YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8468
KARAR NO : 2023/2241
KARAR TARİHİ : 20.06.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi
İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı 18.07.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının 04.07.2008 tarihinde gözaltına alındığını, 09.07.2008 tarihinde tutuklandığını ve 13.10.2008 tarihinde tahliye edildiğini, hakkında suç işlemek için kurulan örgütte yönetici olmak, tehdit, görevi kötüye kullanma, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na muhalefet ve rüşvet suçlarından hakkında dava açıldığını, yapılan yargılama neticesinde suç işlemek için kurulan örgütte yönetici olmak ve rüşvet suçlarından beraatine, diğer suçlar yönünden zamanaşımından kamu davasının düşmesine karar verildiğini, davacının ceza davasında kendisini vekil ile temsil ettirmesi nedeniyle 5.000,00 TL avukatlık ücreti ödediğini, tutuklu kaldığı sürede eksik ödenen maaş için faiz oranı bakımından 6.000,00 TL zararı bulunduğunu, terfi rütbe farkı nedeniyle doğan zararın 246.000,00 TL olduğunu ve üzerine atılı suçlardan ve tutuklamadan dolayı manevi zarara uğradığını beyan etmiş, bu kapsamda 257.000,00 TL maddi ve 300.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 557.000,00 TL tazminatın yasal faizi ile birlikte ödenmesini talep etmiştir.
2. Davalı vekili 07.08.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde olup olmadığının öncelikle incelenmesi gerektiğinden dava süresinde açılmamış ise davanın reddini talep etiklerini, kamu düzeninin gerekliliği için alınan karar sonucu somut delillere dayanılarak işlem yapıldığından tazminat talep edilemeyeceğini, davacının talep ettiği tazminatın fahiş olduğunu, mahrum kalınan bir zararın söz konusu olmadığını, tazminat talebini ve zararı ispatlayacak belgeler sunulmadığını, talep dilekçesinde ceza dava dosyasında avukatına ödenen bedelin talep edilemeyeceğini ve yapılacak yargılama sonucu açılan davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.
3. Giresun 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 13.06.2019 tarihli ve 2018/243 Esas, 2019/343 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
4. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 14.01.2020 tarihli ve 2019/1607 Esas, 2020/82 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davalı vekilinin ve davacı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.
5.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 04.11.2021 tarihli tebliğnamesi ile temyiz talebinin esastan reddini talep etmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacının temyiz istemi; davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğine ilişkindir.
III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Giresun 1. Ağır Ceza Mahkemesi gerekçesinde “Davacı … hakkında … suç işlemek amacı ile örgüt kurmak ve yönetmek suçundan CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine karar verildiği, diğer suçlar yönünden görevsizlik kararı verilerek dosyanın İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği … Görevsizlik kararı üzerine dosyanın İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmekte olduğu sırada 6526 sayılı Yasa ile bu mahkemelerin TMK 10. Maddesi ile görevli mahkemelerin kapatılması nedeniyle dosyanın İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesine devir edildiği … yargılama sonucunda; davacı …’nın “görevi kötüye kullanma, kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanuna muhalefet ve tehdit suçundan CMK’nın 223/8 maddesi gereğince sanık hakkında açılan kamu davalarının ayrı ayrı düşmesine, rüşvet almak ve vermek suçundan CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince beraatine karar verildiği, düşme kararları yönünden hükmün istinaf edilmeden 29/06/2018 tarihinde kesinleştiği, beraat hükmü yönünden kurulan karara yönelik istinaf talebi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesinin 21/11/2018 tarih ve 2018/2496 Esas 2018/3317 Karar sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi üzerine yapılan itiraz nedeniyle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin 19/12/2018 tarih ve 2018/55 D.İş sayılı kararı ile itirazın reddine karar verilerek kesinleştiği anlaşılmıştır.
