Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2022/154 E. 2023/5342 K. 04.12.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/154
KARAR NO : 2023/5342
KARAR TARİHİ : 04.12.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2020/2290 E. 2020/3491 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : İstinaf Başvurusunun Esastan Reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Esastan ret

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, davalı vekilinin, davacı vekilinin temyiz dilekçesiyle birlikte gerekçeli kararın kendisine 07.12.2020 tarihinde tebliğinin ardından 09.12.2020 tarihinde verdiği temyiz dilekçesinin katılma yoluyla temyiz olduğu, aynı Kanun’un 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 11.11.2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; “müvekkilinin FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçundan 18.01.2018 tarihinde ifadesi alındıktan sonra Antalya 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 2018/39 sorgu sayılı kararı ile davacı hakkında yurtdışına çıkma yasağı ve imza atmak suretiyle adli kontrol kararı verilerek serbest bırakıldığını, yapılan yargılama neticesinde beraatine karar verildiğini belirterek; müvekkilinin haksız şekilde gözaltına alındıktan sonra bir buçuk yıla yakın süre adli kontrol tedbiri uygulandığı için 50.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminatın 18.01.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini” talep etmiştir.

2. Davalı vekili 05.12.2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “tazminat talebinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davanın reddi gerektiğini” beyan etmiştir.

3. Antalya 11. Ağır Ceza Mahkemesinin, 24.02.2020 tarihli ve 2019/396 Esas, 2020/107 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin, 06.11.2020 tarihli ve 2020/2290 Esas 2020/3491 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı … davalı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 31.12.2021 tarihli, davacı … davalı vekillerinin temyiz isteminin esastan reddi görüşünü içerir tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi; davacı hakkında yurt dışına çıkış yasağı ve imza atmak suretiyle adli kontrol tedbiri uygulanması nedeniyle maddi ve manevi tazminata hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğuna ,İlişkindir.

Davalı vekilinin temyiz istemi; davanın reddi gerektiğine ve hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının yüksek olduğuna, İlişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü;
İlk Derece Mahkemesince; davacı …’ın silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 18.01.2018 tarihinde gözaltına alındığı, Antalya 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 2018/39 Sorgu numaralı kararıyla 18.01.2018 tarihinde adli kontrol kararıyla serbest bırakılarak 1 gün gözaltında kaldığı, davacı hakkında Antalya 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/195 Esas 2019/189 Karar sayılı kararıyla beraat kararı verildiği, bu kararın 01.06.2019 tarihinde kesinleştiği, kesinleşme şerhinin davacıya tebliğ edilmediği, davacının işbu tazminat davasını 11.11.2019 tarihinde açtığı, dolayısıyla CMK’nın 142/1.maddesinde belirtilen 1 yıllık yasal süre içerisinde tazminat davasını açtığı, CMK’nın 141.maddesinde belirtilen şekilde davacının gözaltında kaldığı süre ile ilgili olarak maddi ve manevi tazminat şartlarının oluştuğu kabul edilmiş, dosyada bulunan deliller dikkate alındığında, davacının SGK kaydı incelendiğinde en son çalışmasının 2015 yılında olduğu bu nedenle daha yüksek bir geliri olduğunu ispatlayamayan davacının, aylık gelirinin asgari ücret tutarında kabul edildiği, 2018 yılı itibariyle asgari ücretin günlük 53,43 TL olduğu, gözaltında geçirilen toplam 1 gün için (53,43×1) 53.43 TL maddi zararının olduğu, dolayısıyla davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 54 TL maddi ve 100,00 TL manevi tazminatın 18.01.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü;
Bölge Adliye Mahkemesince; vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; hükmün verildiği duruşmaya iştirak eden Cumhuriyet savcısı …’ın isim ve sicil bilgilerinin gerekçeli karar başlığında gösterilmemesi mahallinde düzeltilebilecek yazım yanlışı olarak kabul edildiği, Yargıtay 12. Ceza Dairesi Başkanlığının 16.02.2015 tarih, 2014/13444 Esas, 2015/2705 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; CMK’nın 141/1 maddesindeki açık düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere; adli kontrol, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi, gizli soruşturmacı ve teknik araçlarla izleme gibi koruma tedbirleri için tazminat ödenmesinin kabul edilmediği, ancak CMK’nın 141/3 maddesinin “Birinci fıkrada yazan hâller dışında, suç soruşturması veya kovuşturması sırasında kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk hâlleri de dâhil olmak üzere hâkimler ve Cumhuriyet savcılarının verdikleri kararlar veya yaptıkları işlemler nedeniyle tazminat davaları ancak Devlet aleyhine açılabilir” hükmü karşısında, uzun süre uygulanan adli kontrol tedbirleri açısından tutuklama ile serbest bırakma arasında düşünülen ve serbest bırakmanın oluşturabileceği zararları gidermek için uygulanan adli kontrolün bir aşamadan sonra seyahat özgürlüğünü sınırlandıracağı, bu sınırlama ile kişi özgürlüğünün kısıtlanması olan tutuklama ile arasında bir derece ve yoğunluk farkı olacağı, uygulanan tedbirlerin seyahat özgürlüğünü kısıtlama tedbirini aşıp kişiyi bu özgürlükten yoksun bırakarak oranlılık ilkesinin ihlal edilerek kanun ile belirlenen amacın dışına çıkılacağından tazminata konu olabileceği, ancak somut olayda 1 yıl 4 ay 6 gün süren yurt dışı yasağı ile haftada bir gün imza adli kontrol tedbirinin soruşturmanın niteliğine göre seyahat özgürlüğünü kısıtlayacak nitelikte olmadığı gibi makul süre içerisinde sonlandırıldığı dikkate alındığında; davacı … lehine hükmedilecek maddi tazminatın, gözaltında kaldığı döneme ilişkin net asgari ücret üzerinden doğru olarak hesaplandığı, manevi tazminatın ise davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltında kaldığı (1) günlük süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespit edildiği anlaşıldığı gerekçesiyle davalı … vekili ve davacı vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Antalya 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/195 Esas 2019/189 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçundan 18.01.2018 tarihinde gözaltına alındığı, Antalya 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 2018/39 Sorgu numaralı kararıyla 18.01.2018 tarihinde adli kontrol kararıyla serbest bırakıldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 01.06.2019 tarihinde kesinleştiği, gözaltına alınma ve adli kontrol tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK’nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

