Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2022/1716 E. 2023/917 K. 22.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/1716
KARAR NO : 2023/917
KARAR TARİHİ : 22.03.2023

MAHKEMESİ:Ağır Ceza Mahkemesi

Suçtan zarar gören vekilinin, sanıklar hakkında edimin ifasına fesat karıştırma suçu yönünden, Dairemizin 17.11.2021 tarihli tevdii kararı sonrasında gerekçeli kararın tebliği üzerine hükmü 01.02.2022 tarihinde temyiz ettiği, ancak Hazine ve … Bakanlığı Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğünün 24.02.2022 tarihli ve 993210 sayılı yazıları ile temyizden vazgeçme talebi uygun görülmekle, dosyaya sunduğu 25.02.2022 tarihli dilekçe ile temyiz hakkından feragat ettiği görülmüştür.

Sanıklar hakkında edimin ifasına fesat karıştırma suçu yönünden kurulan beraat hükümlerine ilişkin olarak, atılı suçun koruduğu hukuki yarar ve niteliği itibariyle, meydana gelen trafik kazasında yaralanan ayrıca ölen … ve …’nın mirasçıları katılanların, sanıklara yüklenen edimin ifasına fesat karıştırma suçundan doğrudan zarar görmediği, bu itibarla katılma ve temyiz hakkının bulunmadığı, bu hükümler yönünden 5271 sayılı Kanunun 237 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca katılan sıfatlarının bulunmadığı ve katılan vekilinin, aynı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği bahse konu hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunmadığı belirlenmiştir.

Sanıklar hakkında taksirle öldürme suçundan hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.10.2015 tarihli ve 2015/102 Esas, 2015/188 Karar sayılı kararı ile;
1. Sanıklar hakkında taksirle öldürme suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi gereğince beraatlerine karar verilmiştir.

2. Sanıklar hakkında edimin ifasına fesat karıştırma suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının e bendi gereğince beraatlerine karar verilmiştir.

B. … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.10.2015 tarihli ve 2015/102 Esas, 2015/188 Karar sayılı kararının, katılanlar vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin, 17.11.2021 tarihli ve 2019/7365 Esas, 2021/8048 Karar sayılı kararı ile dava ve duruşmalardan haberdar edilmeyen suçtan zarar gören … ile Kemaliye Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliğinin dava ve hükümden haberdar edilerek gerekçeli kararın usulüne uygun tebliğinin sağlanması amacıyla tevdii kararı verilmiştir.

C. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 30.05.2019 tarihli ve 2015/401147 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılanlar vekilinin temyiz sebebi, hükmü temyiz etme iradesinden ibarettir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. … 1. Ağır Ceza Mahkemesi gerekçesinde; “… Olay günü günüz saatlerinde sanık …’nın sevk ve idaresindeki 34 VJ 654 plakalı kamyonet ile … ili Kemaliye ilçesi Başpınar köyü istikametinden Buğdaypınarı köyü istikametine doğru seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde direksiyon hakimiyetini kaybederek istikametine göre sol tarafta bulunan kayalıklara çarptığı, akabinde sağa yönelip yoldan çıkarak uçuruma aracın yuvarlanması neticesinde trafik kazası meydana geldiği, kazada sanığın eşi ve çocuğunun öldüğü, dosyada mevcut adli tıp kurumu … Trafik İhtisas

dairesinin raporunda da belirtildiği üzere sanık …’nın sevk ve idaresindeki kamyoneti ile yapımı gerçekleştirilen yol satıhında bulunan gevşek malzemelerin farkında olarak belli bir mesafede kat ettiği ve seyirin duruma göre orta eyimli, oto korkuluksuz tehlikeli bir viraj olmasını da dikkate alarak teyakkuz halinde sürmemesi gerekirken bu hususa riayet etmediği ve denetimi, gözetiminde bulunan çocuklarını nizamlara aykırı şekilde yolculuk etmesine olanak sağladığı, olayda dikkat ve özen yükümlülüğüne dikkat etmemesi nedeni ile asli derece kusurlu olduğu, şirket sorunluları olan sanıklar ., … ve .ile İl Özel İdaresi çalışanları ., … ve .’ün meydana gelen kazada herhangi bir kusurunun bulunmadığının belirtildiği, dosyada bulunan mevcut belgeler ile tüm ihale dosyası incelendiğinde sanıkların edimin ifasına fesat karıştırdığına dair delil olmadığı anlaşılmakla, bu sanıkların beraatlerine…” karar verilmiştir.

