Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/9382 E. 2023/2531 K. 04.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/9382
KARAR NO : 2023/2531
KARAR TARİHİ : 04.09.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/1714 E., 2019/1300 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek İstinaf Başvurusunun Esastan Reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Esastan Ret

Davalı vekilinin temyiz istemi yönünden; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen hükmün, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 24.11.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun’un 42 nci maddesi ile değişik 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca kesin olduğu belirlenmiştir.

Davacı vekilinin temyiz istemi yönünden;İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 09.07.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; ” müvekkilinin terör örgütü propagandası yapmak suçlamasıyla 24.09.2017 tarihinde gözaltına alındığını, 6 gün gözaltında kaldıktan sonra adli kontrol tedbiri ile serbest bırakıldığını, yapılan yargılama neticesinde beraat kararı verildiğini, kararın kesinleştiğini,haksız gözaltı işlemi nedeniyle maddi ve manevi zararının olduğunu, ayrıca bu dava için 10.000 TL vekalet ücreti ödediğini belirterek 50.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminatın gözaltı tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini” talep etmiştir.

2. Davalı vekili 27.07.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “davanın süresinde ve yetkili mahkemede açılıp açılmadığının tespiti gerektiğini, tazminat talebinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davanın reddi gerektiğini” beyan etmiştir.

3. İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinin, 13.12.2018 tarihli ve 2018/372 Esas 2018/510 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 26.12.2019 tarihli ve 2019/1714 Esas 2019/1300 Karar sayılı kararı ile düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 28.11.2021 tarihli, davacı ile davalı vekillerinin temyiz isteminin esastan reddi görüşünü içerir tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi; avukata ödenen vekalet ücretinin maddi tazminata dahil edilmesi gerektiğine ve hükmedilen manevi tazminat miktarlarının düşük olduğuna ilişkindir.

Davalı vekilinin temyiz istemi; tazminat isteme koşullarının oluşmadığına, hükmedilen manevi tazminat miktarının yüksek olduğuna, faize hükmedilmesinin hatalı olduğuna ve vekalet ücretine ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince; davacının çalıştığı iş yerinden maaş bordroları getirtilmiş ve davacıya ait SGK hizmet dökümü çizelgesi temin edilmiş, yapılan incelemede gözaltında kaldığı süre içinde davacıya maaşının tam olarak ödendiğinin kayıtlı olduğu görülünce iş yeri sahibi… tanık olarak celp edilip dinlenilmiş, tanık… beyanında; kendisinin Stil Koltuk Döşeme isimli iş yerinde koltuk-mobilya döşeme işi yaptığını, …’ın yaklaşık 1 yıl süre ile ve asgari ücretle bu iş yerinde çalıştığını, maaşı haftalık olarak ödediğini ancak aylık bordro düzenlendiğini, Kasım 2017 de gözaltına alınınca işten çıkardıklarını, gözaltında kaldığı süre içinde haftalık olarak ödeme yapmadığını, ancak iş yerinin muhasebe kayıtlarını tutan mali müşavirin bundan bilgisi olmadığı için düzenlediği maaş bordrolarında ve SGK’ya yaptığı bildirimlerde …’ın maaşının tam olarak ödenmiş şekilde gösterildiğini belirtmiştir.

Dinlenen bilirkişi Veli Ak ibraz ettiği raporunda: davacının gözaltında kaldığı süre içinde asgari ücret üzerinden hesaplanan gelir kaybının 249,56 TL olduğunu belirtmiştir.

Davacı vekilinin ibraz ettiği 01.06.2018 tarih 25365 sıra nolu serbest meslek makbuzunda …’ın İzmir 18. ACM’nin 2018/158 esas sayılı dosyası için avukat …’a 10.000 TL vekalet ücreti ödediği belirtilmiştir.

