Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2022/1276 E. 2023/1974 K. 05.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/1276
KARAR NO : 2023/1974
KARAR TARİHİ : 05.06.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2020/41 E., 2021/430 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
KARAR : Davanın kısmen kabulü

Mahkemece Dairemizce verilen bozma kararı üzerine kurulan hükmün; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 25.09.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; “Müvekkilin beraatine karar verilen ceza dava dosyası kapsamında uyuşturucu veya uyarıcı madde ihraç etme suçundan 11.01.2008 – 30.12.2011 tarihleri arasında gözaltında ve tutuklu kalması sebebiyle oluşan zararının karşılığı olarak 300.000,00 TL maddi ve 600.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte müvekkile ödenmesini talep ederiz.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
2. Davalı vekili 14.11.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “Davanın süresinde ve yetkili mahkemede açılıp açılmadığı, mükerrer dava açılıp açılmadığı araştırılmalıdır. Davacı hakkında uygulanan koruma tedbirlerinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davacı talep ettiği zararı ispatlayacak somut deliller ortaya koymamıştır. Talep edilen manevi tazminat miktarı fazladır. Reddedilen miktar üzerinden tarafımıza vekalet ücretine hükmedilmelidir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

3. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin, 13.03.2018 tarihli ve 2017/327 Esas, 2018/114 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü ile 104.539,18 TL maddi, 75.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

4. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 13.07.2017 tarihli ve 2018/1670 Esas, 2018/2337 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurularının manevi tazminat miktarının 40.000,00 TL’ye indirilmesi suretiyle düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

5. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 13.07.2017 tarihli ve 2018/1670 Esas, 2018/2337 Karar sayılı kararının davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 16.12.2019 tarihli ve 2019/13213 Esas, 2019/11862 Karar sayılı ilâmı ile; davacının, tutuklandığı tarihte Almaya’da Berlin şehrinde Özcan Getranke şirketinde aylık 1.000,00 Euro maaşla çalıştığını ileri sürmesi karşısında, davacının tutuklu kaldığı süreçte Almanya’nın Berlin şehrinde belirtilen şirkette çalışıp çalışmadığı, çalışıyor ise ne kadar maaş aldığı, aldığı maaştan Alman sosyal güvenlik normları çerçevesinde davacının eline net olarak kaç Euro maaş geçtiği, tutuklu kalması sebebiyle iş akdinin fesh edilip edilmediği, bu süreçte davacıya veya yakınlarına çalıştığı şirket tarafından bir ödeme yapılıp yapılmadığı, suç nedeniyle davacı hakkında Almaya’da açılmış bir dava olup olmadığı ve tutukluluğun Alman ülkesinde mahsup edilip edilmediğinin yurt dışı istinabe yolu ile araştırılması; gelen cevabın Türk diline tercüme ettirilmesi, sonrasında davacının hukuksal durumunun takdir ve tayin edilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi, kabul ve uygulamaya göre de; maddi tazminatın, davacının tutuklu kaldığı döneme ilişkin eline geçen net ücret üzerinden hesaplanması yerine, bu miktara, kıdem tazminatı, genel sağlık, yaşlılık ve ölüm sigorta primleri ile tüm maaş kayıplarını ekleyen hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak davacı lehine fazla maddi tazminata hükmolunması, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin 13.07.2018 tarihinde istinaf incelemesi yapmasına karşın, kararda istinaf inceleme tarihinin 16.07.2017 olarak gösterilmesi, nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

6. Hukukî Süreç başlığı altında (5) numaralı paragrafta ayrıntılarına yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek gereklerinin yerine getirildiği anlaşılmıştır.

7. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin, 13.10.2021 tarihli ve 2020/41 Esas, 2021/430 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü ile 13.273,87 TL maddi, 40.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

8. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 23.01.2022 tarihli ve 2021/157454 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdii edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Davacı vekilinin temyiz isteği; davacının Almanya’da Özcan Gentranke isimli firmanın alt firmasında çalıştığını tespit ettiklerinden bu hususta yeniden araştırma yapılması gerektiğine, ilişkindir.

