YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8586
KARAR NO : 2023/2292
KARAR TARİHİ : 21.06.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi
İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 18.12.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; “Müvekkilinin uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti yapmak suçundan 30.06.2017 tarihinde gözaltına alındığı ve çıkarıldığı mahkemece tutuklandığını, müvekkilinin 31.10.2017 tarihine tahliye olduğunu, yapılan yargılama neticesinde beraat kararı verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, müvekkilinin ceza dosyasında kendisini vekil olarak temsil etmesi için özel vekil tuttuğunu ve dosya için 10.000TL ödeme yaptığını belirterek ; haksız koruma tedbiri nedeniyle 100.000 TL maddi ve 250.000 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini” talep etmiştir.
2. Davalı vekili 17.01.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “derdestlik ve zamanaşımı itirazlarının olduğunu, tazminat isteme koşullarının oluşmadığını, davanın reddi gerektiğini” beyan etmiştir.
3. Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 07.09.2018 tarihli ve 2018/13 Esas 2018/211 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
4. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 10.01.2020 tarihli ve 2018/3373 Esas 2020/50 Karar sayılı kararı ile düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 14.11.2021 tarihli, davacı vekilinin temyiz isteminin esastan reddi görüşünü içerir tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi; hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının düşük olduğuna ilişkindir.
III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince; Davacı …’in “Uyuşturucu ve Uyarıcı Madde Ticareti Yapma veya Sağlama” suçu nedeniyle 30.06.2017 tarihinde gözaltına alındığı, akabinde aynı gün 30.06.2017 tutuklandığı, 31.10.2017 tarihinde tahliye edildiği, yapılan yargılama neticesinde Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 31.10.2017 tarih ve 2017/347 Esas ve 2017/315 Karar sayılı ilamı ile davacının beraatine karar verildiği, davacı yönünden 08.11.2017 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği, 17.11.2017 tarihinde kesinleşme şerhi düşüldüğü anlaşılmıştır.
06.09.2018 tarihli bilirkişi raporuna göre; davacının tutuklu kaldığı 30.06.2017 – 31.10.2017 tarihleri arasında gelir elde edememesinden kaynaklı gerçek net maddi zararının hafta, dini ve milli bayram tatil günleri indirilmeden toplam 5.255,12 Türk Lirası olduğu tespitinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bu nedenlerle, toplanan deliller, yargılama dosyaları birlikte incelendiğinde, davacının haksız tutukluluktan doğan maddi ve manevi tazminat talebinin kısmen yerinde olup yasal koşulları taşıdığı, fazlaya ilişkin talebin reddi ile 5.255,12 TL maddi tazminat ile davacının tutuklulukta kaldığı süre, üzerine atılı eylemin niteliği, sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak mahkemece takdir edilen 10.000,00 (onbin) TL manevi tazminatın CMK’nın 141-145 maddeleri gereğince davalı hazineden alınarak davacıya verilmesine, maddi-manevi tazminat yönünden haksız işlem tarihi olan 30.06.2017 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince; gerekçeli karar başlığında dava türünün ”koruma tedbirleri nedeniyle tazminat” yerine, ”tazminat” olarak yazılması ise mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiş, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair istinaf itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak;Yargıtay 12. Ceza Dairesinin yerleşmiş ictihat kararlarına göre ceza dosyasında beraat etmesi nedeniyle davacı lehine maktu vekalet üceretine hükmolunması gerekmekte ise de, ait olduğu davada hüküm altına alınması gereken vekalet ücretinin, yargılama giderleri kapsamında olduğu ve asıl davada bağımsız olarak dava konusu yapılamayacağı, maktu vekalet ücretini aşan ve serbest meslek makbuzu ile ispatlanan kısmın ise davacı ile avukat arasında hukuki ilişkiye dayandığı, bu nedenle koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamında değerlendirilemeyeceği şeklinde ictihatları da nazara alınarak, maddi tazminat miktarı belirlenirken, aylık net gelirini resmi bir belge ile ispat edemeyen davacının, vasıfsız bir işçi olduğu değerlendirilerek, tutuklulukta kaldığı dönemdeki net asgari ücret nazara alınıp, gözaltına alındığı veya tutuklandığı ilk gün hesaba katılmak ve tahliye edildiği gün dikkate alınmamak suretiyle, haksız tutuklulukta kalınan sürelerin ay ve günü üzerinden hesaplanacak 5.613,24 TL’nin maddi zarar olarak ödenmesine karar verilmesi gerekirken, mahkemece, hatalı hesaplama yapan bilirkişi raporundaki miktar hükme esas alınarak, maddi tazminatın ve buna bağlı olarak vekalet ücretinin eksik tayini,
Hukuka aykırı ve istinaf itirazları bu nedenle yerinde görülmüş ise de bu aykırılığın Anayasanın 141/son, CMK 280/1-a, 303/1-h ve HMK’nın 353/1.b.2 maddeleri uyarınca düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğu ve yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm fıkrasındaki maddi tazminata ve vekalet ücretine ilişkin “5.255,12 TL” ve “1.830,61 TL” ibareleri hükümden çıkartılarak yerlerine sırasıyla “5.613,24 TL” ve “1.873,58 TL” ibareleri yazılmak suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Kocaeli 3.Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/347 Esas 2017/315 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan 30.06.2017-31.10.2017 tarihleri arasında 4 ay 1 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 08.11.2017 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK’nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.
Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
1. Tutuklandığı dönem içerisindeki maddi zararını ücret bordrosu, vergi kaydı, gelir vergisi beyannamesi gibi itibar edilebilecek bir belgeyle ispatlayamayan davacıya tutuklu kaldığı dönemde 16 yaşından büyükler için geçerli net asgari ücret üzerinden hesaplanan miktarın maddi tazminat kapsamında davacıya ödenmesine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Yargıtay İçtihadı birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 29.05.195729.05.1957 tarih ve 1957/4 Esas ve 1957/16 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararında da açıklandığı üzere vekalet ücreti yargılama giderlerindendir. Buna göre karşı tarafa yüklenmesi gereken vekalet ücretinin bağımsız bir varlığı olamayacağından ayrı bir dava konusu da yapılamayacaktır. Davacının kendi vekili ile yaptığı ve sadece tarafları bağlayan ücret sözleşmesi niteliğindeki vekalet akdi uyarınca ödenmesi kararlaştırılan bedelin kuruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetilmelidir.
Anılan içtihadı birleştirme kararı ve yerleşik Yargıtay uygulamaları nazara alındığında, tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyasında beraat etmiş olması nedeniyle davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmolunması gerektiği, maktu vekalet ücretini aşan ve serbest meslek makbuzu ile ispatlanan kısmın ise davacı ile avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayandığı, bu nedenle koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, maddi tazminat hesabına dahil edilmemesinde isabetsizlik görülmemiştir.
3. Davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltı süresi, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nesafet kurallarına uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespit edildiği anlaşıldığından davacı hakkında hükmedilen manevi tazminat miktarında isabetsizlik görülmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 10.01.2020 tarihli ve 2018/3373 Esas 2020/50 Karar sayılı kararında davacı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Van 3. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.06.2023 tarihinde karar verildi.