırmasının yapılması gerektiğinden bahisle davalı vekilinin ve davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile bozulmasına karar verilmiştir.

5.İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 16.11.2022 tarihli ve 2018/6 Esas, 2021/489 Karar sayılı kararı ile bozma ilamına uyularak 28.902,72 TL maddi, 60.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
6.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığın 13.04.2022 tarihli tebliğnamesi ile davalı vekilinin ve davacı vekilinin temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükmün onanması talep edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A.Davacı vekilinin temyiz istemi; hükmedilen maddi ve manevi tazminatın eksik olduğuna, ilişkindir.
B.Davalı vekilinin temyiz istemi; davanın süresinde açılmadığını, tazminat istemine ilişkin kanunda aranan şartlar oluşmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, mükerrer dosya araştırılması yapılması gerektiğini bu nedenle mahkemece eksik araştırma ile karar verildiğini, hükmedilen maddi ve manevi tazminatın fazla olduğuna, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, davacı lehine fazla vekalet ücretine hükmedildiğini, belirtmiştir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Tazminat talebinin dayanağı olan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/190 Esas – 2013/221 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, kasten öldürme, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçlarından 08.06.2007 tarihinde gözaltına alındığı, 09.06.2007 tarihinde tutuklandığı, tutuklama müzekkeresinin infazına başka tevkif müzekkeresi bulunduğundan 26.06.2007 tarihinde başlandığı, 20.03.2012 tarihinde tahliye edildiği, yapılan yargılama sonunda davacı hakkında beraatine hükmedildiği, kasten öldürme suçundan hükmün 03.01.2014 tarihinde kesinleştiği, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan hükmün 05.01.2018 tarihinde kesinleştiği ve davanın 5271 sayılı Kanunun 142 inci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı,maddi tazminat hesabında gerçek maddi zararının nazara alınması gerektiği, tutuklu kalınan süre içerisinde verilen harçlık ile ailelerin veya avukatların cezaevi ziyaretlerinde yaptıkları masrafın ayrıca tutuklu kalınan yargılamada hükme bağlanması gereken vekalet ücretinin maddi zarar hesabına katılmayacağı, herhangi bir işle iştigal olunmasına karşın net kazanca ilişkin delil sunulmaması halinde asgari ücret üzerinden yasal kesintiler düşülerek hesaplamanın yapılacağı, ticari serbest meslek veya ücret kazançlarında ise konuya temas eder mahiyette hizmet dökümü, gelir beyannamesi, vergi levhası gibi mali kayıtlara dayalı belge sunulmadığı vakit hesaplamanın yine asgari ücret üzerinden hesap yapıldığı belirlenerek ve bozma ilamına da uyularak 28.902,72 TL maddi, 60.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/190 Esas – 2013/221 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, kasten öldürme, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan yargılandığı, kasten öldürme suçundan 08.06.2007 – 20.03.2012 tarihleri arasında infazı kesintiye uğrayan süreler düşüldüğünde 1729 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda davacı hakkında beraatine hükmedildiği, kasten öldürme suçundan hükmün 03.01.2014 tarihinde kesinleştiği, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan hükmün 05.01.2018 tarihinde kesinleştiği
tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanunun 142 inci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

A.Davacı vekilinin temyiz istemi;
1.Maddi tazminatın, davacının tutuklu kaldığı döneme ilişkin net asgari ücret üzerinden hesaplanan “31.552,18” TL yerine, bu miktarın altında kalacak şekilde “28.902,72” TL olarak tayin edilmesi suretiyle, davacı lehine eksik maddi tazminata hükmolunması, hukuka aykırı bulunmuş ve bu nedenle tebliğnamede onama isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
2.Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin edildiğinden davacı vekilin temyiz talebi yerinde görülmemiştir.

B.Davalı vekilinin temyiz istemi;
1.Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, incelenen dosya kapsamına göre delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, davanın kısmen kabulü kararında usul ve yasaya aykırı bulunmadığından davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır.

2.5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinin birinci fıkrasındaki “Karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her halde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat isteminde bulunulabilir.” şeklindeki düzenlemeye göre; davacının tazminata esas dosyasında kesinleşmiş gerekçeli kararının tebliğ edilmemesi nedeniyle üç aylık sürenin davacı için geçerli olmayacağı, söz konusu dosyanın kasten öldürme suçundan hükmün 03.01.2014 tarihinde kesinleştiği, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan hükmün 05.01.2018 tarihinde kesinleştiği ve iş bu davanın da 24.03.2014 tarihinde açıldığı anlaşıldığından davalı vekilinin davanın süresinde açılmadığından reddi gerektiğine ve davanın esastan reddi gerektiğine yönelik temyiz istemi yerinde görülmemiştir.

3.5271 sayılı Kanunun 142 inci maddesinin 9 uncu bendi uyarınca, tazminat davaları nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan nisbî avukatlık ücreti ödeneceği, ancak, ödenecek miktarın tarifede sulh ceza hâkimliklerinde takip edilen işler için belirlenen maktu ücretten az, ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten fazla olamayacağı hususu göre davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4.Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.03.2007 gün ve 2 Esas, 63 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere; koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davalarında, ancak davanın tamamen reddi halinde davalı lehine vekalet ücretine hükmolunabileceğinden, davanın kısmen kabulü halinde davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

5.Davacı lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminatın yukarıda açıklandığı üzere eksik olduğundan davalı vekilinin maddi ve manevi tazminatın fazla olduğuna yönelik temyiz talebi yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünün (A-1) nolu bendinde açıklanan nedenle İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 16.11.2021 tarihli ve 2018/6 Esas, 2021/489 Karar sayılı kararına yönelik davacı vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasının ikini paragrafında yer alan maddi tazminata ilişkin “28.902,72” ibaresi çıkartılarak yerine “31.552,18 TL” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.12.2023 tarihinde karar verildi.