YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/1763
KARAR NO : 2023/2051
KARAR TARİHİ : 07.06.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Taksirle yaralama
HÜKÜM : Mahkumiyet, Beraat
Sanıklar hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Mudurnu Cumhuriyet Başsavcılığının, 25.03.2015 tarihli iddianamesi ile müştekiler … ile …’in yaralanması olayı ile ilgili olarak şüpheli … hakkında suç üstlenme suçundan, şüpheli … hakkında ise taksirle yaralama suçundan dava açılmıştır.
2.Mudurnu Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.10.2015 tarihli ve 2015/68 Esas, 2015/315 Karar sayılı kararı ile;
a. Sanık … hakkında taksirle yaralama suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 89 uncu maddesinin dördüncü fıkrası, 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ile 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 1 yıl 5 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 2 yıl süreyle ehliyetinin geri alınmasına,
b. Sanık … hakkında taksirle yaralama suçundan ise 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir.
3.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 04.04.2022 tarihli ve 2015/402687 sayılı, bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A.Sanık … Müdafiinin Temyiz Sebepleri
1.Alt sınırdan uzaklaşılarak ceza verildiğine,
2.Olayda bilinçli taksirin bulunmadığına,
İlişkindir.
B.Mahalli Cumhuriyet Savcısının Temyiz Sebepleri
1.Sanık … hakkında suç üstlenme suçundan kamu davası açılmışsa da; yapılan yargılama neticesinde bu suç hakkında herhangi bir karar verilmeyerek eksik hüküm kurulması,
2. İddianamede sanık … hakkında açılan taksirle yaralama davası bulunmaması, metin kısmında da taksirle yaralama suçunun sanık …’e isnat edilmesine rağmen sanık … hakkında ek savunma yoluyla TCK md. 89/4 ‘ten cezalandırma yoluna gidilmesi,
3.Müştekiler … ve …’in tüm aşamalarda istikrarlı olarak aracı kullanan şahsın sanık … olduğunu beyan etmelerine ve sanık …’u teşhis etmelerine rağmen mahkemece sanık … hakkında taksirle yaralama suçundan beraat kararı verilmesi,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Yerel Mahkemenin Kabulü;
1.Sanık …’ün sevk ve idaresindeki otomobil ile seyir halindeyken, önündeki tarım aracını geçmek için sollama yaptığı sırada karşı istikamette gelmekte olan katılan …’ın idaresindeki motosiklete çarpması şeklinde meydana gelen olayda, sanığın …’ün taksirle yaralama suçunu asli kusurlu olarak işlediği hukuk kanaatine varılarak, mahkumiyetine karar verilmiş ve sanık …’ün ise üzeri atılı taksirle yaralama suçunu işlediğine dair somut delil ile olaya ilişkin görgüsü bulunan tarafsız tanık beyanı bulunmaması sebebiyle beraatine karar verilmiştir.
2.Sanık … savunmasında; ”Ben bu konuda daha önce soruşturma aşamasında ifade verdim. Aynen tekrar ederim. Olay günü kaza yapan … benim sevk ve idaremde idi. Yanımda da kimse yoktu. Benim, müştekiler … ve … ile önceye dayalı aramızda husumet yoktur. Aracı niçin …’un kullandığını beyan ediyorlar ben bunu anlamış değilim. Savunmam bundan ibarettir. Ben suçsuzum. Öncelikle beraatimi isterim. Karşı taraf şikayetten vazgeçerse vazgeçmeyi kabul ederim. Lehe olan hükümlerin uygulanmasını isterim. Duruşmadan bağışık tutulmayı talep ederim, karşı tarafların katılması hususunda takdir mahkemenindir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
3.Sanık … savunmasında; ” Ben üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, olaya karışan aracı babam … kullanıyormuş, ben olay anında araçta değildim, olayı duyduktan sonra Bolu’ya gittim, olayı görmedim hiç alaka ve bilgim yoktur, karşı taraf benim yaşımın küçüklüğü ehliyetimin olmamasından dolayı beni suçladılar. Daha önce karakolda da ifade vermiştim, aynısını tekrar ederim. ben kimseye zarar vermediğim için kimsenin zararını karşılamayacağım. suçsuzum beraatime karar verilmesini aksi halde CMK’nın 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini taleb ederim,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
4.Katılan …; ”Ben bu konuyla ilgili daha önce ifade vermiştim. O beyanlarım doğrudur. Aynen tekrar ederim. Motosikleti abim … kullanıyordu. Önden bize taksi çarptı. Taksi ile bize çarpan şuan huzurunuzda bulunan sanık … değildir. Çünkü bize çarpanı yaşı bana emsaldi. Ben, sanık … tırtırla geliyordu. Taksi ile tırtırı sollarken … bize çarptı. Ben, sanıklardan şikayetçiyim. Cezalandırılmalarını istiyorum. Davaya katılmak istiyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur.