2. Sanıklar … ve …’nın köy yolunun asfalt yapım işini üstlenen . Limited Şirketinin ortakları, …’nın ise . Limited Şirketinin müdürü olduğu, yolun teknik kontrolörlüğünü yapmakla görevli tüzel kişiliğin ise Kemaliye Kaymakamlığı’nın 09/09/2014 tarihli yazısında … İl Özel İdaresi Plan Proje, Yatırım ve İnşaat Müdürlüğü olduğunun bildirildiği, sanık …’ın İl Özel İdaresi Harita Mühendisi, …’ın İl Özel İdaresi Şube Müdürü, …’ün ise Köy Tesisler Teknisyeni olduğu, sanıkların alınan savunmalarında atılı suçları kabul etmedikleri belirlenmiştir.

3. Sanıklar …, … ve … hakkında yürütülen ön incele neticesinde … Valiliği İl İdare Kurulu Müdürlüğünün 28.10.2014 tarihli ve 2014/70 sayılı kararı ile sanıklar hakkında soruşturma izni verilmemesine karar verildiği, bu karara karşı Kemaliye Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı üzerine … Bölge İdare Mahkemesinin 2014/299 Esas, 2015/5 Karar sayılı kararıyla itirazın kabulüne, soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararın kaldırılmasına, adı geçenler hakkında soruşturma izni verilmesine karar verilmiştir.

4. Sürücü … alınan ifadesinde, seyir halinde olduğunu, zeminin kaygan olması ve çakılın yoğun olmasından dolayı direksiyon hakimiyetini kaybettiğini, yol kenarında bulunan yamaca ardından da yolun sağ tarafında bulunan girintiye aracını kaptırdığını, uçurumdan aşağıya doğru yuvarlanmaya başladığını, araçta kendisinin emniyet kemerinin takılı vaziyette olduğunu, yan koltukta ölen eşinin arka koltuklarda çocukları baldızı baldızının çocuğunun olduğunu, iki kızının da aracın bagaj koltuğunda bulunan yaylı yatakta yattıklarını, uçurumdan aşağıya düştüklerinde araçta çocuklarından kimsenin olmadığını, içerisini bomboş olduğunu gördüğünü ifade etmiştir.

5. Meydana gelen trafik kazası sebebiyle … ve …’nın öldüğü, …, …, …, ., … ve …’ın ise yaralandığı anlaşılmıştır.

6. Katılanların hem kendi yaralanmaları hem de anneleri . hem de kardeşleri .’nin ölümü hakkında, sanıklar hakkında şikayetçi oldukları ve katılma talebinde bulundukları görülmüştür.

7. … hakkında … Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen 10.04.2015 tarihli adli rapora göre, yaralanmasının hayati tehlikeye ve 4. derece (ağır) kırığa neden olduğu; … hakkında … Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen 26.07.2014 tarihli adli rapora göre, yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilir şekilde olduğu; … hakkında … Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen 03.12.2014 tarihli adli rapora göre, yaralanmasının hayati tehlikeye neden olacak şekilde olduğu; … hakkında … Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen 03.12.2014 tarihli adli rapora göre, yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilir şekilde olduğu; … hakkında … Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen 03.12.2014 tarihli adli rapora göre, yaralanmasının hayati tehlikeye ve 2. derece (orta) kırığa neden olduğu; … hakkında … Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen 28.01.2015 tarihli adli rapora göre, yaralanmasının 3. derece (orta) kırığa neden olduğu görülmüştür.