Davalı vekilinin, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin kendisine tebliğinin ardından süresinde verdiği dilekçesinin katılma yoluyla temyiz olduğu anlaşıldığından tebliğnamedeki davalı yönünden temyiz isteminin reddi gerektiğine yönelik görüşe iştirak edilmemiştir.

A. Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
Amacı maddi gerçeği ortaya çıkarmak olan ve kamusal nitelik taşıyan ceza mahkemesinde, bazı koruyucu tedbirlere başvurulması gerekebilir. Bu tedbirler, muhakemenin yapılabilmesi açısından, delillerin karartılmasını önlemeye yönelik olabileceği gibi şüpheli ya da sanığın hazır bulundurulmasını veya ilerde verilecek hükmün yerine getirilmesini sağlamak amacını da taşıyabilir. Koruma tedbirleri kavramı içinde yakalama, gözaltına alma, tutuklama, arama ve el koyma, adli kontrol, gizli soruşturmacı ve teknik araçlarla izleme ve telekomünikasyon yoluyla iletişimin denetlenmesi konuları yer almaktadır.

466 sayılı Kanunda bu koruma tedbirlerinden yakalama, gözaltı ve tutuklama, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 141. ve devamı maddelerinde ise yakalama, gözaltı, tutuklama, arama ve el koyma işleminden kaynaklanan maddi ve manevi zararların tazmininin düzenlendiği dikkate alındığında, davacı hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 109. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi gereğince düzenlenen yurt dışına çıkmamak ve (b) bendi gereğince belirli günler imza atmak şeklindeki adli kontrol tedbirleri nedeniyle tazminat isteminin reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

B. Davalı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
Gözaltında kaldığı suçtan yapılan yargılaması neticesinde beraat eden, süresinde dava açan ve tazminat isteyemeyecek kişilerden olmayan davacı lehine gözaltında kaldığı süre için maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinde ve hükmedilen tazminat miktarlarında hukuka aykırılık bulunmadığından, davalı vekilinin davanın reddi gerektiğine ve hükmedilen tazminat miktarlarının yüksek olduğuna ilişkin temyiz istemi yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin, 06.11.2020 tarihli ve 2020/2290 Esas 2020/3491 Kararsayılı kararında davacı … davalı vekilleri tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Antalya 11. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.12.2023 tarihinde karar verildi.