Dosya incelendiğinde; davacı …’ın…’ya ait koltuk-döşeme iş yerinde asgari ücretle çalışmakta iken 24.11.2017 tarihinde terör örgütü propagandası yapmak suçundan gözaltına alındığı, 29.11.2017 tarihinde serbest bırakıldığı, 18.12.2017 tarihli iddianamede terör örgütü propagandası yapmak suçundan cezalandırılmasının talep edildiği, 18. ACM’nin 2018/158 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonucunda mahkemenin 05.06.2018 tarih 2018/158-181 sayılı kararında “CMK 223/2a maddesi gereğince beraatine, 4360 TL vekalet ücretinin hazineden tahsil edilerek kendisine ödenmesine” karar verildiği, kararın 13.06.2018 tarihinde kesinleştiği, davacı vekilinin 3 aylık yasal süre içinde verdiği 09.07.2018 tarihli dava dilekçesi ile maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu gelir kaybı olan 249,56 TL nin 24.11.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile; fazladan ödenen 5.640 TL vekalet ücretinin 01.06.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte maddi tazminat olarak davalı hazineden tahsili ile davacıya verilmesine,300 TL manevi tazminatın 24.11.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı hazineden tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince; davacının gözaltında kaldığı süreye ilişkin olarak Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca belirlenen net asgari ücret miktarı üzerinden yapılan hesaplama sonucunda belirlenecek miktarın maddi tazminat olarak davacıya ödenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi ve davacıya beraat ettiği İzmir 18. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/158 Esas 2018/181 Karar sayılı dosyasında 4.360 TL maktu vekalet ücreti ödendiği, özel vekalet ücretinin koruma tedbirleri nedeniyle tazminat kapsamına girmediği halde mahkemece davacı hakkında vekalet ücretine hükmedilmesi kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle hüküm fıkrasının; maddi tazminata ilişkin ikinci bendinde yazılı “249,56 TL” ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “234,01 TL” ibaresinin eklenmesi,iİkinci bendinde yazılı ”fazladan ödenen 5.640 TL vekalet ücretinin 01/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile” ibaresinin hükümden çıkarılması suretiyle istinaf başvurularının düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan İzmir 18. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/158 Esas 2018/181 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının terör örgütü propagandası yapmak suçundan 24.11.2017- 29.11.2017 tarihleri arasında 5 gün gözaltında kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 13.06.2018 tarihinde kesinleştiği, gözaltı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK’nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

A. Davalı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
Davalı vekilinin temyizinin katılma yolu ile yapılmadığı dikkate alınarak, İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen hükmün; karar tarihi itibarıyla temyiz kesinlik sınırının 58.800 TL olması, İlk Derece Mahkemesi tarafından 249,56 TL gelir kaybı, 5.640 TL vekalet ücreti olmak üzere 5.889,56 TL maddi ve 300 TL manevi tazminata hükmedildiği ve bu karara yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından maddi tazminat miktarının 234,01 TL’ye düşürülmesi suretiyle düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olması nedeniyle davalı aleyhine hükmedilen toplam tazminat miktarının 534,01 TL olduğu dikkate alınarak hükmün 6100 sayılı Kanun’un, 24.11.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun’un 42 nci maddesi ile değişik 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca davalı açısından kesin olduğu anlaşıldığından, temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.

B. Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
1. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 29.05.1957 tarihli, 1957/4 Esas, 1957/16 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararında da açıklandığı üzere; vekalet ücreti yargılama giderlerindendir. Buna göre karşı tarafa yüklenmesi gereken vekalet ücretinin bağımsız bir varlığı olamayacağından ayrı bir dava konusu da yapılamayacaktır. Davacının, kendi vekili ile yaptığı ve sadece tarafları bağlayan ücret sözleşmesi niteliğindeki vekalet akdi uyarınca ödenmesi kararlaştırılan bedelin koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamında değerlendirilmeyeceği gözetilmelidir.

Anılan ve yerleşik Yargıtay uygulamaları nazara alındığında, tazminat talebinin dayanağını oluşturan ceza dava dosyasında beraat etmiş olması nedeniyle davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmolunması gerektiği, maktu vekalet ücretini aşan ve serbest meslek makbuzu ile ispatlanan kısmın ise davacı ile avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayandığı, bu nedenle koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamına dahil edilemeyeceği anlaşıldığından davacı vekilinin ceza davasında dolayısıyla davacının ödemek zorunda kaldığı vekalet ücretinin de maddi zarar hesabında göz önünde bulundurulması gerektiğine yönelik temyiz sebebi yerinde görülmemiştir.

2. Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltı süresi, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nesafet kurallarına uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespit edildiği anlaşıldığından davacı hakkında hükmedilen manevi tazminat miktarında isabetsizlik görülmemiştir.

V. KARAR
A. Davalı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 26.12.2019 tarihli ve 2019/1714 Esas 2019/1300 Karar sayılı kararına yönelik davalı vekilinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
Gerekçe bölümünde (B) bendinde açıklanan nedenlerle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 26.12.2019 tarihli ve 2019/1714 Esas 2019/1300 Karar sayılı kararında davacı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.09.2023 tarihinde karar verildi.