B. Davalı vekilinin temyiz isteği; hükmedilen tazminat miktarlarının fazla olduğuna, ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;
Yerel Mahkemenin Kabulü
Maddi tazminat talebi yönünden yapılan incelemede, bozma ilamında belirtildiği gibi maddi tazminatın, davacının tutuklu kaldığı döneme ilişkin eline geçen net ücret üzerinden hesaplanması amacıyla Almanya adli makamlarına talimat yazılarak, davacının 11.01.2008 tarih ve öncesinde Almanya Berlin şehrinde Özcan Gentranke şirketinde çalışıp çalışmadığı, çalışıyor ise ne kadar maaş aldığı, aldığı maaştan Alman Sosyal Güvenlik normları çerçevesinde davacının eline net olarak kaç Euro maaş geçtiği, 11.01.2008 tarihinde gözaltına alınıp tutuklanmasından sonra iş akibetinin fesh edilip edilmediği, tutuklu kaldığı süreç içerisinde davacıya veya yakanlarına çalıştığı şirket tarafından bir ödeme yapılıp yapılmadığı, 11.01.2008 tarihinde işlendiği iddia edilen uyuşturucu madde ticareti ve ihracı suçu nedeni ile davacı hakkında Almanya’da açılmış bir dava olup olmadığı, Türkiye’deki tutukluluk süresinin Alman ülkesinde cezasından mahsup edilip edilmediğinin araştırılarak tespiti istenilmiş, cevap olarak davacının Özcan Gentranke şirketinde istihdam edilmediği, Berlin emniyet güçlerinde kaydının bulunmadığı, Berlin Emniyet Müdürlüğünün görderdiği e- postaya anılan şirketin 27 Kasım 2020 tarihli cevabında ve Berlin Emniyet Müdürlüğünün düzenlediği İsthihdam Raporu adlı belgede belirtilmiştir. Gelen bu cevap üzerine bozma ilamında belirtilen esaslar dairesinde hesaplama yapılması için dosya bilirkişiye verilmiş ve hesap raporu aldırılmıştır.

Hükme esas alınan 12.07.2021 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği gibi, davacı 1450 gün tutuklu kalmış, yukarıda belirtildiği gibi Özcan Gentranke şirketinde istihdam edilmediği anlaşıldığından maddi tazminat Türkiye’de geçerli net asgari ücret üzerinden; davacının tutuklandığı tarih olan 13.01.2008 ile tahliye edildiği tarih olan 30.12.2011 arasındaki zaman için toplamda 26.961,52 TL olarak hesaplanmıştır. Ancak, dava dosyasında mevcut olduğu üzere, davacı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurmuş olup, kendisine 31.01.2014 tarihinde 13.687,65 TL ödendiğinden bu tutarın mahsubu ile 13.273,87 TL maddi tazminat tutarının talep doğrultusunda tutuklama tarihi olan 13.01.2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Bozma ilamında belirtildiği gibi bu miktara, kıdem tazminatı, genel sağlık, yaşlılık ve ölüm sigorta primleri ile tüm maaş kayıpları dahil edilmemiştir.

Manevi tazminat talebi yönünden yapılan incelemede, davacının tutuklulukta geçirdiği süreler nedeniyle manevi ve ruhsal bakımdan ağır bir ızdırap yaşamış olması, maruz kaldığı ruhsal sıkıntı ve bunalımın bir nebze olsun hafifletilebilmesi amacıyla maddi bir bedelin belirlenmesi ve ödenmesi gerektiği; fakat bununla birlikte tazminat hukukumuzda hakim olan manevi tazminatın bir tarafı aşırı zenginleştirmemesi gerektiği kuralı da göz önünde bulundurularak davacının tutuklulukta geçirdiği süreyle orantılı olduğu düşüncesi ile Yüksek Mahkeme içtihatları da gözetilerek 40.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihi olan 13.01.2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Edirne 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/92 Esas, 2017/63 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının uyuşturucu veya uyarıcı madde ihraç etme suçundan 11.01.2008 – 30.12.2011 tarihleri arasında 1449 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 11.04.2017 tarihinde kesinleştiği, gözaltına alınma tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

Davacı vekilinin temyiz isteği yönünden;
Davacının, tutuklandığı tarihte Almaya’da Berlin şehrinde Özcan Getranke şirketinde çalıştığını ileri sürmesi karşısında, tutuklu kaldığı süreçte Almanya’nın Berlin şehrinde belirtilen şirkette çalışıp çalışmadığı araştırılarak, davacının Özcan Gentranke şirketinde istihdam edilmediği, Berlin emniyet güçlerinde kaydının bulunmadığı tespit edilmiş olduğundan; davacı vekilinin bu hususta yeniden araştırma yapılmasına ilişkin yerinde görülmeyen temyiz isteği reddedilmiştir.

Davalı vekilinin temyiz isteği yönünden;
Gözaltında ve tutuklu kaldığı dönem içerisindeki maddi zararını ücret bordrosu gibi itibar edilebilecek bir belgeyle ispatlayamayan davacı lehine tutuklu kaldığı dönemde 16 yaşından büyükler için geçerli net asgari ücret üzerinden maddi tazminatın hesaplanmasında hukuka aykırılık bulunmamıştır.

Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nefaset ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerektiği göz önünde bulundurularak, takdir edilen manevi tazminat miktarının fazla olmadığı anlaşılmıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin, 13.10.2021 tarihli ve 2020/41 Esas, 2021/430 Karar sayılı kararında davacı vekili ve davalı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebeplerinin incelenmesi neticesinde herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.06.2023 tarihinde karar verildi.