Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/9715 E. 2023/3263 K. 25.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/9715
KARAR NO : 2023/3263
KARAR TARİHİ : 25.09.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/3689 E., 2019/3750 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek İstinaf Başvurusunun Esastan Reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 10.03.2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; “müvekkilinin suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan 02.04.2009 tarihinde gözaltına alındığını, 06.04.2009 tarihinde tutuklandığını, 09.04.2009 tarihinde 75.000 TL tutarlı teminat mektubu/kefalet karşılığı serbest bırakıldığını, yapılan soruşturma kapsamında hukuka aykırı el koyma kararları ile mal varlığına el konulduğunu, verilen teminat mektuplarının yıllar sonra iadesine karar verildiğini,yapılan yargılama sonucunda beraat kararı verildiğini ve bu kararın da kesinleştiğini, bu sebeplerle müvekkilinin haksız olarak 4 gün gözaltında tutulması, 4 gün tutuklu kalması,hisse senetlerine bloke konulmasından kaynaklanan zararlar, cezaevi giderleri, avukatlık ücreti için 10.000 TL maddi ve 100.000 TL manevi tazminatın gözaltına alındığı tarihten tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini” talep etmiştir.

2. Davalı vekili 27.05.2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; “tazminat talebinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davanın reddi gerektiğini” beyan etmiştir.

3. İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesinin, 21.03.2016 tarihli ve 2016/93 Esas 2016/64 Karar sayılı kararı ile yetkisizlik kararı verilmiştir.

4. Bakırköy 5.Ağır Ceza Mahkemesinin, 09.07.2018 tarihli ve 2016/210 Esas 2018/271 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

5. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 13.11.2019 tarihli ve 2018/3689 Esas 2019/3750 Karar sayılı kararı ile düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

6. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 04.12.20211 tarihli, davacı vekilinin temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanması görüşünü içerir tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi; hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının düşük olduğuna ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince; davacının suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan dolayı yargılandığı ve İstanbul 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 18.12.2014 tarih, 2009/1008 E – 2014/539 K sayılı ilamı ile beraatine dair karar verildiği, davacının 02.04.2009 tarihinde gözaltında kaldığı, 06.04.2009 – 09.04.2009 tarihleri arasında tutuklu kaldığı anlaşıldığından, davacının bu nedenle maddi ve manevi zarara uğradığı kanaatine varılmış, davanın yasal sürede ve yetkili olan mahkememize açılmış olduğu da gözetilerek, bilirkişi raporunda belirtilen miktar esas alınarak davacının tazminat talebinin kısmen kabul edilerek 123,00 TL maddi ve 1.000 TL manevi tazminatın, davalı Maliye Hazinesinden alınarak, davacıya verilmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince; davacının İstanbul 31. Asliye Ceza Mahkemesinde 2009/1008 Esas 2014/539 Karar sayılı dosyasında yargılanarak beraat ettiği anlaşılmakla, davacının maddi ve manevi tazminat tazminat talebinin haklı ve yerinde olduğu anlaşılmış ise de; davacı vekilinin 75.000 TL bedelli teminat mektubu verildiğini, seneler sonra bu teminatın iadesine karar verildiğini,soruşturma sebebi ile hisse senetlerinin ve banka hesaplarının haksız ve usulsüz bloke edilmesi ve satılmasından maddi zararlarının bulunduğunu iddia ederek maddi tazminat talebinde bulunmasına karşın yerel Mahkemece bu talepler karşılığında olumlu yada olumsuz karar verilmemiş olması eksiklik olarak görülmüş, Dairemizce bu eksiklik tamamlanmak üzere yeniden yargılamaya başlandığı, davacının ortaya çıkacak gerçek zararının tespiti ve bu yönde rapor alınması için dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş,bu kıstaslar çerçevesinde hazırlanan heyet raporunda 4.375 TL hisse senetleri değer farkının olduğu bildirilmiştir.

