Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/9753 E. 2023/2499 K. 04.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/9753
KARAR NO : 2023/2499
KARAR TARİHİ : 04.09.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2017/2751 E., 2017/2536 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Esastan ret

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 12.07.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; “Müvekkilin beraatine karar verilen ceza dava dosyası kapsamında uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan 2 yıl 4 ay 13 gün tutuklu kalması sebebiyle oluşan zararının karşılığı olarak 70.000,00 TL maddi, 60.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini arz ve talep ederim.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

2. Davalı vekili 18.07.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “Davanın süresinde açılıp açılmadığı araştırılmalıdır. Davacı kendi kusurlu hareketleri neticesinde tutuklanmıştır. Talep edilen tazminat miktarları fahiştir. İstenilen maddi ve manevi tazminatlar için gerekli koşullar oluşmamıştır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

3. Mersin 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 19.07.2017 tarihli ve 2017/315 Esas, 2017/283 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin, 07.11.2017 tarihli ve 2017/2751 Esas, 2017/2536 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 08.12.2021 tarihli ve 2018/10835 sayılı, esastan ret görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davalı vekilinin temyiz istemi; tazminat isteme koşullarının oluşmadığına, davanın süresinde açılmadığına, faiz uygulamasına, reddedilen kısım üzerinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesine, davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin fazla olduğuna, ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Davacının 15.10.2014 tarihinde uyuşturucu madde ticareti iddiası ile gözaltına alındığı, Mersin 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 16.10.2014 tarih ve 2014/241 sorgu sayılı kararı ile tutuklandığı, yapılan yargılama sonucunda uyuşturucu madde ticareti suçundan 12 yıl 6 ay hapis ve 3.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hükmen tutukluluk halinin devamına karar verildiği, Yargıtay 20. Ceza Dairesinin 28.02.2017 tarih ve 2016/1542 – 2017/1406 sayılı kararı ile davacının atılı suçu işlediğine ilişkin somut ve kesin delil bulunmadığından beraatine ve tahliyesine karar verildiği, aynı tarihte davacının tahliye edildiği, bozma sonrası yapılan yargılama üzerine Mersin 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 01.06.2017 tarih ve 2017/129-225 sayılı karar ile davacının beraatine karar verildiği, beraat kararının 09.06.2017 tarihinde kesinleştiği, dosyada tutuklama kararının başka bir cezadan mahsup edildiğine ilişkin bir bilgi ve belgenin olmadığı, Pozantı M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğünün yazı cevabından da tutuklama kararının 16.10.2014 – 28.02.2017 tarihleri arasında infaz edildiği, davanın yasal süre içerisinde açıldığı ve yasal şartlarının gerçekleştiği anlaşılmıştır.

Davacının gözaltında kaldığı tarihlerde daha fazla kazanç elde ettiğine ilişkin bir belge ibraz edilmediğinden ve davacı vekili de asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmasını talep ettiğinden taleple bağlılık ilkesi gereği davacının tutuklandığı tarihteki asgari ücret üzerinden maddi tazminat hesaplanmış, bilirkişi raporunda 15.10.2014 – 28.02.2017 tarihleri arası hesaplama yapılması gerekirken sehven 16.10.2014 – 28.02.2017 tarihleri arası hesaplama yapıldığı anlaşıldığından 1 günlük net asgari ücret 29,70 TL bilirkişi tarafından hesaplanan 32.784,76 TL’ye eklenerek 32,814,46 TL maddi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı idareden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının ailevi,sosyal ve ekonomik durumu,üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı,gözaltında kaldığı süre ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hak ve nefaset kurallarına uygun makul ve makbul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekmekte olup davacının gözaltında kaldığı sürenin uzunluğu da gözetilerek takdiren 45.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı idareden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen dava konusunda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik bulunmamıştır.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Mersin 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/129 Esas – 2017/225 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan 15.10.2014 – 28.02.2017 tarihleri arasında 867 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine karar verildiği, beraat hükmünün 09.06.2017 tarihinde kesinleştiği, gözaltına alınma tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nefaset ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak ve emsal uygulamaların da altında olacak şekilde eksik manevi tazminata hükmolunması, temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.

Davalı vekilinin temyiz isteği yönünden;
1.Tazminat talebinin dayanağı olan Mersin 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/129 Esas – 2017/225 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan 15.10.2014 – 28.02.2017 tarihleri arasında 867 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine karar verildiği, beraat hükmünün 09.06.2017 tarihinde kesinleştiği, gözaltına alınma tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne ve hükmedilen tazminat miktarlarına talep doğrultusunda faiz uygulanmasına ilişkin kararda bu yönleriyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2.Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine ancak davacı yönünden davanın tümüyle reddedilmesi halinde vekalet ücretine hükmedilebileceği göz önünde bulundurularak, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

3.05.08.2017 tarihli 694 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişik, 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca, tazminat davaları nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan nisbî avukatlık ücreti ödeneceği, ancak, ödenecek miktarın tarifede sulh ceza hâkimliklerinde takip edilen işler için belirlenen maktu ücretten az, ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten fazla olamayacağı hususu dikkate alınarak, bu aralıktan fazla hesaplanan nisbî avukatlık ücreti yerine ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücrete hükmolunması gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünün (3) numaralı paragrafında açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin, 07.11.2017 tarihli ve 2017/2751 Esas, 2017/2536 Karar sayılı kararının, 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi gereği hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinde yer alan vekalet ücretine ilişkin “8.909,59” ibaresi hükümden çıkarılarak yerine “3.960,00” ibaresinin eklenmesi suretiyle, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Mersin 3. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.09.2023 tarihinde karar verildi.