Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/8537 E. 2023/2032 K. 06.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8537
KARAR NO : 2023/2032
KARAR TARİHİ : 06.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 18.12.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti suçundan 30.06.2017 tarihinde gözaltına alınarak tutuklandığını, 26.09.2017 tarihinde tahliye edildiğini, yapılan yargılama neticesinde beraat ettiğini, ceza davasında kendisini avukat ile temsil ettirmesi nedeniyle 10.000,00 TL avukatlık ücreti ödediğini ve tutuklama nedeniyle maddi ve manevi zarar uğradığını beyan etmiş, 100.000,00 TL maddi ve 250.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili 17.01.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde olup olmadığının ve mükerrer dava olup olmadığının araştırılması gerektiğini, davacının tutuklamaya kendisinin sebep olduğunu, talep edilen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, manevi zarar oluşmadığını, davacının maddi tazminat talebi bakımından tutuklanmadan önce ne işle iştigal ettiğinin araştırılması gerektiğini, davacının davaya muvafakatinin olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini ve davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.

3. Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 06.09.2018 tarihli ve 2018/11 Esas, 2018/213 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 10.01.2020 tarihli ve 2018/3360 Esas, 2020/49 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

5.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 10.11.2021 tarihli tebliğnamesi ile temyiz talebinin esastan reddi ile hükmün onanmasını talep etmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi; avukatlık ücretinin maddi tazminata dahil edilmesi gerektiğine ve eksik maddi ve manevi tazminata hükmolunduğuna ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Iğdır 2. Ağır Ceza Mahkemesi gerekçesinde “Davacı …’in “uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti yapmak” suçu nedeniyle 30/06/2017 tarihinde gözaltına alındığı çıkarıldığı Kocaeli 1.Sulh Ceza Hakimliği tarafından aynı gün 30/06/2017 tarihinde tutuklandığı ve 26/09/2017 tarihinde tahliye edildiği, Yapılan yargılama neticesinde Kocaeli 3.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 31/10/2017 tarih ve 2017/347 Esas ve 2017/315 Karar sayılı ilamı ile Davacının beraatine karar verildiği, davacı yönünden 08/11/2017 tarihinde İstinaf edilmeksizin kesinleştiği, 17/11/2017 tarihinde kesinleşme şerhi düşüldüğü anlaşılmıştır.

… davacının tutklulukta kaldığı tarih bakımından CMK hükümleri uygulanacaktır.
Yapılan değerlendirmede; davacının süresi içerisinde dava açtığı, tazminat isteminin CMK’nın 142. maddesindeki koşulları taşıdığı anlaşılmıştır.

… davacının gözaltında kaldığı sürenin başka bir dosyadan mahsup edildiğine veya tazminat davasına konu yapılıp yapılmadığına, davacının gözaltında geçirdiği süre ile ilgili infaza ilişkin ilişkin herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı … anlaşılmıştır.

… Maddi tazminat hesaplanırken Yargıtay 12 CD’nin 14.02.2013 tarih, 2012/32706 Esas, 2013/3242 Karar sayılı ”belirli işi olmayan ve meslekleri olmakla birlikte kazanç tutarlarını kanıtlayamayanların maddi zararlarının tutuklu kalınan süre içerisinde yürürlükte bulunan asgari ücret esas alınarak hesaplanması” şeklindeki içtihadı göz önünde buundurulmuştur. Bu itibarla yapılan yargılama, alınan bilirkişi raporu ile belirlenen ve davacının ekonomik ve sosyal durumu dikkate alınarak 3771,82 TL maddi tazminata hükmedilmiştir.

