Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/9486 E. 2023/2527 K. 04.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/9486
KARAR NO : 2023/2527
KARAR TARİHİ : 04.09.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2020/173 E., 2020/404 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek İstinaf Başvurusunun Esastan Reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 16.09.2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; “müvekkilinin 03.02.2017 tarihinde gözlem altına alındığı, 15.02.2017 tarihinde Adana 5. Sulh Ceza Mahkemesinin 2017/115 Sorgu sayılı kararıyla yurt dışı çıkış yasağı ve her hafta pazar günleri imza atmak üzere adli kontrol şartı ile serbest bırakıldığını, yargılama sonucunda beraatine karar verildiğini belirterek haksız koruma tedbiri nedeniyle 50.000 TL maddi, 100.000 TL manevi tazminatın gözaltına alındığı tarihten tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini” talep etmiştir.

2. Davalı vekili 21.10.2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “davanın yetkili ve görevli mahkemede ve ysal süresi içinde (zamanaşımı ve hak düşürücü süre) açılmadığını, tazminat talebinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davanın reddi gerektiğini” beyan etmiştir.

3. Cizre 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.11.2019 tarihli ve 2019/200 Esas 2019/253 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin,19.03.2020 tarihli ve 2020/173 Esas 2020/404 Karar sayılı kararı ile düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 28.11.2021 tarihli, davacı vekilinin temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün görüşünü içerir tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi; davacının ailesinin gözaltına birimine geliş-gidiş masrafları, davacı hakkında imza atmak suretiyle adli kontrol verilmesi nedeniyle davacının kolluk birimine geliş gidişinde yapmış olduğu masrafların maddi tazminata dahil edilmesi gerektiğine, maddi tazminatın asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmasının hatalı olduğuna, davacı hakkında adli kontrol kararı ile ilgili değerlendirme yapılmadığına ve hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının düşük olduğuna ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince; davacı …’ın üzerine atılı Terör Örgütünün Propagandasını Yapmak eyleminden ötürü 03.02.2017 tarihinde gözaltına alındığı, 12 gün gözaltında kaldıktan sonra 15.02.2017 tarihinde serbest bırakıldığı, 09.11.2018 tarihinde Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 09.11.2018 tarih, 2018/323 esas ve 2018/377 Karar sayılı kararıyla davacı hakkında Beraat kararı verildiği, bu kararın 17.11.2018 tarihinde kesinleştiği, dosya arasında bulunan hizmet döküm cetvelinden göre davacının aylık çalışmasına ilişkin belgelerin bulunmadığı, düzensiz çalışması sebebiyle dosyamızda davacı olarak bulunan …’ın gözaltında kaldığı 12 gün karşılığı maddi tazminatının Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca 16 yaşından büyükler için belirlenen net asgari ücret miktarı üzerinden heyetimizce hesaplama yapılarak 561,60 TL maddi tazminata ulaşıldığından, 561,60 TL maddi ve 750,00 TL manevi tazminatın haksız koruma tedbiri tarihi olan 03.02.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı hazineden alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince; davalı vekilinin maddi tazminata ilişkin hükme yönelik istinaf başvurusunun kesinlik sınırının altında kaldığı anlaşıldığından, CMK’nın 279/1.b. maddesi uyarınca davalı hazine vekilinin maddi tazminata ilişkin hükme yönelik istinaf başvurusunun kesinlik nedeniyle reddine, taraf vekillerinin manevi tazminat ile davacı vekilinin maddi tazminata ilişkin hükme yönelik istinaf başvurusunun esastan incelemesinde ise davacı yararına belirtilen ölçütlere uymayacak miktarda az manevi tazminata hükmolunması, yine maddi tazminat açısından, haksız koruma tedbiri nedeniyle açılan tazminat davalarında, davacının maddi zararının; sabit ücretli çalışan olması halinde aylık ücret veya geliri, işsiz olması veya gelirinin asgari ücret altında olması halinde ise gözaltı veya tutuklu kalınan döneme ait net asgari ücret üzerinden hesap edilmesi gerektiği, hesap yapılırken, gözaltı ya da tutuklulukta geçirilen her bir ayın kaç gün çektiğine bakılmaksızın, davacının aylık ücret yada geliri ne ise her takvim ayı için o miktarda davacı lehine tazminata hükmedilmesi gerektiği, tam ay dışındaki artık günlerde ise davacının aylık ücret ya da gelirinin o ayın gün sayısına bölünüp bulunan neticenin gözaltı ya da tutuklulukta geçirilen gün sayısı ile çarpılmak suretiyle hesap edilmesinin gerektiğinin gözetilmemesinin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle maddi tazminat miktarına ilişkin “561,60 TL” ibaresinin çıkartılarak yerine “601,74 TL” ibaresinin, manevi tazminat miktarına ilişkin “750,00 TL” ibaresinin çıkartılarak yerine “1.000,00 TL” ibaresinin yazılmak suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan kararın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/323 Esas 2018/377 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının terör örgütü propagandasını yapmak suçundan 03.02.2017- 15.02.2017 tarihleri arasında 12 gün gözaltında kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 17.11.2018 tarihinde kesinleştiği, gözaltına alınma tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK’nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
1. Davacının ailesinin gözaltına birimine geliş-gidiş masrafları, davacının kolluk birimine geliş-gidişinde yapmış olduğu masrafların koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davası kapsamında talebi mümkün bulunmadığından maddi tazminata dahil edilmemesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

2. Gözaltında kaldığı dönem içerisindeki maddi zararını ücret bordrosu, vergi kaydı, gelir vergisi beyannamesi gibi itibar edilebilecek bir belgeyle ispatlayamayan davacıya gözaltında kaldığı dönemde 16 yaşından büyükler için geçerli net asgari ücret üzerinden hesaplanan miktarın maddi tazminat kapsamında davacıya ödenmesine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

3. 5271 sayılı Kanun’un 141 inci maddesinin birinci fıkrasında tazminat istenebilecek hallerin tahdidi olarak sayılmak suretiyle hüküm altına alındığı, adli kontrol kararlarının ise tazminat istenebilecek koruma tedbirleri arasında sayılmadığı, kaldı ki dava dilekçesinde de bu hususa ilişkin davacı tarafın açıkça bir talebi de bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin mahkemece bu konuda değerlendirme yapılmadığına ilişkin temyiz itirazı yerinde görülmemiştir.

4. Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltı süresi, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nesafet kurallarına uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespit edildiği anlaşıldığından davacı hakkında hükmedilen manevi tazminat miktarında isabetsizlik görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin,19.03.2020 tarihli ve 2020/173 Esas 2020/404 sayılı kararında davacı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Cizre 1.Ağır Ceza Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.09.2023 tarihinde karar verildi.