Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/9442 E. 2023/2532 K. 04.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/9442
KARAR NO : 2023/2532
KARAR TARİHİ : 04.09.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/1391 E., 2019/2552 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek İstinaf Başvurusunun Esastan Reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 07.12.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; “müvekkilinin kasten öldürme suçundan 11.02.2012 tarihinde gözaltına alındığını, 13.02.2012 tarihinde tutuklandığını, 09.03.2017 tarihinde tahliye edildiğini, yargılama sonucunda beraatine karar verildiğini belirterek haksız tutuklama tedbiri nedeniyle 300.000 TL maddi, 500.000 TL manevi olmak üzere toplam 800.000 TL tazminatın haksız yakalama ve tutuklama tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini” talep etmiştir.

2. Davalı vekili 19.12.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “davanın süresinde ve yetkili mahkemede açılmadığını, tazminat talebinin yasal dayanaktan yoksun ve istenilen tazminat miktarının yüksek olduğunu, davanın reddi gerektiğini” beyan etmiştir.

3. Cizre 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 06.02.2019 tarihli ve 2018/216 Esas ve 2019/27 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin, 02.12.2019 tarihli ve 2019/1391 Esas 2019/2552 Karar sayılı kararı ile düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 20.11.2021 tarihli tebliğname ile “duruşma açılmaksızın düzeltilerek istinaf başvurusunun reddine karar verilmesinin kanuna aykırı olduğu” görüşüyle Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davalı vekilinin temyiz istemi; davacının kendi kusuru ile tazminat talep etmesinin hukuka aykırı olduğuna , manevi tazminat talebinin reddi gerektiğine, hükmedilen maddi ve maddi tazminat miktarının yüksek olduğuna, davalı lehine vekalet ücreti hükmedilesi gerektiğine ve yargılama giderine ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince; davacının üzerine atılı kasten öldürme eyleminden ötürü 12.10.2011 tarihinde gözaltına alındığı ve 13.02.2012 tarihinde tutuklandığı, 1851 gün boyunca tutuklu kaldığı, 09.03.2017 tarihinde tahliye olduğu, 15.06.2018 tarihinde Şırnak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/236 Esas ve 2017/394 Karar sayılı kararıyla davacı hakkında beraat kararı verildiği ve kararın 24.10.2018 tarihinde kesinleştiği, tutuklulukta geçirilen 1851 günlük süre nedeniyle davacının maddi ve manevi tazminata hak kazanabileceği değerlendirilmiş olmakla, gelirine ilişkin somut veri tespit edilemediğinden asgari ücret üzerinden davacının talep edebileceği kabulü ile 58.846,09 TL maddi ve 65.000 TL manevi tazminatın haksız koruma tedbiri tarihi olan 13.02.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı hazineden alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince; maddi tazminat yönünden; davacının 1853 gün süreyle koruma tedbirlerine maruz bırakıldığı döneme ait net asgari ücret üzerinden kesinti yapılmadan hesaplama yapıldığında, hesap hatası sonucu maddi tazminatın eksik belirlenmesi, manevi tazminat yönünden; hak ve nesafet ilkelerine uygun makul bir manevi tazminat miktarı belirlenmeyip, güncel koşullara göre eksik belirlenmesinin kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle 58.846,09 TL olarak hükmedilen maddi tazminat miktarının 58.924,64 TL’ye çıkarılması, 65.000 TL olarak hükmedilen manevi tazminat miktarının 120.000 TL’ ye çıkarılması suretiyle düzeltilerek istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Şırnak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/236 Esas 2017/394 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının kasten öldürme suçundan 12.10.2011 tarihinde 1 gün gözaltına alındığı, 13.02.2012- 09.03.2017 tarihleri arasında 5 yıl 27 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 24.10.2018 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK’nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davaları her ne kadar 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanununda düzenlenmiş ise de özel hukuk yanı ağır basan bir dava olması nedeniyle bu Kanunda düzenlenme bulunmayan hallerde tazminat hukukunun genel prensipleri çerçevesinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun uygulanması gerekmektedir. Ceza Muhakemeleri Kanununun 280/1. maddesinde düzenlenen duruşma açılmadan düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilebilecek haller bir suç kovuşturması sonucu verilen hükümler için geçerli olup doğrudan tazminat davalarında uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle Hukuk Muhakemeleri Kanununun istinafa ilişkin hükümlerinin kıyas yolu ile uygulanması gerekmekte olup, aynı Kanunun 353. maddesi gereğince tazminat miktarlarının azaltılması veya artırılmasının duruşma açılmaksızın düzeltilerek esastan reddine karar verilmesinde bir engel bulunmadığından tazminat miktarının eksiltilmesinin duruşma açılarak yapılması gerektiğine ilişkin bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.

Davalı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
1. Davacının tazminata esas ceza yargılaması sırasında suçlamaları inkar ettiğinin anlaşılması karşısında 5271 sayılı Kanunun 144 ncü maddesinin birinci fıkrasının (e) bendindeki koşullar oluşmadığından davacının kendi kusuruyla tutuklanmasına neden olduğuna yönelik davalı vekilinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.

2. Gözaltında ve tutuklu kaldığı suçtan yapılan yargılaması neticesinde beraat eden, süresinde dava açan ve tazminat isteyemeyecek kişilerden olmayan davacı lehine, gözaltında ve tutuklu kalınan sürenin mahsup edildiği göz önünde bulundurularak, makul bir maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından, davalı vekilinin manevi tazminata ilişkin talebin reddi gerektiğine ilişkin temyiz istemi yerinde görülmemiştir.

3. Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda eksik manevi tazminata hükmolunması hukuka aykırı bulunmuş ise de temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.

4. Tutuklandığı dönem içerisindeki maddi zararını ücret bordrosu, vergi kaydı, gelir vergisi beyannamesi gibi itibar edilebilecek bir belgeyle ispatlayamayan davacıya tutuklu kaldığı dönemde 16 yaşından büyükler için geçerli net asgari ücret üzerinden hesaplanan miktarın maddi tazminat kapsamında davacıya ödenmesine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

5. Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.03.2007 gün ve 2 Esas, 63 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere; koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davalarında, ancak davanın tamamen reddi halinde davalı lehine vekalet ücretine hükmolunabileceğinden, davanın kısmen kabulü halinde davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde ve yargılama giderlerinin kamu üzerinde bırakılmasında hukuka aykırılık görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin, 02.12.2019 tarihli ve 2019/1391 Esas 2019/2552 Karar sayılı kararında davalı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Cizre 1. Ağır Ceza Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.09.2023 tarihinde karar verildi.