Manevi tazminat hesaplanırken Yargıtay CGK’nın 12/04/2011 tarih, 52 – 10407 sayılı ve “manevi zarar, haksız eylem nedeniyle kişilik haklarında meydana gelen ihlalden ibarettir. Yakalanan veya tutuklanan kişinin aile ve iş çevresinde sosyal ilişkilerinde itibarının sarsılması, bu ilişkilerden tecrit edilmesi dolayısıyla duyduğu elem ve ıstırap ,yakınlarından uzaklaşması nedeniyle hasret çekmesi ve ruhsal sıkıntılara uğruması, yargılama süreci içerisinde yargı ortamında bulunmanın verdiği sıkıntılar, cezaevinde bulunmanın verdiği sıkıntılar gibi hususlan manevi zararın mahiyetini açıklamaktadır. Yine bu olay nedeniyle kişinin ailesini veya dostluk ilişkisini kaybetmesi muhtemeldir. Maddi tazminatla kişinin uğradığı gelir kaybı, ödedikleri avukatlık ücreti ve yol giderleri gibi masrafların giderilmesi amaçlanırken manevi tazminatla kişinin sosyal çevresinde itibarının sarsılması, özgürlüğünden yoksun kalması nedeniyle duyduğu elem, ıstırap ve ruhsal sıkıntının bir ölçüde giderilmesi gerekmektedir.’ şeklindeki içtihadı göz önünde bulundurulmuştur.

Tüm bu açıklamaların ışığında; davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılan suçun niteliği,tutuklanmasına neden olan olayın oluş şekli, tutuklulukta geçirdiği süre ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, zenginleşme sonucu doğurmayacak şekilde hak ve nesafet kurallarına uygun 7500 TL manevi tazminata karar verilmiştir

… maddi-manevi tazminat yönünden haksız işlem tarihi olan 30/06/2017 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine … karar verilmiştir. ” denilmektedir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince maddi tazminat miktarının 4.024,97 TL’ye yükseltilmesi ve manevi tazminatın 6.000,00 TL’ye indirilmesi ve vekalet ücretinin 1.202,99 TL olarak değiştirilmesi suretiyle düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Tazminat talebinin dayanağı olan Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/347 Esas – 2017/315 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan 30.06.2017 – 26.09.2017 tarihleri arasında 88 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 08.11.2017 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 142 inci maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 29.05.1957 tarihli, 1957/4 Esas, 1957/16Karar sayılı içtihadı birleştirme kararında da açıklandığı üzere; vekalet ücreti yargılama giderlerindendir. Buna göre karşı tarafa yüklenmesi gereken vekalet ücretinin bağımsız bir varlığı olamayacağından ayrı bir dava konusu da yapılamayacaktır. Davacının, kendi vekili ile yaptığı ve sadece tarafları bağlayan ücret sözleşmesi niteliğindeki vekalet akdi uyarınca ödenmesi kararlaştırılan bedelin koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamında değerlendirilmeyeceği gözetilmelidir.

Anılan ve yerleşik Yargıtay uygulamaları nazara alındığında, tazminat talebinin dayanağını oluşturan ceza dava dosyasında beraat etmiş olması nedeniyle davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmolunması gerektiği, maktu vekalet ücretini aşan ve serbest meslek makbuzu ile ispatlanan kısmın ise davacı ile avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayandığı, bu nedenle koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamına dahil edilemeyeceği anlaşıldığından davacı vekilinin ceza davasında dolayısıyla davacının ödemek zorunda kaldığı vekalet ücretinin de maddi zarar hesabında göz önünde bulundurulması gerektiğine yönelik temyiz istemi yerinde görülmemiştir.

3. Asgari ücreti aşan bir geliri olduğunu belgeleyemeyen davacı lehine asgari ücret üzerinden hesaplanan maddi tazminat miktarında isabetsizlik görülmemiş olup, davacı vekilinin bu hususa ilişkin temyiz istemi yerinde görülmemiştir.

4. Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda eksik manevi tazminata hükmolunması hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünün (4) numaralı bendinde açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 10.01.2020 tarihli ve 2018/3360 Esas, 2020/49 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.06.2023 tarihinde karar verildi.