8….’nın kesin ölüm sebebini belirleyen, 26.07.2014 tarihli Ölü Muayene Tutanağına göre; “kesin ölüm sebebi; genel vücut travmasına bağlı (trafik kazası) beyin travması ve kanaması sonucu solunum ve dolaşım durmasıdır…” şeklinde, …’nın kesin ölüm sebebini belirleyen, 26.07.2014 tarihli Ölü Muayene Tutanağına göre ise; “kesin ölüm sebebi; genel vücut travmasına bağlı (trafik kazası) darbeye bağlı gövde ve karın açılması sonucu solunum ve dolaşım durmasıdır…” şeklinde belirlenmiştir.

9. Kolluk güçlerince tanzim olunan 26.07.2014 Tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağı ile soruşturma aşamasında düzenlenen 07.08.2014 tarihli Trafik Bilirkişi Raporu raporuna göre temyize gelmeyen sanık …’nın idaresindeki kamyoneti ile seyri sırasında olay mahalli tehlikeyi viraja geldiğinde hızını yeterince azaltmaması ve yol yüzeyinde gevşek malzeme (mıcır) sebebiyle direksiyon hakimiyetini kaybederek önce gidiş istikametinde yolun sol yanında bulunan kayalıklara çarpmasının ardından aracını durduramayarak sola viraja geldiğinde yoldan çıkarak sağ uçuruma (yaklaşık 100 metre) aracın takla atarak yuvarlanması sonucunda sürücü ., yolcular., . ., … ile .’nın yaralandığı, yolcular . ve …’nın ise araçtan dışarı fırlamak suretiyle hayatını kaybettikleri olayda, kazanın meydana geldiği yolun köy yolu olup sürekli sağa-sola tehlikeli virajlar bulunduğu, yakın zamanda yeni asfaltlama çalışması yapıldığı, yeni asfaltlama yapılmış olan bölgenin başlangıç noktasında kaza mahalline 2900 metre mesafede ve kaza mahalline gidiş istikametinde sürücülerin görebileceği noktada yol kenarında yol kusuruna ait uyarı levhası olarak trafik uyarı işaretlerinden (gevşek malzemeli zemin) işaret levhası ile hemen altında trafik tanzim işaretlerinden (30 km mecburi hız) levhası bulunduğu, bu uyarı işaretlerini ve yol durumunu gören sürücülerin dönemeçlere girerken hızlarını azaltmak zorunda oldukları, izah edilen nedenlerle …’nın hızını dönemeçlere girerken azaltmama ve taşıma sınırı üzerinde yolcu taşıma kurallarını ihlal ederek tam kusurlu olduğu belirtilmiştir.

10. Soruşturma aşamasında düzenlenen 16.08.2014 tarihli fen işleri, inşaat ve trafik bilirkişilerden oluşan 3 kişilik Bilirkişi Raporu raporuna göre İTÜ profesörler kurulu kararı uyarınca … hızı hesaplamasına göre …’nın hızının yaklaşık olarak 32.53 km/s olduğu, bu nedenle viraja uygun hızla girdiğinin kabul edildiği, araçların yüklenmesinde belirlenen ölçü ve esaslara aykırı olarak fazla yolcu bindirdiği, emniyet kemerinin bütün yolcular tarafından kullanılması zorunlu olmasına rağmen, sürücü hariç diğer yolcuların kullanmadığı belirlendikten sonra …’nın tali kusurlu olduğu, kazanın gerçekleştiği yolun imar planı dışında mücavir alan içinde, basit bir köy yolu olduğu, yol üzerinde oto korkuluğunun olmadığı, emniyet şeridi ve banketin olmadığı, yol çizgilerinin ve tehlike ikaz trafik işaret levhalarının bulunmadığı, asfalt yapım aşamasında gerekli önlemler alınmadan yapıldığı, yolun süpürülmesi yapılmadığı, mıcırın istenilen aralıkta olmadığı, mıcırın yıkamasının yapılmadığı, bu durumun kazaya sebebiyet verdiği, bu nedenle yolu inşa eden firmanın, kontrolünü yapan birimin ve yola ait trafik ikaz levhalarını yerleştirmekle görevli olan tüzel kişiliğin asli kusurlu olduğunun bildirildiği görülmüştür.

