YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8627
KARAR NO : 2023/2348
KARAR TARİHİ : 03.07.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/235 E., 2019/225 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
KARAR : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi
İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 21.05.2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; “Müvekkilin beraatine karar verilen ceza dava dosyası kapsamında 26.06.2015 – 18.12.2015 tarihleri arasında haksız olarak 5 ay 22 gün gözaltında ve tutuklu kalması sebebiyle oluşan zararının karşılığı olarak 30.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın yakalama – tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini arz ve talep ederim.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
2. Davalı vekili 11.06.2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “Davanın süresinde, yetkili ve görevli mahkemede açılıp açılmadığı, müvekkil idareye husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği araştırılmalıdır. Davacıya uygulanan koruma tedbiri sebebiyle Hazineye kusur izafe edilemez. Tazminat davalarında zenginleşme sonucu doğurmayacak makul bir miktarın mahkemece saptanması gerekir. Faiz talebi yersizdir. Vekalet ücreti takdirinde yürürlükte bulunan mevzuat dikkate alınmalı ayrıca reddedilen kısım üzerinden Hazine lehine vekalet ücretine hükmedilmelidir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
3. Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 17.09.2019 tarihli ve 2019/293 Esas, 2019/463 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
4. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesinin, 19.12.2019 tarihli ve 2019/235 Esas, 2019/225 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurularının düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.
5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 02.11.2021 tarihli ve 2020/20895 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdii edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi; hükmedilen tazminat miktarlarının azlığına, ilişkindir.
III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Dosyada toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının yağmaya teşebbüs, terör örgütüne üye olma, suç işlemek için kurulan örgüte üye olma suçlarından yargılandığı, 26.06.2015 tarihinde gözaltına alındığı, 29.06.2015 tarihinde tutuklandığı, 15.12.2015 tarihinde tahliye edildiği, kovuşturma sonucunda Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.01.2019 tarih, 2018/957 esas, 2019/9 karar sayılı kararı ile beraat ettiği, beraat kararının 26.02.2019 tarihinde kesinleştiği, gözaltında ve tutuklulukta kaldığı sürelerin mahsuba konu edilmediği, tutuklulukta geçirdiği sürelerin 29.06.2015 – 15.12.2015 tarihlerinde fiilen infaz gördüğü, 15.12.2015 tarihinde Ergani 1. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından hükmedilen hapis cezasının infazına başlanıldığı, gözaltında ve tutuklulukta kaldığı sürelerin mahsuba konu edilmediği, beraat kararının davacıya tebliğ edildiğine ilişkin belgeye rastlanılmadığı, davanın yetkili mahkemede süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacının gözaltında ve tutuklulukta kaldığı sürelerde sabit düzenli bir gelirinin bulunduğu tespit edilemediğinden gözaltında ve tutuklu kaldığı süreler için uğradığı maddi zarar gözaltında ve tutuklu kaldığı dönemdeki net asgari ücret tarifesi üzerinden yapılan hesaplama sonucunda maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 5.727,84 TL maddi tazminatın 29.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp, davacıya verilmesine; davacının üzerine atılı suçların niteliği, sosyo-kültürel durumu, uzun süren gözaltı ve tutukluluk süresi gözetilerek hak ve nefaset kuralları çerçevesinde zenginleşmeye sebep olmayacak şekilde manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın 29.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp, davacıya verilmesine, fazlaya dair istemlerin reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Davacıya ödenecek tazminata gözaltı tarihi olan 26.06.2015 yılından itibaren yasal faiz uygulanması gerekirken hatalı uygulama ile 29.06.2015 yılından itibaren uygulanması,
Haksız koruma tedbiri nedeniyle açılan tazminat davalarında, davacının maddi zararının; sabit ücretli çalışan olması halinde aylık ücret veya geliri, işsiz olması veya gelirinin asgari ücret altında olması halinde ise gözaltı veya tutuklu kalınan döneme ait net asgari ücret üzerinden hesap edilmesi gerektiği, hesap yapılırken, gözaltı ya da tutuklulukta geçirilen her bir ayın kaç gün çektiğine bakılmaksızın, davacının aylık ücret yada geliri ne ise her takvim ayı için o miktarda davacı lehine tazminata hükmedilmesi gerektiği, tam ay dışındaki artık günlerde ise davacının aylık ücret ya da gelirinin o ayın gün sayısına bölünüp bulunan neticenin gözaltı ya da tutuklulukta geçirilen gün sayısı ile çarpılmak suretiyle hesap edilmesinin gerektiği dikkate alındığında; 5.612,74 TL’nin maddi tazminat olarak davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken, hatalı hesaplama yapılarak maddi tazminatın 5.727,84 TL olarak tayin edilmesi,
Davacıya ödenecek olan vekalet ücretinin de yukarıda belirtilen tazminat miktarı uyarınca hesap edilmesi gerekirken hatalı olarak 1.887,34 TL olarak belirlenmesi,
Kanuna aykırı bulunarak; hükmün (1) numaralı fıkrasında yazılı “5.727,84 TL ” ibaresi ve “29/06/2015” yerine “5.612,74 TL” ve “26/06/2015”, (3) numaralı fıkrasında yazılı “1.887,34 TL” ibaresi yerine “1.873,53 TL” ibaresinin yazılması suretiyle suretiyle düzeltilerek istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/957 E., 2019/9 K. sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 26.06.2015 – 29.06.2015 tarihleri arasında 3 gün gözaltında, 29.06.2015 – 18.12.2015 tarihleri arasında 172 gün tutuklu kaldığı, tutukluluğun 169 gün infaz gördüğü, yapılan yargılama sonunda beraatine karar verildiği, beraat hükmünün 26.02.2019 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye dava açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin temyiz isteği yönünden;
1.Gözaltında ve tutuklu kaldığı dönem içerisindeki maddi zararını ücret bordrosu gibi itibar edilebilecek bir belgeyle ispatlayamayan davacı lehine tutuklu kaldığı dönemde 16 yaşından büyükler için geçerli net asgari ücret üzerinden maddi tazminatın hesaplanmasında hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2.Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nefaset ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak ve emsal uygulamaların da altında olacak şekilde eksik manevi tazminata hükmolunması, hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünün (2) numaralı paragrafında açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesinin, 19.12.2019 tarihli ve 2019/235 Esas, 2019/225 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.07.2023 tarihinde karar verildi.