Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/9513 E. 2023/2534 K. 04.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/9513
KARAR NO : 2023/2534
KARAR TARİHİ : 04.09.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2020/658 E., 2020/327 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek İstinaf Başvurusunun Esastan Reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

lk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 05.02.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; “müvekkilinin bir kimseyi fuhuşa teşvik etmek veya yaptrmak veya aracılık etmek veya yer temin etmek suçlaması ile 02.11.2017 tarihinde tutuklandığını, 13.12.2017 tarihinde tahliye edildiğini, yargılama sonucunda beraatine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini belirterek; haksız tutuklama tedbiri nedeniyle 50.000 maddi, 50.000 manevi tazminatın tutuklama tarihten tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini” talep etmiştir.

2. Davalı vekili 15.02.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “davacının kanun dışı tutuklanmadığını, tutuklamaya kendisinin sebebiyet verdiğini, talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu ve sebepsiz zenginleşmeye neden olacak nitelikte olduğunu, davanın reddi gerektiğini” beyan etmiştir.

3. Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 24.12.2019 tarihli ve 2018/103 Esas 2019/513 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 03.06.2020 tarihli ve 2020/658 Esas 2020/327 Karar sayılı kararı ile düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 24.11.2021 tarihli, davacı vekilinin temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanması görüşünü içerir tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi; davacının tutuklu bulunduğu süreçte telef olan küçükbaş hayvanlarına ilişkin zararın ve avukata ödenen vekalet ücretinin maddi tazminata dahil edilmemesinin ve davacının gelirinin asgari ücret üzerinden hesaplanmasının , asgari ücrete AGİ dahil edilmemesinin hukuka aykırı olduğuna, hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük olduğuna ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince; davacı … hakkında Kocaeli 4. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından fuhuş için yer temin etme suçundan yapılan yargılama sonucunda 02.11.2017 tarihinde 2016/531 Esas sayılı dosyada atılı suçtan cezalandırılması ile davacının aynı tarihte hükümle birlikte tutuklanmasına karar verildiği, bu kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23. Ceza Dairesi tarafından bozulması üzerine Kocaeli 4. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 27.12.2017 tarihinde davacının atılı suçtan beraatine karar verildiği ve bu kararın 11.01.2018 tarihinde kesinleştiği, davacının 13.12.2017 tarihinde tahliye edilene kadar 1 ay 11 gün tutuklu kaldığı görülmüştür.

Dava dilekçesinde davacının hayvancılıkla uğraşmakta olduğu, tutuklu bulunduğu süreçte havancılıktan kazandığı gelirini kaybettiği gibi yine bu süreçte hayvanlarına bakamamış olması nedeniyle 9 tane küçükbaş hayvanının telef olduğu bu hususta da maddi zararının bulunduğu belirtilmiştir. Davacının tutuklu bulunduğu dönemde hayvanlarına bakamaması nedeniyle 9 adet kıvırcık koyununun telef olması sonucu uğradığı maddi kaybın hesaplanması için dosyanın ziraat yüksek mühendisi bilirkişiye gönderilmesi sonucu 01.11.2018 havale tarihli bilirkişi raporunda davacının 8.572 TL maddi zararının olduğu, 03.10.2019 tarihli bilirkişi raporunda ise davacının 2017 yılı kasım-aralık aylarında 1 ay 11 gün tutuklu bulunması sebebiyle uğradığı iş gücü kaybının 1.918,88 TL olduğu belirlenmiş, bu tespitler sonucu davacının hakkında uygulanan koruma tedbiri nedeniyle bilirkişi raporlarındaki zarar ücretleri toplanarak 10.491 TL maddi zararının bulunduğu anlaşılmış, bu ücretin davacının talebi doğrultusunda 02.11.2017 tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

