Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/8773 E. 2023/3021 K. 18.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8773
KARAR NO : 2023/3021
KARAR TARİHİ : 18.09.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/1940 E., 2020/116 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebebine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Davacı asil 12.10.2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; … ilinde merkez jandarma komutanı olarak görev yaparken çıkar amaçlı örgüt yöneticiliği, fuhuş, rüşvet alma ve adli görevini kötüye kullanma suçlarından 04.06.2013 tarihinde gözaltına alındığını, 05.06.2013 tarihinde tutuklandığını, 15.05.2014 tarihinde tahliye edildiğini, yapılan yargılama sonucunda görevi kötüye kullanma suçundan 5 ay hapis cezası alıp hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına karar verildiğini, diğer suçlardan da beraat ettiğini, haksız yargılama nedeniyle görevinden ihraç edildiğini, hakkında haberler yapıldığını, maddi ve manevi zararının bulunduğunu, bu nedenle 500.000,00 TL maddi, 1.500.000,00 TL manevi tazminata yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.

2.Davalı vekili 19.11.2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılıp açılmadığının tespit edilerek süresinde açılmamış ise reddi gerektiğini, davacı hakkında mahsup kararının bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, davacının gözaltına alınması ve tutuklanmasında ihmalinin bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu, davacının zararını belgelendirmesi gerektiğini, öne sürmüştür.

3.Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 10.09.2019 tarihli ve 2018/528 Esas, 2019/351 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

4.Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 27.01.2020 tarihli ve 2019/1940 Esas, 2020/116 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacının istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

5.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17.11.2021 tarihli tebliğnamesi ile davacının temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanmasını talep etmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacının temyiz istemi;
5271 sayılı Kanunun 141 inci madde birinci bendi f fıkrası uyarınca mahkum olup da gözaltı ve tutuklukta geçirdiği süreleri hükümlülük sürelerinden fazla olanların tazminat hak kazanacağını, kendisinin de tutukluluk süresinden hükümlülük süresinden fazla olduğundan tazminata hak kazanacağını, suç vasfının değişmesi gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bilirkişinin görevini icra edemediğini, itiraz edilmesine rağmen mahkemece itirazın değerlendirilmediğini, istinaf merciinin taleplerini değerlendirmediğini, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, belirtmiştir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Davacının tazminata esas … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/99 Esas – 2018/3 Karar sayılı dava dosyasında görevini kötüye kullanmak suretiyle bir kimseyi fuhuşa teşvik etmek veya yaptırmak veya aracılık etmek veya yer temin etmek, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak suçlarından yargılandığı, 04.06.2013 – 15.05.2014 tarihleri arasında gözaltı ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda çıkar amaçlı suç örgütü yöneticiliği, fuhuş ve rüşvet alma suçlarından beraatine karar verildiği, görevi kötüye kullanma suçundan ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 24.01.2018 tarihinde kesinleştiği ve davanın 5271 sayılı Kanunun 142 nci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı, davacının tutuklanmasına konu olay nedeni ile açılan kamu davası sonucunda değişen suç vasfına göre görevi kötüye kullanma suçundan cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinden, 5271 sayılı Kanun 141 maddesi uyarınca koşulları oluşmayan davacının tazminat davasının reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince verilen kararla ilgili olarak, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/99 Esas – 2018/3 Karar sayılı dava dosyasında görevini kötüye kullanmak suretiyle bir kimseyi fuhuşa teşvik etmek veya yaptırmak veya aracılık etmek veya yer temin etmek, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, rüşvet suçlarından yargılandığı, 04.06.2013 – 15.05.2014 tarihleri arasında 345 gün gözaltı ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda çıkar amaçlı suç örgütü yöneticiliği, fuhuş ve rüşvet alma suçlarından beraatine karar verildiği, görevi kötüye kullanma suçundan ise 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 24.01.2018 tarihinde kesinleştiği ve davanın 5271 sayılı Kanunun 142 inci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

Davacı vekilinin temyiz talebi yönünden;
Davacı hakkında, mahkeme kararında belirtilen 5 yıllık denetim süresi sonunda davanın düşmesine ya da beraatine karar verilmesi halinde tazminat şartlarının değerlendirilmesinin mümkün olduğu, dairemiz incelemesi sırasında denetim süresinin dolduğu gözetilerek,bu kapsamda davacı hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına ilişkin 5 yıllık denetim süresinin sonucunda ne şekilde karar verildiği araştırılıp, düşme kararı verilmiş ise, davacının tutuklulukta geçirmiş olduğu sürenin, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen dosyadaki ceza miktarından fazla olduğu, böylelikle davacının fazladan tutuklulukta geçirdiği süreler bakımından tazminata hak kazanabileceği, davacının beraatine karar verildiğinin anlaşılması halinde ise tutuklu kaldığı süreye ilişkin maddi ve manevi tazminata hak kazanacağı gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm tesisi hukuka aykırı bulunmuş ve bu nedenle tebliğnamede onama isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünün (A) nolu paragrafında açıklanan nedenle davacının temyiz istemi yerinde görüldüğünden Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 27.01.2020 tarihli ve 2019/1940 Esas, 2020/116 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 18.09.2023 tarihinde karar verildi.