Şişli Cumhuriyet Başsavcılığının 2008/2783 soruşturma dosyası ile yürütülen soruşturma sürecinde;davacının 02/04/2009 tarihinde gözaltına alındığı, 06.04.2009 tarihinde tutuklandığı, 09.04.2009 tarihinde kefalet ile tahliyesine karar verildiği, 09.04.2009 tarih 20090007573 yevmiye ve 200900051 alındı makbuzu ile kefaletin yatırıldığı, (tahliye müzekkeresindeki bilgilere istinaden) 13.06.2014 tarihinde iadesine karar verildiği, ayrıca bu soruşturma kapsamında savcılık makamının talebi üzerine Şişli 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2009/473 D.İş sayılı kararı ile 02.04.2009 tarihli el koyma kararı doğrultusunda davacı … adına 12.500 VANET hisse senedine bloke konulduğu, 14.08.2009 tarihinde blokajın kaldırıldığı, el koyma süresi içinde hisseler üzerinde hukuki tasarrufta bulunma imkanı bulunmadığı, bu kapsamda el konulan 12.500 lot VANET hisseleri üzerinde toplam 4.375 TL davacının maddi değer kaybının bulunduğu,tutuklu kaldığı dönemde çalışamadığı süre nedeni ile (527,13/30×7=122,99TL) 123 TL ücret kaybı olduğu, ayrıca 75.000 TL nakdi kefalet yatırılması nedeni ile 1.365 TL gider oluştuğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile (Tutuklu kaldığı dönemde çalışamadığı süre nedeni ile ücret kaybı, el konulan hisseler nedeni maddi varlığında oluşan değer kaybı ve nakdi kefalet yatırılması nedeni ile oluşan zarar toplamından oluşan) toplam 5.863 TL maddi tazminatın Hazineden alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 1.000 TL manevi tazminatın 02/04/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte Hazineden alınarak davacıya verilmesine, Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan İstanbul 31. Asliye Ceza Mahkemesinde 2009/1008 Esas 2014/539 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülmekte olan soruşturmada davacının suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan 02.04.2009 tarihinde gözaltına alındığı, 06.04.2009 tarihinde tutuklandığı, 09.04.2009 tarihinde kefalet karşılığı tahliyesine karar verildiği, davacının hesabındaki hisse senetlerine Şişli 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 02.04.2009 tarihli 2009/473 sayılı değişik iş sayılı kararıyla el konulduğu, 07.08.2009 tarihinde kararın kaldırıldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 11.03.2015 tarihinde kesinleştiği, tutuklama ve elkoyma tarihleri itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK’nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
1. Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülmekte olan soruşturma sırasında davacının hesabında bulunan hisse senetlerine Şişli 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2009/473 sayılı değişik iş sayılı kararı ile 02.04.2009 tarihi itibariyle verilen el koyma kararı gereğince hesaba bloke konulduğu, davacının hisse senetleri üzerindeki blokenin 07.08.2009 tarihinde kaldırılarak hesapta bulunan nakit ve hisse senedinin serbest bırakıldığı, haksız el koymanın vuku bulduğu 02.04.2009 ile kaldırıldığı 07.08.2009 tarihleri arasında davacının el konulan ve iade edilen hisse senedi adedinde bir değişiklik bulunmadığı, bu süreç içerisinde hisse senetlerinin değerinde meydana gelen değişikliklerin maddi zarar kapsamında dikkate alınamayacağı, keza; davacının belirtilen süreçte senetleri satıp satmayacağı, yükselme beklentisi ile elinde tutup tutmayacağı, satmaya karar verdiği takdirde hangi gün ve seansta satış yapacağının bilinmeyeceği, tahmini satış iradesi üzerinden zararın oluştuğunun kabul edilemeyeceği, bu kapsamda, davacının hisse senetleri nedeniyle zararına ilişkin talebinin reddi gerekirken Bölge Adliye Mahkemesince davacının el koyma süresi içinde hisseler üzerinde hukuki tasarrufta bulunma imkanı bulunmadığı, bu kapsamda el konulan 12.500 lot VANET hisseleri üzerinde toplam 4.375 TL davacının maddi değer kaybının bulunduğu gerekçesiyle davacı lehine tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş ise de temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.

2. Davacının tutuklu kaldığı döneme ilişkin olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca 16 yaşından büyükler için belirlenen net asgari ücret miktarları üzerinden hesaplama yapılarak maddi tazminata hükmedilmesinde, davacının vekilinin duruşmaları takip etmesi sebebiyle yaptığı harcamalar ve maktu vekalet ücretini aşan ve davacı ile avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayanan avukatlık ücretinden doğan zararın koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında maddi zarar kapsamında değerlendirilmemesinde hukuka ayrılık bulunmamıştır.

3. Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, toplam 7 gün gözaltı ve tutululuk süresi, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nesafet kurallarına uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespit edildiği anlaşıldığından davacı hakkında hükmedilen manevi tazminat miktarında isabetsizlik görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 13.11.2019 tarihli ve 2018/3689 Esas 2019/3750 Karar sayılı kararında davacı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Bakırköy 5.Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 25.09.2023 tarihinde karar verildi.