YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/1545
KARAR NO : 2022/9037
KARAR TARİHİ : 23.11.2022
Mahkemesi :Sulh Ceza Hakimliği
Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan şüpheliler … ve … haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda, … Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 28/06/2021 tarihli ve 2021/30679 soruşturma, 2021/17602 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii … 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 16/07/2021 tarihli ve 2021/4429 değişik … sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanunun 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanunun 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanunun 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla soruşturmanın genişletilmesine karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Dosya kapsamına göre, müştekinin şikayetinde özetle, kendisinin halsizlik, yorgunluk, saç dökülmesi, cilt sorunları vb. rahatsızlıkları nedeniyle 15/11/2019 tarihinde müracaat ettiği eczacı şüpheli …’nin vermiş olduğu ilaçları kullanmaya başladıktan sonra sağlığını önemli ölçüde kaybettiğini, doktorlara gittiğinde ilaçların toksik etki yaparak zehirlendiğini ve karaciğerinin iflas edecek hale geldiğini söylemeleri üzerine, 2020 yılı Haziran ayında bu kez tedavi olmak amacıyla diğer şüpheli doktor Mücahit Yılmaz’a başvurduğunu, adı geçen doktorun kendi ürettiği bitkisel takviyeleri kullanması sonrasında sağlığının daha da kötüleştiğini, hatta 2020 yılı Ağustos ayında Acıbadem … Hastanenesinde yapılan tetkiklerde kanında 52 miktarında arsenik çıktığını, bu yüzden bir buçuk yıldır hastaneye gittiğini ifade ederek sağlığını bozduğunu iddia ettiği şüpheliler hakkında şikayetçi olması üzerine yapılan soruşturma neticesinde, altı aylık şikayet süresinin geçtiğinden bahisle … Cumhuriyet Başsavcılığınca kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 89. maddesinin 5. fıkrasında yer alan, “Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Ancak, birinci fıkra kapsamına giren yaralama hariç, suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikâyet aranmaz.” şeklindeki hükme göre, somut olayda müştekinin yanlış ilaç kullanma ve tedavi sonucu yaralanması bakımından kesin doktor raporu aldırılıp yaralanmanın 5237 sayılı Kanunun 89. maddesinin 2 ve 3. fıkralarında sayılan nitelikli yaralanma hallerine uyup uymadığı belirlendikten sonra şüphelilerin hukuki durumunun değerlendirilmesi yapılarak, kesin rapora göre yaralanmanın 89/1. madde kapsamında kalması halinde şikayetin süresinde yapılmaması nedeni ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilebileceği, zira yaralanmanın aynı maddenin 2 veya 3. fıkralarına göre nitelikli olması halinde soruşturmanın şikayete bağlı olup olmadığının belirlenmesi için olayda bilinçli taksir bulunup bulunmadığın araştırılması gerekeceği, soruşturma dosyası kapsamında ise hekim raporunun bulunmadığı nazara alındığında, şüpheli hakkında anılan süreç boyunca uygulanan tedavi, kullanılan ilaç, yapılan tahlil ve tetkiklere ilişkin tüm bilgi ve belgelerin dosyaya temin edilmesini takiben, uygulanan tedavi ve işlemlerde şüphelilerin kusur durumunun tespit edilebilmesi için dosyanın kül halinde adli tıp kurumuna gönderilerek yapılacak inceleme sonucuna göre şüphelilerin hukukî durumlarının tayin ve takdiri gerekirken, eksik soruşturmaya dayalı olarak verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itiraz üzerine soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş olup, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek … Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 09/12/2021 gün ve 94660652-105-38-18715-2021-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14/01/2022 gün ve 2021/155970 sayılı ihbarnamesi ile ihbar ve dava tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Müştekinin, halsizlik, yorgunluk, saç dökülmesi, cilt sorunları vb. rahatsızlıkları sebebiyle şüpheli …’nin sahibi olduğu eczaneye gittiği ve şüpheli …’nin önermiş olduğu ilaçları, 15/11/2019 tarihinde alarak kullanmaya başladığı ancak bir süre sonra rahatsızlanarak hastaneye başvurduğu, buradaki doktorların müştekiye, kullandığı ilaçların toksik etki yaparak zehirlediğini ve karaciğerin ihlas edecek hale geldiğini söylemesi üzerine tedavi amacıyla 2020 yılı haziran ayında doktor olan şüpheli …’a başvurduğu ve müştekinin, şüpheli …’ın kendi ürettiği bitkisel takviyeleri kullandığı ancak sağlığının daha da kötüleştiği ve 2020 yılı Ağustos ayında Acıbadem … Hastanenesinde yapılan tetkiklerde kanında 52 miktarında arsenik çıktığı iddia edilen olayda, müşteki 05/06/2021 tarihinde şüpheliler hakkında şikayetçi olduğu ancak altı aylık şikayet süresinin geçtiğinden bahisle … Cumhuriyet Başsavcılığınca 28/06/2021 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, bu karara müşteki vekili tarafından itiraz edildiği, itiraz merci olan … 1.Sulh Ceza Mahkemesinin 16/07/2021 tarihli ve 2021/4429 değişik … sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği anlaşılmakla, yapılan incelemede;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 89. maddesinin 5. fıkrasında yer alan, “Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Ancak, birinci fıkra kapsamına giren yaralama hariç, suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikâyet aranmaz.” şeklindeki hükme göre, iddia edilen olayda müştekinin kullanmış olduğu ilaçlar sebebiyle yaralanması bakımından kesin doktor raporu aldırılması, yaralanmanın 5237 sayılı Kanunun 89. maddesinin 2 ve 3. fıkralarında sayılan nitelikli yaralanma hallerine uyup uymadığı belirlendikten sonra şüphelilerin hukuki durumunun değerlendirilmesi yapılarak, kesin rapora göre yaralanmanın 89/1. madde kapsamında kalması halinde şikayetin süresinde yapılmaması nedeni ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilebileceği, zira yaralanmanın aynı maddenin 2 veya 3. fıkralarına göre nitelikli olması halinde soruşturmanın şikayete bağlı olup olmadığının belirlenmesi için olayda, bilinçli taksir bulunup bulunmadığın araştırılması gerekeceği, soruşturma dosyası kapsamında ise hekim raporunun bulunmadığı, müşteki hakkında anılan süreç boyunca uygulanan tedavi, kullanılan ilaç, yapılan tahlil ve tetkiklere ilişkin tüm bilgi ve belgelerin dosyaya temin edilmesini takiben, uygulanan tedavi ve işlemlerde şüphelilerin kusur durumunun tespit edilebilmesi için dosyanın kül halinde Adli Tıp Kurumuna gönderilerek yapılacak inceleme sonucuna göre şüphelilerin hukukî durumlarının tayin ve takdiri gerekirken, eksik soruşturmaya dayalı olarak verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itiraz üzerine soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden,, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesi isabetsiz görüldüğünden,
Kanun yararına bozma talebine atfen düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, … 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 16/07/2021 tarihli ve 2021/4429 değişik … sayılı kararının CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.