YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8522
KARAR NO : 2023/2030
KARAR TARİHİ : 06.06.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi
İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 06.08.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan 06.02.2014 tarihinde tutuklandığını, Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/163 Esas 2015/21 Karar sayılı dosyasında istismar suçundan cezalandırıldığını, Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 13/02/2017 tarih 2016/10551 Esas 2017/613 Karar sayılı bozma ile hükmün bozularak iade edildiğini, Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/145 Esas 2017/220 Karar sayılı kararı ile müvekkili hakkında beraat kararı verildiğini, verilen kararın Yargıtay ilamı ile onanarak kesinleştiğini, davacının 06.02.2014 – 13.02.2017 tarihleri arasında 3 yıl 7 gün tutuklu kaldığını, tekstilde makina ustası olarak çalıştığını, hem maddi hem manevi zarara uğradığını, yakın iş çevresinde olumsuz imaj doğmasına neden olduğunu, kendisinin ve ailesinin derin elem ve ıstırap duyduklarını, tutuklanmadan önce sigortalı olarak matbaada çalıştığını, asgari ücretten bir hayli yüksek maaş almasına rağmen SGK primlerinin asgari ücretten yatırıldığını, tutukluluğun kendisinde kalıcı, büyük ve derin manevi zararlar yarattığını, bu nedenlerle daha sonra artırılmak üzere 5.000,00 TL maddi ve 400.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı 28.01.2019 tarihli dilekçe ile maddi tazminat talebini 39.332,38 TL olarak ıslah etmiştir.
2. Davalı vekili 04.09.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının maddi ve manevi tazminat talebi yasaya aykırı olduğundan reddi gerektiğini, yetki ve mükerrer dava olup olmadığı yönünden araştırılma yapılması gerektiğini, davaya esas kararın kesinleşmediğini, davanın kanunla belirlenen süre içinde açılmadığını, davacının tazminat isteminin hukuki dayanağının bulunmadığını, talep edilen maddi ve manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu ve davanın reddini talep ettiklerini beyan etmiştir.
3. Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesinin, 19.04.2019 tarihli ve 2018/381 Esas, 2019/280 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
4. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 17.12.2019 tarihli ve 2019/3559 Esas, 2019/4537 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.
5.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 04.11.2021 tarihli tebliğnamesi ile temyiz isteminin esastan reddini talep etmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Davacı vekilinin temyiz istemi; hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının düşük olduğuna ilişkindir.
2. Davalı vekilinin temyiz istemi; davanın reddine karar verilmesi gerektiğine ve hükmedilen tazminat miktarının fazla olduğuna ilişkindir.
III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesi gerekçesinde “Tazminat davasına dayanak olan dava dosyasında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçlaması ile 06/02/2014 tarihinde tutuklanan ve yapılan yargılama sonunda mahkumiyetine karar verilip tutukluluğu devam ederken hakkındaki hükmün 13/02/2017 tarihinde Yargıtay 14.Ceza Dairesince bozulunca 13/02/2017 tarihinde tahliye edilen ve bozma ilâmına uyan yerel mahkemenin hakkında verdiği beraat kararı 18/06/2018 tarihinde kesinleşen davacı, tutuklanmadan önce tekstil işinde çalışıp düzenli bir gelire sahip olduğu, iş çevresinde haksız bir imaj doğmasına neden olunduğu, ailesinin ve kendisinin derin elem ve ıstıraba dûçar olduğu, tutuklanmadan önce matbaada asgari ücretten yüksek bir maaşla sigortalı olarak çalışmasına rağmen asgari ücretten sigortasının yatırıldığı fakat hesaplamada emsal matbaa çalışanı ücretinin esas tutulması gerekçesiyle, 39.332,28 TL maddi 400.000 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte hazineden alınarak kendisine verilmesini talep etmiştir.
Hesap bilirkişisinden alınan 25/01/2019 tarihli rapora göre davacının hürriyetinden mahrum kaldığı 06/02/2014 – 13/02/2017 tarihleri arasında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca düzenlenen asgarî ücret tarifesi esas alınarak hesaplanan maddî zararının 39.332,38 TL olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce bilirkişi raporuna muvafık olarak talebin kısmen kabulüyle 39.332,38 TL maddi tazminata hükmedilip,
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gereken manevi tazminatın değerlendirilmesinde, davacının münhasır özellikleri de nazara alınarak, hürriyetinden mahrum kaldığı dönem için 78.000 TL manevî tazminat takdir edilip aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” denilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince maddi tazminat miktarının 38.653,98 TL’ye ve manevi tazminat miktarının 60.000,00 TL’ye indirilmesi suretiyle düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/145 Esas – 2017/220 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının çocukların cinsel istismarı suçundan 06.08.2018 – 13.02.2017 tarihleri arasında 1103 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 18.06.2018 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 142 inci maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.
A.Davacı vekilinin temyiz sebeplerine yönelik olarak
1. Asgari ücreti aşan bir geliri olduğunu belgeleyemeyen davacı lehine asgari ücret üzerinden hesaplanan maddi tazminat miktarında isabetsizlik görülmemiş olup, davacı vekilinin bu hususa ilişkin temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
2. Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda eksik manevi tazminata hükmolunması hukuka aykırı bulunmuştur.
B.Davalı vekilinin temyiz sebeplerine yönelik olarak
1. Davacının tutuklu kaldığı suçtan yapılan yargılama neticesinde beraat ettiği, davanın süresinde açıldığı, mükerrer dava bulunmadığı, davacının tutuklama müzekkeresinin infaz gördüğü ve davacının tazminat isteyemeyecek kişilerden olmadığı gözetildiğinde tazminat isteme koşullarının oluştuğu anlaşılmakla, davalı vekilinin davanın reddine karar verilmesi gerektiğine ilişkin temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
2. Asgari ücreti aşan bir geliri olduğunu belgeleyemeyen davacı lehine asgari ücret üzerinden hesaplanan maddi tazminat miktarında isabetsizlik görülmediğinden ve davalı lehine eksik manevi tazminata hükmedilmesi hususu bozma nedeni yapılmış olduğundan, davalı vekilinin hükmedilen tazminat miktarlarının fazla olduğuna ilişkin temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünün (A.2) bendinde açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 17.12.2019 tarihli ve 2019/3559 Esas, 2019/4537 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.06.2023 tarihinde karar verildi.