Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/9722 E. 2023/4926 K. 13.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/9722
KARAR NO : 2023/4926
KARAR TARİHİ : 13.11.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/576 E., 2020/238 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Esastan ret

Davanın niteliğine göre, davacı vekilinin duruşmalı inceleme isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesi gereğince reddine karar verilerek yapılan incelemede gereği düşünüldü:

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 28.06.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; “müvekkilinin yağma suçundan 05.07.2014 tarihinde gözaltına alındığını, 06.07.2014 tarihinde adli kontrol altına alınarak serbest bırakıldığını, yapılan yargılama neticesinde beraat kararı verildiğini, kararın 29.03.2017 tarihinde kesinleştiğini, davacı hakkında mahkeme beraat kararı vermiş ise de davacı gözaltında iken şirket müdürü olduğu …. Müh. Ltd Eti ile karşı taraf …. Ticaret Ltd Şti arasındaki 11.12.2012 -23.01.2013 ve 10.11.2013 tarihli imzalanmış iş sözleşmelerinin davacının yağma suçuna katılmış olduğu, iş yapamaz olduğu gerekçesi ile fesih edilerek, fesihle birlikte sözleşme bedelinin %15 i kadar güvence bedeli teminat şahsi teminatın irat edildiğini, gerek şahsi ve gerek şirket olarak mahsuplaşma ile kazanç ve maddi kayıplar oluştuğunu ve manevi yönden kayıplara uğradığını belirterek haksız yere gözaltına alınması ve devamla adli kontrol altına alınma süresinde uğramış olduğu 23684 gram teminat amaçlı kaybın (veya TL karşılığı olan bedelin gelir kaybın) maddi kaybın ve 100.000.TL manevi tazminatın 05.07.2014 tarihinden itibaren faizi ile davalıdan tahsilini” talep etmiş, 04.12.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile 23684 gram altının karar tarihindeki kur üzerinden hesaplanmasını ve maddi ve manevi tazminat taleplerine gözlatı tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasını talep etmiştir.

2.Davalı vekili 24.07.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “tazminat talebinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davanın reddi gerektiğini” beyan etmiştir.

3.Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 30.05.2019 tarihli ve 2019/154 Esas 2019/377 Karar sayılı kararı ile “Mahkemenin iş bu dava dosyası ile Elazığ 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/378 Esas sayılı dava dosyası arasında şahsi, fiili ve hukuki bağlantı bulunması nedeniyle delillerin birlikte değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğundan CMK’nın 8 ve 11. maddeleri uyarınca mahkemenin iş bu dava dosyasının Elazığ 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/378 Esas sayılı dava dosyası üzerinde birleştirilmesine” karar verilmiştir.

4.Elazığ 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 31.10.2019 tarihli ve 2017/378 Esas 2019/659 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

5. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesinin, 20.02.2020 tarihli ve 2019/576 Esas 2020/238 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı … davalı vekilinin istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

