Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/8643 E. 2023/2369 K. 03.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8643
KARAR NO : 2023/2369
KARAR TARİHİ : 03.07.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/229 E., 2019/222 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 09.05.2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; “… adına kayıtlı olan müvekkili tarafından ticari faaliyetlerinde kullanılmak üzere kiralanan… ve … plaka sayılı tır ve dorsesine suça karıştığı iddiasıyla 04.10.2107 tarihinde el konulduğunu, el koyma kararına istinaden araçların kaydına şerh işlenerek ve yediemin otoparkına çekildiğini, bölge adliye mahkemesinin 16.01.2019 tarihli kararıyla aracın iadesine karar verildiği, kararın kesinleşmesi üzerine 28.03.2019 tarihinde tarihinde aracın … sahibi tarafından iade alındığını, el koyma kararının haksız olduğunun tespit edildiğini, davacının el koyma kararına konu araçları kiralayarak ihale yoluyla üstlendiği işte kullandığından doğrudan zarar gördüğünü belirterek haksız el koyma nedeniyle 500.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminatın el koyma tarihten tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini” talep etmiştir.

2. Davalı vekili 20.06.2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “davanın süresinde açılmadığını, tazminat talebinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, istenilen tazminat miktarlarının yüksek olduğunu, davanın reddi gerektiğini” beyan etmiştir.

3. Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesinin, 01.10.2019 tarihli ve 2019/253 Esas 2019/364 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

4. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesinin, 19.12.2019 tarihli ve 2019/229 Esas 2019/222 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 02.11.2021 tarihli, davacı vekilinin temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanması görüşünü içerir tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi; tazminata konu araçların … adına kayıtlı olduğu, dosyaya sunulan faturalardan da anlaşılacağı üzere bu araçların davacı tarafından kendi ticari faaliyeti için kullanılmak üzere kiralandığı ve davacının aracın zilyedi olduğu, davanın reddi kararının hukuka aykırı olduğuna ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince; Mahkememize açılan iş bu tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonucunda; dava dilekçesi, cevap dilekçesi, ile soruşturma-kovuşturma dosyasındaki bilgi-belgeler ile mahkememizce getirtilen diğer belgeler ve tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; somut olayda el koyma kararı verilen taşıtın … adına ruhsatlı olduğu, davacının ise adı geçenden bu taşıtı kiralayan kişi durumunda olduğu belirgindir. Yasal düzenlemede eşya sahibinin dava açabileceği açıkça belirtildiğinden eşya sahibi durumunda bulunmayan davacının taşıta el koyma işlemi nedeniyle maddi tazminat istemesi hukuken olanaklı değildir. Manevi tazminat yönünden ise taşıtın maddi eşya durumunda bulunduğu maddi eşyaya el konulmasından dolayı tazminat hukuku ilkelerine göre manevi tazminat istenemeyeceği nedeniyle manevi tazminat istenmesi de hukuken olanaklı değildir. Açıklanan nedenler ile davanın reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince; vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasına ilişkin yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye, kararda usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmamasına, delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmamasına, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olmasına ve incelenen dosya kapsamına göre; yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/662 Esas 2018/188 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, … ve … plaka sayılı tır ve dorsenin Diyarbakır Açık Ceza İnfaz Kurumunda üretilen ürünlerin iş yurtları satış noktalarına dağıtımı için suç tarihinde kullanılmaktayken araçta yapılan aramada toz esrar taşıdığının tespit edilmesi üzerine Eskişehir 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 04.10.2017 tarihli 2017/5065 sayılı D.iş sayılı kararıyla uyuşturucu madde ticareti suçunun işlenilmesinde kulanılması sebeiyle el konulmasına karar verildiği, el koyma tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK’nın 141 vd. maddelerinin yürürlükte olduğu anlaşılmıştır.

Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
CMK’nın 141-j maddesinde; “Eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı halde elkonulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer malvarlığı değerleri amaç dışı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen kişiler, maddî ve manevî her türlü zararlarını, Devletten isteyebilirler.” düzenlenmesi bulunmaktadır.

Davacının 500.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminatın el koyma tarihinden itibaren işleyecek faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, tazminata konu tır ve dorsenin dava dışı … adına kayıtlı olduğu, söz konusu … içerisinde uyuşturucu madde bulunması nedeniyle … şoförü … ve … hakkında uyuşturucu madde ticaretinden dava açıldığı, ilk derece mahkemesince her iki sanığın mahkumiyetine karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 16.01.2019 tarihli kararı ile … mahkumiyetine, … beraatine, suçta kullanılmayan … plakalı dorse ve suçta kullanılan… plakalı tırın tasfiye edilmediği takdirde sahibine iadesine karar verildiği, kararın 22.03.2019 tarihinde kesinleştiği, Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.03.2019 tarih ve 2017/662 Esas sayılı kapsamında aracın iadesi için Eskişehir CBS’ye müzekkere yazıldığı, 28.03.2019 tarihinde tarihinde tır ve dorsenin dava dışı kayıt maliki tarafından iade alındığı anlaşılmıştır.

Davacı vekili tarafından dava konusu tır ve dorsenin kendi ticari faaliyeti için kullanılmak üzere kiralandığı ve davacının aracın zilyedi olduğu iddia edilerek dayanak olarak bir kısım faturaların ibraz edildiği, dosyaya sunulan faturaların incelenmesinde ; araçların kayıt maliki … tarafından davacı … adına nakliye bedeli olarak düzenlenen faturaların bir kısmının el koyma tarihinden sonra düzenlendiği, el koyma tarihinden önce düzenlenenlerin ise 27.02.2017, 23.03.2017 ve 21.06.2017 tarihli faturalar olduğu, davacı tarafından el koyma tarihinde kayıt maliki ile aralarında uzun süreli kira sözleşmesi bulunduğuna dair bir iddianın da bulunmadığı, dosyaya buna ilişkin bir belgeninde sunulmadığı, tazminata konu tır ve dorsenin davacı tarafından farklı tarihlerde davadışı kayıt malikinden kiralandığı anlaşılmış ise de davacının ticari faaliyetini başka araçlar kiralamak suretiyle de devam ettirebileceği, UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede aracın kayıt maliki … tarafından dava konusu el koyma işlemi nedeniyle el koyma süresince aracını kiraya veremediği için gelir kaybına maruz kaldığı iddiasıyla maddi ve manevi tazminat davasının da açıldığı anlaşılmakla; davacının dava konusu el koyma işlemine karşı tazminat talebinin CMK’nın 141. maddesindeki şartların taşımadığı, davacının el koyma işlemi nedeniyle uğradığını iddia ettiği maddi kaybını davalıdan talep edemeyeceği, haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmayacağı da dikkate alınarak; bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesinin, 19.12.2019 tarihli ve 2019/229 Esas 2019/222 Karar sayılı kararında davacı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.07.2023 tarihinde karar verildi.