YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/1938
KARAR NO : 2022/3890
KARAR TARİHİ : 18.05.2022
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : TCK’nın 85/1, 22/3, 62/1, 63. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, katılanlar vekili ile sanık müdafileri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dairemizin 07.07.2021 tarih ve 2021/3230 Esas – 2021/5592 sayılı bozma kararına direnildiği, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.11.2013 tarihli, 2013/50 Esas – 2013/525 sayılı Kararına ve süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi; bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak, bozma kararında tartışılması gerektiği belirtilen hususları tartışmak, bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni delillere dayanmak, ilk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak suretiyle verilen karar; özde direnme niteliğinde olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtayın ilgili dairesi tarafından yapılması gerektiği anlaşılmakla yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafilerinin, kararın kanuna aykırı olduğuna, olayda bilinçli taksir koşullarının bulunmadığına, katılanlar vekilinin, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Olayın meydana geldiği “Hizmet Kafe” isimli iş yerinin dava dışı … tarafından işletildiği, ölen … ile dava dışı …’ın … ile önceden arkadaş olup bu iş yerine gelip gittikleri, dava dışı …’ın akrabası olan dava dışı … ve …’un da söz konusu kafede garson olarak çalıştıkları, aynı kafede öncesinde gece bekçiliği ve işlerin yoğun olduğu zamanlarda garsonluk yapmış olan sanık …’ın söz konusu işten bir süre önce ayrıldığı halde olaydan bir gün önce akşam saat 18:30 sıralarında anılan kafeye bir seferliğine gece bekçiliği yapmak için geldiği, sanık ile birlikte ölen ve ismi geçen diğer şahısların saat 24.00’e kadar iş yerinde çalıştıkları, sonrasında iş yeri sahibi …’ın kafeden ayrıldığı, kafede bulunan müşterilerin de dağılmasından sonra sanık ile ölen ve ismi geçen diğer şahısların hep birlikte alkol almaya başladıkları, sanığın o gece bekçilik yapacak olması nedeniyle alkol içmesinin doğru olmayacağı konusunda uyarılmasına rağmen bir miktar alkol içtiği, sonrasında ise taksiye binerek bira almaya gittikten sonra 4 adet bira alarak geri geldiği, sanık ile ölen ve ismi geçen diğer şahısların hep birlikte alkol almaya devam ettikleri sırada, olay anından önce anılan kafenin deposunda bulunan ve dava dışı …’a ait olan ruhsatsız tabancadan konunun açıldığı, tarafların beyanları ile sabit olduğu üzere sanık tarafından depoda bulunan tabancanın getirilmesinin istenmesi üzerine dava dışı …’un depodan tabanca ve içine fişek basılı şarjörü ayrı ayrı olacak şekilde alarak getirdikten sonra sanığa verdiği, bu sırada kafenin içinde bulunan kare şeklinde ve yaklaşık 2 metre uzunluğunda olan masanın etrafında sanık ile ölenin karşılıklı oturmakta oldukları, ismi geçen diğer şahısların da masada oturup hep birlikte alkol almaya devam ettikleri, sanığın tabanca ve şarjörü ayrı ayrı getirildikten sonra eline aldığı ve içine fişek basılı olan şarjörü silaha takarak tabancanın üst kızağını çekmek suretiyle atım yatağına fişek sürdüğü, sonrasında şarjörü tabancadan çıkarmasına rağmen atım yatağında fişek bulunan ve atım yatağı dolu olan silahla oynamaya başladığı, 5 kişinin bir masa etrafında toplanmış vaziyette alkol almakta oldukları bir ortamda sanığın eline alarak gelişigüzel oynadığı ve atım yatağında fişek bulunan silahın bu sırada bir anda ateş alması sonucunda tam karşısında bulunan ölenin kaşının üzerinden vurularak olay yerinde vefat ettiği, otopsi raporuna göre kanında 39 mg/dl alkol bulunduğu tespit edilen ölenin vücudunda bir adet ateşli silah mermi çekirdeği giriş yarası saptandığı, oluşan yaralanmanın tek başına ölüm meydana getirir nitelikte olduğu, ateşli silah mermi çekirdeği giriş yarası cilt cilt altı bulgularına göre atışın yakın atış mesafesinden yapılmış olduğu ve ölümün ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına kafatası kemik kırıkları ile birlikte beyin kanaması beyin doku harabiyeti sonucu meydana gelmiş olduğu;