11. Sanıklar …, … ve … hakkında yapılan ön inceleme sırasında 2014 yılı … Adliyesi yeminli bilirkişi listesinde yer alan uzman heyet inşaat mühendisi bilirkişiler ., . ve . tarafından olay yerinde yapılan gözlem, inceleme, olay yerinden alınan numunelerin değerlendirilmesi ve hakediş dosyası üzerinden yapılan inceleme gereği düzenlenen 20.10.2014 tarihli rapora göre, yola serilen mıcırın fazla olmadığı, mıcırın II kat asfalt sathi kaplama yapılmadan önce süpürüldüğü, mıcırın yıkanıp yıkanmadığının ancak mıcır deposundan alınırken muayene edilmesi neticesinde tespit edilebileceği, kaplama işinin üzerinden geçen zaman ve yağışlar nedeni ile yol yüzeyindeki mıcırların yıkanıp yıkanmadığının tespitinin mümkün olmadığı ancak hak ediş dosyalarına göre yıkandığının anlaşıldığı, silindir ile sıkıştırma yapıldığının görüldüğü, kazanın meydana geldiği yolda önceki yıllarda I. kat asfalt sathi kaplama yapıldığı, 1. kat asfalt sathi kaplamadan kalan mıcırlar olduğu gibi yol banket kısımlarına yakın II. kat asfalt sathi kaplamadan arda kalan mıcırlar bulunduğu ancak kullanılan mıcırların karayolları ve köy yolları standartlarında kullanılan ve istenilen boyutta mıcırlar olduğu, yol boyunca çeşitli uyarı levhalarının bulunduğu, oto korkuluğun ve yol çizgilerinin olmadığı ancak yolun iki yanında banket bulunduğu belirtilmiş, 24.10.2014 tarihli Ön İnceleme Görevlisi Çevre ve Şehircilik İl Müd. Yrd. V. .imzalı ön inceleme raporunda ayrıca bahse konu kazanın . – . yolunun 8. km’sinden sonra Buğdaypınarı köyüne doğru yol ayrımından sonra 3.km’de meydana geldiğinin tespit edildiği, kazanın, yol ayrımından sonra köy yolu yapımına başlangıç noktasından yaklaşık 3 km sonra meydana geldiği, yani sürücünün köy yolu başlangıç noktasından kaza yapılan yere kadar yaklaşık 3 km yol kat etmiş olduğu belirtilmiştir.

12. . Kaymakamlığı İlçe Özel İdare Müdürlüğünün 10.10.2014 tarihli yazısında; . ilçesi . – . arası yolu 2. kat asfalt satıh kaplama yapım işi ile ilgili ihale dökümanlarında köy yolu olması nedeniyle “Karayolu yapım işine başlamadan önce yol trafik ikaz ve işaret levhalarının konulması” ile ilgili madde ve buna dair herhangi bir tutanağın bulunmamakta olduğu belirtilmiştir.

13. Kusur durumuna ilişkin mevcut çelişkinin giderilmesi amacıyla yine soruşturma aşamasında dosyaya eklenen Adli Tıp Kurumu … Trafik İhtisas Dairesinin 07.04.2015 tarihli raporunda, sürücü …’nın idaresindeki kamyonet ile yapımı gerçekleştirilen ve yol sathında bulunan gevşek malzemenin farkında olarak belli bir mesafe katettği ve seyrini bu durumla birlikte olay mahalli yolunun dik eğimli, oto korkuluksuz, tehlikeli virajlı, köy yolu olmasını da dikkate alarak, teyakkuz halinde sürdürmesi gerekirken bu hususa riayet etmediği, denetimi ve gözetiminde bulunan çocuklarını nizamlara aykırı şekilde yolculuk etmesine olanak sağladığı olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışı ile asli kusurlu olduğu, ölen … yolculuğu sırasında emniyet kemeri takmadığı (araçtan fırlaması dikkate alındığında), denetimi ve gözetiminde bulunan çocukların emniyetli bir şekilde yolculuk etmelerine olanak sağlamadığı olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışı ile tali derecede kusurlu olduğu, şirket sorumluları …, … ve … ile İl Özel İdaresi çalışanları …, …, ve …’e ve herhangi bir başka sorumlunun meydana gelen kazada atfı kabil bir kusuru bulunmadığı belirtilmiştir.

