Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/9921 E. 2023/3269 K. 25.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/9921
KARAR NO : 2023/3269
KARAR TARİHİ : 25.09.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2020/246 E., 2020/395 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek İstinaf Başvurusunun Esastan Reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 16.08.2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; “müvekkilinin kasten adam öldürmeye teşebbüs 25.09.2014 – 28.04.2016 tarihleri arasında tutuklu kaldığını, yargılama sonucunda beraatine karar verildiğini belirterek; haksız tutuklama tedbiri nedeniyle 200.000 TL maddi, 200.000 TL manevi tazminatın tutuklama tarihten tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini” talep etmiştir.

2. Davalı vekili 29.11.2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; “davanın süresinde açılmadığını, tazminat talebinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davanın reddi gerektiğini” beyan etmiştir.

3. Batman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 03.09.2019 tarihli ve 2019/612 Esas 2019/566 Karar sayılı kararı ile yetkisizlik kararı verilmiştir.

4. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinin, 27.12.2019 tarihli ve 2019/468 Esas 2019/462 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

5. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesinin,09.06.2020 tarihli ve 2020/246 Esas 2020/395 Karar sayılı kararı ile düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

6. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 28.11.2021 tarihli, davacı vekilinin temyiz isteminin esastan reddi görüşünü içerir tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi; bilirkişi raporuna itiraz için süre verilmediğine, davacının hem kendisine ait dolmuşu olduğunu hem de bu durakta şöfor olarak çalıştığını, asgari ücretin çok üstünde bir gelire sahip olan davacı için maddi tazminatın asgari ücrete göre hesaplanamayacağına, hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük olduğuna ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince; davacının 25.09.2014-28.04.2016 tarihleri arasında toplam 581 gün tutuklu kalan davacının asgari ücreti aşan bir geliri olduğunu belgeleyemediğinden maddi tazminat miktarı asgari ücret üzerinden hesaplandığı gerekçesiyle 19.903,98 TL maddi ve 30.000 TL manevi tazminatın gözaltı/tutuklama tarihi olan 25.09.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı hazineden alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince; davacının maddi zararının; sabit ücretli çalışan olması halinde aylık ücret veya geliri, işsiz olması veya gelirinin asgari ücret altında olması halinde ise gözaltı veya tutuklu kalınan döneme ait net asgari ücret üzerinden hesap edilmesi gerektiği, hesap yapılırken, gözaltı ya da tutuklulukta geçirilen her bir ayın kaç gün çektiğine bakılmaksızın, davalının aylık ücret yada geliri ne ise her takvim ayı için o miktarda davalı lehine tazminata hükmedilmesi gerektiği, tam ay dışındaki artık günlerde ise davalının aylık ücret ya da gelirinin o ayın gün sayısına bölünüp bulunan neticenin gözaltı ya da tutuklulukta geçirilen gün sayısı ile çarpılmak suretiyle hesap edilmesinin gerektiği, somut olayda yapılan incelemede; davacının 2014 yılından 3 ay tam olarak, 9. aydan 6 gün, 2015 yılı 12 ay tam olarak, 2016 yılı 3 ay tam olarak, 4. aydan 27 gün için maddi tazminata hükmedilmesi gerektiği anlaşıldığından, davacının 19.622,82 TL’nin maddi tazminat olarak davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken, hatalı hesaplama yapılarak maddi tazminatın 19.903,98 TL olarak tayin edilmesinin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle hükmün 1. fıkrasında yazılı “19.903,98 TL” ibaresi yerine “19.622,82 TL” ibarelerinin yazılması suretiyle suretiyle, hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Batman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/229 Esas 2016/179 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının kasten adam öldürmeye teşebbüs suçundan 25.09.2014- 28.04.2016 tarihleri arasında 1yıl 7 ay 3 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 22.05.2019 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK’nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

Gerekçeli karar başlığında, “16.08.2019” olan dava tarihinin ”13.11.2019” olarak yazılması mahalinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.

Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
1. Dosya kapsamına göre; 27.12.2019 tarihli duruşmada, celse arasında alınan bilirkişi raporunun elden davacı vekiline tebliğ edildiği, davacı vekiline sorulduğunda ise bilirkişi raporunda aleyhe olan hususları kabul etmedikleri, dava dilekçelerini tekrar ederek talepleri yönünde karar verilmesini istedikleri yönünde beyan da bulunulduğunun anlaşılması karşısında; davacı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz için taraflarına süre verilmemesi nedeniyle savunma haklarının ihlal edildiğini yönelik temyiz nedeni yerinde görülmemiştir.

2. Tutuklandığı dönem içerisindeki maddi zararını ücret bordrosu, vergi kaydı, gelir vergisi beyannamesi gibi itibar edilebilecek bir belgeyle ispatlayamayan davacıya tutuklu kaldığı dönemde 16 yaşından büyükler için geçerli net asgari ücret üzerinden hesaplanan miktarın maddi tazminat kapsamında davacıya ödenmesine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

3. Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda eksik manevi tazminata hükmolunması, nedeniyle hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünün (3) numaralı bendinde açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesinin, 09.06.2020 tarihli ve 2020/246 Esas 2020/395 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
25.09.2023 tarihinde karar verildi.