Olay akabinde olay yerinde yapılan incelemede; ölenin ayak kısmına 120 cm uzaklıkta namlusu boş olan tabancanın, iş yerinde ahşap tezgah üzerinde tabancaya ait ve içerisinde 6 adet fişek bulunan bir adet şarjörün ele geçirildiği, yine olay yeri kafenin dışında 1 adet, kafe arkası yürüyüş yolunda 1 adet ve yine bu kısımda 1 adet olmak üzere toplam 3 adet kovanın ele geçirildiği, ölenin sağ el üstü svap alma bandında ve kot pantolonu üzerinde atış artığına rastlandığı, sanıktan alınan numuneler üzerinde ise atış artıklarına rastlanmadığının tespit edildiği, yine uzmanlık raporlarına göre; ele geçirilen tabancanın 9×19 mm çap ve tipinde fişek atan yarı otomatik bir tabanca olduğu, yapılan muayenesinde, orijinalinde 9 mm çapında ses ve gaz fişeği atmak üzere imal edilmiş iken namlusunun yivli setli 9×19 mm çap ve tipinde yasak niteliği haiz ateşli silah fişeklerini atabilecek hale getirilmiş olduğu, atışına mani mekanik herhangi bir arızasının bulunmadığı, yapılan deneme ve mukayese atışlarında çap ve tipine uygun fişekleri patlattığı ve tabancanın 6136 sayılı Kanuna göre yasak niteliği haiz ateşli silahlardan olduğu, inceleme konusu 9×19 mm çap ve tipinde üç adet kovanın inceleme konusu tabanca ile atıldıkları tespitlerinin yapıldığı,
Olay sonrasında saat 06.31’de sanıktan alınan numunede 5.5 mg/dl tespit edilen etanolün 0.055 promile tekabül ettiği belirlenmiş ise de, sanığın kendisinin beyanlarında olay gecesi rakı içtikten sonra üzerine de iki adet bira içtiğini, alkollü olması sebebiyle tetiğe bastığını bile hatırlamadığını belirttiği, yine olay yerinde bulunan diğer şahısların beyanlarından sanığın olay anında yasal sınırların üzerinde alkollü olduğunun anlaşıldığı,
Dava dışı …’un olay günü saat 12.52’te vekil eşliğinde alınan ilk beyanlarında; sanığın kendisinden istemesi üzerine depodan alıp getirdiği tabancayı ve şarjörü ayrı ayrı sanığa verdiğini, şarjörün içerisinde mermi olduğunu gördüğünü, bu esnada orada bulunan herkesin sanığa tabancanın patlayabileceği ve dikkatli olması konusunda uyarılarda bulunmalarına rağmen, sanığın elinde bulunan tabancaya yine elinde bulunan şarjörü takıp tabancanın üst kızağı ile oynadığı ve tabancanın namlusuna mermi verip tekrar tabancanın şarjörünü geri çıkarttığını, sanığın tüm bu uyarılara aldırmadan elinde bulunan ve içinde fişek bulunduğunu bildiği tabanca ile şaka yapar gibi oynadığını; kovuşturma aşamasında tanık olarak alınan beyanlarında ise; silahı ve şarjörü ayrı ayrı iki parça halinde sanığa verdikten sonra sanığın şarjörü silaha taktığını, üst kızağını çekip bıraktığını, sonra tekrardan şarjörü çıkardığını, sol eli ile tuttuğu silahın sağına ve soluna baktığı sırada silahın namlusu ölene yönelik iken patladığını beyan ettiği;
Dava dışı …’ın olay günü saat 12.45’de vekil eşliğinde alınan ilk beyanlarında; …’tan silahı alan sanığın eline aldığı silah ile oynamaya başladığını, silah sol elinde iken bir kez silahın sürgüsünü çekip bıraktığını, 10-15 saniye kadar silahın sağına ve soluna baktığını, orada bulunanların sanığa “dur oynama şeytan doldurur” demesine fırsat kalmadan silahın patladığını; kovuşturma aşamasında ise; sanığın silah ile şarjörü ayrı olacak şekilde eline aldığını, şarjörü silaha takıp üst kızağını çektikten sonra şarjörü geri çıkardığını, silahı sol elinde ve namlusu ölene doğru olacak şekilde tutarken silahın birden patladığını beyan ettiği;