Her ne kadar davacı ceza yargılaması sırasında kendisini temsil etmesi için özel müdafiine 1.980 TL ödediğinden bahisle bu hususun da maddi tazminat kapsamında değerlendirilerek davalı Hazine’den tahsil edilip kendisine verilmesini talep etmekte ise de davacının ceza yargılaması sırasında müdafisine ödemiş olduğu vekalet ücretinin davacı ile avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayanması ve bu ödemenin koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamında değerlendirilememesi nedeniyle davacının ödemiş olduğu vekalet ücretine ilişkin talebinin reddine, davacının manevi yönden de zarara uğradığı kabulü ile takdiren 4.000 TL manevi tazminatın tutuklanma tarihi olan 02.11.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince; dava dilekçesinde, hayvancılık işiyle uğraşan davacının tutuklu olarak bulunması nedeniyle 9 adet koyunun telef olduğunun iddia edildiği, her nekadar yargılama aşamasında tanık olarak dinlenen veteriner hekim tarafından tanzim olunan 18.12.2017 tarihli tutanakta 9 adet hayvan küpe numarası belirtilmek suretiyle “koyun türü hayvanlar hayvan sahibinin 02.11.2017-13.12.2017 tarihleri arasında ceza evinde bulunmasından dolayı bakımsızlıktan telef oldukları kliniğimizce tespit edilmiştir” ibarelerine yer verilmiş ise de, tutanağın düzenleme tarihinin davacının tahliye olmasından sonraki zamana tesadüf etmesi, tutakta ölüm zamanına yer verilmemesi, sanığın tutuklu olduğu tarih aralığının net şekilde ifade edilmiş olması, tutanak ekinde fotoğraf gibi içeriği doğrulayacak bir belge bulunmaması, tanığın ifadesinde muğlaklık yaratacak şekilde daha fazla hayvanında ölmüş olabileceğinden bahsetmesi, yine tanığın ifadesinde sanık tutuklandıktan sonra hayvanlara babası ve kardeşi tarafından bakılmaya çalışıldığını beyan etmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde, şayet bakımsızlık nedeniyle ölen hayvanlar ise hangi tarihte öldüklerinin ve ölümlerin sanığın tutuklanmasıyla illiyet bağının ispatlanamadığı anlaşılmakla, davacı gelir durumunu gösteren herhangi bir belge ibraz etmediğinden, tutuklu kaldığı 2017 yılına ilişkin olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca 16 yaşından büyükler için belirlenen net asgari ücret miktarı üzerinden hesaplama yapılarak maddi zararın hesaplanması gerekir iken hayvan bedellerinin hesaba dahil edilerek fazla miktarda maddi tazminata ve belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda fazla manevi tazminata hükmolunmasının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle hükmün maddi tazminatın belirlenmesine ilişkin kısımdan “10.491TL” ibaresinin çıkartılarak yerine “1.918,88 TL” ibaresinin yazılması, manevi tazminatın belirlenmesine ilişkin kısımdan “4.000TL” ibaresinin çıkartılarak yerine “2.000TL” ibaresinin yazılması, hükmün vekalet ücretinin belirlenmesine ilişkin kısmından “1.738,92 TL” ibaresinin çıkartılması yerine “1.056 TL” ibaresinin yazılması sureti ile sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün düzeltilerek istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Kocaeli 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/963 Esas 2017/652 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının bir kimseyi fuhuşa teşvik etmek veya yaptrmak veya aracılık etmek veya yer temin etmek suçundan 02.11.2017-13.12.2017 tarihleri arasında 1 ay 11 gün gözaltı/tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 11.01.2018 tarihinde kesinleştiği,gözaltı/tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK’nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
1. Davacının hayvancılıkla uğraştığını beyan etmesine rağmen geliri ve tutuklu kaldığı döneme ilişkin kazanç kaybı miktarı konusunda itibar edilebilecek herhangi bir belge ibraz edemediğinden tutuklu kaldığı döneme ilişkin olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca 16 yaşından büyükler için belirlenen ve net asgari ücret miktarları üzerinden hesaplama yapılarak maddi tazminata hükmedilmesinde ve davacının 9 adet telef olan hayvanlarının davacının tutuklanmasıyla illiyet bağının ispatlanamadığı gerekçesiyle maddi tazminat hesabında dikkate alınmamasında herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.

2. Yargıtay İçtihadı birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 29.05.195729.05.1957 tarih ve 1957/4 Esas ve 1957/16 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararında da açıklandığı üzere vekalet ücreti yargılama giderlerindendir. Buna göre karşı tarafa yüklenmesi gereken vekalet ücretinin bağımsız bir varlığı olamayacağından ayrı bir dava konusu da yapılamayacaktır. Davacının kendi vekili ile yaptığı ve sadece tarafları bağlayan ücret sözleşmesi niteliğindeki vekalet akdi uyarınca ödenmesi kararlaştırılan bedelin kuruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetilmelidir.
Anılan içtihadı birleştirme kararı ve yerleşik Yargıtay uygulamaları nazara alındığında, tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyasında beraat etmiş olması nedeniyle davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmolunması gerektiği, maktu vekalet ücretini aşan ve serbest meslek makbuzu ile ispatlanan kısmın ise davacı ile avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayandığı, bu nedenle koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, maddi tazminat hesabına dahil edilmemesinde isabetsizlik görülmemiştir.

3. Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltı süresi, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nesafet kurallarına uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespit edildiği anlaşıldığından davacı hakkında hükmedilen manevi tazminat miktarında isabetsizlik görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 03.06.2020 tarihli ve 2020/658 Esas 2020/327 Karar sayılı kararında davacı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.09.2023 tarihinde karar verildi.