5.Katılan …; ”Ben bu konuyla ilgili daha önce ifade vermiştim. O beyanlarım doğrudur. Aynen tekrar ederim. Olay günü motosikleti ben kullanıyordum. Kardeşim arkamda oturuyordu. Gırgırı sollamaya çalışan araba birden önümüze çıktı. Kaza yapmamıza sebebiyet verdi. Bana göstermiş olduğunuz huzurda bulunan sanık aracı kullanan kişi değildi. Aracı kullananın yaşı bundan küçüktü. Bu gırgırı kullanmaktaydı. Ben, sanıklardan şikayetçiyim. Cezalandırılmalarını istiyorum. Davaya katılmak istiyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
6.İstanbul Anadolu Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 12.03.2015 tarihli adli tıp raporunda; katılan …’in basit tıbbi müdahale ile iyileşebilecek şekilde yaralandığı belirtilmiştir.
7.Arifiye İlçesi Toyotosa Acil Yardım Hastanesi’nin 07.03.2013 tarihli kari hekim raporunda; katılan …’in, basit tıbbi müdahale ile iyileşemeyecek ve vücudunda 4.derecede kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı belirtilmiştir.
8.Soruşturma aşamasında tanzim edilen 15.09.2014 tarihli bilirkişi raporunda; kaza mevkiinde her ne kadar geçmenin yasak olduğuna dair herhangi bir işaret levhası olmasa da, sanık …’ün sollama yaptığı yerin görüş yetersizliği olan dönemeçlerden olması sebebiyle kusurlu olduğu, katılan …’in ise herhangi bir kusurunun bulunmadığı belirtilmiştir.
9.Kovuşturma aşamasında keşfe binaen tanzim edilen 17.08.2015 tarihli bilirkişi raporunda; sanık …’ün yönetimindeki aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun getirdiği şartları göz önünde bulundurmadan Trafik Yönetmeliğinin 103. maddesindeki hususlara riayet etmeden … kullandığı değerlendirilerek 2918 Sayılı Karayolu Trafik Yasasının 54/3 ( geçeceği aracın hızıyla geçme esnasındaki kendi hızını da dikkate alarak, iki yönlü yollarda karşıdan gelen trafik dahil, yolu kullananların tümü için tehlike veya engel yaratmadan geçmek için kullanacağı şeridin yeteri kadar ilerisinin görüşe açık ve boş olması gerekmektedir.) maddesini ihlalden dolayı % 100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, katılan … ‘in ise herhangi bir kusurunun bulunmadığı belirtilmiştir.
10.Sanıklara ait adli sicil kaydı ve nüfus kaydı, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden temin olunarak dava dosyasına eklenmiştir.
IV. GEREKÇE
24.10.2012 günü saat 15:00 sıralarında katılan …’in sevk ve idaresindeki ve arkasında katılan
…’in yolcu olarak bulunduğu motosiklet ile yol şerit çizgisinin bulunmayan, iki yönlü yolda seyir halindeyken, karşı istikamette seyir halinde olup, önünde seyir etmekte olan tarım aletini geçmek için sollama yapan otomobile çarpması şeklinde meydana gelen ve katılan …’in basit tıbbi müdahale ile iyileşebilecek şekilde, katılan …’in ise basit tıbbi müdahale ile iyileşemeyecek ve vücudunda 4.derecede kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandıkları olayda,
A.Sanık … Hakkında Taksirle Yaralama Suçundan Verilen Beraat Kararı Yönünden;
Yukarıda izah edildiği şekilde gerçekleşen olayda, katılanlar … ile …’ın tüm aşamalarda istikrarlı olarak aracı kullanan şahsın … olduğu beyan etmeleri ve katılan …’in 06.11.2012 tarihli beyanında aracı kullanan kişiyi 25 yaşlarında esmer biri olarak tarif etmesi ile 13.02.2014 tarihinde …’ü fotoğraftan teşhis etmesi karşısında sanığın atılı suçtan cezalandırılması gerekirken, yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
hukuka aykırı bulunmuştur.
B.Sanık … Hakkında Taksirle Yaralama Suçundan Verilen Mahkumiyet Kararı Yönünden;
1.Mahkemelerce bir yargılama faaliyetinin yapılabilmesi ve hüküm kurulabilmesi için, yargılamaya konu edilecek eylemle ilgili usulüne uygun olarak açılmış bir ceza davası bulunmalıdır. Nitekim, 5271 sayılı Kanun’un 170 inci maddesinin dördünü fıkrasında ”“İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır.” ve aynı Kanunun 225 inci maddesinin birinci fıkrasında “Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir.” düzenlemelerine yer verilmiş olup, iddianamede, yüklenen suçun unsurlarını oluşturan fiilin ya da fiillerin nelerden ibaret olduğunun hiçbir tereddüte yer bırakmayacak biçimde açıklanması ve açıklanan fiil ve faili hakkında yargılama yapılarak hüküm verilmesi gerekir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 01.10.2019 tarihli ve 2017/550-2019/574 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, bir olayın açıklanması sırasında bir başka olaydan söz edilmesi, o olay hakkında dava açıldığını göstermez. İddianamede dava konusu yapılan fiilin bir başka olaya dayalı olmadan, bağımsız olarak açıklanması gerekir.