Olaya konu iş yerinin sahibi dava dışı …’ın ise, olay günü saat 20.30’da vekil eşliğinde alınan ilk beyanlarında; olay sonrası sanığın kendisine, tabanca ile oynadığını, havaya bir el ateş ettiğini, şarjörünü çıkardığını ve silahı ölene vermek için uzattığı sırada silah kendi elinde iken patladığını söylemesi üzerine, kendisinin de sanığa, bir el havaya ateş ettikten sonra şarjörü çıkartsa bile silahın ağzında mermi kalacağını neden kontrol etmediğini sorduğunu beyan ettiği, dava dışı … kovuşturma aşamasında bu beyanını doğrulamamış ise de, soruşturma aşamasında ve vekil eşliğinde sıcağı sıcağına alınan ilk beyanlarının olaya uygun düşmesi sebebiyle bu beyanlara itibar edilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 02.07.2019 tarihli ve 2019/1-121 Esas – 2019/518 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere: ”Bilinçli taksirde gerçekleşen sonuç, fail tarafından öngörüldüğü hâlde istenmemiştir. Gerçekten neticeyi öngördüğü hâlde, sırf şansına veya başka etkenlere, hatta kendi beceri veya bilgisine güvenerek hareket eden kimsenin tehlikelilik hâli, bunu öngörememiş olan kimsenin tehlikelilik hâli ile bir tutulamayacaktır. Neticeyi öngören kimse, ne olursa olsun bu sonucu meydana getirecek harekette bulunmamakla yükümlüdür. Öngörülen muhtemel neticenin meydana gelmesine kayıtsız kalınması durumunda olası kast, öngörülen muhtemel neticenin meydana gelmesinin istenmemesine rağmen neticenin meydana gelmesinin engellenemediği ahvalde bilinçli taksir söz konusu olacaktır. Diğer bir deyişle, failin neticeyi istememekle beraber neticenin meydana gelmesinin muhtemel olduğunu bilmesine rağmen duruma kayıtsız kalarak hareketini sürdürmek suretiyle muhtemel neticeyi kabullenmesi durumunda olası kast, failin neticeyi öngörmesine rağmen becerisine, şansına, tecrübesine ya da başka bir etkene güvenip neticenin meydana gelmeyeceğine inanarak gerektiğinde muhtemel neticenin gerçekleşmemesi için gerekli önlemleri de almak suretiyle hareketini sürdürmesi hâlinde ise bilinçli taksir söz konusu olacaktır.”
Tüm bu açıklamalar kapsamında somut olay irdelendiğinde; ölen ile arasında öncesine dayalı herhangi bir husumet bulunduğu tespit edilemeyen sanığın, olay günü alkollü olmasına ve kapalı bir ortamda bulunan kalabalık masada ölen ve diğer şahıslar ile birlikte alkol almaya devam etmelerine rağmen, kendisine yapılan tüm uyarıları dikkate almadan, eline ayrı ayrı aldığı ve içine fişek basılı olan şarjörü silaha takarak tabancanın üst kızağını çekmek suretiyle atım yatağına fişek sürdüğü, sonrasında şarjörü tabancadan çıkarmasına rağmen atım yatağında fişek bulunan ve atım yatağının dolu olduğunu bildiği silahla oynarken, silahın tam karşısında bulunan ölene doğru dönük olduğu sırada, bu şekilde oynamaya devam ettiği silahın ateş alabileceğini ve ölüm neticesinin gerçekleşebileceğini öngördüğü, buna rağmen silahın namlusu ölene yönelik halde iken uyarılara aldırış etmeden gelişi güzel silahla oynamaya devam etmek suretiyle sebebiyet verdiği ve öngördüğü neticenin gerçekleşmemesi için çaba sarf etmediği, dolayısıyla kabullenip kayıtsız kaldığı ölüm neticesinden olası kastla sorumlu tutulması gerektiği, bu suretle sanığın olası kastla öldürme suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde bilinçli taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine karar verilmesi;
Kanuna aykırı olup, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca, hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 18.05.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.