6.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 06.12.2021 tarihli, davacı vekilinin temyiz isteminin esastan reddi görüşünü içerir tebliğname ile Daireye tevdii olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi; davacının haksız gözaltına alınması ve davacıya ait şirkette yapılan haksız arama neticesinde davacının yetkilisi olduğu şirketin dava dışı Üçel Grup isimli şirketi ile aralarında düzenlenen sözleşmelerin tek taraflı feshedilmesi nedeniyle maddi zararında hesaplanarak maddi tazminata dahil edilmesi gerektiğine, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince; davacı … ‘ın 05.07.2014 tarihinde gözaltına alınıp, 06.07.2014 tarihinde adli kontrol uygulamasına tabi tutulduğu ve yapılan yargılama sırasında 09.07.2014 tarihinde adli kontrol uygulamasının kaldırıldığı ve Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda verilen 21.03.2017 tarihli ve 2014/258 Esas, 2017/68 Karar sayılı kararı ile beraatine karar verilmesi üzerine, davacının maddi zarar olarak niteliği ve yetkilisi olduğunu belirttiği …. San. Tic. Ltd. Şti ile …. İnş. Tic. Ltd. Şti arasında ticari ilişkiye dayalı olarak akdedilen 11.12.2012 tarihli sözleşmenin karşılıklı mutabık kalınmak suretiyle, yine … Tic. Ltd. Şti ile …. San. Tic. Ltd. Şti ile …. İnş. Tic. Ltd. Şti arasında düzenlenen 05.07.2014 ve aynı şekilde …. Tic. Ltd. Şti ile davacı … (Altın Mücevherat ve Takı Toptan Ticareti) arasında düzenlenen 06.07.2014 tarihli tutanaklar ile karşılıklı iradeleri ve mutabık kalınması sonucunda her iki şirket arasındaki ticari ilişkiye dayalı olarak akdedilen sözleşmenin feshedildiği, sözleşmede yer alan teminatın irat edilen tutarının davacının kişisel maddi zararı olarak değerlendirilemeyeceği, ayrıca davacının belirtilen sözleşme dışında herhangi bir şahsi zararının olduğuna ilişkin dava dosyası içerisinde somut herhangi bir belge ve bilginin mevcut olmadığı, bu haliyle davacı … ‘ın şahsi maddi zararının oluşmadığı, davacının nitelikli yağma suçu kapsamında yapılan soruşturma kapsamında 05.07.2014-06.07.2014 tarihleri arasında göz altında kaldığı, sabit olan bu haksız eylem ve yargısal işlem nedeniyle maddi kayıplar yaşadığı gibi ayrıca manevi olarak da elem ve ızdırap çektiği, gerçekleştirmediği bir fiil nedeniyle itham edilmesi ve haksız koruma tedbirlerine muhatap olması nedeniyle manevi açıdan da duygusal bütünlüğüne zarar verilmekle devlet tarafından haksız fiile maruz kaldığı anlaşılmış olup tazminat hukuku ilkelerine göre sebepsiz zenginleşmeye yol açmayacak şekilde tazminata hak kazandığı, ancak talep edilen miktarın meydana gelen zarar ile uyuşmadığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile davacının 100 TL maddi ve 150 TL manevi tazminatın gözaltı tarihinden (05.07.2014) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince; davacı lehine maddi tazminat olarak 28 TL ödenmesine karar verilmesi gerekirken, hatalı hesaplama yapılarak maddi tazminatın 100 TL olarak hükmedilmesi ve manevi tazminat açısından ise, yukarıda izah edilen kaidelere aykırı şekilde fazla manevi tazminata hükmolunması hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle hükmün 2. fıkrasının; ”Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 28 TL maddi tazminatın gözaltı tarihinden (05.07.2014) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine” şeklinde, hükmün 3. fıkrasının; ”Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 50 TL manevi tazminatın gözaltı tarihinden (05.07.2014) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” şeklinde yazılması suretiyle, hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/258 Esas ve 2017/68 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının yağma suçundan 05.07.2014-06.07.2014 tarihleri arasında 1 gün göz altında kaldığı, Ankara 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 06.07.2014 tarihli 2014/121 Sorgu numaralı kararıyla imza atmak şeklinde adli kontrol uygulanması suretiyle serbest bırakıldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 29.03.2017 tarihinde kesinleştiği, göz altına alınma ve adli kontrol tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK’nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davacının yetkilisi olduğu şirket ile dava dışı Üçel Grup isimli şirket arasında düzenlenen sözleşmelerin tek taraflı feshedilmesi nedeniyle meydana geldiği iddia olunan maddi zararın taraflar arasındaki hukuki ihtilaf boyutunda olduğundan CMK’nın 141 inci ve devamı maddeleri gereğince tazmininin mümkün olmadığı, davacının gözaltında kaldığı süre için hükmedilen maddi tazminat miktarında isabetsizlik görülmediği, davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltında kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle 1 gün göz altında kalan davacı için makul miktarda manevi tazminat tayin edildiği anlaşılmakla; Bölge Adliye Mahkemesi kararında hukuka aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesinin, 20.02.2020 tarihli ve 2019/576 Esas 2020/238 Karar sayılı kararında davacı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Elazığ 1. Ağır Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.11.2023 tarihinde karar verildi.