Yargılamaya konu somut olayda, Mudurnu Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen iddianamede; “24/10/2012 tarihinde Mudurnu ilçesi Tavşansuyu köyünde meydana gelen yaralamalı trafik kazasında müştekiler … ve … vermiş oldukları ifadelerinde …’in kullanmış olduğu motosikletle Dokurcun’dan Tavşansuyu köyü yönüne gelirken viraja girdiklerini, ancak önündeki gırgırı sollayan Lada marka aracın kendilerini fark edemeyerek motosiklete çarptığını, bu esnada motosikletin kontrolden çıkarak şarampole yuvarlandıklarını, yuvarlanmanın etkisiyle …’nin kemik kırığı olacak şekilde yaralandığı, …’ın ise BTM ile giderilebilecek ölçüde yaralandığı, alınan raporlarla tespit edilmiştir.
Daha sonra … vermiş olduğu ifadesinde aracı kendisinin kullandığını, önündeki gırgırı sollamak isterken motora çarptığını beyan etmiştir. Ancak müştekiler … ve … vermiş oldukları ifadelerinde aracı …’ün değil …’ün oğlu …’ün kullandığını, kazaya …’ün sebebiyet verdiğini, bu nedenle …’ten ayrı ayrı şikayetçi olduklarını belirtmişlerdir.
…’ün çektirilen resimleri …ve …’e gösterilmiş. Kendilerine çarpan kişinin … olduğunu teşhis etmişlerdir. … vermiş olduğu ifadesinde atılı suçlamayı kabul etmemiş, kazaya babası …’ün sebebiyet verdiğini beyan etmiştir.
Müştekilerin tutarlı beyanlarında kazaya asıl sebep olan kişinin … olduğu, ancak olay tarihinde ehliyetinin olmaması ve yaşının küçük olması sebebiyle babası …’ün suçu üstlendiği anlaşılmıştır.
Bu nedenle şüphelilerin yargılamalarının yapılarak …’ün TCK’nın 89/1 ve 89/2b, …’ün ise TCK’nın 270/1 maddesince ayrı ayrı cezalandırılmalarına ve haklarında güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına karar verilmesi kamu adına talep ve iddia olunur” biçimindeki anlatıma dayalı olarak, sanığın 5237 sayılı Kanun’un 270 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince cezalandırılması istemiyle suç üstlenme suçundan kamu davası açıldığı halde, hakkında açılmamış olan bilinçli taksirle yaralama suçundan 11.06.2015 tarihli duruşmada 5237 sayılı Kanun’un 89. maddesinin dördüncü fıkrası, 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası ve 53 üncü maddesinin altıncı fıkrasından ek savunma hakkı verilerek mahkumiyetine karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 225 inci maddesinin birinci fıkrasına aykırı davranılması,
2.Mudurnu Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen iddianame ile suç üstlenme suçundan dava açılan, sanık … hakkında suç üstlenme suçundan mahkemece bir karar verilmemesi suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesine aykırı davranılması,
3.Şikayetçiler … ile …’ın 21.10.2015 tarihli duruşmada, sanıktan şikayetçi olduklarını belirterek, davaya katılma talebinde bulunmaları üzerine yerel mahkeme tarafından katılma istediği hususunda sanık …’ün beyanına başvurulmayarak, katılmalarına karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı Kanunun 238 inci maddesinin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması,
Kabule göre de;
4.Yukarıda izah edildiği şekilde gerçekleşen olayda, sollama yasağı bulunan yol bölümünde sanığın hatalı sollama yaptığına dair bir tespit bulunmadığı, sanığın sadece şerit ihlali yapmak suretiyle tamamen kusurlu olarak kazaya sebebiyet verdiği anlaşılmakla, olayda bilinçli taksir koşulları bulunmadığı nazara alınmadan, hatalı gerekçe ile sanığa hükmolunan cezada 5237 sayılı Kanun’un 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince arttırım yapılması suretiyle fazla ceza tayini, hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Mudurnu Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.10.2015 tarihli ve 2015/68 Esas, 2015/315 Karar sayılı kararına yönelik sanık … müdafii ile mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.06.2023 tarihinde karar verildi