YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8513
KARAR NO : 2023/2340
KARAR TARİHİ : 03.07.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/3526 E., 2019/4714 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi kararı
İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, davalı vekilinin, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin tebliği üzerinde 24.01.2020 tarihinde verdiği dilekçesinde hükme ilişkin temyiz sebeplerini bildirerek katılma yolu temyiz isteminde bulunduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Davacı vekili 14.06.2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; öğretmen müvekkilinin sarkıntılık yapmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan 20.11.2015 tarihinde tutuklandığını, 13.01.2016 tarihinde tahliye edildiği, yapılan yargılama sonunda hakkında beraat kararı verildiği, haksız olarak tutuklu kaldığı günler için 5.170,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
2.Davalı vekili 11.09.2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; talep edilen tazminat miktarının fazla olduğuna, davacının dava konusu karar nedeniyle uğradığı iddia edilen zararın dayanağının bulunmadığını, davacının zararın mahiyetini ne olduğunu açıklamadığını, kararın kanuna uygun olarak verildiğinden idareye atfedecek kusurun bulunmadığını, davanın reddi gerektiğini, öne sürmüştür.
3.Kırklareli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.05.2019 tarihli ve 2018/358 Esas, 2019/250 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
4.İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 23.12.2019 tarihli ve 2019/3526 Esas, 2019/4714 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davalı vekilinin ve davacı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.
5.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.11.2021 tarihli tebliğnamesi ile davacı vekilinin ve davalı vekilinin temyiz isteminin esastan reddini talep etmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A.Davalı vekilinin temyiz istemi;
Hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğuna, kısmen ret kararı verildiğinden davalı lehine vekalet ücreti verilmesi gerektiğine, ilişkindir
B.Davacı vekilinin temyiz istemi;
Müvekkilinin beraat ettikten sonra başka bir okula görevlendirmesinin yapıldığına, hala psikolojik baskının devam ettiği, mahalle baskısının bulunduğu suçlamanın yüz kızartıcı bir suçlama olduğu ceza evinde zorluklar çektiği, eşine ve çocuklarına karşı çevresel baskıların olduğu, müvekkilinin depresyona girdiği, bu nedenle hükmedilen manevi tazminatın eksik olduğuna, tazminata esas dosyada ödenen vekalet ücretinin maddi zarar olarak verilmesi gerektiğine, haksız tutuklama nedeniyle harcanan paraların ceza evi masraflarının verilmesi gerektiğine, hükmedilen vekalet ücretinin eksik olduğuna, ilişkindir.
III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Davacının Kırklareli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/12 Esas – 2017/117 Karar sayılı dava dosyasında sarkıntılık yapmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan yargılandığı, 20.11.2015 – 13.01.2016 tarihleri arasında tutuklu kaldığı, yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 07.03.2018 tarihinde kesinleştiği ve davanın 5271 sayılı Kanunun 142 inci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı, davacının göreve iade edildikten sonra maaşının kendisine ödendiği, ceza evi masraflarının maddi zarar kapsamında değerlendirilemeyeceği belirlenerek, maddi tazminat talebinin reddine, 1.100,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davalı vekilinin ve davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine, istinaf merci, davacı hakkında hükmedilen manevi tazminatın eksik olduğundan 3.000,00 TL’ye yükseltilerek bu kısımın düzeltilmesi suretiyle, istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin esasını oluşturan Kırklareli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/12 Esas – 2017/117 Karar sayılı dava dosyasında sarkıntılık yapmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan yargılandığı, 20.11.2015 – 13.01.2016 tarihleri arasında 54 gün tutuklu kaldığı, yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 07.03.2018 tarihinde kesinleştiği ve davanın 5271 sayılı Kanunun 142 inci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.
A.Davacı Vekilinin Temyiz Talebi Yönünden;
1.Maddi tazminatın kabul edilmesi gerektiğine yönelik temyiz talebi yönünden;
Yargıtay İçtihatı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 29.05.1957 tarihli, 1957/4 Esas ve 1957/16 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararında da açıklandığı üzere; vekalet ücreti yargılama giderlerindendir. Buna göre karşı tarafa yüklenmesi gereken vekalet ücretinin bağımsız bir vrlığı olamayacağından ayrı bir dava konusu yapılamayacaktır. Davacının kendi vekili ile yaptığı ve sadece tarafları bağlayan ücret sözleşmesi niteliğindeki vekalet akdi uyarınca ödenmesi kararlaştırılan bedelin koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetilmelidir.
Anılan içtihatı birleştirme kararı ve yerleşik Yargıtay uygulamaları nazara alındığında, tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyasında beraat etmiş olması nedeniyle davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmolunması gerektiği, maktu vekalet ücretini aşan ve serbest meslek makbuzu ile ispatlanan kısmın ise davacı ile avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayandığı, bu nedenle koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamına değerlendirilmeyeceği ve davacının cezaevi harcamalarının, haksız tutuklama nedeniyle harcanan paraların 5271 sayılı Kanunun 141 ve devamı maddelerine göre belirlenmesi gereken maddi zarar kapsamında hüküm altına alınamayacağı dikkate alındığında, maddi tazminat hesabına dahil edilmemesinde isabetsizlik görülmemiştir.
2.Hükmedilen manevi tazminatın eksik olduğuna yönelik temyiz talebi yönünden;
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerektiğinden, davacı lehine eksik manevi tazminata hükmedilmesi hukuka aykırı bulunmuş ve tebliğnamede esastan ret isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
B.Davalı Vekilinin Temyiz Talebi Yönünden;
1.Hükmedilen manevi tazminat miktarı yönünden;
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerektiği, davacı lehine de eksik manevi tazminata hükmedildiği, bu nedenle davalı vekilinin manevi tazminatın fazla olduğuna yönelik temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.
2. Karşı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine yönelik temyiz talebi yönünden;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.03.2007 gün ve 2 Esas, 63 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere; koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davalarında, ancak davanın tamamen reddi halinde davalı lehine vekalet ücretine hükmolunabileceğinden, davanın kısmen kabulü halinde davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünün (A-2) nolu paragrafında açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 23.12.2019 tarihli ve 2019/3526 Esas, 2019/4714 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
03.07.2023 tarihinde karar verildi.