14. Temyiz incelemesi sırasında … müdafii tarafından dosyaya; . Asliye Hukuk Mahkemesine hitaben düzenlenen İTÜ Makine Fakültesi Öğretim Üyelerinin 25.05.2017 tarihli bilirkişi raporunun sunulduğu, bu rapora göre . İnşaat Limited Şirketi’nin %37,5 oranında asli; … İl Özel İdaresinin %37,5 oranında asli, …’nın %25 oranında tali, ölen yolcuların kusursuz, emniyet kemeri takmadan seyahat eden ölen yolcuların kendi ölümlerinde müterafik kusurlu olduğu bildirilmiştir.

15. UYAP sisteminden temin edilen nüfus kayıt örneğinde sanık …’nın 12.08.2021 tarihinde öldüğü tespit edilmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Suçtan Zarar Gören Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
Sanıklar hakkında edimin ifasına fesat karıştırma suçu yönünden, Dairemizin 17.11.2021 tarihli tevdii kararı sonrasında gerekçeli kararın tebliği üzerine hükmü 01.02.2022 tarihinde temyiz ettiği, ancak Hazine ve … Bakanlığı Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğünün 24.02.2022 tarihli ve 993210 sayılı yazıları ile temyizden vazgeçme talebi uygun görülmekle, dosyaya sunduğu 25.02.2022 tarihli dilekçe ile temyiz hakkından feragat ettiğini bildirdiği anlaşılmakla, 5271 sayılı Kanun’un 266 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminden vazgeçme nedeniyle dava dosyasının, suçtan zarar gören Hazine vekilinin temyiz istemi yönünden incelenmeksizin iadesine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

B. Katılanlar Vekilinin Sanıklar Hakkında Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu Bakımından Kurulan Hükümlere İlişkin Temyiz İstemi Yönünden;
Sanıklar hakkında edimin ifasına fesat karıştırma suçu yönünden kurulan beraat hükümlerine ilişkin olarak, sanıklara atılı suçun koruduğu hukuki yarar ve niteliği itibariyle, meydana gelen trafik kazasında yaralanan ve ölen … ve …’nın mirasçıları katılanların, sanıklara yüklenen edimin ifasına fesat karıştırma suçundan doğrudan zarar görmediği, bu hükümler yönünden 5271 sayılı Kanun’un 237 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca katılan sıfatlarının bulunmadığı ve katılan vekilinin, aynı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği bahse konu hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunmadığı belirlenmiştir.

C. Katılanlar Vekilinin Sanıklar …, …, …, …, … hakkında Taksirle Öldürme Suçu Bakımından Kurulan Hükümlere İlişkin Temyiz İstemi Yönünden;
Olay günü saat 12:45 sıralarında sürücü …’nın idaresindeki kamyonet ile meskun mahal dışında, iki yönlü, 4,20 metre genişliğinde, eğimli, tehlikeli virajlı, oto korkuluksuz, köy yolunda, gündüz vakti, açık havada seyir halinde iken 11.200’üncü metrede bulunan viraja geldiğinde, direksiyon hakimiyetini kaybederek istikametine göre sol tarafında bulunan kayalıklara çarptığı, sonrasında sağa yönelip yoldan çıkarak uçuruma aracının takla atıp yuvarlandığı, kaza tespit tutanağına göre kamyonete ait uçurumdan uçmadan önce 7.5 metrelik fren izinin olduğu, kaza sebebiyle iki kişinin öldüğü, dört kişinin nitelikli, iki kişinin ise basit nitelikte yaralandığı olayda, kazanın meydana geldiği yolun 30.04.2014 tarihli . Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği ile yüklenici.Limited Şirketi arasında sözleşmesi yapılan …. Muhtelif köy yolları 1. ve 2. kat Asfalt Satıh Kaplama yapılması işine bağlı olarak yapılan .Yolu 2. kat satıh kaplama işi olduğu ve sözleşmenin 16. maddesine göre işin kesin kabulünün yapılıncaya kadar doğabilecek hasar ve risklerden yüklenicinin sorumlu olduğu, bahse konu yol yapım işinin 07.07.2014 tarihinde Yeşilova Limited Şirketi tarafından bitirildiği, 18.07.2014 tarihinde ise yapım işleri geçici kabul tutanağının düzenlendiğinin anlaşıldığı, … İl Özel İdaresi tarafından denetleme işi için 27.01.2014 tarihli ve 809 sayılı yazısı ile İnşaat Mühendisi … ve Köy Tesisler Teknisyeni …’ün görevlendirildiğinin görüldüğü olayda, oluş ve dosya kapsamı ile uygun görülen Olay ve Olgular başlığı altında (9) ve (11) paragraflarında yer verilen bilirkişi raporları ve olay mahalline ilişkin yapılan incelemeler kapsamında, sanığın yapımı gerçekleştirilen ve yol sathında bulunan gevşek malzemenin farkında olarak belli bir mesafe katettği ve seyrini bu durumla birlikte olay mahalli yolunun dik eğimli, oto korkuluksuz, tehlikeli virajlı, köy yolu olmasını da dikkate alarak, teyakkuz halinde sürdürmesi gerekirken bu hususa riayet etmediği kanaati hasıl olmakla, Mahkemece, dava dosyası tekemmül ettirilerek karar verildiği ve sanıkların meydana gelen ölüm ve yaralanma neticeleri bakımından kusurlarının olmadığı toplanan deliller kapsamında doğru şekilde tayin edildiği anlaşıldığından, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