… Davacı hakkında İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi üyeliğinin 2008/54 sorgu 2008/318 soruşturma nolu 09/07/2008 tarihli tutuklama müzekkeresinin incelenmesinde; davacının “Suç işlemek amacıyla kurulan silahlı örgüte yönetici olmak, silah kaçakçılığı, görevi kötüye kullanmak, halk arasında korku panik yaratmak amacıyla tehdit, kamu görevlisinin suçu bildirmemesi, resmi evrakta sahtecilik, iftira, tehdit, kaygı korku, panik yaratacak şekilde ateş etmek, rüşvet” suçlarından tutuklanmış olduğu, bu suçlardan yeralan “görevi kötüye kullanma, kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanuna muhalefet ve tehdit” eylemlerinden İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/435 Esas 2018/250 karar sayılı ilamı ile zamanaşımı nedeniyle davacı … hakkında CMK’nın 223/8 maddesi gereğince açılan kamu davalarının ayrı ayrı düşme kararı verildiği, CMK’nın 144/1-c maddesi uyarınca düşme kararı verilenlerin tazminat isteyemeyeceklerinin açıkça hüküm altına alındığı, her ne kadar 144/1-c bendinde açıkça zamanaşımı ifadesi yer almamış ise de, madde metninde “genel veya özel af,… gibi” ibaresine yer verildiği, bu nedenle burada kanun koyucunun yaptığı saymanın tahdidi değil tadadi olduğu kanaatine varıldığı, dolayısıyla zamanaşımı nedeniyle düşme kararları verilenlerinde tazminat isteme hakkının bulunmadığı kanaatine ulaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin paragrafın hükme eklenmesi suretiyle düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
1. Tazminat talebinin dayanağı olan İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/435 Esas – 2018/250 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının suç işlemek amacıyla örgüt kurma, rüşvet, görevi kötüye kullanma ve tehdit suçlarından 04.07.2008 – 13.10.2008 tarihleri arasında 101 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve rüşvet suçlarından beraatine, görevi kötüye kullanma ve tehdit suçlarından kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine hükmedildiği, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan verilen beraat hükmünün 21.05.2012 tarihinde, rüşvet suçundan verilen beraat hükmünün ve görevi kötüye kullanma ile tehdit suçlarından verilen düşme hükümlerinin 29.06.2018 tarihinde kesinleştiği, gözaltı ve tutuklama tarihi itibariyle davanın yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’a tabi olduğu anlaşılmıştır.
2. 5271 sayılı sayılı CMK’nın 144/1-c maddesinde genel veya özel af, şikâyetten vazgeçme, uzlaşma gibi nedenlerle hakkında kovuşturmaya yer olmadığına veya davanın düşmesine karar verilen veya kamu davası geçici olarak durdurulan veya kamu davası ertelenen veya düşürülen kişilerin tazminat isteyemeyeceğinin belirtildiği, tazminat istemeyecek hallerin belirlenmesine ilişkin nedenlerin niteliği dikkate alındığında, bu hallerin, suçun işlenmesi sonrası değişen taraf iradelerine ya da devletin tasarruflarına dayalı olarak, sanığa ceza verilmemesini öngören kurumlar olduğu, belirtilen maddede, zamanaşımı nedeniyle davanın düşmesine karar verilmesi halinde, tazminat istenemeyeceğine dair açık bir düzenleme bulunmadığı gibi dava zamanaşımı süresinin dolması halinde düşme kararı verilmesi durumunda, bu hususun, dosyanın tarafı olan sanığın eylemlerinden kaynaklanmaması halinde, haksız yere gözaltında veya tutuklu kalan taraf lehine uğranıldığı iddia edilen maddi ve manevi zarar için makul bir tazminata hükmedilmesi gerektiği göz önünde bulundurulduğunda, tutuklandığı suçların ikisinden beraat edip ikisinden zamanaşımından düşme verilen davacı lehine tutuklandığı tüm suçlardan beraatine karar verilen kişiler hakkında takdir edilen manevi tazminat miktarı kadar olmasa da, makul bir manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünün 2 numaralı paragrafında açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 14.01.2020 tarihli ve 2019/1607 Esas, 2020/82 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca Giresun 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
20.06.2023 tarihinde karar verildi.