D. Katılanlar Vekilinin Sanık … Hakkında Taksirle Öldürme Suçu Bakımından Kurulan Hükme İlişkin Temyiz İstemi Yönünden;
Sanığın, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sisteminden temin olunan güncel nüfus kayıt örneğine göre hüküm tarihinden sonra 12.08.2021 tarihinde vefat ettiğinin anlaşılması karşısında, bu durumun Mahkemece araştırılarak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 64 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının düşürülüp düşürülmeyeceğinin karar yerinde değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu anlaşılmıştır.

V. KARAR
A. Suçtan Zarar Gören Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
Gerekçe başlığında (A) harfiyle gösterilen alt başlıkta açıklanan nedenle 5271 sayılı Kanun’un 266 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği suçtan zarar gören vekilinin temyiz istemi yönünden dava dosyasının, oy birliğiyle İNCELENMEKSİZİN İADESİNE,

B. Katılanlar Vekilinin Sanıklar Hakkında Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu Bakımından Kurulan Hükümlere İlişkin Temyiz İstemi Yönünden;
Sanıklar hakkında edimin ifasına fesat karıştırma suçu yönünden kurulan beraat hükümlerine ilişkin olarak, sanıklara atılı suçun koruduğu hukuki yarar ve niteliği itibariyle, meydana gelen trafik kazasında yaralanan ve ölen … ve …’nın mirasçıları katılanların, sanıklara yüklenen edimin ifasına fesat karıştırma suçundan doğrudan zarar görmediği ve hükmü temyiz hakları olmadığından ayrıca hükmün, karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Kanunun 305 inci maddesinin birinci fıkrası gereği re’sen temyize de tabi olmadığı anlaşılmakla, katılan vekilinin temyiz isteğinin 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

C. Katılanlar Vekilinin Sanıklar …, …, …, …, … hakkında Taksirle Öldürme Suçu Bakımından Kurulan Hükümlere İlişkin Temyiz İstemi Yönünden;
Gerekçe başlığında (C) harfiyle gösterilen alt başlıkta açıklanan nedenlerle … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.10.2015 tarihli ve 2015/102 Esas, 2015/188 Karar sayılı kararında katılanlar vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılanlar vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

D. Katılanlar Vekilinin Sanık … Hakkında Taksirle Öldürme Suçu Bakımından Kurulan Hükme İlişkin Temyiz İstemi Yönünden;
Gerekçe başlığında (D) harfiyle gösterilen alt başlıkta açıklanan nedenle … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.10.2015 tarihli ve 2015/102 Esas, 2015/188 Karar sayılı kararına yönelik katılanlar vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

22.03.2023 tarihinde karar verildi.